Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/805 E. 2023/503 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/805 – 2023/503
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/805
KARAR NO : 2023/503

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021
NUMARASI : 2020/336 Esas 2021/188 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 04/08/2017 tarihinde saat 13:30 sıralarında davacı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı kamyonu ile Bilecik – Sakarya istikametine doğru seyir halinde iken Pamukova ilçesi Teşvikiye Mahallesi sınırlarına geldiği sırada aynı yönde seyir halinde olan davalı …’ın sevk ve idaresinde olan … plaka sayılı çekiciye arkadan çarpması sonucu çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, …’ın …’na girmek için sağa dönmek amacıyla sinyal vermeden çok ani fren yaparak hareket etmesi üzerine davaya konu trafik kazası meydana geldiğini, genç yaştaki davacıda kaza sonucu kafa travması, her iki alt bacakta açık kırıklar meydana geldiğini, ağır yaralandığını, hayati tehlikesi oluştuğunu, uzun bir tedavi gördüğünü ve olayla alakalı ifade vermeye bile ancak 4,5 ay sonra 27/12/2017 tarihinde gidebildiğini, davacıda kalıcı sakatlık meydana geldiğini, ayrıca tedavi döneminde kendi işine devam edemediğini ve rapor aldığını, işine devam edemediği için maaşını alamadığını, davacının işe gidemediği bu dönem için alamadığı maaş miktarının hesaplanarak kendisine ödenmesi gerektiğini, meydana gelen kazanın davacının vücudunda bıraktığı kırıklar ve hasarın daha 30 yaşında olan davacının hayatını ömrü boyunca etkileyeceğini, davacının meydana gelen trafik kazası nedeniyle aylarca hastanede yattığını ve zorlu bir tedavi süreci geçirdiğini, takdir edilecek manevi tazminat miktarının insanlık haysiyeti ve onuruna uygun olarak zarar görenin huzur ve mutluluğunun tatmin duygusunun ön plana çıkarıldığı, caydırıcı özellikte olması gerektiğini, davanın kabulü ile, meydana gelen kaza sebebiyle dava konusu kaza ve kaza neticesinde meydana gelen ve davacının beden tamlığının ihlali ve uğradığı zarar, maluliyet, bedensel bütünlüğünde yarattığı hasar ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar kapsamında şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise 04/08/2017 olan kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı, hak düşürücü süre, husumet, görev ve derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davalı şirket aleyhine açılan bu davayı kabul etmediklerini, işbu davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsü …’ın kusurunun bulunmadığını, söz konusu kazanın meydana gelmesinde “Sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar.” kuralını ihlal ettiğini, kazanın meydana gelmesinde davacının asli ve tam kusurlu olduğunu, kusur durumunun tespiti için adli tıp kurumu başkanlığından rapor alınmasını talep ettiklerini, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunun Adli Tıp Kurumunda tespit edilmesini, davalı şirketin sorumluluğunda öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın tespiti gerektiğini, mevcut olayda müterafik kusur halinin de tartışılması gerektiğini, bu durumun tazminatta indirim nedeni olacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle; zamanaşımı bakımından itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafça açılmış olan davaya yetki hususunda itiraz edildiğini, olayın meydana geldiği yerin Sakarya/Pamukova olduğunu, ancak Eskişehir mahkemesinde işbu davanın açıldığını, uzlaştırma teklif formu ve raporlarda bir yanda davacı … ve Sigorta Şirketi bulunması gerekirken uzlaştırma işlemlerinin sadece sigorta şirketi ile yapıldığını davacıya uzlaşma iradesinin hiç sorulmadığı ve bu yönüyle davanın reddi gerektiğini, trafik kazasında asli ve tam kusurlu olanın davacı olduğunu, davalı …’ın hiçbir kasti veya ihmali hareketi bulunmadığını, davalının mermer yüklü TIR( kamyon) ile Pamukova ilçesinde bulunan … yaklaşmakta iken yine sinyal vererek ulaşması gereken yere fabrika girişine 15-20 metre kala hızını normal şehir içi hız limitlerine de uyarak azaltıp ve henüz fabrika girişine gelmeden manevra yapmasına fırsat kalmadan davacının arkadan davalının kullanmış olduğu … TIR- ÇEKİCİYE çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, davacının trafik kullarına uymadığını, hız limitinin şehir içi 60-70 km olduğu kazanın meydana geldiği yerde çok daha hızlı olduğunu takip mesafesine uymadığını, yüksek hızlarda seyrederken cep telefonu ile meşgul olmasından kaynaklandığını, davalı …’ın, davacı … ile sürekli iletişim halinde olduğunu ve kendisini hastanede ziyaret ettiğini, manevi yönden de açılmış davanın reddedilmesi gerektiğini, ayrıca yeniden maluliyet, kusur raporu alınmasını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; savcılık dosya kapsamı, kaza tutanağı, alınan tüm ifade örnekleri ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle kazanın oluşumunda varsa taraflara ait kusur oranlarının belirlenmesi hususunda trafik konusunda uzman makina mühendisi bilirkişi …’dan alınan 02/10/2020 tarihli rapor da nazara alınarak, kazanın meydana gelmesinde davacının %100 kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından; davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan kusur raporunu kabul etmediklerini, mahkemece adli tıptan kusur raporu alınması gerektiğini, davalı sürücünün çok ani ve sinyal vermeden ani frenle sağa dönüş yapması nedeniyle arkadan çarpmak durumunda kaldığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine dair verilen karar, davacı tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden ve özellikle dosyadaki görüntüler, beyanlar, kaza tutanağı ve krokiler değerlendirilerek düzenlenmesi nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmeyen bilirkişi raporu kapsamından, 04.08.2017 tarihinde, saat 13.49 sıralarında davacı-sürücü … idaresindeki tır ve arkasına bağlı dorsesi ile seyri sırasında Bilecik-Sakarya yönü km 33’e yaklaştığında, aracın ön kısmı ile yine aynı yöne önünde seyir halinde olan sürücü … idaresindeki çekici arkasında bağlı yarı römorkun, seyri sırasında yavaşladığı sırada dorsesinin arka kısmına çarpması neticesinde meydana gelen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında, davacı …’ın tek yönlü yolda seyri sırasında, yola gereken dikkatini vermediği, trafiği yeterince kontrol etmediği, aracının hızını yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uygun ayarlamadığı, aracının hızının mahal şartları üzerinde olduğu, önünde seyreden aracı güvenli ve yeterli bir takip mesafesinden izlemediği, dikkatsiz, tedbirsiz ve tehlike arz edecek tarzda kurallara uygun olmayan şekilde önünde seyreden araca, yavaşladığı sırada arkadan çarpması neticesinde kazanın oluşumuna ‘sürücüler, hızlarını kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar’, 56/c maddesinde belirtilen ‘sürücüler önlerinde giden araçları yönetmelikte belirtilen güvenli ve yeterli bir mesafeden izlemek zorundadırlar-bu mesafe, kendi araçlarının kilometre cinsinden saatteki hızının en az yarısı kadar metredir’ kuralını ihlal ederek “arkadan çarpma” asli sürücü kurallarını ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda tam %100 oranında kusurlu olduğu olduğu anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 120,60-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından varsa, kullanılmayan kısmın yatıran davalıya iadesine,
5-Kararın taraflara HMK’nın 359/4. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usullen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.