Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/827 E. 2023/509 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/827 – 2023/509
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/827
KARAR NO : 2023/509

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2021
NUMARASI : 2020/325 Esas – 2021/94 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/05/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10/12/2019 tarihinde müvekkilinin kullandığı araca davalı …’ın kullandığı, davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkiline ait aracın hasarlandığını, davalı sigorta şirketine 28/02/2020 tarihinde başvuru üzerine bir kısım ödeme yapılmış ise de tüm zararlarının karşılanmadığını, yine arabuluculuk başvurusuna rağmen sonuç alınamadığını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, araçta meydana gelen değer kaybı için 250.00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 250,00 TL araç ikame bedelinin ve hasar/fatura bedelinden ödenmeyen 675,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı … …’den tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … … cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre yapıldığından süresinde cevaplarını bildiremediklerini, ancak davacının dava konusu ettiği 675,00 TL’lik fatura içeriğinin davacının aracının arka cam filmine ilişkin olup bunu karşı tarafın poliçeye işletmediğini, bu nedenle sigorta kapsamında ödenmediğini, ikame araçta sigorta tarafından istendiği zaman temin edileceği halde kendilerince piyasadan araç kiralandığını, bu bedeli de kabul etmediklerini, değer kaybı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş.; usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı, ikame araç bedeli ve hasar giderimi isteğine ilişkin olduğu, davacının müvekkiline ait araçta meydana gelen hasar bedelini ve ikame araç bedelini davalı işleten/sürücüden, değer kaybının ise her iki davalıdan tazminini istediği, kusur ve hasar bilirkişisinden alınan raporda; kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, araçtaki değer kaybının, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile, 2918 sayılı Yasa’nın 90. maddesinin 1. cümlesindeki; ” … ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresinin iptali nedeniyle Yargıtay’ın içtihatlarında belirtilen şekilde reel piyasa şartlarına göre tespit ettiği ve kaza tarihi itibariyle değer kaybının 10.000,00 TL, yine sigorta poliçesi kapsamında bulunmayan araç mahrumiyeti zararının ise 1.050,00 TL olduğunun tespit edildiğinin bildirildiği; davacı vekili dava konusu ettiği aracın tamponunun kaza öncesi film kaplı olduğu ve bu nedenle 675,00 TL zararın da bulunduğu belirtildiği, buna ilişkin olarak 23/12/2019 düzenleme tarihli …. Şti.’nden alınan irsaliyeli faturada söz konusu aracın arka tamponuna film takıldığı ve tutarının KDV dahil 675,00 TL olduğu, yine söz konusu aracın kaza tarihinden önce 28/10/2019 tarihli irsaliyeli faturada da görüldüğü gibi arka tampona film kaplandığının anlaşıldığı, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan zararlarını davalılardan talep edebileceği gerekçesiyle; “Davacının değer kaybı istemine yönelik talebinin kabulü ile; 10.000,00 TL’nin davalı sigorta şirketinden 16/03/2020 tarihinden itibaren diğer davalıdan kaza tarihi olan 10/12/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine; davacının ikame araç ve hasar giderimi talebinin kabulü ile; 1.050,00 TL ikame araç ve 675,00 TL hasar gideri bedelinin kaza tarihi olan 10/12/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı … …’den alınarak davacıya ödenmesine” karar verilmiş, hüküm davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, davacının müvekkilden talep ettiği değer kaybı talebinin Genel Şartlara göre oluşmadığından müvekkilince reddedildiğini, müvekkilinin sorumluluğunun sigorta genel şartlarına göre belirlenmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer yandan değer kaybı tazminatı hesaplanmasında aracın km’sinin ve 2. el rayiç rakamına göre tespit edilmesi gerektiğini, Mahkemece AYM’nin 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesindeki genel şartlara atıf yapan hükümlerinin iptal edilmesinin, Genel Şartlardaki kıstasların uygulanmayacağı sonucunu doğurmayacağını, 5684 sayılı Yasanın 11. maddesi ve 6102 sayılı Yasanın 1425. maddesi gereğince, müvekkilinin sorumluluğu açısından ZMMS Genel Şartları’nın nazara alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç hasarı nedeniyle, değer kaybı, araç hasar bakiyesi ve araç mahrumiyeti istemidir. Davacı, davalı sigorta şirketinden değer kaybı, diğer davalıdan ise değer kaybı, bakiye hasar bedeli ve araç mahrumiyeti nedeniyle zararını talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı sigorta şirketi vekili tarafından hakkında hükmedilen değer kaybına yönelik olarak istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin değer kaybından sorumluluğu açısından, Genel Şartlar’da düzenlenen yöntemin uygulanması gerektiğini, buna göre ise değer kaybının oluşmayacağını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; davalının ZMMS kapsamında araç değer kaybından sorumluluğu gerçek zarar ile sınırlıdır. Gerçek zarar ise Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen ilke ve yönteme göre belirlenir. Her ne kadar ZMMS Genel Şartları’nda değer kaybının tespitine yönelik yöntem belirlenmiş ise de; sigortanın sorumluluğunun belirlenmesinde Genel Şartlar’ın uygulanacağına yönelik KTK’nın 90. maddesindeki düzenleme ilk derece mahkemesi kararında da açıklandığı üzere, AYM tarafından iptal ediliğinden, sigorta şirketinin Kanun ile belirlenen sorumluluğu da ikincil norm niteliğinde olan Genel Şartlarla daraltılamayacağından, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından “gerçek zarar” hesabında benimsenen yöntem ile yapılan hesaplamaya göre davacının aracında değer kaybı oluştuğu tespit edildiğinden, alınan raporun dosya kapsamına uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olmasına, davacının aracında kaza nedeniyle değer kaybının oluştuğunun anlaşılmış olmasına göre davalı Sigorta vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, değer kaybına yönelik değerlendirmenin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından gerçek zarar belirlenmesinde esas alınan yöntem gereğince yapılmış olmasında isabetsizlik bulunmamasına, alınan raporun dosya kapsamına ve araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olmasına göre; davalı Sigorta vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 683,10 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 200,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 482,84 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.