Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/790 E. 2023/320 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/790
KARAR NO : 2023/320

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : …. (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2018/155 Esas – 2020/271 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta AŞ. (eski ünvanı: … AŞ.) vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 26/05/2015 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacıya ait motosiklete çarpmasıyla sebep olduğu kaza neticesinde, motosikleti kullanmakta olan müvekkilin sakat kaldığını, kaza tespit tutanağında ve ifadelerden anlaşıldığı üzere müvekkilinin kusursuz olduğunu, kazaya ilişkin ceza soruşturmasının Çay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/915 soruşturma numaralı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, kazaya kusuru ile sebebiyle veren … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasının davalı şirket tarafından yapıldığını, davalının müvekkilinin kazadan kaynaklı maluliyetine ilişkin başvurusuna istinaden… numaralı hasar dosyasını açtığını, 16/02/2018 tarihli cevabı yazıda ise başvurusunun reddedildiğini bildirdiklerini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL geçici iş göremezlik ve 3.000,00 TL daimi iş göremezlik olmak üzere toplam 3.500,00 TL malullük tazminatının davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, davalıya başvuru tarihini takip eden 8 iş günü sonrası temerrüt tarihi olduğundan bu tarihten itibaren ticari temerrüt faizine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; usul yönünden, davanın yetkisiz yerde açıldığından reddedilmesi gerektiğini, davanın zaman aşımına uğradığını; esas yönünden ise, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil şirket sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının sürekli sakatlığının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden alınacak rapor ile tespit edilmesi gerektiğini, zararın hesabı için seçilecek bilirkişinin aktüerler siciline kayıtlı kişilerden olması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden yalnızca dava tarihinden itibaren sorumlu olabileceğini ve bu faizin yasal faiz olması gerektiğini, davacının talep ettiği geçici iş göremezlik ve tedavi gideri taleplerinin poliçe kapsamı dışında olduğunu, yaralanan veya maluliyetinin olduğunu iddia eden davacının takması zorunlu olan kaskı, motosiklet botu, pantolonu, montu ve koruma ekipmanlarını takıp takmadığının, dolayısı ile ortaya çıkan sonuçta müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarının mahkemece tespitinin gerektiğini, müterafik kusur nedeni ile hükmolunabilecek olası tazminattan en %40 indirim yapılması gerektiğini, yine hatır taşıması nedeniyle olası tazminattan en az %40 indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 23/05/2018 tarihli maluliyete ilişkin raporda, kaza tarihi itibariyle geçerli poliçe tarihi dikkate alınarak yapılan değerlendirmede, davacının %9,2 oranında malul olduğunun, tedavi süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin, bu süre dışında başkasının bakımına muhtaç olmadığının bildirildiği, Ankara Adli Tıp Kurumu’nun 12/03/2019 tarihli raporunda davacının tam kusurlu olduğunun belirlendiği, davacı yanın itirazı üzerine İstanbul İTÜ Trafik Kürsüsü’nden oluşturulan heyetin düzenlediği 18/05/2019 tarihli raporda davacının %75, davalının sigortalısının %25 kusurlu olduğunun belirlendiği, raporlar arasında çelişki olması nedeni ile Karayolları Fen Heyeti’nden oluşturulan bilirkişi heyetinin düzenlediği 07/10/2019 tarihli raporda davacının %75, davalının sigortalısının%25 kusurlu olduğunun bildirildiği, düzenlenen son raporun bir önceki raporla aynı doğrultuda olduğu ve oluşa uygun olduğu değerlendirilerek mahkemece itibar edildiği, sigortalı araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğunun anlaşıldığı, her ne kadar davalı hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması talep edilmiş ise de, davacının sürücü olması nedeni ile hatır taşımasının şartlarının oluşmadığı, müterafik kusura ilişkin olarak ise dosya kapsamında bir delil bulunmadığı, birden fazla kez kusur raporu alındığı, yaralanmanın niteliği gözetilerek bu yöndeki savunmaya itibar etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 3.504,71 TL daimi maluliyet tazminatı ile 2.158,50 TL geçici maluliyet tazminatının 16/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu Raporuna göre sigortalı aracın kusursuzluğu sabit iken, yeniden kusur yönünden incelenmesi neticesinde sigortalı aracın %25 kusurlu olduğunun tespitinin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve tedavi gideri poliçe teminatı dışında olduğundan bu hususta müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, meydana gelen olayda “müterafik kusur” olması sebebiyle indirim yapılması gerekmekteyken talep dikkate alınmadan hüküm oluşturulduğunu, davacının meydana gelen kazada motosiklette sürücü konumunda olduğunu, takılması zorunlu olan kaskı takıp takmadığının ve motor teçhizatlarını giyinip giyinmediğinin tespiti dolayısı ile davacının kazada olmasa bile maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranın da eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini, müvekkil şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, mahkemenin temerrüt tarihinden itibaren faiz yönünden hüküm kurmasının istinaf sebebi olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; 26.05.2015 günü saat 07.20 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Cumhuriyet Caddesini takiben Yukarı Dörtyol istikametine seyir halinde iken kaza mahallindeki kontrolsüz dört yönlü kavşağa geldiği esnada otomobilin sol ön kısmıyla seyir istikametine göre yolun solundan kavşağa giren davacı sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikletin sağ yan kısmına çarpması neticesi davaya konu trafik kazası meydana gelmiştir. Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığından alınan ilk raporda, davacı sürücü …’nün sevk ve idaresindeki tescilsiz motosikleti ile olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşağa geldiği esnada durması, seyir istikametine göre yolun sağından kavşağa giriş yapan otomobile ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken belirtilen hususlara riayet etmeyip ifadesinden de anlaşılacağı üzere dikkatsiz ve tedbirsiz bir surette kavşağa girmesiyle sağından seyreden otomobilin seyir şeridini kapatarak otomobilin motosiklete çarpması ile meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile olay mahalli kontrolsüz dört yönlü kavşağa geldiği esnada seyir istikametine göre yolun solundan dikkatsiz ve tedbirsiz bir surette kavşağa giren motosiklete çarptığı kazada atfı kabil kusuru bulunmadığı belirtilmiştir.
Karayolları Fen Heyetinden alınan kusur raporunda, söz konusu kavşakta geçiş önceliği belirten trafik işaret levhası bulunmadığı, dolayısıyla olay yeri kavşakta geçiş hakkının, 2918 sayılı Kanun’un 57. maddesi (c/2) bendinde belirtildiği üzere, kavşağa sağdan giren otomobil sürücüsüne ait bulunduğu, olay yeri kontrolsüz kavşağa yaklaşan araç sürücülerinin hızlarını düşürmeleri, kavşaktaki görüş mesafesini dikkate alarak gerekiyorsa durmalarının zorunlu bulunduğu, her iki sürücünün de kavşağa yaklaşırken dikkatsiz davrandığı ve olayın oluşumunda belirli oranlarda kusurlu oldukları kanaatine varıldığı ve davacı motosiklet sürücüsü …’nün olayda %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı otomobil sürücüsü …’ın olayda %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Aynı şekilde İTÜ’den alınan raporda da, …. ye ZMMS poliçesi ile sigortalı aracın sürücüsü …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’nün %75 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur oranları dosya kapsamına ve kazanın oluş şekline uygun bulunmuştur. Alınan son iki raporun birbirini teyit etmesi nedeniyle hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamıştır.
Müterafik kusura gelince, zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indirimi; her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; motosiklette sürücü konumunda olan davacının kaza tespit tutanağına göre koruyucu ekipman takıp takmadığı hususunun belirsiz olduğu, kazanın oluş şekli ile davacının yaralanma şekline göre, belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmaması da yerindedir.
Davalı vekilinin faizin başlangıcına yönelik istinaf taleplerinin incelenmesinde; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile getirilen “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi gereğince, sigortanın temerrüdü için Genel Şartlarda belirtilen belgeler ile sigorta şirketine müracaat zorunludur. Davacının eksik evrak ile müracaat etmesi halinde sigorta şirketinin temerrüdü gerçekleşmeyeceğinden davacı ancak dava tarihinden itibaren temerrüt faizi talep edebilir.
Somut olayda; davacı yanın başvuru yaptığı davalı … şirketinin eksik belge ihtarında bulunmayarak yazılı olarak talebi reddettiği, bu tarih nazara alınarak davalı … şirketinin temerrüt tarihine göre faiz başlangıcı belirlenmesinde usule aykırı bir yan görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta AŞ. (eski ünvanı … AŞ.) vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 386,85 TL TL istinaf karar harcından peşin alınan 97,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 289,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.