Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/69 E. 2022/53 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/69 – 2022/53
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/69
KARAR NO : 2022/53

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/12/2019
NUMARASI : 2018/418 Esas 2019/1136 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/01/2017 günü sürücü …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile davacı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araca arkadan çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, bu kazada davacı sürücünün yaralandığını, kazanın oluşumunda araçların kaza yerinden ayrılmaları nedeniyle kusur verme hususunda herhangi bir kanaat oluşmadığının ifade edildiğini, Tatvan Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/623 Soruşturma numaralı dosyasında kazaya ilişkin olarak trafik görevlilerince ek kaza raporu tanzim edildiğini, bu rapora göre sürücü … ile davacı sürücü …’ın 2918 SK’nın 52/b. mad. kuralını ihlal ettiklerinin belirtildiğini, davacının kaza sonrası geçici iş gücü kaybı yaşadığı gibi, kalıcı olarak da maluliyet yaşadığını, davacının 1961 doğumlu olup, kaza tarihinde asgari ücretle çalışmakta olduğunu, yargılama sonucunda hesaplanacak olan geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının buna göre hesaplanmasını, fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik geçici iş göremezlik tazminatı için 600,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yine kalıcı iş göremezlik tazminatının maddi tazminat değerinin tam ve kesin olarak belirlenmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik asgari 3.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini toplam 16.302,42 TL’ye artırmıştır.
Davalı… Sigorta vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın yetkisiz mahkemeye açıldığını, davalı şirketin genel müdürlüğünün İstanbul/Sarıyer ilçesi olması nedeniyle yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın 24/05/2016-24/05/2017 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde karayolları zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğunu, davacı şirket sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı limitle sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde ölüm/sakatlık halleri için kişi başı teminat limitinin azami 295.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat taleplerinin davalı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, sigorta şirketi olarak sigortalının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduklarını, bu nedenle kusur oranının belirlenmesini, kaza tespit tutanağına göre sigortalının kusurunun bulunmadığını, davacı tarafın, sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu iddia ettiğini, ancak bu iddiasını destekleyecek somut delillerinin mevcut olmadığını, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumuna tevdiini, davacının talep ettiği maddi tazminatın zenginleşme aracı olmayıp, sigorta şirketinin sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp ödenmesi gerektiğini, ZMSS Genel Şartlarına göre; kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedavi ile ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumunun teminatı kapsamında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte sürekli sakatlık tazminatının belirlenmesi için 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları uyarınca hesaplama yapılmasını, faizin yasal faiz olup, dava tarihinden itibaren işletilmesini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen 19.04.2019 tarihli bilirkişi raporu ile; kusur oranları, maluliyet raporu, davacının asgari ücret düzeyindeki geliri ve diğer tüm deliller dikkate alınarak düzenlenen rapora göre; oluşan kaza nedeniyle davacının 2.580,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 13.721,92 TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep hakkının bulunduğunun belirlendiği, her ne kadar davacı taraf geçici iş göremezlik tazminatı talep etmiş ise de, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren kara yolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları A.5-b maddesine göre; ”b) Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır. Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” hükmüne göre geçici iş göremezlik tazminatı açısından sorumluluğun SGK’ya ait olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; 13.721,92-TL sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin (geçici iş göremezlik) istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; her ne kadar 6111 sayılı kanunda trafik kazasına bağlı sağlık giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağı ifade edilmişse de; geçici iş göremezlik zararı kanunun kapsam dışında bırakıldığı ve geçici iş göremezlik ödeneği yönünden sorumluluğun devam ettiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece sürekli işgöremezlik talebinin kabulüne, geçici isgöremezlik talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından reddedilen geçici işgöremezlik tazminatına ilişkin olarak istinaf edilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihli, 2019/40 Esas – 202/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, davalı sigorta şirketinden talep edebilir. 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu iddia edilmiş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 Esas – 2019/10217 Karar 24.12.2019 tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 Esas – 2013/4496 Karar sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Bu itibarla davalı şirket, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup kanun ile belirlenen sigortanın sorumluluk sınırları, ikincil norm olan genel şartlar ile daraltılamayacağından, geçici iş göremezlik zararı teminat kapsamında bulunduğundan geçici iş göremezlik zararı yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17. HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı) Bu itibarla, tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle aktüer raporunda %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiş ise de, istinaf sebepleri ile bağlı olarak inceleme yapıldığından ve davacının sürekli iş göremezlik ödeneği hakkında istinaf talebinde bulunmadığından bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, istinaf konusu yapılmayan kısımlar baki kalmak üzere, HMK.nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere
I-Davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 09.12.2019 tarihli, 2018/418 Esas – 2019/1136 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 13.721,92-TL sürekli iş göremezlik tazminatının, 2575,32 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 1113,26-TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 35,90-TL harç ve ıslah ile alınan 43,45-TL olmak üzere toplam 79,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 1033,91 -TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafça yatırılan ve mahsup edilen 79,35-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 9.200,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen talep yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 4,99 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 1.179,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre takdiren belirlenen 1175,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. Maddesine uygun şekilde İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
III-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 49,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.