Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/800 E. 2023/501 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/800 – 2023/501
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/800
KARAR NO : 2023/501

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2020/42 Esas 2021/171 Karar

DAVACI :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 17.08.2014 tarihinde davacının içinde yolcu olarak bulunduğu …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalılardan …. A.Ş.’nin maliki olduğu, diğer davalı …’ın kullanımında olan diğer davalıya sigortalı … plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının yaralandığını, Gölbaşı 2. Asliye Ceza mahkemesinin 2015/136 Esas sayılı dosyasından yapılan yargılama soncu davalı sürücü … hakkında taksirle yaralama suçundan ceza verildiğini, davacının 16/12/1962 doğumlu olup, ev hanımı olduğunu, kaza sonrasında davacının %45 oranında engelli hale geldiğini, kaza nedeniyle davacının manevi zarara uğradığını belirterek, kaza sebebiyle oluşan maddi zararının belirsiz alacak olarak 1.000TL’nin 17/08/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 50.000,00-TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. hariç diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının müterafik kusuru dikkate alınarak zarar hesabı yapılması gerektiğini, dava konusu olayda hatır taşınmasının söz konusu olduğunu, sağlık kurulu raporunun Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik uyarınca düzenlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davacının sulh protokolü ve ibraname imzalamak suretiyle dava konusu kaza sebebiyle doğmuş ve doğacak tüm tazminat taleplerinden gayrikabili rücu, ibra ve feragat etmiş olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 2019/53400 Esas sayılı dosyası kapsamında imzalanan sulh protokolü gereğince davacıya 27/08/2019 tarihinde 116.650,00-TL ödeme yapıldığını, davalı şirket tarafından yapılan ödeme ile tüm sorumluluğun yerine getirildiğini, davacıya yapılan ödemenin güncellenmesi suretiyle zarar hesabı yapılması gerektiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine 28/12/2013-2014 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun 167.900,00-TL ile sınırlı olduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, davacıya SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin hesaplanan zarardan mahsup edilmesi gerektiğini, tazminat hesabı yapılırken agisiz asgari ücretin dikkate alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri taleplerinin teminat kapsamında olmadığını, PMF tablosu dayanağında zarar hesabının yapılması gerektiğinin ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 17.08.2014 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı araçla, davalılardan …. A.Ş.’nin maliki olduğu, diğer davalı …’ın ise kullanımında olan … plakalı aracın çarpması ile meydana gelen trafik kazasında, Gölbaşı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/136 Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu uyarınca davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacıda meydana gelen maluliyet oranının tespiti için Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp ABD tarafından hazırlanan 28/01/2021 tarihli rapora göre, 17/08/2014 tarihli kazaya bağlı çalışma ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %8,1 olduğu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyacı süresinin 2 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 ay kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, 18/02/2021 tarihli aktüer bilirkişi raporuna göre; 27/08/2019 ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak davacının %8,1 meslekte kazanma gücü kaybı oranı, 6 ay tıbbi iyileşme süresi ve 2 ay bakıcı ihtiyacı ile davalı araç sürücüsünün %100 kusuruna göre yapılan hesaplama sonucunda davacının toplam zararının ödeme tarihi (27/08/2019) itibari ile 40.765,48-TL olduğu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından 27/08/2019 tarihinde davacıya 100.000,00-TL ödenmiş olduğu, poliçe limiti dahilinde sigortalı araç sürücüsünün %100 kusur oranına göre davacı için yapılan hesaplama sonucu bakiye zararının olmadığı yönünde görüş belirtildiği, bu durumda dava konusu kaza nedeniyle davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin davacının tazminat taleplerini karşıladığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkili lehine kaza tarihine yakın tarihte alınan engelli sağlık kurulu raporunun dikkate alınmamasının doğru olmadığını, maluliyet raporları arasındaki çelişki giderilmeden hesap raporu alınmasının ve karar verilmesinin doğru olmadığını, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinin ve bu konuda gerekçe yazılmamasının da doğru olmadığını, manevi tazminat talebinin kabulü gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın reddine dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca hâkimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçe de hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Herkes Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına sahiptir. Hukuki Dinlenilme Hakkı gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/1-c maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. HMK’nın 298/2. maddesi “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” hükmünü içermektedir. Anılan tüm bu düzenlemelerin kamu düzenine dair emredici düzenlemeler olduğu açıktır. Bu durumda gerekçenin dosyaya uygun olmaması HMK’nın 297/1-c maddesi kapsamında kamu düzenine aykırılık oluşturmaktadır.
Somut olayda, davacı vekilinin maddi ve manevi tazminat davası açtığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği ve gerekçede maddi tazminat yönünden açıklamalar bulunmasına rağmen manevi tazminat yönünden bir gerekçe bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenle mahkemece verilen kararın, olaya ve hukuka uygunluğunun denetlenme imkanı bulunmadığından, HMK’nın 297. maddesine uygun şekilde denetime elverişli, gerekçeli bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına kararının verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemece HMK’nın 297. maddesine uygun denetlenebilir mahiyette bir karar verilmemiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, usule ve Kanun’a uygun, denetlenebilir mahiyette bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/03/2021 tarihli 2020/42 Esas – 2021/171 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.