Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/838 E. 2023/512 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/838
KARAR NO : 2023/512

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2021
NUMARASI : 2017/420 Esas 2021/198 Karar

DAVACILAR : 1-… – TCK:…
2-… – TCK:…
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … (…) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 11/02/2017 tarihinde davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki, davalı … Genel Müdürlüğüne ait ve davalı … … Sigorta Şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya …’e çarpması neticesinde meydana gelen kazada …’in vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu ve davalıların müvekkilinin zararlarından sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili … için 1.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın, müvekkili … için 1.000,00 TL maddi, 40.000,00 TL manevi tazminatın (maddi tazminatın tüm davalılardan, manevi tazminatın ise yalnızca … ve … Genel Müdürlüğünden) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini istemiştir.
Davacılar vekili 19/10/2020 tarihli dilekçesiyle, davalı … … Sigorta Şirketi ile sulh olduklarını, maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, davaya manevi tazminata ilişkin devam ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin söz konusu olaylara ilişkin hukuki bir sorumluluğu bulunmadığından, davanın müvekkili bakımından reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin … Kurumunda otobüs şoförü olarak çalıştığını, …’in hızla yola çıktığını, hızla karşıya geçmeye çalışan müteveffa …’in son anda otobüsün önüne çıkması nedeniyle dava konusu kazanın gerçekleştiğini, herhangi bir kabul anlamına gelmemek suretiyle davada talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğu, bu bedellerden indirim yapılması gerektiğini, talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin dayandığı trafik kazasında kusursuz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuş, 04/11/2020 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile sulh olduklarından, davacı tarafın davasından feragat etmesi halinde vekalet ücreti talepleri olmadığını belirterek davanın feragat nedeniyle reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde, müvekkiline ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kusuru kabul etmemekle birlikte talep edilen manevi tazminatın da sürücünün ekonomik durumuna göre fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, destekten yoksun kalma tazminatı ve ölüm sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacıların maddi tazminat talebinden feragat etmeleri nedeniyle destek tazminatına ilişkin maddi tazminatın feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, manevi tazminata ilişkin olarak ise; Karayolları Fen Heyetinde görev yapmış emekli 3 kişilik bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen rapor içeriğinde ve Gölbaşı(Ankara) 2. Asliye Ceza Mahkemesine ait 09/05/2019 Tarih ve 2017/274 Esas ve 2019/258 Karar sayılı karar örneği içerisinde olayın oluş şekline ilişkin belirlemeler nazara alındığında, davalı … Genel Müdürlüğüne ait olan ve diğer davalı …’ye sigortalı bulunan otobüsün davalı sürücüsü …’ın kazanın gerçekleşmesinde tali nitelikte, davacılar desteği müteveffa …’in ise asli nitelikte kusurlu olduğunun belirtildiği raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacıların müteveffanın anne ve babası olup, kaza sonrası duydukları acı ve elemi kısmen de olsa gidermek amacıyla, davacıların ve davalıların sosyal ve ekonomik durumu, kazanın gerçekleşme biçimi ve kusur oranları dikkate alınarak, davacılar yönünden 15.000,00’er TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile; “Maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine; Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, Davacı … için 15.000,00 TL, Davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 11/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiş hüküm davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkillerinin meydana gelen kaza ile 15 yaşındaki çocuklarını kaybettiklerini, psikolojik çöküntüye uğradığını, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, maddi tazminat talebi yönünden müvekkillerinin davalı … … Sigorta Şirketi ile sulh olduklarından davadan feragat ettiklerini, buna rağmen davalılar … ve … lehine reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu, mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminat yönünden müvekkilleri lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusursuz olduğuna yönelik Adli Tıp Kurumunun raporunun, itirazlarının ve savunmalarının dikkate alınmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kusuru olmadığına yönelik Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki Adli Tıp Kurumundan alınan rapora rağmen, mahkemenin usul ekonomisine aykırı şekilde yeni raporlar aldığını, bu şekilde Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen raporu denetleme yetkisi bulunmayan bilirkişiler tarafından tanzim edilen rapor ile adeta denetlendiğini, söz konusu rapordan bahsedilmeksizin önemli bir delil nazara alınmadan karar verildiğini, söz konusu raporun neden nazara alınmadığının da açıklanmadığını, müvekkilinin lehine olan delilin gözardı edildiğini, aracın hızını şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya koyan araç takip sistemi kayıtlarının bu konudaki itirazlarına rağmen nazara alınmadığını, bu kayıtlara göre aracın kazadan önce kavşakta ışıkta durduğunu, daha sonra hızının 34 km ye kadar çıktığını, kaza anında ise saatte 26 km olduğunu, bu kayıtların uydu kayıtlarına dayandığını ve yorumla tespit edilmediğini, kaza mahallinde hız limitinin ise saatte 50 km/sa olduğunu, buna göre müvekkilinin hız limitlerinin altında araç kullandığını, buna rağmen müvekkilinin hızını düşürmesi gerektiğinden bahisle kusur verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkiline, yayaları ses ve ışıklı cihaz ile uyarmadığı gerekçesi ile de tali kusur verilmiş ise de bu iddiaların gerçek olmadığına yönelik tanık beyanlarının da nazra alınmadığını, tanık …’nın ifadesinde otobüsün fren yaptığının ve kornaya bastığının açıkça ifade edildiğini, bu nedenle de müvekkiline kusur verilmeyeceğini, davayı ve kusuru kabul etmemekle birlikte mahkemece hükmedilen manevi tazminatın da fahiş olduğunu, yine maddi tazminat hesabına yönelik hesaplamanın da hatalı olduğunu, müvekkilinin kusurunun az olması nedeniyle önemli derecede hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur oranını kabul etmediklerini, mahkemece kabul edilen %30 kusur oranının olayın oluş şekline uygun olmadığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının da fahiş olduğunu, otobüs şoförünün sosyal ekonomik durumunun belli olduğunu, müvekkilinin sürücüye rücu edeceğini, sürücünün bu miktarı ödemesinin mümkün olmadığını, ayrıca manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye neden olmaması gerektiğini, bunun yanı sıra müvekkilinin otobüslerinin … … Sigorta Şirketi tarafından sigortalı olması nedeniyle davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece yapılan yargılamada kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağına ve dosya kapsamına göre, olay tarihinde davacıların kızları olan …’in 28 m. gerisinde yaya geçidi bulunmasına rağmen, bölünmüş yoldan, yolun karşısına geçmek için yola girdiği sırada, sağından gelen davalı …’un sevk ve idaresindeki aracın ön kısmı ile çarpması ile kazanın meydana geldiği, kaza neticesinde …’in vefat ettiği görülmüştür.
Kaza Tespit Tutanağında kazanın oluş şekli ve kaza yeri değerledirilmek suretiyle, araç sürücüsünün araçların hızlarını, kavşaklara yaklaşırken yaya geçitlerine girerken azaltmamak kuralını ihlal ettiği, vefat edenin ise, ışıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde ve kavşaklarda yaklaşan araçların uzaklığını gözönüne almadan veya gözönüne aldığı halde uygun zamanda geçmemek kuralını ihlal ettiği denilerek, ihlal durumu belirlendiği anlaşılmaktadır.
Meydana gelen ölümlü kaza nedeniyle Gölbaşı/Ankara Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/274 E. 2019/258 K. Sayılı dosyasında; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden alınan 24/11/2017 tarihli raporda, kazanın meydana gelmesinde sanığın/sürücünün kusursuz olduğu, yayanın asli ve tam kusurlu olduğunun belirtilmesi üzerine, rapor ile kaza tespit tutanağı arasındaki çelişki nedeniyle İTÜ Öğretim Görevlilerinden oluşan heyetten alınan raporda, kazanın meydana gelmesinde sanığın/sürücünün tali kusurlu, vefat eden yayanın ise tali kusurlu tespit edilmesi sonrasında, mahkemece İTÜ Öğretim Görevlilerinden alınan rapor kazanın oluş şekline uygun görülerek, sanığın cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinafı üzerine UYAP Sisteminden yapılan kontrolde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi’nin 2020/1747 E. 2022/1230 K. Sayılı 08/06/2022 tarihli kararında, sanığın taksirle ölüme neden olma eyleminin subüta erdiği kabul edilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür.
Mahkemece alınan kusur raporunda da; kazanın oluş şekli, dosya kapsamındaki deliller değerlendirilmek suretiyle vefat eden yaya …’in asli %70 oranında, davalı …’ın ise tali %30 oranında kusurlu olduğunun tespit ediliği, kusur raporları ve olayın oluş şekline yönelik olarak raporlar arasında çelişki olmadığı görülmüştür.
1-Davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından kusur raporuna itiraz edilmiş ise de; mahkemece alınan raporun, kazanın oluş şekline ilişkin deliller değerlendirilerek denetime ve hüküm kurmaya elverişli olarak tanzim edilmiş olmasına, her ne kadar davalı vekili tarafından ceza doyasında Adli Tıp Kurumundan alınan raporda müvekkiline kusur verilmediğini ileri sürülmüş ise de, söz konusu raporun ceza mahkemesi tarafından da yeterli görülmeyerek hükme esas alınmamış olmasına, ayrıca davalı hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan açılan davada, davalının haksız eyleminin mahkeme kararı ile tespit edilmiş ve kararın kesinlemiş olmasına göre, mahkemece kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün alınan kusur raporuna göre kazanın meydana gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir.
2-Taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Mahkemece manevi tazminatın, kazanın meydana gelmesinde kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu, kaza tarihi, kaza tarihi itibariyle paranın satın alma gücü nazara alınarak belirlenmiş olmasına, takdir edilen manevi tazminatın hakkaniyet ve nesafet ölçüsünde takdir edilmiş olmasına göre, istinaf eden taraf vekillerinin manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Davacılar vekilinin, maddi tazminata ilişkin davanın feragat nedeniyle reddi nedeniyle, müvekkilleri aleyhine, davalılar … ve … lehine takdir edilen vekalet ücretine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacılar vekili maddi tazminat talebine ilişkin olarak yargılama sırasında davalılardan … … Sigorta Şirketi ile sulh olduklarından ve zararlarının karşılandığından bahisle davasından feragat etmiş, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacıların, davadan feragati hakkın özünden vazgeçilmesine yönelik olmayıp, yargılama sırasında sulh ve ödemeden kaynaklandığından, dava tarihi itibariyle davacıların dava açmakta haklı olmasına ve dava açılmasına kendilerinin sebebiyet vermemesine göre, feragat nedeniyle reddine karar verilen maddi tazminat davasında, davalılar … ve … lehine vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş, davacılar vekilinin buna yönelik istinaf sebeplerinin kabulü gerekmiştir.
4-Davacılar vekilinin kabul edilen manevi tazminat yönünden takdir edilmeyen vekalet ücretine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde: HMK’nın 323. maddesinde yargılama giderleri düzenlenmiş olup, madde’nin 1/ğ bendinde “vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekalet ücreti” yargılama gideri olarak belirtilmiş olup, yargılamada taraflar aksine bir talepte bulunmadıkça, mahkemece vekalet ücretini de hüküm altına alarak, HMK’nın 326. maddesi gereğince kanunda yazılı haller dışında, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. HMK’nın 330. maddesi gereğince de vekille takip edilen davalarda kanuna göre takdir edilecek vekalet ücreti, taraf lehine hükmedilir. Manevi tazminat talepli davada da, A.A.Ü.T’nin 10. maddesi gereğince kendisini vekil ile temsil ettiren taraf yararına vekalet ücreti takdir edilmelidir.
Somut olayda, davacılar ve davalılar, davada kendilerini vekil ile temsil ettirdiği halde, kısmen kabul edilen manevi tazminat davasında taraflar lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerler taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin reddine, 3 ve 4 no’lu bentte sayılı nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata ve hüküm kurulması sırasında unutulan vekalet ücretlerinin hüküm altına alınması için yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince istinaf eden taraflar lehine kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararında davalılar lehine maddi tazminata yönelik olarak hüküm fıkrasının 5-a ve 5-b maddesinde takdir edilen maddi tazminata ilişkin vekalet ücretinin hüküm fıkrasından çıkartılarak, yine kısmen kabul edilen manevi tazminata ilişkin olarak da taraflar lehine haklılık durumuna göre vekalet ücreti takdir edilerek kararın düzeltilmesine, karar verilerek, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davacılar vekilinin, davalı … vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 02/03/2021 tarihli, 2017/420 Esas 2021/198 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Maddi tazminat davasının feragat nedeniyle reddine,
2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, Davacı … için 15.000,00 TL, Davacı … için 15.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 11/02/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Feragat nedeni ile reddine karar verilen maddi tazminat talebi bakımından Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 39,52 TL karar ve ilam harcı ile kısmen kabulüne karar verilen manevi tazminat talebi bakımından hesaplanan 2.049,30 TL olmak üzere toplam 2.088,82 TL’den davacı tarafından yatırılan 280,08 TL’nin mahsubu ile bakiye 1808,74 TL’nin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat talebi bakımından davacılar davadan yargılama sırasındaki sulh ve tazminat alacaklarının karşılaması nedeniyle feragat ettiğinden taraflarlar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-a)Manevi tazminat talebine ilişkin olarak davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde (ilk derece mahkemesi karar tarihinde) yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre kabul edilen miktar üzerinde davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen alınarak, adı geçen davacılara verilmesine,
b-Manevi tazminat talebine ilişkin olarak davalılar … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde (ilk derece mahkemesi karar tarihinde) yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 10/2 maddesine göre reddedilen edilen miktar üzerinden davacı …’den 4.080,00 TL, davacı …’den 4.080,00 TL vekalet ücretinin alınarak, davalılar … ve … Genel Müdürlüğüne verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, posta ve tebligat gideri- bilirkişi ücreti 3.176,60 TL olmak üzere toplam 3.208,00 TL yargılama giderinden, davanın kabul ret oranına göre ve takdiren 1.000,00 TL ile 280,08 TL’nin davalılar davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı … tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre 31,00 TL’sinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-HMK’nun 333.maddesi uyarınca taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
9-6325 Sayılı Kanunun 18/4-14 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacak olan 1.320,00 arabuluculuk giderinin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen tahsili ile tahsili ile Hazineye irat kaydına
10-HMK’nın 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının taraflara iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden taraflara iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacılar tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 22,00 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 184,10 TL’nin davalılar … ve … Genel Müdürlüğünden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 31,50 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 193,60 TL’nin davacılardan alınarak davalı … Genel Müdürlüğüne verilmesine,
V-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 162,10 TL İstinaf Başvuru Harcının davacılardan alınarak davalıya …’a verilmesine,
VI-HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
VII-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,

Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.