Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/717 E. 2023/298 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/717 – 2023/298
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/717
KARAR NO : 2023/298

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2021
NUMARASI : 2020/407 Esas – 2021/73 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 27/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 20/08/2017 tarihinde trafik sigortası bulunmayan … plakalı kamyonet ile müvekkili … …’ın sevk ve idaresindeki aracın çarpışması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde müvekkilinin ağır şekilde yaralanarak malul kaldığını, … plakalı ZMMS poliçesinin bulunmayan araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu ve davalının zarardan sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 10.000,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 100,00 TL ve bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik 100,00-TL olmak üzere toplam 10.200,00-TL’nin 20/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatını 6.471,27 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını 140.590,07 TL, bakıcı giderini 702,03 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; 20/08/2017 tarihli kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, bu nedenle davalının davacıya herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğü olmadığını, davalının sorumluluğunun araç sürücüsünün kusur oranı ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderine ilişkin taleplerin poliçe kapsamında olmadığını, muaccel bir alacak bulunmadığından faiz talep edilmesinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, kusur bilirkişisinden alınan raporda, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü olan davacı … …’ın, Karayolları Trafik Kanunu’nun 57/a,b-5 ve 84/h maddeleri hükümlerine riayetsizliğinin yanında, dikkatsizliği ve tedbirsizliği de mevzu bahis olduğundan olayda %80 oranında kusurlu olduğu, … plaka sayılı kamyonetin sürücüsü …’ın ise, Karayolları Trafik Kanunu’nun 52/a,b maddesi hükmüne riayetsizliğinin yanında, dikkatsizliği ve tedbirsizliği de mevzu bahis olduğundan olayda %20 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, söz konusu rapor mahkemece değerlendirildiğinde olay sonrası düzenlenen kaza tespit tutanağında … plakalı araç sürücüsü …’ın herhangi bir kusurunun bulunmadığının tespit edildiği, kusur bilirkişisi tarafından ise … plakalı araç sürücüsüne Trafik Kanunu’nun 52/a,b maddesinde %20 oranında kusur verildiği, mevcut kazada geçiş üstünlüğü olan kişinin kavşakta olan … plakalı araç sürücüsü … olduğu, …’a kusurun verildiği Trafik Kanunu’nun 52/a maddesinde “Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlere, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve mefrezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken hızını azaltmak” yine aynı Kanun’un b maddesinde; “Hızlarını kullandıkları araçların yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, kusur bilirkişisi her ne kadar 52/a ve b’ye göre dava dışı …’a kusur vermiş ise de; …’ın dosya kapsamında 52/a ve b maddelerini ihlal ettiğine yönelik hiçbir delilin bulunmadığı, kusur bilirkişisinin değerlendirilmesinin tamamen soyut olduğu, sigortasız araç sürücüsünün tedbirsiz davrandığına yönelik ya da hızını azaltmadığına yönelik tespit bulunmadığı, bu nedenle kendisine yüklenecek bir kusur bulunmadığı, bu nedenle kusur bilirkişisinin …’a yüklediği kusur oranının mahkemece kabul edilmediği, mevcut olayda kavşak içerisinde bulunan ve geçiş üstünlüğü olan kişinin … olduğu, söz konusu şahsın tedbirsiz ve dikkatsiz davrandığına, hızını azaltmadığına yönelik hiçbir delilin bulunmadığı, bundan dolayı mahkemece meydana gelen kazada kaza tespit tutanağı doğrultusunda …’ın tamamen kusursuz olduğu ve tüm kusurun davacıda olduğu yönünde kanaat oluştuğu gerekçesi ile, “davanın reddine” karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sigortasız araç sürücüsünün kusuru bulunmadığına yönelik yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece alınan raporda ve dosyaya sundukları uzman görüşünde kazanın meydana gelmesinde sigortasız araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu tespite rağmen mahkemece dayanaksız ve uzmanlık alanı dışında soyut değerlendirme ile dava dışı sigortasız aracın kusursuz olduğunu kabul ettiğini, kararın bu haliyle rapor ile çeliştiğini, adil yargılama hakkını ve savunma hakkını ihlal ettiğini, kusur durumunun tespit edilmesinin uzmanlık gerektirdiğini, bu nedenle mahkemece yapılan değerlendirilmenin HMK’nın 266. maddesine aykırı olduğunu, yüksek mahkemenin bu gibi durumlarda Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini belirttiği, kazanın oluş şekline ve araçların durumlarına göre kazanın meydana gelmesinde sigortasız araç sürücüsünün de aşırı hızlı olduğunun sabit olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkeme gerekçeli kararında; kazanın meydana gelmesinde alınan bilirkişi raporunda davalıya da kusur verilmiş ise de, kaza tespit tutanağında sigortasız araç sürücüsüne kusur verilmediği, alınan raporun dosya kapsamına uygun olmadığı değerlendirilerek, re’sen kusur durumu tespit edilerek, kazanın meydana gelmesinde, sigortasız karşı aracın kusuru bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından kusur tespitine yönelik olarak istinaf edilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 266/1. maddesinde; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir” düzenlemesine yer verilmiştir. Kanun’un açık metninde de görüldüğü üzere, teknik bilgi gerektiren bir konuda, sadece tarafların talebinin bulunması halinde değil, mahkemenin de re’sen bilirkişi incelemesi yaptırması mümkündür. HMK’nın 282. maddesine göre hakim bilirkişi raporuyla bağlı olmayıp, verilen rapor hüküm kurmaya elverişli değil ise mahkemece yapılacak iş ya aynı bilirkişiden ek rapor almak ya da yeniden inceleme yaptırmaktan ibarettir.
Somut olayda; mahkemece kusur oranlarının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda davacı sürücünün %75, davalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Buna rağmen mahkemece başkaca rapor alınmadan, kaza tespit tutanağında da davalı sürücüye kusur verilmediği değerlendirilerek, dosya kapsamında davalının kusurlu eylemine yönelik delil ve tespit bulunmadığı gerekçesi ile kazanın meydana gelmesinde davalının kusuru kanıtlanmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Kaza tespit tutanağı kazanın oluş şekline ilişkin aksi her zaman ispatlanabilir delil mahiyetinde ise de, nitelik itibariyle bilirkişi raporu değildir. Mahkemece alınan bilirkişi raporu karar vermeye yeterli görülmemiş ve dosya kapsamına uygun olmadığı kanaatine varılmış ise bilirkişi raporunda yeterli görmediği hususlar da açıklanmak suretiyle, bu hususların da değerlendirildiği aynı bilirkişiden ek rapor yahut yeni bir bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, teknik bilgiyi gerektiren bir hususta öncesinde bilirkişi raporu da almış iken, rapor yeterli görülmeyerek kusur değerlendirmesi yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne; kararın, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, davacı tarafından delil olarak bildirilen kazaya ilişkin Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/29587 Sor. sayılı dosyası da, dosya içerisine kazandırılarak, denetime elveriliş, gerekçeli aynı bilirkişiden ek rapor yahut yeni bir bilirkişiden kusur raporu alınarak sonucuna göre olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09/02/2021 tarihli, 2020/407 Esas – 2021/73 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.