Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/642 E. 2023/387 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/642
KARAR NO : 2023/387

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2020
NUMARASI : 2017/772 Esas 2020/617 Karar

DAVACI :
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 15/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 10/04/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 31/12/2016 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın, müvekkilinin sevk ve idaresindeki motosikletin sağ yan kısımlarına çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin vücudunun çeşitli yerlerinde çok sayıda kırık olduğunu, ağır yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezlik olduğunu ve bakıcı ihtiyacı doğduğunu sigorta şirketine müracaat etmesine rağmen ödeme yapılmadığını, zararlarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak sürekli iş göremezlik tazminatı olarak 2.500,00-TL, geçici iş göremezlik tazminatı olarak 1.000,00-TL, bakıcı gideri olarak 500,00-TL olmak üzere toplam 4.000,00-TL’nin kaza tarihi olan 31/12/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, 27/10/2020 tarihli dilekçesi ile talebini toplam 56.918,51-TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili; cevap dilekçesi vermemiş ancak dosyaya sunulan Adli Tıp raporları ve bilirkişi raporlarına ilişkin itiraz ve beyan dilekçeleri ile ZMMS Genel Şartlarına göre geçici iş göremezlik zararının poliçe kapsamında olmadığını, Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanan raporda hesaplanan bakıcı giderini kabul etmediklerini, davacının aşırı hızlı seyretmesine rağmen kusursuz kabul edilmesini kabul etmediklerini, kaza sırasında kask ve koruyucu ekipman giymediği için kusurlu olduğunu ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının 2020 yılı için mükerrer olarak hesaplandığını, sağlık giderleri teminatının Sosyal Güvenlik Kurumu sorumluluğunda olduğunu savunarak davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunun tespiti açısından alınan raporda, davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği; Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İkinci İhtisas Kurulu’nun 26/02/2020 tarihli raporuna göre; kaza neticesinde davacının tüm vücut engellilik oranının %10 olduğunun, iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin, dava konusu olay nedeni ile başka birinin bakımına muhtaç olmadığının tespit edildiği, dosya üzerinden aktüer uzmanı bilirkişiden alınan rapor ve bu rapora itirazlar da değerlendirilerek alınan ek raporda, davacının 9 aylık iyileşme süresi için 12.678,51-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 43.740,00-TL sürekli iş göremezlik zararı hesaplandığı, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının bakıma muhtaç olmaması nedeniyle buna ilişkin talebinin yerinde olmadığı, davalı tarafından müterafik kusur savunmasında bulunulmuş ise de, davacının yaralanmasının niteliği dikkate alındığında kask veya koruyucu ekipman kullanmış olsa da aynı durumun gerçekleşeceği, bu nedenle TBK 51. madde uyarınca müterafik kusur indirimi yoluna gidilmediği, davacının geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararlarını davalıdan talep edebileceği gerekçesi ile; “ Davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile; Davacı … yönünden, geçici iş göremezlik tazminatı, 12.678,51-TL, sürekli iş göremezlik tazminatı 43.740,00-TL olmak üzere toplam 56.418,51-TL maddi tazminatın 06/11/2017 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 500,00-TL bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine,” karar verilmiş hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, davacının yerel mahkemenin ara kararı üzerine Hacettepe Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda, müvekkilinin “Çalışma Gücü Kaybı ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği” hükümlerine göre maluliyet oranın %33,2 oranında olduğu, iyileşme süresinin 9 ay olduğu ve 3 ay bakıma muhtaç kaldığının tespit edildiğini, yerel mahkeme tarafından Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan ve hükme esas alınan raporda ise “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre karar verdiğini, ZMMS Genel Şartlarına atıf yapan KTK’nın 90. maddesinin ilgili hükümlerinin AYM tarafından iptal edildiğini, bu nedenle AYM iptal kararı sonrasında “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre karar verilmesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Hacettepe Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporun esas alınması gerektiğini, ayrıca hesaplamanın da PMF1931 Yaşam Tablosuna göre yapılması gerektiğini, belirterek kararın müvekkili lehine kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca davacı motosiklet sürücüsünün kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giymediği için müterafik kusurlu olduğunu ve bu nedenle indirim yapılması gerektiğini; geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu belirterek kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355 maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemidir. Mahkemece, davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatına yönelik talebinin kabulüne, bakıcı giderine yönelik tazminat talebinin ise reddine karar verilmiş, karar taraflarca istinaf edilmiştir.
Haksız fiil neticesinde, bedensel zarara uğrayan kişi TBK’nın 54. maddesi kapsamında meydana gelen zararlarını, zarar sorumlularından talep edebilir. Geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş görmezlik tazminatı ve tedavi gideri kapsamında kalan bakıcı gideri de bu kapsamda meydana gelen zararlardan olup, zarar sorumlusundan talep edilebilir. Zarar sorumlusundan talep edilebilecek bakıcı gideri sürekli bakıma muhtaçlık durumunda talep edilebileceği gibi geçici bakıma muhtaçlık durumunda da, talep edilebilir. Trafik kazasından kaynaklanan sorumluluk davalarında da; KTK’nın 91. maddesi kapsamında işletenin sorumlu olduğu zararlardan sorumlu olan Trafik Sigortasını yapan sigorta şirketi de belirtilen tazminat kalemleri KTK’nın 92. maddesinde teminat dışında sayılmadığından, yine bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları KTK’nın 98. maddesi kapsamında SGK’nın sorumluluğunda olan tedavi giderlerinden olmadığından, gerek iş göremezlik zararları, gerekse de geçici yahut sürekli bakıcı giderlerinden sigorta şirketi de sorumludur. Bu kapsamda açılan davalarda, davacı maluliyetini, bakıma muhtaçlığını, zararın meydana gelmesindeki kusur durumunu ve Yargıtay tarafından “gerçek zarar” hesabında benimsenen yöntem ve ilkeler çerçevesinde zararını kanıtlamakla yükümlüdür. Belirtilen şekilde zararın kanıtlanması halinde, tazminatın belirlenmesi sırasında TBK’nın 55. maddesi gereğince, tazminattan indirimi gereken ödemler var ise bunlar da göz ardı edilmemelidir.
Somut olayda; davacı 31/12/2016 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında yaralandığından bahisle açtığı davada, mahkemece alınan kusura ilişkin raporda kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Kazaya bağlı yaralanmasından kaynaklanan iş göremezlik durumunun ve bakıma muhtaçlık durumunun tespiti açısından mahkemece önce H.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda “Çalışma Gücü Kaybı ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliği” çerçevesinde davacının durumu değerlendirilerek maluliyetin %33,2 oranında olduğu, iyileşme süresinin 9 ay olduğu ve 3 ay bakıma muhtaç kaldığı tespit edilmişken, Yargıtay tarafından kabul edilen “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan alınan raporda ise, davacının tüm vücut engellilik oranının %10 olduğunun, iş göremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren 9 aya kadar uzayabileceğinin, dava konusu olay nedeni ile davacının başka birinin bakımına muhtaç olmadığının tespit edildiği, mahkemece ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan raporun Yargıtay tarafından benimsenen Yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiğinden bahisle yeterli kabul edilerek, bu rapor çerçevesinde alınan aktüer hesap raporuna göre karar verildiği görülmüştür.
Davacının bakıma muhtaçlık zararına yönelik talebi yönünden; mahkemece gerek H.Ü.T.F. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından, gerekse de ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporlarda, davacının meydana gelen yaralanmasına yönelik olarak 9 ay iş göremez kaldığı tespit edilmiş olup, Üniversiteden alınan raporda davacının iyileşme süresi içerisinde 3 ay bakıma muhtaç kaldığı (geçici bakıcı ihtiyacı olacağı) değerlendirilmişken, Adli Tıp 2. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen raporda ise kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin 12. maddesi kapsamında “sürekli bakıma muhtaçlık” yönünden değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. İyileşme süresi içerisinde “geçici bakıma muhtaçlık” yönünden bir değerlendirme yapılıp yapılmadığı anlaşılmaktadır. Davacının talebi geçici bakıcı giderini de kapsadığından, H.Ü.T.F. Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığından alınan raporda ise iyileşme süresi içerisinde 3 ay bakıma muhtaç kaldığı tespit edildiğinden, raporlar arasındaki çelişkiyi gidermek için Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’dan davacının iyileşme süresi içerisinde geçici bakıcı ihtiyacı olup olmadığı hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmediğinden davacı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Davalının geçici iş göremezlik zararına yönelik istinaf talebi yönünden ise; yukarıda da açıklandığı üzere davacının geçici iş göremezlik zararları sigorta teminatı kapsamında ise de, davacının buna ilişkin zararını kanıtlaması gerekir. Ayrıca bu kapsamda yapılan SGK ödemeleri veya ifa amacı taşıyan ödeme var ise hesaplanan tazminat miktarından indirilmesi gerekir. Mahkemece SGK’ya yazılan yazıya 28/11/2017 tarihinde verilen cevapta, davacıya meydana gelen yaralanması nedeniyle geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı belirtilerek ödemeye ilişkin belgeler yazı ekinde gönderilmesine rağmen, söz konusu ödemelerin hesaplanan tazminattan mahsubunun gerekip gerekmediği değerlendirilmeksizin tanzim edilen rapor çerçevesinde, geçici iş göremezlik tazminatına yönelik talebe ilişkin de eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetli görülmemiştir.
Tarafların, tazminat miktarına ve hesaplama yöntemine yönelik istinaf sebepleri yönünden ise; Mahkemece hükme esas alınan 19/10/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda; tazminat hesaplamasının, ZMMS Genel Şartlarında kabul edilen yöntem ile yani TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, işleyecek dönem (bilinmeyen dönem) zararının %1,8 teknik faiz uygulanmak suretiyle, “Devre Başı Ödemeli Rant Formülü” uygulanarak yapıldığı belirtilmiş ise de; her ne kadar raporda hesaplamada “kısmi (belirli) süreli” mi, yahut “tam anüite” mi uygulandığı açıklanmamış olduğu halde, hesaplamada nazara alınan irat katsayısından “tam anüite” uygulandığı, yani hesaplamanın 99 yaş sonuna kadar yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu şekilde yapılan hesaplama Genel Şartlardaki düzenlemeye uygun olmadığı gibi, AYM’nin 09/10/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan KTK’nın 90. maddesindeki hesaplama yöntemine ilişkin Genel Şartlara atıf yapan hükümlerin iptali ve akabinde Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin içtihat değişikliği ile iş göremezlik nedeniyle oluşan zararların belirlenmesinde TRH2010 Yaşam Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin tespit edilerek, bilinmeyen dönem hesabında “progresif rant formülü” uygulanması gerektiğinin kabulü çerçevesinde “Devre Başı Ödemeli Belirli Süreli Rant Formülü” uygulanarak tazminatın tespiti imkanı ortadan kalktığından hükme esas alınan rapor karar vermeye elverişli değildir. Öte yandan davacının kararın istinaf edilmesinden sonra 10/07/2022 yılında vefat ettiği nüfus kayıtlarından görülmüş olup, bu durumda davacının vefat tarihine kadar tazminat hesabı yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bu yönden her iki tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre; yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf taleplerinin kabulü ile, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olmasına göre kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek; öncelikle davacının istinaf aşamasında vefat ettiği gözetilerek vefat eden davacının mirasçıları davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra; davacının iyileşme süresi içerisinde (geçici) bakıma muhtaç olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumundan 2. İhtisas Kurulundan ek rapor alınarak, buna ilişkin eksiklik giderildikten sonra dosyanın önceki aktüer bilirkişiye yahut yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek, davacıya SGK tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin değerlendirildiği, geçici bakıcı süresi tespit edilmesi durumunda geçici bakıcı giderine yönelik de hesaplamanın yapıldığı, sürekli iş göremezlik tazminatı yönünden ise, davacının 10/07/2022 tarihinde vefat ettiği gözetilerek bu tarihe kadar bilinen geliri çerçevesinde hesaplamanın yapıldığı ek rapor yahut yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 17/11/2020 tarihli 2017/772 Esas – 2020/617 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin ve davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan “İstinaf karar harcının” istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2020/11433 E. sayılı dosyasına yatırılan 135.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.