Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/73 E. 2022/65 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1773 – 2022/151
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1773
KARAR NO : 2022/151

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2022
NUMARASI : 2021/243 Esas 2022/331 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)

KARAR TARİHİ : 05/10/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 19/06/2020 tarihinde Ayvalı Mahallesi Mini Sokakta meydana gelen trafik kazasında yaya olan müvekkilinin yaralandığını, kazaya sebebiyet veren sürücü …’ın olay yerini terk ettiğini, olay yerini terk etmesi sebebi ile kusurlu olduğunu, dava konusu trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin zararından davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, müvekkilinin çalışamadığı dönemde çok fazla gelir kaybı oluştuğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ancak ödeme yapılmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bedensel zararlarının tespiti ile oluşan maddi ve manevi zararlarının tespiti ile meydana gelen maddi zararlarının ve haksız fiil sebebiyle oluşan tazminat alacağının hesaplanarak belirsiz alacak olarak şimdilik 5.000,00 TL tazminatın, tedavi ve iyileşme giderlerinin tedavisi boyunca oluşan sakatlık nedeni ile geçici iş göremezliğinden kaynaklanan maddi gelir kaybının işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf ile sigortalı… ve kaza anında sigortalı araç sürücüsü olan …’ın uzlaştıklarını, taraflar arasında uzlaşma sağlandığından davacının haksız ve hukuka aykırı taleplerine itibar edilmemesi gerektiğini, yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza sonucunda savcılık tarafından başlatılan ceza soruşturma doyasının celp edilmesi ve savcılık tarafından tespit edilen hususların değerlendirilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelememek kaydıyla davacının maluliyet oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderlerine ilişkin taleplerinin teminat dışında kaldığını, müvekkili sigorta şirketinin manevi tazminata ilişkin talepleri bakımından bir sorumluluğunun bulunmadığını savunmuş haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, trafik kazası tespit tutanağı, soruşturma dosyası içeriği, uzlaştırma raporu ve tüm dosya içeriğine göre; 19.06.2020 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın Ayvalı Mahallesi Mini Sokakta yaya olan davacıya çarpması sonucu yaralanmalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, davacının, kaza neticesinde maluliyeti oluştuğundan bahisle sürekli ve geçici iş göremezlik ile bakıcı gideri tazminatından oluşan zararın tahsili için eldeki davayı açtığı, dava konusu olay nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/58862 sayılı dosyasında başlatılan soruşturmada; Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253 üncü maddesi kapsamında, uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, şüpheli …’ın kazada yaralanan davacıya meydana gelen kazadan kaynaklı olarak uğramış olduğu zarar için 4.500,00 TL ödemek suretiyle, tarafların uzlaştıklarına dair 05.04.2021 tarihli uzlaştırma teklif formu düzenlendiği, davacı vekilinin uzlaştırma teklifini kabul etmek suretiyle formun altını imzaladığı, Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, CMK’nın 253/19. maddesine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup, anılan Kanunun 253/19. maddesine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından davanın reddine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkeme tarafından verilen söz konusu hükmün hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, meydana gelen kazanın trafik kazası olduğunu, bu nedenle taraflar arasında uzlaşma sonucu alınmış cüzi miktarda edimin sigorta şirketi tarafından ödenme yapılmasını engellemeyeceğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, ZMMS kapsamında sigorta şirketinden MADDİ tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, suç teşkil eden eylemin, uzlaşmaya tabi olması ve 05/04/2021 tarihinde Cumhuriyet Savcısı tarafından uygun bulunarak onaylanan tarafların uzlaşması nedeniyle, CMK’nın 253/19 maddesi gereğince meydana gelen kaza nedeniyle tazminat davası açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza 19/06/2020 tarihinde meydana gelmiş olup, kaza sonucu davacının yaralandığı, kazaya karışan aracın sürücüsü olan … ile davacı arasında, uzlaştırmacı huzurunda uzlaşma müzakereleri yapıldığı, taraflara uzlaştırmacı tarafından uzlaşmanın tüm hukuki sonuçları anlatıldıktan sonra, davacı vekili ile araç sürücüsünün arasında ve uzlaştırmacı huzurunda gerçekleşen uzlaşmada tarafların “şikayetinden vazgeçerek, maddi ve/ veya manevi başkaca talepte bulunmayacaklarına” dair beyanda bulunarak anlaştıkları, uzlaştırma tutanağından anlaşılmaktadır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/196066 soruşturma numaralı dosyasında CMK’nın 253. maddesi gereğince uzlaşma nedeniyle 07/04/2021 tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, davacının uzlaşma tutanağındaki imzayı inkar etmediği anlaşılmaktadır.
CMK’nın 253/19 maddesinin “Uzlaşma sonucunda şüphelinin edimini def’aten yerine getirmesi halinde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, 171’inci maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilir. Erteleme süresince zamanaşımı işlemez. Kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, 171’inci maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın, kamu davası açılır. Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” düzenlemesiyle şüpheli ile mağdur arasında uzlaşmanın gerçekleşmesi halinde tazminat davası açılmayacağı, açılmış davalardan ise feragat etmiş sayılacağı kabul edilerek, uzlaşmanın hukuk davaları açısından da sonuçları yasa ile açık şekilde belirlenmiştir.
Uzlaşma kapsamında yapılan anlaşmaların da; TBK’nın 28. maddesi (aşırı yararlanma) yahut TBK’nın 30 ve devamı maddeleri gereğince irade bozukluklarına ilişkin hükümler çerçevesinde iptalinin talep edilmesi mümkün ise de, bu husus ancak anlaşmanın tarafına karşı açılabilecek dava ile ileri sürülebilir.
Davacı, özgür iradesi ile uzlaşma tutanağını imzalamış olup, uzlaşma tutanağı CMK’nın 253/19. maddesi gereği ilam niteliğindedir. Öte yandan araç sürücüsü, işleteni ve trafik sigortası şirketi arasında kanundan kaynaklanan müteselsil borçluluk ilişkisi bulunduğundan, kendi aralarındaki iç ilişkide rücu şartları varsa zarar en son haksız fiil faili olan araç sürücüsü üzerinde kalır. (TBK’nın 162,163.vd mad.) TBK’nın 166. maddesi gereğince borçlulardan birinin ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmesi halinde, bu oranda diğer borçluların da borcundan kurtulacağı; borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler şeklindeki düzenleme; yine aynı Kanun’un 168/2 fıkrası gereğince alacaklının diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirmesi halinde bunun sonuçlarına kendisinin katlanması gerekeceğine ilişkin düzenleme karşında, zarar görenin, sürücü ve/veya işleten ile yapacağı borcu sona erdiren anlaşmadan sigorta şirketi de istifade eder.
Bu durumda, ZMSS şirketi araç işleteninin 3. kişilere olan hukuki sorumluluğunu sigortalısının kusuru ve azami poliçe limitine kadar üstlenmesi nedeniyle sürücü ile yapılan uzlaşmanın, davalı sigorta şirketine de sirayet etmesine ve mahkemenin gerekçesine göre yerel mahkeme kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Kararın taraflara HMK’nın 359/4 maddesi gereğince usulüne uygun şekilde tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 05/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.