Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/680 E. 2022/713 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/680 – 2022/713
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/680
KARAR NO : 2022/713

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2020
NUMARASI : 2019/342 Esas 2020/557 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 08/12/2015 tarihinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı kamyonun müvekkilinin kullandığı motosiklete çarpması ile meydana gelen çift taraflı trafik kazası sonucunda, müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını ve maluliyetinin oluştuğunu, zararlarından davalının sorumlu olduğunu, davalı ile arabuluculuk yoluyla anlaşamadıklarını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin talep haklarını saklı tutarak 4.500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru tarihi olan 22/04/2019 tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ve yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 08/09/2020 tarihli dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatını 37.189,79 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline başvuru şartının yerine getirilmediğini, başvuru konusu trafik kazasında sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davacının kask takmaması nedeni ile hükmedilecek maddi tazminattan %40 oranında kusur indirimi yapılması gerektiğini, savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından doğan iş göremezlik nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan kusur raporunda ve Balıkesir Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesinden alınan raporda; trafik kazasının oluşumunda dava dışı sigortalı kamyon sürücüsünün %75, davacı motosiklet sürücüsünün ise %25 oranında kusurlu olduğu, kaza tarihinde yürürlükteki Yönetmelik hükümleri gereğince dava konusu trafik kazası nedeni ile davacının sürekli iş göremezlik oranının %5 olduğunun mütala ediliği, aktüer bilirkişinden alınan raporda ise; yapılan denetime elverişli hesaplama sonucunda kazazede davacının kaza tarihi itibariyle asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda davacının kusur indirimi de yapıldıktan sonra davalıdan 37.189,79-TL sürekli iş göremezlik tazminatı talep edebileceğinin bildirildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, her ne kadar davalı vekili müterafik kusur indirimi yapılmasını talep etmiş ise de; trafik kazası sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağı incelendiğinde; kazazede davacının motorsiklet sürücüsü olarak kask takıp takmadığının belirlenemediğine yönelik olarak tutanakta 7 no’lu kısmın işaretlendiği dikkate alınarak davalı lehine müterafik kusur indirimi yapılmadığı, davacının rapor doğrultusunda talebinde haklı olduğu gerekçesi ile; “Davanın Kabulü İle; dava konusu 37.189,79-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacının Sağlık Kurulu raporu almaksızın eksik evrak ile müracaat ettiğinden usulüne uygun başvuru şartını yerine getirmediğini, davacının kask takmaması nedeniyle zararın artmasına neden olduğu halde müterafik kusurun nazara alınmadığını, bu nedenle kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin müterafik kusura ilişkin ret gerekçesinin yerinde olmadığını, kaza mahallinde kırılmış ve zarar görmüş kask koruyucu ekipman bulunmama durumunda dahi tutanaktaki 7 no’lu bölümün işaretlendiğini, bunun da kasksız motosiklet kullanıldığının delili olduğunu, Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/507 sayılı dosyasında davacı … aleyhine …. Şti. tarafından 11/03/2019 tarihli alacağın temliki sözleşmesine istinaden dava açıldığını ve davanın müvekkili şirkete ihbar edildiğini, ihbarın mahkemeye bildirildiği halde yerel mahkemece davanın bekletici mesele yapılmadığını, beyanların hüküm kurulurken nazara alınmadığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılıklar gözetilerek, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekili tarafından, davacının KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapmadan eldeki davanın açıldığı davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de; davacının dava tarihinden önce sigorta şirketine yazılı başvuruda bulunmuş olmasına, akabinde arabuluculuk yoluna da müracaat etmiş olmasına göre dava şartı yerine getirildiğinden, davalı vekilinin davanın usulden reddine karar verilmesine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili tarafından, davacının kask takmaması nedeniyle, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesi tarafından, davalının buna ilişkin itirazları değerlendirilerek, kask takmadığı tespit edilemediğinden talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek karar verilmiş olmasına, davacının kask takmadığının davalı tarafından kanıtlanmamış olmasına ve davacının da buna ilişkin kabulü bulunmamasına göre davalının buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekili tarafından, davacının tazminat alacağının bir kısmını temlik ettiğinden bahisle, tazminat alacağının tamamını talep edemeyeceği ileri sürülmüş ise de; UYAP Sisteminden Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/507 E. sayılı dosyasından kazandırılan temlikname suretine göre, temlik edenlerin … ve… olduğu, temliknamede %30 alacağın temlikinden bahsedilerek, temlikin …. Şti’ye yapıldığının belirtildiği, ancak temliknamede, temlikin velayeten … adına yapıldığına yönelik bir açıklama yer almadığı gibi hangi borçludan olan alacağın temlik ediliğinin de yer almadığı, temliknamede esaslı unsurların bulunmadığı, kaldı ki temliknameye istinaden davalı …. Şti. tarafından Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/507 E. sayılı dosyasında açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, buna göre davacının tazminat alacağının tamamını talep etme hakkı bulunduğundan davalının buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
4-Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık bulunması halinde res’en incelenilir. Gerekçeli kararda harcın eksik alınmasına yahut suçüstünden karşılanan devlet alacağının sorumlusundan tahsiline karar verilmemiş olması kamu düzenine ilişkin olduğundan ve kamu zararına neden olacağından re’sen gözetilir.
6102 sayılı Yasa’nın 5/A maddesinde, bir kısım ticari davalarda zorunlu (dava şartı) arabuluculuk alternatif uyuşmazlık çözüm yolu kabul edilmiş ve “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı” olarak kabul edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun, dava şartı olan arabuluculuk hakkındaki 18/A maddesinde de, arabuluculuğun dava şartı olarak kabul edilen durumlarda arabuluculuk sürecine uygulanacak düzenlemelere yer verilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun, dava şartı olan arabuluculuk hakkındaki 18/A maddesinin 13 ve 14. fıkraları aynen;”(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, eldeki dava da, dava tarihi itibariyle dava şartı (zorunlu) arabuluculuğa tabi olduğundan, davacı tarafından arabulucuya başvurulmuş, tarafların anlaşamaması sonrasında açılmıştır. Buna göre; Adalet Bakanlığı tarafından ödenen arabuluculuk ücretinin ve bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin, yargılama giderlerinden sayılması nedeniyle, anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı gözetilerek, 6100 sayılı HMK m. 326 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin de, haklılık durumuna göre taraflara yüklenilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz karar verilmiş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine, re’sen görülen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede dava şartı (zorunlu) arabuluculuk ücretine ilişkin hüküm kurulmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının re’sen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/10/2020 tarihli, 2019/342 Esas – 2020/557 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-3.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-)Davanın değer artırım talebi gözetilerek KABULÜ İLE; dava konusu 37.189,79-TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan 07/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Alınması gerekli karar ve ilam harcı nisbi 2.540,43-TL olup, davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin ve 508,70-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 553,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.987,33-TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına, (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu olmak kaydıyla)
3-)Dava, dava şartı (zorunlu) arabuluculuğa tabi olduğundan ve anlaşmaya varılmamış olunması nedeniyle eldeki dava açıldığından, 6325 Sayılı 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-(14) maddesi gereğince, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-)Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin ve 508,70-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 553,10-TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/1.m. gereğince nispi 5.578,35-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine (davalı sigorta şirketi poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu olmak kaydıyla),
6-)Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.090,40-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan 635,20 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yapılan istinaf giderinin kaldırma sebebine göre davalı üzerinden bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.