Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/733 E. 2023/380 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/733 – 2023/380
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/733
KARAR NO : 2023/380

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2020
NUMARASI : 2014/828 Esas – 2020/704 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 07/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 23.08.2013 tarihinde sürücü …’ın, sevk ve idaresinde olan araçla seyri sırasında sürücü …’in sevk ve idaresindeki araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki araçta yolcu olan davacıların yaralandıklarını, sürücü … tarafından sevk ve idare edilen aracın davalı sigorta şirketi tarafından ZMM sigorta poliçesi ile sigortalanmış olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı olmak üzere 100,00.’er-TL geçici işgöremezlik tazminatı ile 100,00’er.-TL sürekli işgöremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile davacı … için kalıcı işgöremezlik tazminatı talebini 33.704.-TL, davacı … için geçici işgörmezlik tazminatı talebini 1.848,51.-TL, davacı … için geçici işgörmezlik tazminatı talebini 3.754,13.-TL olarak arttırmıştır.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün asli, karşı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacılar … … ve … …’ın kaza tarihinde öğrenci olup, gelir getirici bir işte çalıştığına ilişkin somut bir verinin de bulunmaması nedeniyle geçici iş göremezlik tazminat haklarının bulunmadığı, kaza nedeniyle sürekli maluliyete uğramamış olmaları nedeniyle sürekli iş göremezlik talep haklarının da bulunmadığı, davacı … …’un ise 2013 yılına ilişkin ücret bordroları ve SGK tarafından ibraz edilen 25/02/2020 tarihli yazı içeriğinden geçici iş göremezlik dönemi içerisinde davacıya ödeme yapıldığı, davacının 01/01/2014 yılı itibariyle de emekli olduğu ve bu tarih itibariyle de emekli aylığının ödenmeye başlandığı, buna göre geçici iş göremezlik tazminatı talep hakkının bulunmadığı kanaatine varılarak, davanın davacı … … ve … … bakımından reddine, davanın davacı … … bakımından kısmen kabulü ile 33.704,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak adı geçen davacıya verilmesine, davacı … …’un geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; davacılar … ve …’ın öğrenci olmalarının bu davacılar lehine geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmesine engel teşkil edemeyeceğini, davacı … … için de emekli olduğu gerekçesi ile de geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığını, davacıların kazada yolcu sıfatında olmaları nedeniyle kendilerine kusur izafe edilemeyeceğini, davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporlarını kabul etmediklerini, aktüer bilirkişi raporunun da hatalı olduğunu, davacı …’ın gerçek gelirine göre değil asgari ücrete göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle cismani zarara bağlı maddi tazminat istemidir.
1)Tazminat hesabına ilişkin olarak, çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu hususu Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarından olup, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 40. maddesinde bazı kamu görevlilerinin (asker, polis, gümrük memuru ve benzerleri) hangi yaş sınırında emekli olacakları ayrı ayrı belirtilmiştir.
Mahkemece davacı …’ın fiilen emekli olduğu tarih olan 01.01.2014 tarihine kadar olan geçici işgöremezlik süresinde (aktif devrede)kazancında kaza nedeniyle bir azalma meydana gelip gelmediği belirlenerek bu dönemde tespit edilecek fiili kazanç miktarı üzerinden; emekli olduğu 01.01.2014 tarihinden geçici işgöremezlik süresi sonuna kadar AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden pasif devre hesabının yapılması ve geçici işgöremezlik zararının bu hesap yöntemi ile belirlenmesi için rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu davacının emeklilik dönemi sonrasında ücretlerinin ödenmiş olduğundan bahisle geçici işgöremezlik tazminatı talebinin reddedilmesi yerinde görülmemiştir.
2) Geçici işgöremezlik zararı kaza nedeniyle zarar görenin çalışamadığı istirahat süresindeki zararını ( kazanç kaybını ) ifade etmektedir. İstirahatli dönemdeki bu zarar fiilen yoksun kalınan kar niteliğindedir. Mahkeme bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Geçici iş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan bir zarar olup olmadığı, zarar var ise zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli yer tutmaktadır. Bu dönemde bir zararın oluşup oluşmadığının tespitinde zarar görenin kaza tarihinde çalışma çağında bir başka ifade ile 18 yaşından büyük olup olmadığı, yaşı ve eğitim durumu itibariyle kaza tarihinde askerlik vazifesini ifa etme dönemi içinde bulunup bulunmadığı öncelikle değerlendirilmeli, akabinde gerçek zararın hesaplanmasında, zarar görenin asgari ücretten fazlasına dair kazancı olduğu yönünde bir iddiası varsa kaza tarihinden hesap tarihine kadar gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi suretiyle gelirlerin belirlenmesi, böyle bir iddia olmaması yahut zarar görenin herhangi bir işinin olmaması halinde kazancı asgari ücret kabul edilmesi ilkeleri tatbik edilmelidir.
Somut olayda davacı …’nin kaza tarihinde 20 yaşında ve … Endüstri Mühendisliği bölümünde öğrenci olması, davacı …’ın kaza tarihinde 21 yaşında ve … Makine Mühendisliği bölümünde öğrenci olması ve bu suretle çalışma çağında bulunmaları nazara alınarak kazançları asgari ücret kabul edilmek suretiyle geçici işgöremezlik zararlarının hesaplanması gerekirken mahkemece bu davacıların öğrenci olmaları nedeniyle kazanç getirici faaliyette bulunmadıkları gerekçesiyle geçici işgöremezlik tazminatı hususunda değerlendirme yapılmadan taleplerinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3) Davacıların kazada yolcu konumunda olması nedeniyle kendilerine kusur izafe edilemeyeceği açıktır. Nitekim 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası’nın 88/ 2.maddesi uyarınca “Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.” Yasa’nın bu hükmüne göre, kazaya karışan araçların sigorta şirketlerinden biri, ortaklaşa ve zincirleme sorumluluk gereği, sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına bakılmaksızın, poliçe limitini aşmamak üzere zarar görenlere tam ödeme yapmışsa, kusuru oranında diğer aracın sigortacısına veya işletenine rücu edecektir. Somut olayda davacılar vekilinin de dava dilekçesinde müşterek ve müteselsil sorumluluğa dayanmış olmasına göre, davacıların tazminat talebi hüküm altına alınırken kusur indirimi yapılmadan ve yine taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerekirken, mahkemece davacı …’a ilişkin hesaplanan kalıcı işgöremezlik zararından % 25 kusur indirimi yapılmasıyla hüküm kurulması yerinde görülmemiştir.
Yine, TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Yargıtay 4 Hukuk Dairesi (Kapanan 17. Hukuk Dairesi) tarafından tazminat hesaplanmasında esas alınacak yaşam tablosu ile ilgili görüş değişikliğine gidilmiş, (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda 1931 tarihli “PMF” yaşam tablosuna göre belirlenmekte iken Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosuna göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Yaşam Tablosu ve prograsif rant yönteminin esas alınması gerekir.
Somut olayda davacı …’a ilişkin kalıcı işgöremezlik tazminatı hesabında, hükme esas alınan aktüerya raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi yerine PMF 1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapılması da isabetsizdir.
Bu gerekçeler ile davacılar vekilinin istinaf isteminin kabulüne, mahkemece davacı …’ın fiilen emekli olduğu tarih olan 01.01.2014 tarihine kadar olan geçici işgöremezlik süresinde (aktif devrede)kazancında kaza nedeniyle bir azalma meydana gelip gelmediği belirlenerek, dosyanın önceki bilirkişiye tevdii suretiyle davacı …’ın fiilen emekli olduğu tarih olan 01.01.2014 tarihine kadar olan geçici işgöremezlik süresinde (aktif devrede) tespit edilecek fiili kazanç miktarı üzerinden; emekli olduğu 01.01.2014 tarihinden geçici işgöremezlik süresi sonuna kadar AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden pasif devre hesabının yapılması ve geçici işgöremezlik zararının bu hesap yöntemi ile belirlenmesi, davacı …’nin kaza tarihinde 20 yaşında ve … Endüstri Mühendisliği bölümünde öğrenci olması, davacı …’ın kaza tarihinde 21 yaşında ve … Makine Mühendisliği bölümünde öğrenci olması ve bu suretle çalışma çağında bulunmaları nazara alınarak kazançları asgari ücret kabul edilmek suretiyle bu davacıların geçici işgöremezlik zararlarının hesaplanması, davacıların tazminat talepleri hüküm altına alınırken kusur indirimi yapılmadan ve taleple bağlı kalınarak karar verilmesi, davacı …’a ilişkin kalıcı işgöremezlik tazminatı hesabında, hükme esas alınan aktüerya raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanması ve istinaf eden taraf lehine oluşan usuli müktesep hakların korunması suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi için HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/12/2020 tarih, 2014/828 Esas – 2020/704 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.