Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/702 E. 2023/450 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/702
KARAR NO : 2023/450

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : 2017/589 Esas 2020/601 Karar

DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVALI : ….
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVALILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 29/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 05/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı tüm taraflar vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 15/07/2017 tarihinde davalı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile …’nın sürücüsü olduğu … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkillerinin yaralandığını, söz konusu kaza nedeniyle 22/08/2017 tarihinde davalı … şirketine uğranılan zararların tazmini talebiyle başvuruda bulunulmuş ise de, davalı … şirketince bir cevap verilmediğini, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkillerinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla davacı … için 500,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 250,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat, davacı … için 250,00 TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminat olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın, davalılardan haksız fiil tarihi olan 15/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiilin gerçekleştiği 15/07/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 02/03/2018 tarihli açıklama dilekçesinde; maddi tazminat taleplerinin, … için 250,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 250,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı; … için 125,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 125,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatı; … için 125,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 125,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatına ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacılar 14/09/2019 tarihli Islah dilekçesi ile; maddi tazminat taleplerini davacı … için 1.906,12-TL geçici, 15.636,25 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 17.542,37 TL, davacı … için 5,785,93-TL, … için 6.843,97 TL olarak bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
02/10/2020 tarihli ıslah dilekçesine karşı maddi hata dilekçesi sunarak, davacılar … ve … için dava dilekçesiyle talep edilen 125,00-TL’lik sürekli iş göremezlik tazminat miktarını düşerek yeniden artırılan miktarı yazıp aradaki fark olan 250,00-TL için fark ıslah harcını tamamlamıştır.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davaya konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında, zarar nispetinde olduğunu, davacının sigortalı araç sürücüsünün kusurunu ve zararı kanıtlaması gerektiğini, tazminat hesabının 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS Genel Şartları kapsamında yapılması gerektiğini, avans faizi talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ile davalı … aynı mahiyetteki cevap dilekçelerinde; davacıların hiçbir haklı sebebi olmadığı gibi basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanmalarına karşın hayatın akışına ters düşer şekilde talepte bulunduklarını, olayın özüne ve düzenlenmiş trafik bilirkişisi raporları ve olay yeri incelemesi sonucunda haklılığının bariz olarak görüleceğini, talep edilen manevi tazminatın düşündürücü olduğunu, sürücüsü belgesi ile aracın trafiğe çıkmasına ilişkin hiçbir noksan belgesinin bulunmadığını, mahkemece istenen belgelerin dosyaya toplanmasını müteakip yasal hakları saklı kalmak üzere ayrıca beyan ve talepte bulunacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Ankara Batı 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/14 esas sayılı dosyası ile hasar dosyası, makine mühendisi bilirkişiden alınan kusur raporuna göre, davalı …’ın dava konusu kazada kavşaklara geçiş önceliğine uymaması nedeniyle asli %75, davacı sürücü …’nın ise %25 tali kusurlu olduğu, olay nedeniyle Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen raporlar doğrultusunda davacı …’in %8 malul ve 2 ay süreyle iş göremeyecek, davacılar … ve …’in ise maluliyeti olamayacak, ancak 6 ay süreyle iş göremez halde kalacak şekilde yaralandıkları anlaşıldığından alınan bilirkişi raporu kapsamında yapılan hesap doğrultusunda ıslah da nazara alınarak davacıların iş göremezlik tazminatı zararlarının oluştuğu yine TBK 56.maddesi kapsamında yaralanmaları nedeniyle manevi zararların oluştuğu manevi tazminatın miktarının da tarafların sosyal ve ekonomik durumunun nazara alınması gerektiği anlaşıldığından davacıların maddi tazminat davasının kabulü ile; 1.906,12-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 15.636,25-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 17.542,37-TL maddi tazminatın davacı …’ya, 6.783,97-TL geçici iş göremezlik tazminatının davacı …’a, 5.785,93-TL geçici iş göremezlik tazminatının davacı …’ya davalı … şirketi bakımından temerrüt tarihi olan 06/09/2017, diğer davalılar bakımından ise haksız fiil tarihi olan 15/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, davacılar … ve …’nın sürekli iş göremezlik tazminatı taleplerinin reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davalı … için 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 15/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine, karar verilmiş; hükme karşı taraf vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; maddi tazminat hesabının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda yeniden yapılması gerektiğini, zira mahkemece 1,8 teknik faize göre hesap yapılarak eksik tazminata karar verildiğini, manevi tazminat miktarlarının az olduğunu, davalı tarafa verilen vekalet ücretinin AAÜT’nin 10/2 ve 3/2 maddelerine aykırı olarak fazla verildiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapıldığını, davacılar … ve …’ın sürekli maluliyetinin bulunmadığını, buna göre kendileri yönünden davanın reddi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatından sigorta şirketinin sorumlu olmadığını, ayrıca davacı … için mahkemece hükmedilen sürekli iş göremezlik tazminatının ferileriyle birlikte Ankara Batı İcra Dairesi 2020/32365 Esas sayılı dosyaya ödendiğini, geçici iş göremezlik yönünden ise davanın reddi gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin … ve … için hükmettiği manevi tazminatın hakkaniyete aykırı olduğunu, bu davacıların maluliyetlerinin bulunmadığını, … için hükmedilen manevi tazminatın da fazla olduğunu, çünkü yürürlükten kalkan yönetmeliğe göre maluliyet belirlendiğini, Erişkinler İçin Engellilik… Yönetmeliğine göre maluliyetinin bulunmayacağını, ayrıca mahkemece hesaplanan maddi tazminatlardan hatır taşıması indirimi yapılmamasının doğru olmadığını, mahkemece 2 kez ıslah yapılmasının geçersiz olduğu kabul edilmeden karar verilmesinin doğru olmadığını yine ıslah edilen miktarların zamanaşımına uğradığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalı … şirketi vekili ve davalılar … ve … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, kamu düzenine aykırılıklar resen gözetilerek, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi (geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı) ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacılar vekili ile davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Davacılar vekilinin istinafı yönünden;
Anayasa Mahkemesi’nin, 09/10/2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 17/07/2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacıların zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekirse de; kararın yayınlanmasından sonra yapılan 24/11/2020 tarihli duruşmada ve öncesinde davacılar vekili tarafından “zararın genel hükümlere göre hesaplaması” yönünde bir talebi bulunmaması ve ıslah dilekçesinde de bilirkişi raporuna göre davanın ıslah edilmiş olması nedeniyle hükme esas alınan zarar hesabına yönelik raporda bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dava dilekçesinde her bir davacı için talep ayrı ayrı olup, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından reddedilen miktarlara göre her davacıdan ayrı ayrı vekalet ücreti alınıp davalılara verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı … şirketi vekilinin istinafı yönünden;
SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun Kanun’da belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olacağına dair Kanun’da düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile Kanun’la belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatında sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebeplerine de itibar edilememiştir.
Davalılar… vekilinin istinafı yönünden;
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, eldeki davada haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmeliğe göre yapılması gerekmekte olup, davacı … için maluliyet tespitine ilişkin alınan raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan “çalışma gücü… yönetmeliği”ne göre düzenlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak, bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterlidir. Yargıtay 17. HD’nin yerleşik uygulaması gereğince, hesaplanan tazminattan davacının hatır için taşınması durumunda %20 oranında indirim yapılması gerektiği kabul edilmektedir.
Ancak somut olayda; davacıların davalı tarafın aracında taşınmadığı anlaşıldığından hatır taşıması indirimi koşullarının bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Yine, dosyada sadece 14/09/2020 tarihli ıslah dilekçesinin bulunduğu, 01/10/2020 tarihli dilekçenin ise maddi hatanın düzeltilmesi niteliğinde olduğu anlaşılmış, TBK’nın 72. maddesi kapsamında, dava konusu olayda birden fazla kişinin yaralandığı nazara alındığında kaza tarihi(15/07/2017) ile ıslah tarihi (14/09/2020) arasında uzamış ceza zamanaşımı süresinin de dolmadığı anlaşılmıştır.
Davacılar vekili ile davalılar… vekilinin manevi tazminata yönelik istinafı yönünden;
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmü uyarınca, Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı kanunun 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır. Kanunun takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hükmüdür. Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar gerekçesinde objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; olayların gelişimi, olay tarihi, davacıların yaralanmalarının niteliği ve yukarıdaki ilkeler birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının zarara uğrayan davacılarda manevi huzuru doğurmaya yetecek ve tazminatın amacına uygun miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- a- Davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
b- Davalı … Şirketinden, istinaf konusu geçici işgöremezlik tazminatı için alınması gereken 988,00 TL harçtan Sigorta Şirketi tarafından peşin yatırılan 850,66 TL’nin mahsubu ile bakiye 137,34 TL’nin ….’den alınarak hazineye irat kaydına,
c- Davalılar … ve …’dan alınması gereken 3.423,17 TL istinaf karar harcından peşin alınan 791,36 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.631,81 TL’nin istinaf eden davalılar … ve …’dan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 29/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.