Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/67 E. 2022/63 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/67 – 2022/63
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/67
KARAR NO : 2022/63

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2019
NUMARASI : 2018/656 Esas 2019/1223 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 11/10/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 06.06.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının ablası …, yeğeni … ve annesi …’ın vefat ettiğini, davacının destekten yoksun kaldığını, kazaya neden olan aracın ZMM sigortası poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketi tarafından talebin reddedildiğini, davacının annesi ile birlikte yaşadığını, müteveffanın cenaze, mezar yeri, taş yapım masrafları olmak üzere 3.200,00 TL masrafın davacı tarafından yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerinin temerrüt tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 158.020,96 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama neticesi, davacının talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 154.820,96 TL ve cenaze ve defin giderinin 3.200,00 TL olduğu, belirlenen bu miktardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği toplam tazminat miktarının (123.856,77 TL destekten yoksun kalma + 2.560,00 TL cenaze ve defin gideri) 126.416,77 TL olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, davacının dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, 123.856,77-TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 2.560,00-TL cenaze gideri olmak üzere toplam 126.416,77-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 17/07/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müteveffanın, davacının desteği sayılamayacağı ve bu nedenle de destekten yoksun kalma tazminatı hakkı olmadığından tazminat hesaplaması yapılamayacağını, davacının kaza tarihindeki yaşının 39 olması da gözetildiğinde destekten yoksun kalma tazminatı istemesine olanak bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmemesi nedeniyle, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına ve istinaf sebeplerine göre yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderlerine ilişkin maddi tazminat istemidir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere göre davacının cenaze ve defin giderlerine yönelik talebinin mahkemece kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bununla birlikte;
Davacı vekili, 06/06/2018 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle annesini kaybeden davacının, annesinin desteğinden mahrum kaldığından bahisle destek tazminatı talep etmiştir.
01/10/1979 doğumlu olan davacının kaza tarihinde bekar ve 39 yaşında olduğu dosyaya kazandırılan nüfus kaydından anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, 39 yaşında ve bekar olan ve öğretmenlik yapan davacının, vefatından önce annesi ile aynı yerde ikamet etmiş olmasının, desteklik durumunun kanıtlanması açısından yeterli olup olmadığına ilişkindir.
Yargıtay (kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 2017/1141 E. 2019/8979 K. sayılı içtihatın da açıklandığı üzere; “Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır.
Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçekleşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.” Anne babanın çocuklarına destekliği açısından; TMK’nın 327. maddesindeki “(1)Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır. (2)Ana ve baba, yoksul oldukları veya çocuğun özel durumu olağanüstü harcamalar yapılmasını gerektirdiği takdirde ya da olağan dışı herhangi bir sebebin varlığı hâlinde, hâkimin izniyle çocuğun mallarından onun bakım ve eğitimine yetecek belli bir miktar sarf edebilirler.” ve TMK’nın 328. maddesindeki “(1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2)Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükümleri ve Türk toplum yaşantısı nazara alınarak, anne babanın çocuklarının okumaması halinde erkek çocuklarına 18 yaşına kadar, kız çocuklarına ise 22 yaşına kadar, yüksek öğretim görmeleri halinde ise 25 yaşına kadar anne babanın destek olacağı Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin ve 4. Hukuk Dairesi’nin içtihatları ile kabul edilmiştir. Belirtilen yaşlardan sonra anne ve babanın destekliği açısından ise yasal bir bakım borcu olmaması nedeniyle destek iddiasında bulunan ölenin fiilen destek olduğunu, destek olunacak süreyi kanıtlamakla yükümlüdür. Destek iddiasında bulunanın, vefat eden ile aynı çatı altında yaşaması, bekar olması, desteği kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi, evlenme ihtimali bulunan kişi açısından vefat edenin muhtemel yaşam süresini geçmemek üzere, muhtemel yaşam süresi kadar destek tazminatı talep etme hakkı olduğunu da kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı, sağlık ve benzeri sebepler ile ölenin desteğinden kaldığını kanıtlamakla yükümlüdür.
Nitekim yukarıda bahsi geçen emsal içtihatında Yargıtay 17. Hukuk Dairesi bekar kız çocuklarının destek tazminatına ilişkin talepleri yönünden “Anneleri vefat eden davacıların Dairemiz uygulamalarıyla belirlenen (22 ve 25) yaşın üzerinde olduğu; ölen annelerinin desteğine muhtaç olmalarını gerektiren herhangi bir ağır hastalık ya da engellerinin olduğuna dair delilin bulunmadığı; anne – babanın çocuğa destekliğinin sonsuz bir ilişki olarak kabul edilemeyeceği ilkesi dikkate alındığında, davacı kızların destek tazminatı talep haklarının bulunmadığının kabulü gerekir.” denilerek, bekar ve aynı çatı altında yaşamış olmanın destekten yoksun kalmanın ispatı için yeterli olmadığını belirtmiştir.
Somut olay açışından da; 39 yaşında olan davacının annesi ile aynı evde yaşaması ve bekar olması ölenin desteğinden mahrum kaldığını kanıtlamaya yeterli değildir. Davacı kendisi öğretmen olup düzenli bir geliri de bulunmakla müteveffanın ölümü ile ekonomik olarak da mahrumiyet doğmamasına göre destekten yoksun kalmaya yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bu kısma yönelik davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne; mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmaması, kanunun uygulanması ve delillerin takdirinde hata yapılmış olması ve yapılan hatanın yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda da açıklandığı üzere, davacı, vefat edenin desteğinden mahrum kaldığını kanıtlayamadığından, davanın kısmen kabulü ile davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/12/2019 tarihli, 2018/656 Esas 2019/1223 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile; 2.560,00-TL cenaze gideri bedelinin temerrüt tarihi olan 17/07/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davalı taraftan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Alınması gereken 174,87-TL harcın dava açılırken peşin olarak alınan 35,90-TL harç ve ıslah ile alınan 540,00-TL olmak üzere toplam 575,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 401,03-TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 174,87-TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 2.560,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 2.560,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafça yapılan 1.706,00 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 33,86-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333. maddesine uygun şekilde İADESİNE,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 65,00 TL yargılama giderinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
lV-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın usulüne uygun olarak taraflara tebliğine,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.