Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/645 E. 2023/369 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/645 – 2023/369
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/645
KARAR NO : 2023/369

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/11/2020
NUMARASI : 2015/306 Esas 2020/662 Karar

DAVACILAR
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı …’un kullandığı … plaka sayılı aracın 25/12/2012 tarihinde davacıların desteği olan …’ın kullandığı motosiklete çarparak ölümüne neden olduğu, ölüm olayı nedeni ile destekten yoksun kalındığını, davalı … hakkında açılan ceza davasında bu kişinin ölüme neden olmayıp belirlenemeyen başka bir aracın ölüme neden olduğunun ortaya çıkması halinde sorumluluğun …ait olduğunu belirtip, her bir davacı için 50,00 TL olmak üzere toplam 200,00 TL destekten yoksun kalma zararlarının kaza tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş, talep artırım dilekçesi ile …için 50,00 TL olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminatını artırarak toplam 170.146,00-TL., … için 50,00 TL. olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminatını arttırarak toplam 8.843,32 TL., … için 50,00 TL. olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminatını artırarak toplam 3.789,09 TL., … için 50,00 TL. olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminatını arttırarak toplam 1.000,59-TL. destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; diğer davalının kullandığı araç dışında belirlenemeyen bir aracın ölüme neden olduğunun kanıtlanması, ölenin kask olmaksızın araç kullandığı için tazminattan indirim yapılması, ölenin davacılara destek olduğunun kanıtlanması, SGK tarafından ödeme yapılmış ise bunun zarardan mahsubu gerektiği, kendilerinden ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz talep edilmesinin mümkün olduğunu belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin daha önce başka aracın çarptığı ve yol üzerinde olan motosiklete çarptığını, ölüm olayına kendilerinin neden olmadığını belirtip, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ölümle sonuçlanan kazaya davalı …’un kullandığı aracın neden olduğu iddiasıyla açılan kamu davasında davalı … hakkında, Kırşehir Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/220 Esas 2015/115 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucu, “…’un kullandığı aracın yol üzerinde devrilmiş halde bulunan ölene ait motosiklete çarptığı, ölüm olayının motosiklete daha önce çarpan başka bir aracın neden olduğu” kabul edilerek beraatine karar verildiği ve kararın temyiz edilmesi üzerine 12.Ceza Dairesinin 13/01/2020 tarih ve 2017/2865 Esas 2020/ 353 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, bu durumda olayın oluş şekline ilişkin kabulün hukuk mahkemeleri için de bağlayıcı olacağı, ölüm olayının davalı …’un kullandığı aracın çarpması ile meydana gelmediği anlaşıldığından davalı … yönünden davanın reddine; diğer davalı … yönünden ise; davacıların desteği olan …’ın ölümü ile sonuçlanan kazaya plakası tespit edilemeyen bir aracın motosiklete çarpmasının neden olduğu, bu nedenle oluşan zarardan davalı …’nın sorumlu olduğu, SGK tarafından ölenin yakınlarına yapılan ödemenin ancak kasten olduğu ortaya çıkarsa rücusunun mümkün olduğu, bu durumda yapılan SGK ödemesinin rücuya tabi ödeme olduğunun ispatlanamadığı, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 05/12/2014 tarihli raporu ile ölümle sonuçlanan kazaya neden olan ve sürücüsü belirlenemeyen araç sürücüsünün olayda tam kusurlu olduğunun belirtildiği ve ölenin kusurunun olmadığı kabul edilmekle birlikte, ölenin olayda % 30 oranında kusurlu olduğuna ilişkin 20/12/2016 tarihli bilirkişi raporları esas alınıp tazminat hesabının yapılmış olması ve davacılar vekilinin de bu rapordaki tazminat miktarını esas alıp bedel artırım yapmış olması nedeni ile, ayrıca kusur dağılım oranları konusunda yeni bir rapor alınmasına gerek görülmediği, ölen kask taksaydı da ölüm engellenemeyeceğinden müterafık kusur indirimi koşullarının oluşmadığı, alınan hesap raporu ve yapılan ıslah kapsamında davanın davalı … yönünden ispatlandığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile; davalı … hakkındaki davanın reddine, … aleyhine açılan davada; davacı …için 170.146,00 TL, davacı … Duman için 1.000,59 TL, davacı… için 8.843,32 TL, davacı … için 3.789,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının 25/05/2015 dava tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalı …’ndan alınıp adı geçen davacılara ödenmesine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … vekili ile … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan raporda davalı …’ün %70, müteveffanın %30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini ancak müteveffanın ölüm sebebinin daha önce çarpan araçtan kaynaklı olduğunun ceza kovuşturması sonucu Mucur Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/120 E. 2015/135 K.sayılı kararının Yargıtay 12 CD’nin onamasıyla kesinleştiğini, bu durumda yeniden kusur raporu alınması gerektiğini, hükme esas alınan raporda bu olayın irdelenmediğini, oysa ceza davasında …’ün bu nedenle beraat ettiğini, ayrıca müteveffanın kask takmadığının otopsi raporundaki ölüm sebebi olan “beyin kanaması” nazara alındığında kesinleştiğini, müterafık kusur indirimi yapılması gerektiğini, SGK ödemesi varsa düşülmesi gerektiğini, eşin evlenme ihtimali yeniden değerlendirilerek hesap raporu alınması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davacılar tarafından dava açılırken hem müvekkil … hem de … davalılar olarak gösterildiğini, davacılar tarafından ıslah dilekçesi verilerek 200,00 TL olan dava değeri artırılarak artırılan miktarın davalı Güvence Hesabından tahsiline şeklinde talep edildiğini, mahkemece … aleyhine açılan davanın reddine ve dava dilekçesinde gösterilen dava değeri olan 200,00 TL miktar üzerinden lehe vekalet ücreti takdir edildiğini, ıslah dilekçesi ile taraf değişikliğinin mümkün olmadığını, bu nedenle ıslahla artırılan miktar üzerinden lehlerine vekalet ücreti verilmesi gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar … vekili ile … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksunluk tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar … vekili ile … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
…’ün istinafı yönünden;
Dosya kapsamından, davalı …’e yönelik davanın belirsiz alacak olarak 200,00-TL üzerinden açıldığı ve yargılama sırasında bu davalı yönünden ıslah/talep artırım yoluna gidilmediği görülmüştür.
Karar tarihindeki AAÜT’nin “Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret” başlıklı 13 maddesi; “ (1) Bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.
(3) Maddi tazminat istemli davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.
(4) Maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur.” hükmünü içermekte olup, davalı …’a yönelik dava değerinin toplam 200,00 TL olduğu, dolayısıyla reddedilen miktarın da 200,00 TL olduğu, hüküm fıkrasında; “Davalı … lehine hüküm tarihindeki AAÜT’si uyarınca hesaplanan 200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE.” şeklinde AAÜT’nın 13/2 maddesi kapsamında vekalet ücreti takdir edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davalı …’nın istinafı yönünden;
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenlemenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi nedeniyle, davalının zarar hesabının genel şartlara göre yapılmasına yönelik istinafının yerinde olmadığı, Yargıtay içtihat değişikliği nedeniyle artık yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince zararın belirlenmesinde hesap yöntemi olarak TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak hesap yapılması gerekirken mahkemece hükme esas alınan raporda PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak zarar hesaplanması doğru değilse de, PMF yaşam tablosunda göre yaşam sürelerinin daha kısa olması ve bu durumun da davalı … lehine olduğu, her ne kadar mahkemece alınan kusur raporunda davalı …’ün sevk ve idaresindeki araç ile önündeki motosiklet arasındaki mesafeyi korumaması nedeniyle aracına hakim olamayıp motosiklete arkadan çarptığı kabul edilerek olayda %70 oranında kusurlu olduğu, davacılar murisinin ise olay anında kafasında kask bulunmadığı ve koruyucu dizlik kullanmadığı kabul edilerek %30 oranında kusurlu olduğu yönünde rapor düzenlenmiş ise de, mahkemece Mucur Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/120 esas – 2015/135 karar sayılı dosyasında kabul edildiği üzere davacılar murisinin ölümüne plakası tespit edilemeyen dava dışı araç sürücüsünün neden olduğu kabul edilerek davalı … yönünden davanın reddine karar verildiği, bu kabulün belirtilen ceza mahkemesi kararının Yargıtay 12. Ceza Dairesi tarafından da onanmış olması gözetildiğinde oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece hesap raporunun ise davacılar murisinin koruyucu ekipman kullanmaması nedeniyle %30 kusurlu olduğu kabul edilerek düzenlendiği, bu raporun hesap yöntemi itibarıyla davalı … lehine olduğu ve hesapta sağ kalan eşin evlenme ihtimali olmadığının usulüne uygun olarak değerlendirildiği, SGK tarafından indirimi gerektirir bir ödeme yapılmadığı da anlaşıldığından, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. .
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 162,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 17,80 TL harcın davalı …’den alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 12.553,94TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.527,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.026,85 TL harcın davalı …’ndan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalı taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatıran davalılara iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.