Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/649 E. 2023/370 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/649 – 2023/370
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/649
KARAR NO : 2023/370

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2020
NUMARASI : 2019/490 Esas – 2020/738 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; yaya …’in 06/04/2019 tarihinde … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu vefat ettiğini, davacı …’in müteveffanın eşi, davacı …’in ise müteveffanın oğlu olduğunu, müteveffa vefat edene kadar kısıtlı oğlu …’in hem mahkeme kararı ile velisi hem de destekçisi olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından ZMMS ile sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kaldı ki, davacıların desteğinin kusurlu olması halinde dahi kusurun davacılara yansıtılmasının mümkün olmadığını, meydana gelen kaza ile ilgili olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/63525 soruşturma numaralı dosyasından soruşturma başlatıldığını, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle davalı … A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçe teminatının 360.000,00-TL olduğunu, davalıya 20/05/2019 tarihinde tazminat talebiyle başvuru yaptıklarını ancak zararlarının karşılanmadığını, temerrüt tarihinin 04/06/2019 olduğunu, kaza tarihi itibariyle müteveffanın ev hanımı olduğunu, tam kusura dayanılmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik her bir davacı için 5.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 04/06/2019 tarihinden itibaren hesaplanacak artan oranlardaki avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bedel artırım dilekçesi ile ile davacı eş … için 31.585,13TL, çocuk(kısıtlı) … için 20.001,14TL talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 19/10/2018-2019 tarihlerini kapsayan ZMMS ile sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe teminat limiti ve araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, hesaplamanın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, avans faiz talebinin yerinde olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 06/04/2019 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle …’in vefat ettiği, davacıların müteveffanın eşi ve oğlu olduğunun aile nüfus kayıtları ile sabit olduğu, kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar sigortası bulunduğu, 29/01/2020 tarihli rapora göre olayda müteveffanın %75 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün %25 oranında kusurlu olduğu, kaza sebebiyle müteveffa …’in vefatı nedeniyle davacı … için 31.585,13-TL, davacı … için 20.001,14-TL destekten yoksun kalma zararı olduğu anlaşıldığından yapılan ıslah da dikkate alınarak davacının maddi tazminat davasının kabulü ile; davacı … yönünden 31.585,13-TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, davacı … yönünden 20.001,14-TL destekten yoksun kalma tazminatının 04/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; kusur oranının hatalı tespit edildiğini, İstanbul Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, zira kaza tutanağında tüm kusurun ölende olduğunun belirtildiğini, yapılan hesaplamaların da fahiş ve hatalı olduğunu, zorunlu başvuru şartının yerine getirilmediğini, eksik belge ile başvurulduğunu, faiz başlangıç tarihinin temerrüt değil dava tarihi olması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı Sigorta vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazası nedeniyle ölümden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 74. (818 sayılı Borçlar Kanunu 53.) maddesi hükmü gereğince; hukuk hâkimi kesinleşen ceza mahkemesi kararındaki maddi olgu ile bağlıdır. Ceza mahkemesi kendine has usuli olanakları nedeniyle hükme esas aldığı maddi olayların varlığını saptamada daha geniş yetkilere sahiptir. Bu nedenle, hukuk hâkiminin, ceza hâkiminin fiilin hukuka aykırılığını ve illiyet bağını saptayan maddi vakıa konusundaki kabulü ve ceza mahkemesinin kabul ettiği olayın gerçekleşme şekli diğer bir deyişle maddi vakıanın kabulü konusunda kesinleşmiş olan bir mahkûmiyet veya maddi vakıa tespiti yapan beraat hükmüyle bağlı olacağı hem ilmi (Prof Dr. Kemal Gözler, “Res Judicata’nın Türkçesi Üzerine”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 56, Sayı 2, 2007, s.45-61 ) hem de kökleşmiş kazai içtihatlarla benimsenmiş bulunmaktadır. Şu halde, hukuk hâkimi ceza mahkemesinin saptadığı maddi olaylarla bağlıdır.
Her ne kadar dosya arasında karar yoksa da UYAP ortamında yapılan sorgulamada, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/9 Esas – 2021/434 Karar sayılı dosyasında sanık … hakkında davacılar desteği …’in taksirle ölümüne neden olmak suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda mahkemece “Her ne kadar sanık hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan kamu davası açılmış ise de; dosyada mevcut Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 02/04/2021 tarihli raporuna göre sanığın gündüz vakti meskun mahal içi bölünmüş yolda sevk ve idaresindeki otomobili ile seyrederken geldiği olay mahallinde kendisine ilk geçiş hakkını bırakmayan istikametine göre sağından soluna seyir halindeki araçların arasından karşıdan karşıya geçmek istemekle sağındaki araç önünden ani şekilde seyir şeridine giren yayaya sol şerit üzerinde çarpması neticesinde dahil olduğu olayda kural ihlali görülmediğinden atfı kabil kusuru bulunmamakta olduğunun belirtilmesi karşısında sanığın olayda herhangi bir kast veya kusurunun bulunmaması nedeniyle atılı suçtan beraatine” karar verildiği ve kararın Ankara BAM 12. CD’nin 2021/1749 E. – 2022/697 K. sayılı ilamıyla “istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olarak” karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan raporda ise ceza mahkemesi dosyası değerlendirilmeden ölen/desteğin %75, davalının sürücüsünün %25 kusurlu olduğu belirtilmiş ve bu rapor esas alınarak karar verilmiş olup, bu haliyle hükme esas alının kusur raporunun eksik inceleme ile düzenlendiği, hükme esas alınabilecek nitelikte olmadığı sonucuna varılmış, davalı Sigorta Şirketi’nin bu yöne ilişkin istinafının kabulü gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 363/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, mahkemece ceza dosyası kapsamı da nazara alınarak yeniden kusur raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 18/11/2020 tarihli, 2019/490 Esas – 2020/738 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davalıdan alınan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36.maddesi gereğince, Ankara 22. İcra Dairesinin 2020/11321 Esas sayılı dosyasına yatırılan 90.000,00 TL teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.