Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/834 – 2023/568
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/834
KARAR NO : 2023/568
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2021
NUMARASI : 2019/489 Esas 2021/64 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ : .
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/05/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 21/01/2019 tarihinde yaya konumunda olan …’a sigorta şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın çarpması neticesinde …’un vefat ettiğini, davacının müteveffanın nişanlısı olduğunu, Yargıtay kabullerine göre nişanlısının destek sayıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketine tazminat talepli olarak başvuru yapıldığı halde davalı yanca hiçbir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 18/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile talebinin 62.724,38 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; destekten yoksun kalma tazminatının nişanlı kişiler için söz konusu olamayacağını, gerçekten bir evlilik vaadinin ya da niyetinin her iki taraf için de olay anında var olup olmadığı, süresi, merasimin şekli, tarafların sosyo-ekonomik durumları ve benzer koşulların re’sen araştırılması gerektiğini, her nişanlanmanın evlilik ile sonuçlanmadığını, kusur durumunun tespit edilmesi gerektiğini, her kamyonetin ticari amaçla kullanılmadığını, bu nedenle avans faiz talebinin yerinde olmadığını, vefat eden …’un anne ve babası tarafından Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2019/36528 E. sayılı dosyasından başvuru yapıldığını, müvekkili sigorta şirketinin poliçe limiti ile sorumlu olması nedeniyle, bu dosyanın da incelenmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasında desteğini kaybeden davacının doğan zararının ZMMS poliçesi kapsamında giderilmesi istemine ilişkin olduğu; destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerektiği, eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen ya da tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimsenin destek sayıldığı, bununla birlikte destekten yoksun kalan kimsenin devamlı veya gerçek ihtiyaç içerisinde bulunması gerektiği, eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşam düzeyinin altına düşmüş olursa ihtiyaç koşulunun gerçekleştiğinin kabul edilebileceği, mahkemece talimat yazılmak suretiyle dinlenilen davacı tanıkları beyanlarında ölen nişanlının davacıya eylemli olarak yardım ettiğine dair herhangi bir beyanda bulunmadıkları, davacı tarafça başkaca deliller ile de bu hususun varlığının ortaya konulmadığı, destek olduğu iddia edilen davacının nişanlısı murisin, ölmeden önce anne ve babası ile oturduğu, özel bir işyerinde asgari ücretle çalıştığı, başkaca geliri bulunmadığı, mal varlığı olmadığı, davacının ise fayans işi yaptığı inşaatlarda çalıştığı, SGK’lı olduğu, 27 yaşında bulunduğu hususlarının yapılan mali-sosyal durum araştırması ile belirlendiği, murisin davacı nişanlıya düzenli ve eylemli maddi anlamda katkısı olmadığı ve gelir durumu gözetildiğinde de olamayacağı anlaşıldığından Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2014/9975 Esas – 2016/11755 Karar sayılı 20/12/2016 tarihli içtihatı da gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile “davanın reddine,” karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili ile ölenin nişanlı olduklarını, Yargıtay içtihatlarına göre nişanlıların birbirine destek sayıldıklarını, müvekkilinin nişanlısının vefatı nedeniyle desteğinden mahrum kaldığını, dosyaya sunulan nişan fotoğrafları ile tarafların nişanlı olduklarını kanıtladıklarını, vefat olayı meydana gelmeseydi tarafların yakın zamanda evleneceklerini, yaşamları boyunca maddi ve manevi olarak birbirlerine destek olacaklarını, vefat edenin babasının tanık olarak ifadesinde davacının damadı olduğunu, kızı ile evlenmek üzere olduklarını, kaza olmasaydı, 20 gün sonra evleneceklerini beyan ettiğini, mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemidir. Davacı meydana gelen kaza neticesinde vefat edenin nişanlısı olduğunu ve desteğinden mahrum kaldığını ileri sürerek destek tazminatı talep etmiş, mahkemece desteklik durumu kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından, ölenin nişanlı olduğu ve desteklik durumu kanıtlandığından bahisle istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, mahkemece yapılan değerlendirmenin Yargıtay emsal içtihatlarına uygun olmasına, davacı ile ölenin nişanlı olduğu kanıtlanmış ise de, düzenli ve fiili desteklik durumunun kanıtlanamamış olmasına, kaldı ki davacının UYAP kayıtlarına göre 2022 yılı içerisinde evlenmiş olduğunun anlaşılmış olmasına göre; davacı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 179,10 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 119,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 359/4.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi gereğince TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.