Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/796 E. 2023/497 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/796 – 2023/497
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/796
KARAR NO : 2023/497

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2021
NUMARASI : 2017/595 Esas – 2021/162 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 05/04/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 24.12.2012 tarihinde müvekkili …’in de içerisinde yolcu olarak bulunduğu dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki ekip aracıyla şüpheli olarak kaçan aracı takip ettiği sırada direksiyon hakimiyetini kaybederek şarampole yuvarlanması neticesinde davacı müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, bu sebeple bakıcı ihtiyacı doğduğunu, davacı müvekkili …’in hiçbir kusuru bulunmadığını, trafik kazasına tam ve asli kusuruyla sebebiyet veren aracın kaza tarihi itibariyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş.’nin teminatı kapsamında olduğunu, kazada müvekkili …’in ağır şekilde yaralanması kalıcı işgöremezliğe maruz kalması sebebiyle uğramış olduğu zararların tazmini için gerekli bilgi, evrak ve belgelerle birlikte 19.08.2017 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye başvuruda bulunulduğunu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi cevap da verilmediğini belirterek, HMK’nın 107. maddesi uyarınca kalıcı iş göremezlik bedeli olarak şimdilik 3.000,00 TL, bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100,00 TL olmak üzere toplam 3.100,00 TL’nin kaza tarihi olan 24.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden (teminat limiti ile sınırlı olmak üzere) tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yargılama sırasında davanın tamamen ıslahı ile yeni dava dilekçesi vererek, artan maluliyet nedeniyle, kalan poliçe limiti kapsamında 209.000,00TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve harcını yatırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafça, iş bu dava öncesinde aynı taleplerle Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurulduğunu, 06.12.2016 başvuru tarihli 2016.E.37707 esas; 16.03.2017 karar tarihli ve K-2017/9854 nolu kararda davacının sürekli iş göremezliğinin bulunmaması nedeniyle sürekli iş göremezlik talebinin reddedilerek kararın kesinleştiğini, bu nedenle davanın kesin hüküm sebebi ile dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen aracın müvekkili şirkete, KTK Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, bir maluliyet söz konusu ise bu zararlarının uzman bilirkişilerce ayrı ayrı hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu kararı ile davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, 6 ay geçici iş görmezliğinin bulunduğunun tespit edildiğini ve hakem kararı gereğince Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6229 sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kalıcı maluliyetin söz konusu olması halinde denklik kuralı yani, gelir artışları için kabul edilen artış oranı, peşin ödeme değeri (iskonto) oranına da uygulanma prensibi esas alınarak, hesaplamada, Hazine Müsteşarlığı’nın 2010/4 sayılı Genelgesinde belirtilen; Kadın/Erkek kırılımlı %2 teknik faizli CSO 1980 Tablosunun kullanılması gerektiğini, bakıcı gideri tazminatının da tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, kaza tarihinden avans faizi talebinin haksız olduğunu savunarak davanın kesin hüküm nedeni ile dava şartı yokluğundan reddine, aksi halde kusur durumu belirlenerek, maluliyet oranının tespiti için davacının “Tam Teşekküllü bir Devlet Hastanesi’ne sevki ile davacının son durum raporunun alınarak Adli Tıp Kurumu’nca kalıcı maluliyet oranının tespitinin akabinde “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “sürekli iş göremezlik” tazminatının hesaplanmasına, müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; sorumluğunun azami limit ile sınırlı olacağına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkili şirketin dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının Sigorta Tahkim Komisyonu kararı sonrasında maluliyetinde artış olduğu ve davacının kalıcı iş göremezlik zararı oluştuğu, dava konusu poliçe limitinin 225.000,00 TL ile sınırlı olduğu, Sigorta Tahkim Komisyonu kararına istinaden davalı tarafından 15.849,02 TL ödeme yapılması nedeniyle bu miktarın poliçe limitinden düşülmesi sonrası ve davacının talebi ile bağlı olarak 209.000,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından artan maluliyet iddiasına dayalı olarak davalıya bir başvuru bulunmadığından davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediği, davanın tamamen ıslahında, dava ilk açılan davanın devamı niteliğinde olduğu kanaati ile dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın kabulü ile 209.000,00 TL kalıcı işgöremezlik tazminatının dava tarihi 06/09/2017 tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece sigorta tahkim komisyonu tarafından verilen karar göz önüne alınarak davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, çünkü davacının tahkimde geçici ve sürekli işgöremezlik talebinde bulunduğunu ve verilen karar doğrultusunda ödeme yapıldığını, hakem kararının davacı tarafça itiraz yoluna başvurulmadan kesinleştiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle artan maluliyete dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; davalı sigorta vekili tarafından Sigorta Tahkim Kararı gereğince davacıya davadan önce ödeme yapıldığı belirtilerek kesin hüküm itirazında ve istinafında bulunulduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 303/1. maddesinde “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir.” denilmiştir.
Kesin hükmün ilk koşulu, her iki davanın taraflarının aynı kişiler olması; ikinci koşulu, dava sebebinin aynı olması; üçüncü koşulu ise, ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olmasıdır.
Somut olayda ise davanın tamamen ıslahı ile Sigorta Tahkim Kararından sonra artan maluliyet nedeniyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından 06/12/2016 tarihinde davalı …Sigorta A.Ş. (eski ünvanı … Sigorta A.Ş.) hakkında Tahkim yoluna başvurulduğu, başvuru dilekçesinde Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesinden alınan ve davacının %12 maluliyeti olduğunu belirten engelli Sağlık Kurulu raporu sunularak 23.000,00 TL tazminat talebinde bulunulduğu, hakem tarafından “çalışma gücü … yönetmeliği”ne göre düzenlenen adli bilirkişi raporu esas alınarak davacının maluliyetinin olmadığı ancak 6 ay iş göremez halde olduğu kabul edilerek, 15.849,02 TL tazminat ödenmesine karar verildiği, bu kararın itiraz edilmeden kesinleştiği, icra takibine konulduğu ve sigortanın iddiasına göre bu miktarın ödendiği anlaşılmıştır.
Mahkemece Hacettepe Üniversitesi Tıp fakültesi Adli ABD tarafından ve davacının muayenesi de yapılarak, “çalışma gücü… yönetmeliğine” göre düzenlenen 21/10/2020 tarihli raporda davacıda trafik kazasına bağlı kafa ve yüz bölgelerindeki skar, görme alanı defekti, T11-T12 vertebra corpus kırığına… göre %33,2 maluliyeti, 9 ay iyileşme süresi ve 3 ay bakıcı ihtiyacı bulunduğu ve hakem kararından sonra artan maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek karar verilmişse de; hükme esas alınan iş bu raporda hakem heyeti kararından sonra gelişen bir durum olup olmadığının değerlendirilmediği, yine davacının başvurusu üzerine Karabük Üniversitesi Tıp fakültesi Adli Tıp ABD tarafından “çalışma gücü… yönetmeliğine” göre düzenlenen 12/06/2020 tarihli raporda ise hemen hemen aynı arazlar nedeniyle %41,2 maluliyet oranı tespit edildiği görülmüştür.
O halde; mahkemece, sigorta tahkim kararına esas maluliyet raporu tarihi (24/12/2017) itibarıyla davacının maluliyeti bulunup bulunmadığı ve varsa oranı tespit edilerek, tahkim kararına esas rapor tarihi (24/12/2017) ile mahkemece hükme esas alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen rapor tarihi olan 21/10/2020 tarihi itibarıyla ayrı ayrı varsa maluliyet oranları tespit edilerek, tahkim kararından sonra artan maluliyeti bulunup bulunmadığı net olarak belirlenerek, artan maluliyet varsa tahkim kararına esas rapor tarihi (24/12/2017) ile 21/10/2020 tarihi için belirlenen oranlar arasındaki farkın artan maluliyet olduğu gözetilerek, bu fark oran için tazminat hesabı yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetersiz maluliyet raporuna göre karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek davacının sigorta tahkim kararından önceki tüm tedavi evrakları ile tahkim kararından sonra devam eden tedavisi var ise buna ilişkin tüm tedavi evrakları, tedavi kuruluşlarından getirtilerek, sigorta tahkim kararına esas maluliyet raporu tarihi (24/12/2017) itibarıyla davacının maluliyet oranı tespit edilerek gelişen durum ve artan bir maluliyeti olup olmadığının, karardan sonra gelişen durum var ise, kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığının değerlendirildiği, kaza ile illiyeti bulunan sonradan gelişen durum var ise, tahkim kararına esas rapor tarihi (24/12/2017) ile mahkemece hükme esas alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen rapor tarihleri olan 21/10/2020 tarihi itibarıyla ayrı ayrı varsa maluliyet oranları tespit edilerek, tahkim kararından sonra artan maluliyeti bulunup bulunmadığı net olarak belirlenerek, artan maluliyet varsa tahkim kararına esas rapor tarihi ile 21/10/2020 tarihi için belirlenen oran arasındaki farkın artan maluliyet olduğu gözetilerek bu fark oran için tazminat hesabı yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/02/2021 tarihli 2017/595 Esas – 2021/162 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Şanlıurfa 4. İcra Dairesinin 2021/6451 Esas sayılı dosyasına yatırılan 480.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 05/04/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.