Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/816 E. 2023/557 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/816 – 2023/557
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/816
KARAR NO : 2023/557

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2020
NUMARASI : 2018/724 Esas – 2020/695 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 12/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 18/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 07/11/2010 tarihinde Sakarya İl Jandarma Komutanlığı emrinde sivil istihbarat faaliyetlerinde bulunmak üzere görevlendirilen davacıların murisi …’ın araç ile enerji nakil kablosu hırsızlığı olaylarını önlemek amacıyla devriye ve takip yaparken davalı sigorta şirketine sigortalı, …’ın sürücüsü olduğu ve …’a ait … plakalı çekicinin kusurlu bir şekilde geçme yasağı olan yerden geçme ve şeride tecavüz etme kurallarını ihlal ederek çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacıların desteği …’ın vefat ettiğini, kazanın oluşumunda … plaka sayılı çekicinin tam ve asli kusurlu olduğunu belirterek, davacılar baba … için 500,00 TL ve anne … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde olmak üzere davalılardan müştereken müteselsilen tahsiline, davacılar anne … için 30.000,00 TL, baba … için 30.000,00 TL ve kardeş … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketi hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle, … yönünden taleplerini 46.407,48 TL’ye, … yönünden taleplerini 56.913,48 TL’ye artırarak olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan sigorta şirketinin bakiye poliçe limiti dahilinde sorumlu olması ve bu limiti aşmamak kaydıyla müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacıların aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, olayın meydana geldiği tarih gözetilerek davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca murisin eşi tarafından Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinde 2012/301 Esas sayılı davanın açıldığını, dava sonucu hükmedilen tazminat miktarının İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2013/8137 esas sayılı dosyasından icra takibine konulduğunu, dosya borcunun alacaklı vekili hesabına ödendiğini, kazanın meydana geldiği tarihte davalılardan …’ın … plakalı aracın maliki olduğunu aracı işletenin davalı … olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Sigorta şirketi vekilinin süre uzatım talebinde bulunmuş, cevap süresinin uzatılmasına dair verilen karara rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacıların desteği/sürücü …’ın yönetimindeki otomobil ile davalı sigorta şirketine sigortalı ve davalı … adına kayıtlı diğer davalı …’ın sevk ve idaresindeki çekicinin çarpışması ve otomobilin hendeğe sürüklenerek düşmesi şeklinde 07/11/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların desteği …’ın vefat ettiği, müteveffanın, yönetimindeki aracı ile iki yönlü yolda gece vaktinde dönüşe başlamadan önce yolun trafik güvenliğinin tam olduğunu iyice kontrol ederek gelen araçların hız ve mesafesini göz önünde bulundurarak, geçme yasağının bulunmadığı bir yerden U dönüşüne geçmesi gerekirken, aksine davranışla 2918 sayılı KTK’nın 67/b ve 84/f maddelerindeki kural ihlalleri nedeniyle asli ve %70 kusurlu olduğu, davalı …’ın sevk ve idaresindeki araç ile yolun kenarına yanaşan müteveffanın kullandığı aracı gördüğünde kendisinin de yavaşlayarak öndeki aracın yapabileceği manevrayı tam olarak gördükten sonra seyrine kendi şeridinde kalarak devam etmesi ve geçme yasağı şerit çizgisinin bulunduğu noktada sollama yapmaması gerekirken aksine davranışlarla aynı Kanun’un 84/e-g maddesindeki kural ihlali nedeni ile tali ve %30 kusurlu olduğu, kusur oranlarının kaza tespit tutanağı, Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/301 Esas sayılı dosyası ve Akyazı Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/612 Esas sayılı dosyası ve dosyalardaki raporlar ile uyumlu olduğu, davacılar tarafından 30/01/2018 tarihinde dava öncesi sigorta şirketine başvuruda bulunulduğu, sigorta şirketi tarafından müteveffanın eşi ve çocuğu tarafından maddi tazminat talebi ile açılan İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/859 Esas sayılı (Kapatılan 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/240 Esas) dosyası uyarınca 145.000,00 TL ödendiği, davacılar vekili tarafından 07/11/2020 tarihi dilekçe ile şifahi olarak müteveffanın eşi ve çocuğuna ödeme yapıldığının bilindiği ve poliçenin bakiye teminatı yönünden sorumluluğunu talep ettiklerinin belirtildiği, bu durumda sigorta şirketi tarafından dava dışı şahıslara 145.000,00 TL ödeme yapıldığı ve sigorta şirketinin bakiye teminat limitinin 30.000,00 TL olduğu, alınan hesap bilirkişi raporunda kazanın oluş tarihi itibari ile esas alınan bakiye ömür ve hesap şeklinin yerinde olduğu, SGK tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olmadığı bu kapsamda mahsubu gerekmediği, bilirkişi raporunda kusur tenzili sureti ile, davacı anne … bakımından 56.913,48 TL destek tazminatı ve davacı baba … bakımından ise 46.407,48 TL destek tazminatı hesaplandığı, sözleşme süresi içerisindeki değişikliklerin yansıtılması neticesinde olay tarihi itibari ile poliçe limitinin 175.000,00 TL olduğu, bakiye poliçe teminatının 30.000,00 TL olduğu ve garame katsayısı uyarınca yapılan hesaplama neticesinde sigorta şirketinin sorumluluğunun ise anne … için 16.525,25 TL ve baba … için ise 13.474,75 TL miktar ile sınırlı olduğu, manevi tazminat talebi yönünden ise, davacıların yakını müteveffa …’ın ve davalı …’ın kusur oranları ile mütenasip ve ayrıca kaza tarihindeki gelir durumu, vefat olayının elem ve ıstırabı, davacılar ile müteveffanın yakınlığı, kaza tarihi ve olayın oluş şekline göre davacıların uygun bir manevi tazminat talep edebileceği anlaşıldığından; “A-Maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile; davacı … yönünden 56.913,48 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’nin 16.525,25 TL poliçe teminatı ile sınırlı olmak kaydı ile, davacı … yönünden 46.407,48 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’nin 13.474,75 TL poliçe teminatı ile sınırlı olmak kaydı ile davalı … Sigorta A.Ş. yönünden 10/02/2018 temerrüt tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 07/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, B-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile; davacı … için 7.000,00 TL, davacı … için 7.000,00 TL, davacı … için 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; hesaplanan maddi tazminatın aktüer bilimlerine aykırı olduğunu, güncel maaş ve asgari ücret değerlemesi yapılmadığını, destek sürelerinin yanlış tayin edildiğini ve bu kapsamda ayrılan payların da yanlış değerlendirildiğini, maddi tazminat hesabındaki aleyhe hususları kabul etmediklerini ve manevi tazminat miktarlarının da düşük olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ile … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkillerin hiçbir kusuru bulunmadığını, davacıların muristen destek aldıkları konusunda iddialarının gerçeği yansıtmadığını, murisin eşi …’ın müvekkiller aleyhine Ankara Beypazarı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/301 Esas sayılı dosyasında 10.09.2012 tarihinde tazminat davası açtığını, davada tazminata karar verildiğini ve tazminat miktarını İzmir 21. İcra Müdürlüğünün 2013/8137 sayılı dosyasına işbu dosya borcunun ödendiğini, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilebilmesi için taraflar arasında bir destek ilişkisinin bulunması gerektiğini, yardım düzenli ve sürekli değilse, gelişi güzel bir şekilde zaman zaman yapılıyor, ileri ki zaman dönemlerine ilişkin olarak bir beklenti yaratmıyorsa desteğin hayatını yitirmesi halinde, destekten yoksun kalınan bir durumun olmadığını, destekten yoksunluk tazminatı koşullarının oluşmadığını, tüm tazminat miktarlarının fazla olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksunluk tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un 6. maddesi hükmüne göre, bu kanun hükümleri uyarınca ödenecek nakdi tazminat uğranılan maddi ve manevi zararların karşılığı olup, yargı mercilerinde maddi ve manevi zararların karşılığı olarak kurumların ödemekle yükümlü tutulacakları tazminatın hesabında bu kanun hükümlerine göre ödenen maddi tazminat ile bağlanmış bulunan aylıkların göz önünde tutulması gerekmektedir.
2330 sayılı Yasa’da idarenin, memuruna ödediği meblağı haksız fiil failine rücu edebileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bu sebeple idarenin, haksız fiil failinden ödenen kısmın tamamını talep etmesi imkan dahilinde olmamakla birlikte zarara uğrayan memurun bilirkişi marifeti ile hesap edilecek olan uğramış olduğu gerçek zarar miktarını Borçlar Kanunu hükümlerine göre haksız fiil failinden rücuen talep edebilmesi mümkündür.
Anılan nedenlerle haksız fiil failinin mükerrer ödeme yapmasını ortadan kaldırma zımnında, zarar görene idarece anılan Kanun kapsamında yapılmış bir maddi tazminat ödemesi varsa, zarar görenin hesap edilen gerçek zararından bu tutarın mahsup edilmesi, ödenen bedel içerisinde manevi tazminata ilişkin bir ödeme olduğunun tespiti halinde de ödeme tarihi gözetilerek manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gözetilmek suretiyle manevi tazminat isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacılar murisinin Jandarma Komutanlığında görevli olup görev sırasında dava konusu kaza meydana geldiğine göre kaza tarihi itibariyle müteveffanın bağlı olduğu kuruma yazı yazılarak, dava konusu trafik kazası nedeniyle 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun kapsamında davacılara bir ödeme yapılıp yapılmadığı, ödeme yapılmış ise ne kadarının maddi, ne kadarının manevi tazminata ilişkin olduğu hususlarının sorulması ve dayanak belgelerin temin edilmesi, buna göre dosya kapsamı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Ayrıca, mahkemece hükme esas alınan aktüer raporda bilirkişi tarafından Yargıtay 17HD’nin destek tazminatının hesaplanmasında payların belirlenmesi ve hesaba yönelik emsal içtihadı nazara alınarak hesap yapıldığı belirtilmişse de, babanın ölümünden sonra annenin payının ve bu paya karşılık gelen miktarın da doğru hesaplanmadığı anlaşılmıştır.
O halde mahkemece 2330 saylı kanun kapsamında davacılara yapılan bir ödeme olup olmadığı araştırılmadan ve doğru pay hesabı içermeyen aktüer rapor esas alınarak eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmediğinden tarafların buna yönelik istinaflarının kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar veriliğinden, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler giderilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 25/12/2020 tarihli 2018/724 Esas – 2020/695 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, tarafların sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 12/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.