Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/68 E. 2022/52 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/68 – 2022/52
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/68
KARAR NO : 2022/52

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/12/2019
NUMARASI : 2018/962 Esas 2019/1247 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili 25/12/2018 tarihli dava dilekçesinde, 20/09/2017 tarihinde, dava dışı …’nın sevk ve idaresindeki, müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı aracı ile seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde tek taraflı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin yaralandığını, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile davalı sigorta şirketinin teminatında olduğunu, HMK’nın 107/2. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası kapsamında 3.800,00 TL kalıcı iş göremezlik, 100,00 TL geçici iş göremezlik ve 100,00 TL bakıcı gideri tazminatı olarak şimdilik toplam 4.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14/11/2019 tarihinde harcını yatırdığı dilekçesi ile talebini geçici iş göremezlik için 5.616,24 TL, bakıcı gideri için 5.616,24 TL olarak artırarak toplam 15.032,48 TL ‘nin tahsili istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kaza ile sakatlık arasında illiyet bağının bulunmadığını, davacının başvurusu ile 2018311037391/1 numaralı hasar dosyasının açılmış olduğunu, kaza tarihinin 20/09/2017 olması nedeni ile bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik taleplerinin yapılan son yasa değişikliği nedeni ile reddi gerektiğini, 6111 sayılı yasa gereğince de geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatının istenemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte hesaplanan tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 20/09/2017 tarihinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazası neticesinde, … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, Hacettepe Üniversitesi ATK’ya ait 21/05/2019 tarihli rapor ile; “Özürlülük Ölçütü….Yönetmelik” hükümlerine göre, davacının dava konusu kaza nedeniyle özür oranının olmadığı, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı, 4 ay süresince başkasının bakımına muhtaç olduğunun belirlendiği, aktüerya uzmanı bilirkişiye ait rapor ile davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklanan zararının bulunmadığı, davacının 5.616,24 TL geçici iş göremezlik, 5.616,24 TL bakıcı gideri zararına uğradığının hesaplandığı, davacıya SGK tarafından kaza nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığı, savcılık dosyası içeriği incelendiğinde, dava dışı araç sürücüsünün davacının kız arkadaşı olduğu anlaşıldığından, hesaplanan tazminat tutarı üzerinden %20 oranında hatır taşımacılığı indirimi de yapılarak, 4.493,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 4.493,00 TL bakıcı gideri tazminatına hükmedilmesi gerektiği, hükme esas alınan 21/05/2019 tarihli ATK raporu ile davacının dava konusu kazaya bağlı özür oranının olmadığı belirlendiğinden davacının sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının sürekli iş göremezlik tazminatı isteminin reddine, davacının geçici iş göremezlik tazminatı isteminin kısmen kabulü ile 4.493,00 TL tazminatın 12/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı yanın bakıcı gideri tazminatı isteminin kısmen kabulü ile 4.493,00 TL tazminatın 12/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkeme kararında davacı taraf lehine geçici iş göremezlik tazminatına ve bakıcı giderine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, kusur incelemesi yapılmaksızın sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğundan bahisle aleyhe karar verilmiş olmasının kabul edilemeyeceğini, rücuya tabi ödemelerin düşülmesi gerektiğini, dava konusu edilen tutar yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz ve ıslah edilen tutar yönünden ıslah tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi vekili geçici iş göremezlik zararlarının ve bakıcı giderlerinin sigorta teminatı kapsamında kalmadığını, sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, bedensel zararlardan sorumlu olan davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Öte yandan kaza tarihinde ve mahkemece verilen karar tarihinde KTK’nın 90. maddesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden değildir. 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır.
6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmadığından (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743 E. – 2013/4496 K. sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinafı yerinde olmadığı gibi, davacı tarafından talep edilen bakıcı gideri de, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi kapsamında üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri kapsamında bulunmadığından, davalının KTK’nın 98. madde kapsamı dışında kalan tedavi giderlerinden sorumluluğunun sona erdiğine dair KTK’nın 92. maddesinde hüküm bulunmadığından, davalının geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Faiz başlangıcına ilişkin olarak ise, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın, ıslah ile dava değerinin artırılması halinde, ıslahtan önce davalının temerrüdü gerçekleşmiş ise, davacı ıslah ettiği miktarı da, ıslah tarihinden önceki temerrüt tarihinden yahut temerrüdün gerçekleşmesinden sonraki bir tarihten itibaren faizi ile talep edebilir. Hâkim, temerrüdün gerçekleştiği tarihi gözeterek taleple bağlı kalarak faizin başlangıcını belirlemelidir.
Davacının talebi haksız fiil nedeniyle maddi tazminat olup, haksız fiil failinin temerrüdü haksız fiil hükümlerine göre, davalı Sigorta Şirketinin temerrüdü ise sigortanın temerrüdüne ilişkin hükümler çerçevesinde belirlenmelidir. Davaya konu kaza 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun yürürlükte olduğu dönemde gerçeklemiş olup, HGK’nın 2017/1015 E. 2020/222 karar sayılı ilamında da değinildiği üzere “Belirtilmelidir ki, haksız fiilde ve sebepsiz zenginleşmede temerrüt için ihtarın gerekmediği yolunda açık bir yasa hükmü yoktur. Ne var ki, müşterek hukukun “Gasp eden daima temerrüt hâlindedir” şeklindeki genel ilkesi, günümüzde de uygulama alanı bulmaktadır. Bu ilkeye göre, haksız fiilin faili ve sebepsiz zenginleşen daima temerrüt hâlinde bulunduğu için, zaten gerçekleşmiş olan temerrüdü sağlamak üzere alacaklının bunlara ayrıca bir ihtarda bulunması gerekmez.” Buna göre; 6098 Sayılı Yasanın 117/2. Maddesinde “Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.” düzenlemesine yer verilerek, haksız fiilde temerrütte uygulamada düşülebilecek tereddütler giderilmiştir.
Sigorta şirketinin temerrüdü yönünden ise; 26/04/2016 tarihinde 2918 sayılı Yasanın 99. maddesinde yapılan değişiklik ile “Sigortacılar, hak sahibinin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” düzenlemesi getirilmiş olup, başvuruya ilişkin belgelerin tebliğ tarihini takip eden 8 iş günü sonunda temerrüdü gerçekleştiğinden, sigorta şirketinin davanın kısmi dava, belirsiz alacak davası olup olmamasına bakılmaksızın zararın tamamı yönünden ödeme yükümlülüğü doğduğundan tazminatın tamamı yönünden temerrüdü gerçekleşeceğinden faiz başlangıcına yönelik mahkeme kabulü isabetlidir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, mahkemece hükme esas alınan kusur raporunun olayın oluş şekli ve kaza tespit tutanağı ile uyumlu bulunmasına göre HMK 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 613,83-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 153,45-TL harcın mahsubu ile bakiye 460,62-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.