Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/755 E. 2023/383 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/755 – 2023/383
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/755
KARAR NO : 2023/383

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2016/257 Esas 2020/524 Karar

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)

KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı tavzih kararı ile davalı olarak davaya eklenen … tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.02.2016 tarihinde, davacının sahibi olduğu aracın, dava dışı sürücü …’in idaresinde olduğu sırada, bu sürücünün aracı davalı şirket bünyesindeki … görevlisine teslim ederek konaklamak için otele giriş yaptığını, otelin araç görevlisinin aracı otoparka değil de otelin önündeki caddeye park ettiğini, bu durumdan araç sürücüsünü haberdar etmediklerini, olay günü sabaha karşı saat 05.30 sularında, davalı araç sahibine ait aracın caddede seyri sırasında davacıya ait araca hızla çaptığını, çarpan aracın olay yerinde durmayarak kaçtığını, çarpan aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMM sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, kaza neticesi davacıya ait araçta büyük hasar ve değer kaybı oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kasko ve zorunlu trafik sigortası kapsamındaki fiyat artışından kaynaklı 1.000,00 TL, araçtaki değer kaybına yönelik 4.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacının uğramış olduğu manevi zararların karşılığı olarak da 25.000,00 TL manevi tazminatın davalı araç malikinden ve davalı otel işletmesine bağlı olarak …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile araç değer kaybına ilişkin talebini 11.315.00 TL olarak arttırmış,bu meblağın 4.000,00 TL’sinin kaza tarihinden itibaren, 7.315.00 TL’si için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davacının davalı taraf olarak gösterdiği … A.Ş. ile … Ankara’nın farklı tüzel kişilikler olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı … A.Ş.’nin kusuru olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne,11.315,00-TL değer kaybının dava tarihi itibari ile davalı …’den yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar yönünden davanın reddine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; davacı vekili tarafından kararın tavzih edilmesinin talep edilmesi üzerine mahkemece tavzih kararı ile davada taraf olmayan …’ün davaya davalı sıfatı ile eklenmesine karar verilmiş, karar davalı … tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde; anılan dosyada davalı sıfatında bulunmadığını, taraf olmamasına ve kendisine yargılama süresince herhangi bir tebligat yapılmamasına rağmen aleyhine hüküm kurulduğunu ve aleyhine icra takibi başlatıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK.nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuran davalı …’ün istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar sayılmıştır. Anılan maddenin ikinci fıkrasında ise, dava dilekçesinde bulunması gereken bu unsurlardan mahkemenin adı, dava konusu ve değeri, vakıalar, deliller ve hukuki sebepler dışında kalanlardan herhangi birinin eksik bırakılmış, yazılmamış olması durumunda hakimin davacıya eksikliğin tamamlanması için kesin süre vermesi gerektiği belirtilmiştir. Gerek 115 ve gerekse 119. maddelerde verilen kesin sürenin bir haftalık süre olacağı da belirtilmiştir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması halinde dava açılmamış sayılır.(m.119/2) Bu açık yaptırıma tabi olan dilekçe unsurları ise;
1-Davacı ve davalının adı soyadı ve adresleri,
2-Davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,
3-Varsa kanuni temsilcinin ve davacı vekilinin adı soyadı ve adresleri,
4-Açık bir şekilde talep sonucu,
5-Davacının varsa kanuni temsilcisinin veya vekilinin imzası.
1086 sayılı Kanunun 179’uncu maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu madde ile, dava dilekçesinde bulunması gereken hususların neler olduğu, ilâve unsurlarla birlikte ve daha geniş olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda ise, 06.02.2016 tarihinde, davacı …’a ait aracın, sürücüsü … tarafından, park edilmesi amacıyla, sürücünün konaklamakta olduğu … …’in yetkili valesine teslim edildiği, valenin de aracı …adresinde yer alan … önüne park ettiği, araç park halinde iken 07.02.2016 günü saat 05.30 sularında sürücü …’ün, yönetimindeki araçla davacıya ait park halindeki araca çarptığı, çarpılma nedeniyle hareketlenen davacıya ait aracın da ön ilerisinde park halinde bulunan araca, bu aracın da hareketlenerek ön ilerisinde park halinde bulunan araca çarptığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde sorumlu sürücüyü … plakalı araç sahibi (kaza yapıp olay yerinden kaçtığı için Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne yazı yazılarak araç malikinin tespitini talep ederiz)’ibaresiyle davalı olarak gösterdiği, mahkemece Muğla Valiliği Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen 19.01.2018 tarihli cevabından kaza tarihinde davacıya ait araca çarpan … plakalı aracın kaza tarihinde … adına kayıtlı olduğunun belirlenmesine rağmen davacı vekili tarafından sunulan dilekçeler ile davalı …’ün davalı sıfatıyla mahkemeye bildirildiği, mahkemece de anılan tespite rağmen yargılama safahatında yapılması gereken tüm tebliğlerin kaza tarihinde araç maliki sıfatı bulunmayan ve bu suretle pasif husumet ehliyeti de olmayan davalı …’e yapıldığı, neticeten de hükümde davada davalı sıfatı bulunmayan araç maliki … aleyhine hüküm kurulduğu, tavzih kararı ile de bu şahsın davalı sıfatıyla davaya taraf olarak eklenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece, davada taraf olmayan ve dahi gerçekte pasif husumet ehliyetinin yöneltilebileceği araç maliki olan …’ün tespit edilmiş olmasına rağmen HMK’nın 124/4 maddesi uyarınca bu şahsın hasım mevkiine alınması ve pasif husumet ehliyeti bulunmayan davalı …’ün hasım mevkiinden çıkarılmasıyla ve yine hasım mevkiine eklenecek araç maliki …’e usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile yeniden ön inceleme safahatı gerçekleştirilip yargılama yapılmasıyla, bu suretle davalı sıfatı kazandırılan …’ün savunma hakkının kısıtlanması sonucunun doğması engellenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yargılamanın hiçbir safhasından haberdar olmamış,kendisine usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmemiş ve davada taraf sıfatı kazanmamış … aleyhinde hüküm kurulması ve kararın bu şahsa tebliğ edilmesiyle, akabinde de tavzih yoluyla bu şahsa davalı sıfatının kazandırılmasıyla karar verilmiş olması yerinde görülmemiştir. Nitekim mahkemece bu şekilde hareket edilmesiyle, taraf olmayan kişi hakkında karar verilmiş, bu şahsa tavzih kararı ile taraf sıfatı kazandırılmış ve anılan durum …’ün savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurmuştur.
Savunma hakkı Anayasa’nın hak arama hürriyeti başlıklı 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.” düzenlemesi ile açıkça hüküm altına alınmıştır.
İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı HMK’nın hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usul hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın “açıklama ve ispat hakkını” da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının usul hukuku hükümlerine aykırı olarak açıklama ve ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Somut olayda, tavzih kararı ile davalı sıfatı kazandırılan …’ün savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, yeniden yargılama yapılarak kaza tarihinde araç maliki olduğu anlaşılan …’ün HMK 124/4.madde uyarınca davalı sıfatıyla hasım mevkiine eklenmesi, davalı …’ün hasım mevkiinden çıkarılması, akabinde dava dilekçesinin davalı …’e tebliği ile yeniden ön inceleme yapılması, tüm delillerin toplanması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi için kararın ve mahkemece verilen tavzih kararının kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden davalı …’ün sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …’ün istinaf talebinin HMK.nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile Ankara 6.Aliye Ticaret Mahkemesinin 15.10.2020 tarihli, 2016/257 Esas, 2020/524 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülüp sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Kararın kaldırılma sebebine göre istinaf eden tarafın sair istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf eden tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcı ve istinaf başvuru harcının talep halinde yatırana iadesine,
3-İstinafa gelen tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda gözetilmesine,
4-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15.03.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.