Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/673 E. 2022/714 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/673 – 2022/714
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/673
KARAR NO : 2022/714

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/11/2020
NUMARASI : 2019/555 Esas – 2020/618 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 17/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02/05/2019 günü müvekkiline ait araç seyir halinde iken, olay mahallinde davalıya ait elektrik direğinin aracın üzerine düşmesi sonucu araçta hasar meydana geldiğini, müvekkilinin aracının tamiratı için geçen sürede işlerini yürütebilmek için araç kiraladığını, araç kiralama bedelini ödemek zorunda kaldığını, aracını servis taşıma işi için kullanan müvekkilinin günlük ücret karşılığı çalıştığını, ticari araçta kaza nedeniyle meydana gelen hasarın onarımı için geçen sürede müvekkilinin servis taşıma işini yapmaması nedeniyle kazancından mahrum kaldığını ve bu nedenle zarar ettiğini, müvekkilinin aracın takla attığını düşünmesiyle sol köşe ve tavan kısmındaki hasarı tamir ettirmediğini, aracın 2019 model 400 km’de ve tescil tarihinin 09/04/2019 olduğunu, araçta değer kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin araç hasarı ve araç kiralama bedeli olmak üzere 4.736,40 TL masraf yapmak zorunda kaldığını, günlük kazancın en az 718,00 TL olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL hasar bedeli, 100,00 TL değer kaybı ve 100,00 TL araç kazanç kaybı olmak üzere toplam 300,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde; hasar bedelini 2400,00 TL, araç değer kaybını 8.000,00 TL, araç kazanç kaybını 531,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin İncesu Telekom Müdürlüğü kayıtlarında kaza ile ilgili herhangi bir kayıt olmadığı gibi kamusal nitelikte haberleşme hizmeti sunan müvekkili şirkete bu yönde adli, idari veya kişi ya da kişilerce ihbar yapılmadığını, bir bilgi intikal ettirilmemiş olması nedeniyle oluşan kazanın şirketlerinden kaynaklı olmadığının iddialarını güçlendirildiğini, dava konusu olayda şiddetli sağanak yağışlar sonucu direğin hasar gördüğünü ve mefhum olayın meydana geldiğini, dava kabul edilmemekle birlikte hayatın akışına aykırılık teşkil edecek şekilde müvekkili şirketin %100 kusurluymuş gibi hareket etmenin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin iletişim direklerinin yol hizasında standartlara göre yapıldığını, kazanın meydana geldiği iddia edilen yolun fiziki durumu, iklim koşulları, aracın olması gereken teknik donanımlarının aracın kaza anında hız limitlerinde olup olmadığının araştırılmasının gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın, trafik kazasından kaynaklanan tazminat davasına ilişkin olduğu, bilirkişi heyetinden alınan raporda, davalı şirketin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 13. ve 14. maddesine aykırı davranmakla olayın meydana gelmesinde % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, davacıya ait araç sürücüsü …’nun kural ihlali görülmediği olayda kusursuz olduğu, alınan raporda davacı yana ait araçta meydana gelen hasarın olay tarihi olan 02/05/2019 tarihi itibarıyla 2.400,00 TL, değer kaybının 8.000,00 TL, araç kazanç kaybının 531,00 TL olmak üzere toplam zararın 10.931,00 TL olacağının belirtildiği, raporun dosya kapsamına uygun olduğu, davacının davasında haklı olduğu gerekçesi ile, “Davanın kabulüne, 2.400,00-TL hasar bedeli, 8.000,00-TL değer kaybı, 531,00-TL kazanç kaybının olay tarihi olan 02/05/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın eksik ve hatalı olduğunu, müvekkilinin %100 kusurluymuş gibi kabul edilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin anı anına her şebekenin ve teçhizatın başında birisini bekletmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin direkleri nizami olarak yerleştirdiğini, aracın hızının, teknik özelliklerinin, hızının değerlendirilmemesinin hatalı olduğunu, aracın aşırı hızlı kullanılması halinde sürücünün de kusurunun olması gerektiğini, bu hususlar değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkili şirketin İncesu Telekom Müdürlüğüne de kazaya ilişkin bilgi ve ihbar bulunmadığını, bu nedenle kazanın müvekkilden kaynaklanmadığının kanıtladığı gerekçesi ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılıklar gözetilerek, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, araç hasarı, değer kaybı ve kazanç kaybından kaynaklanan maddi tazminat istemidir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından kusura ilişkin olarak istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde davacıya ait minibüsün seyri sırasında, yol kenarında bulunan davalıya ait ağaç telefon direğinin davacının aracının üzerine düşmesi neticesinde, davacının aracında hasar meydana geldiği, kolluk tarafından tanzim edilen görgü tespit tutanağı, kaza anını ve araçta oluşan hasarı gösteren fotoğraflar ve dosya kapsamından anlaşılmıştır.

Bilirkişiden alınan kusur raporunda, davalının eskimiş olan telefon hattının tehlike oluşturmaması için tedbir almaması, yıpranmış direkleri değiştirmemesi, nakil hatları üzerinde denetim ve gözetim görevini yerine getirmemiş olması nedeniyle %100 kusurlu olduğu tespit edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından, kusur raporunun eksik incelemeye dayalı olduğu ileri sürülmüş ise de, kazanın davacının aracı ile seyri sırasında, yol kenarındaki direğin araç üzerine devrilmesi ile meydana gelmiş olmasına, direğin devrilmesine başkaca etkenlerin neden olduğuna yönelik delil sunulmamış olmasına, davalının gözetim ve denetiminde olan telefon direğinin neden olduğu zararlar nedeniyle %100 oranında kusurlu olduğunun kabul edilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
1-Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık bulunması halinde re’sen incelenir. Gerekçeli kararda harcın eksik alınmasına yahut suçüstünden/bakanlık bütçesinden karşılanan devlet alacağının sorumlusundan tahsiline karar verilmemiş olması kamu düzenine ilişkin olduğundan ve kamu zararına neden olacağından re’sen gözetilir.
6102 Sayılı Yasanın 5/A maddesinde, bir kısım ticari davalarda zorunlu (dava şartı) arabuluculuk alternatif uyuşmazlık çözüm yolu kabul edilmiş ve “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı” olarak kabul edilmiştir. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun, dava şartı olan arabuluculuk hakkındaki 18/A maddesinde de, arabuluculuğun dava şartı olarak kabul edilen durumlarda arabuluculuk sürecine uygulanacak düzenlemelere yer verilmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun, dava şartı olan arabuluculuk hakkındaki 18/A maddesinin 13 ve 14. fıkraları aynen, “(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. (14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda, eldeki dava da, dava tarihi itibariyle dava şartı (zorunlu) arabuluculuğa tabi olduğundan, davacı tarafından arabulucuya başvurulmuş, tarafların anlaşamaması sonrasında açılmıştır. Buna göre, Adalet Bakanlığı tarafından ödenen arabuluculuk ücretinin ve bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderlerin, yargılama giderlerinden sayılması nedeniyle, anlaşmaya varılamaması halinde ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacağı gözetilerek, 6100 sayılı HMK m. 326 maddesi gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan zorunlu arabuluculuk ücretinin de, haklılık durumuna göre taraflara yüklenilmesi gerekirken, bu hususta olumlu olumsuz karar verilmiş olması doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilince ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddine, re’sen görülen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede dava şartı (zorunlu) arabuluculuk ücretine ilişkin hüküm kurulmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının re’sen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 05/11/2020 tarihli, 2019/555 Esas – 2020/618 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KABULÜNE, 2.400,00-TL hasar bedeli, 8.000,00-TL değer kaybı, 531,00-TL kazanç kaybının olay tarihi olan 02/05/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 746,70-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 232,08-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 514,62-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Dava, dava şartı (zorunlu) arabuluculuğa tabi olduğundan ve anlaşmaya varılamaması nedeniyle eldeki dava açıldığından, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) (14) maddesi gereğince, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T (madde-13 İkinci Kısım İkinci Bölüm) göre hesaplanan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan, 44,40-TL başvuru harcı, 44,40-TL peşin/nisbi harcı, 187,68-TL ıslah harcı, 1.057,50-TL tebligat, posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.333,98-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN
II-Davalı tarafça yatırılan 186,68 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
III-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan yapılan istinaf giderinin kaldırma sebebine göre davalı üzerinden bırakılmasına,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.