Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/670 E. 2023/413 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/670 – 2023/413
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/670
KARAR NO : 2023/413

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : 2018/263 Esas – 2020/807 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 24/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı sigorta vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 30.04.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, kaza yapan araçta yolcu konumunda bulunan davacının yaralanarak sakat kaldığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, davacının tedavi giderlerinin 6111 Sayılı Kanun kapsamında SGK tarafından karşılandığını, ancak SGK tarafından karşılanmayan 6111 Sayılı Kanun kapsamı dışında kalan zorunlu ve kaçınılmaz harcamaların Sigorta Şirketinin sorumluluğunda olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, SGK tarafından karşılanmayan ve kaçınılmaz tedavi giderlerinin Adli Tıp Uzmanı tarafından tespiti ile davalıdan tahsilinin gerektiğini, belirterek fazlaya dair talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile 3.500 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 500,00-TL kaçınılmaz faturalandırılmayan tedavi giderlerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 18/12/2019 tarihli dilekçesi ile; davadaki taleplerini 67.684,81-TL’ye, 06/08/2020 tarihli dilekçesi ile de 77.430,31-TL’ye yükseltmiş, noksan harcı tamamlamıştır.
HMK’nın 176/2. maddesi kapsamında aynı davada taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği amir hükmü gereğince 18/12/2019 tarihli ıslah dilekçesi esas alınmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava yoluna gidilmeden önce sigorta şirketine yazılı olarak başvurunun dava şartı haline geldiğini, davacının sunmuş olduğu raporun yönetmeliğe uygun olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiği, kaza nedeniyle geçici işi göremezlik giderinden müvekkil şirketin sorumlu olmayıp, SGK’nın sorumlu olduğunu, kusur ve maluliyet durumunun belirlenmesi gerektiği, faize hükmedilecekse yasal faiz olması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davacının içinde yolcu olarak bulunduğu davalıya sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olarak kaza yapması sonucu davacının %9 oranında malul kalacak şekilde yaralanması nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik, SGK tarafından karşılanmayan tedavi için ulaşım gideri zararının oluştuğu, zararların bilirkişi tarafından hesaplandığı ve ıslah yapıldığı, davacının alkollü sürücünün aracına bilerek binmesi nedeniyle tazminatlardan %20 oranında müterafık kusur indirimi yapılması gerektiği gerekçesiyle, yapılan ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile 61.944,24 TL sürekli iş göremezlik, 364,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 62.308,24 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 31/08/2017 tarihinde itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece maddi meselenin takdirinde hata yapılarak ve eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporundaki %9 kalıcı sakatlık oranını kabul etmediklerini, Özürlülük Ölçütü Yönetmeliğine göre kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığının 12 ay boyunda stabil ve kalıcı olması halinde maluliyetinin bulunduğunun kabulü gerektiğini, raporun alındığı hastanenin yetkili hastane olmadığı gibi kusur raporunu ve sigortalı araç sürücüsüne verilen %100 kusuru kabul etmediklerini, davacı için koruyucu ekipman takmadığından dolayı ayrıca %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, yine mahkemece gerekçeli kararda “aynı davada taraflar ancak bir tek ıslah yoluna başvurabileceğini ve bu sebeple davacı vekilinin 18/12/2019 tarihli ıslah dilekçesinin esas alınması gerektiğini” belirttiği halde müterafık kusur indiriminin ikinci ıslah dilekçesindeki miktar üzerinden yapıldığını, bu durumunda tazminat miktarının yüksek çıkmasına neden olduğunu ve davacının sigortalı araçta yolcu olması nedeniyle yerleşik içtihatlar gereğince en az %20 hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, tedavi giderinden davalı şirketin sorumlu olmadığını, yine yol giderlerinin de teminat kapsamında bulunmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; 30/04/2017 günü davacının içinde bulunduğu otomobilin sürücüsünün 1,28 promil alkollü olarak aracı kullanırken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ile çelik bariyerlere çarpıp takla atması şeklinde meydana gelen kazada araç içinde yolcu olarak bulunan davacının Ankara Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD tarafından 12/04/2019 tarihinde ve davacının muayenesi de (11/07/2018 tarihinde kazadan bir yıl sonra) yapılarak, Özürlülük Ölçütü … Yönetmeliği ve Erişkinler için Engellilik. … Yönetmeliği hükümleri ayrı ayrı değerlendirilerek düzenlenen maluliyet raporunda, davacının olay nedeniyle uyluk ve baldır atrofisinden dolayı %9 oranında maluliyeti olduğu, 9 ay iş göremezlik halinde kaldığı ve bu süre boyunca başkasının bakımına muhtaç olduğu yönünde rapor düzenlendiği, bu rapor esas alınarak aktüerya kök ve ek raporunun alındığı, raporda asgari ücret üzerinden davalı sigorta sürücüsünün %100 kusurlu olduğu kabul edilerek, TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faiz esas alınarak davacının zararının hesaplandığı görülmüştür.
Hükme esas alanına maluliyet raporunun, yerleşik içtihatlar doğrultusunda kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri esas alınarak düzenlenmesi nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Yine kusur raporunun da dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde kısmi dava olarak davanın açıldığı, dosyada alınan 11/10/2019 tarihli hesap raporu ile 11/11/2019 tarihli doktor bilirkişi raporuna göre 18/12/2019 tarihli ıslah dilekçesinin sunulduğu, dilekçe ile “fazlaya dair talep ve dava hakkının saklı kalmak kaydıyla müvekkilim … için 67.684,81 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 31/08/2017 kaza tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalı …Sigorta A.Ş. müteselsilen tahsiline karar verilmesi” talep edilmişse de dosyada bu tarihte yatırılmış bir ıslah harcına rastlanmamıştır. Yargılama sırasında mahkemece 23/12/2019 tarihli celsede 2020 yılındaki asgari ücret değişiklikleri nedeniyle bilirkişiden yeniden ek hesap raporu alındığı ve buna göre de aynı hesap ilkeleri kapsamında ancak son asgari ücrete göre davacının geçici ve sürekli iş göremezlik zararının hesaplandığı bu miktarların önceki rapordan yüksek çıkması nedeniyle davacının bu kez 06/08/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile “müvekkilim … için 77.430,31 TL kalıcı iş göremezlik tazminatının sigorta şirketinin temerrüde düştüğü 31/08/2017 kaza tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalı … Sigorta A.Ş.den müteselsilen tahsiline karar verilmesi”nin talep edildiği ve ıslah harcının da bu tarihte yatırıldığı görülmüştür.
Haksız fiilden kaynaklanan davalarda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Davacı ancak gerçekleşen zararını talep edebilir.
Tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. maddelerinde düzenlenmiştir.
TBK 51. maddesine göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak tazminatı belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan hatır taşıması/müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili Kanun maddeleri incelendiğinde yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır.
Mahkemece davacının gerçek zararının alınan ek raporla belirlendiği, buna göre davacının toplam 77.430,31TL zararının bulunduğu, bu miktarın davalı sigortanın poliçe limitleri dahilinde kaldığı, mahkemece bu miktardan %20 müterafık kusur (alkollü sürücünün aracına bilerek binmesi nedeniyle) indirimi yapılarak bulunan miktar olan 61.944,24TL’nin de davacının ilk ıslah dilekçesiyle talep ettiği 67.684,81TL’nin altında kaldığı anlaşılmış olup indirim yapılan miktarın belirlenmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 87. maddesine göre; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.” esası kabul edilmiştir. Hatır için taşımanın söz konusu olabilmesi için, işletenin taşımak üzere araca aldığı yolcudan karşı edim alabilecekken yolcunun hatırı için veya iyilik yapma düşüncesi ile karşı edimi almayıp yolcuyu bedelsiz taşıması gerekmektedir.
Ceza mahkemesindeki yargılama sırasında davacı müşteki sıfatıyla verdiği ifadesinde; “olay günü arkadaşım olan sanıkla birlikte Kızılay’da bir pavyona gidip eğlendik… ikimiz de alkollüydük… taksiyle gidelim dedim… kabul etmedi ve sanığın kullandığı arabaya bindim..” şeklindeki beyanı nazara alındığında davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığı da sabit olup, davalının süresinde verdiği cevap dilekçesinde de hatır taşıması savunmasında bulunmasına göre mahkemece, müterafık kusur indirilerek bulunan miktar üzerinden yerleşik içtihatlar kapsamında %20 oranında hatır taşıması indirimi de yapılarak karar verilmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak karar verilmesi doğru görülmediğinden, davalının buna yönelik istinafının kabulü ile hükmün düzeltilmesi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hatır taşıması indirimi yapılarak ve ilk kararda kesinleşen yönler korunarak düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/11/2020 tarihli, 2018/263 Esas – 2020/807 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 49.555,39-TL sürekli işgöremezlik, 364,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 49.919,39-TL tazminatın temerrüt tarihi olan 31/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,
2-Alınması gerekli 3.409,99-TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 202,33-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.277,66-TL’nin davalıdan alınması ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin ve ıslahla yatırılan 202,33-TL harcın davalıdan alınarak davacıya iadesine,
4-Davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-davanın takdiri indirim nedeniyle kısmen kabulüne karar verildiğinden, reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan bilirkişi masrafı, tebligat, başvurma harcı ve yazışma gideri toplam 2.497,98-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA HARÇ VE GİDERLERİ
1-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan 150,00TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.