Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/737 – 2023/118
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2022/737
KARAR NO : 2023/118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2020
NUMARASI : 2015/674 Esas – 2020/791 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/02/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 29/08/2015 tarihinde çalışmış olduğu … isimli işyerindeki işi gereği markete ekmek bırakıp, tramvay yolundan yolun karşısına geçerken tramvay yolunda seyretmekte olan davalılardan … sevk ve idaresinde bulunan, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalı, davalılar …’un ve …’un maliki olduğu, aracın çarpması neticesinde malul kaldığını, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığının belirlendiğini, müvekkilinin zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen ve 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ise; 1.000,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminatın, bilirkişi tarafından 160.757,57 TL hesaplandığından, 112.574,68 TL’sinden sigorta şirketi sorumlu olmak üzere müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle dava konusu trafik kazasının davacının belirttiğinin aksine elindeki ekmek kasalarını işyerine bırakmadan önce meydana geldiğini, davacının elindeki ekmek kasalarını taşıyarak aracından inip tramvay yoluna geçtiği sırada taşıdığı kasaların ağırlığı ve yüksekliğinin dikkatsizliğine yol açtığını ve tutanaklarda da kazanın iş kazası olduğunun belirtildiğini, kazadan sonra müvekkili … ve ailesinin davacıyı tedavi sürecinde yalnız bırakmadığını, mahkemece öncelikle kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, maddi taleplerden sorumluluğun sigorta şirketine ait olduğunu, manevi tazminat talepleri yönünden ise müvekkilinin üniversite öğrencisi olduğunu, hiçbir gelirinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle zamanaşımı, hak düşürücü süre, husumet ve derdestlik itirazında bulunduklarını, müvekkilerinin işleten sıfatının bulunmadığını, işletenin … olduğunu, bu nedenle davanın müvekkilleri yönünden husumetten reddi gerektiğini, kazanın oluşmasında … …. Şti. çalışanlarının asli kusurunun bulunduğunu, ekmek aracı yükleme boşaltmaya uygun olmayan yerde tehlikeli şekilde yükleme ve boşaltma yaptığını, bu nedenle asli kusurun …. Şti.’ye ait olduğunu, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi; yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, yargılama sırasında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davalıların sürücüsü, işleteni ve sigorta şirketi olduğu aracın, yaya olan davacıya çarpması ile trafik kazası meydana geldiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından raporda, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun, davacının ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, alınan raporun Eskişehir 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/706 esas sayılı dosyasında alınan 17/02/2017 tarihli bilirkişi raporu ile uyumlu ve karar vermeye elverişli olduğu, kaza neticesinde, Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulu’nun 14/05/2019 tarihli raporuna göre, “davacının %11 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin (iş göremezlik süresi) olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, aktüer hesap bilirkişi raporunda ve ek raporlarında sigorta şirketinin geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olup olmamasına göre alternatifli hesaplamalar yapıldığı, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamadan davacının 160.757,57 TL maddi tazminatın sigorta şirketi 112.574,68 TL’sinden sorumlu olmak üzere yapılan hesaplamanın uygun olduğu, davacının bu miktarı davalılardan talep edebileceği, davacının manevi tazminat talebi yönünden ise 10.000,00 TL manevi tazminatın uygun olduğu, davalı …. A.Ş. yönünden davanın tefrik edilmesi nedeniyle bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile “Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile, 160.757,57 TL maddi tazminatın (sigorta şirketi 112.574,68 TL’sinden sorumlu olmak ve faiz başlangıcı dava tarihi itibariyle) davalılar …, …, … yönünden kaza tarihi olan 29/08/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davalı …. A.Ş. yönünden davanın tefrik edilmesi nedeniyle bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … ve …’tan kaza tarihi olan 29/08/2015 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiliyle davacıya ödenmesine, Davalı …. A.Ş. yönünden davanın tefrik edilmesi nedeniyle bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiş, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, asgari ücret ile çalışan davacının gelirinin asgari ücretin 1,5 katı olarak hesaplanmış olmasının hatalı olduğunu, davacının 07/12/2017 tarihinden sonra asgari ücretin 1,5 katı maaşla çalışmaya başladığından hesaplamanın buna göre yapıldığını, bilirkişinin resen araştırmasının kabul edilmez olduğunu, ayrıca tazminatın zenginleşme aracı olmayacağını tazminatın yüksek olarak belirlendiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle kazaya neden olduğu iddia edilen araç sürücüsünden ve araç işleteni ile sigorta şirketinden maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm araç sürücüsü olan davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf edenin kusur durumuna ve maluliyet oranına yönelik bir istinafı bulunmamaktadır.
İstinaf eden davalı vekili, davacının gelirinin
uygun olmadığını ve hesaplanan tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir. Haksız fiil neticesinde cismani zarara uğrayan kişi maluliyeti meydana gelmiş ise bu kapsamında çalışma gücünün yitirilmesinden yahut azalmasından kaynaklanan zararlarını, zarar verenden talep edebilir. Talep edilebilecek zarar gerçek zarar olup, gerçek zarar TBK Hükümleri ve Yargıtay tarafından benimsenen hesaplama yöntemleri ile belirlenir. Mahkemece davalı araç sürücüsünün sorumluluğu açsından PMF1931 Yaşam Tablosu uygulanmak suretiyle “progresif rant yöntemi” uygulanarak hesaplama yapılmış, bilinen dönem zararları SGK kayıtları da nazara alınarak bilinen dönem gelirine, bilinmeyen dönem zararları ise son gelirinin asgari ücretin 1,5 katı olduğu gözetilerek uygulanmak suretiyle hesaplandığı görülmüştür. Davacının bilirkişi tarafından kabul edilen gelir miktarı, davacının gerçek gelirine uygun olmasına göre davalı Fatih vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında her ne kadar sigorta şirketi açısından farklı hesaplama yöntemi uygulanmış olması doğru değil ise de, davacının bu hususta istinafının bulunmamasına, sigorta şirketinin işletenin sorumluluğunu üstlendiğinden zarardan asıl sorumlu olan sürücünün bu yönden kararı istinaf hakkının da bulunmamasına, hesaplamaya esas alınan gelir miktarının davacının gerçek gelirine uygun olmamasına, takdir edilen manevi tazminat miktarının da hakkaniyete uygun belirlenmiş olmasına göre mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı … vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 11.664,45 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.745,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.919,15 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan
Üye
Üye
Katip
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.