Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/640 E. 2023/275 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/640 – 2023/275
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/640
KARAR NO : 2023/275

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2020
NUMARASI : 2018/112 Esas – 2020/501 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 02/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçelerinde; 16.11.2017 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı hususi otomobili ile arkasından seyreden sürücü …’ın kullandığı … plakalı aracın ön kısmıyla çarpışması sonucu ölümlü, yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkillerinin oğlu …’in ölümüne sebep olan kazanın yaşandığı 16.11.2017 tarihinde hazırlanan Trafik Kazası Tespit Tutanağında kazanın meydana gelişinde, … palakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı K.Y.T.K’nın 47/1C (Trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak) maddisini ihlal ettiğini, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise aynı Kanun’un 52/1B (aracının hızını hava yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak) maddesini ihlal ettiğini, kazaya karışan yolcu …’in ise ön koltukta bulunduğu herhangi bir kusuru ve kural ihlali durumunun olmadığının tespit edildiğini, kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın, Zorunlu Mali Mesuliyet sigortasının davalı tarafından yapıldığını, yine kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının diğer davalı tarafından yapıldığını belirterek; fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydı ile şimdilik müteveffanın annesi … için 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, müteveffanın babası … için 500,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı, olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bedel artırım/ıslah dilekçesi ile taleplerini … için 50.544,47 TL, … için 27.958,33 TL olmak üzere toplam 78.402,80 TL’ye çıkarttıklarını, tazminatın 26/10/2018 temerrüde düşme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınmasını talep etmişlerdir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; dava konusu ölümlü ve yaralamalı trafik kazasına karışan … plaka sayılı aracın, … sayılı ve 31.03.2017/31.03.2018 dönemini kapsamak üzere Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigorta poliçesiyle müvekkili tarafından teminat altına alındığını, poliçede teminat limitinin 330.000.00-TL ile sınırlı olduğunu, Trafik Kazası Tespit tutanağında, dava konusu somut olayda müvekkili şirket tarafından teminat altına alınan … plakalı araç sürücüsü …’ın tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, ancak soruşturma aşamasında alınan 06.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda sürücü …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiğini, … plakalı araç sürücüsünün kusursuz olması nedeniyle müvekkili şirketin, davacıya yönelik sigorta poliçesinden kaynaklanan bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirketin, dava konusu olay nedeniyle davacılara 22.01.2018 tarihinde 18.210.31-TL ödeme yaptığını, davacıların vekil eden şirketten herhangi bir alacakları kalmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının müracaatı üzerine tazminat bedelinin hesaplandığını, ancak davacıların sulh teklifini kabul etmemeleri üzerine ödeme yapılamadığını, davacının talebine konu “destekten yoksun kalma tazminatına” ilişkin tazminat hesabının ZMM Sigortası Genel Şartları A.5/Ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olmadığını, müteveffanın olayda müterafik kusuru bulunduğunu, somut olayda hatır taşımacılığının söz konusu olduğunu, bu nedenle TBK m. 51 gereği uygun bir indirim yapılması gerektiğini belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 16/11/2017 tarihinde davacılar desteğinin ölümüne neden olan kazaya davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuruyla sebep olduğu, davacılar desteğinin bu araçta yolcu olması nedeniyle hatır taşıması indirimi koşullarının oluştuğu, yargılama sırasında davalı … Sigorta A.Ş. tarafından, davadan önce ise diğer davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeler güncellenerek düşülerek alınan aktüerya raporuna göre hatır taşıması indirimi de yapılarak, davacıların belirlenen destekten yoksunluk zararlarından davalı … Sigorta’nın sorumlu olduğu, davalı … Sigortanın sürücüsünün kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, davalı … Sigorta yönünden açılan davanın reddine, … Sigortaya yönelik davanın kısmen kabulü ile 34.466,36 TL’nin 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta’dan alınarak davacı …’e verilmesine, 13.801,56 TL’nin 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta’dan alınarak davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hükme karşı davacılar vekili ile davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müteveffa …’in araçta yolcu olup emniyet kemerinin takılı olduğunu, kusurunun bulunmadığını, diğer davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, zira kaza tutanağında her iki sürücünün de kusurlu olduğunun belirtildiğini, her iki davalının sigorta limitleri dahilinde zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini, olayda hatır taşıması koşullarının oluşmadığını, 19/11/2019 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında davanın kabulü gerektiğini ancak mahkemece, hatalı bilirkişi raporları alınarak karar verildiğini, belirterek istinaf incelemesi sonucunda yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde; davacıların talebi üzerine tazminat bedelinin ödendiğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ödeme tarihinde eksik ve yetersiz ödeme olup olmadığının bilirkişi tarafından ödeme tarihindeki veriler esas alınarak hesaplanması gerektiğini, raporda bilinen dönemin fazla hesaplandığını, ayrıca ödenen miktarların her iki davacıya hesaplanan miktardan eşit olarak düşülmesinin doğru olmadığını, hangi davacıya ne kadar ödeme yapıldıysa onun o davacıdan indirilmesi gerektiğini, mahkemece müterafik kusur indiriminin de yapılması gerektiğini, zira müteveffa …’in ölüm muayene tutanağında “göğüste koska kırıkları bulunduğunu ve kafada frontal bölgede hematom, muhtemel kafa tabanı kırığı” olduğunun tespit edildiğini, hatır indiriminin sırasının ise hatalı olduğunu, dosyadaki kaza tespit tutanağı ile kusur raporunun çeliştiğini, kendilerine sigortalı araç sürücüsüne tam kusur verilmesinin doğru olmadığını, ayrıca ıslaha konulan miktar için ıslah tarihinden yasal faiz verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacılar vekili ile davalı … Sigorta vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, HMK’nın 355. maddesi kapsamında, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme tarafından, davanın … Sigorta yönünden reddine, … Sigorta yönünden kısmen kabulüne dair verilen karar davacılar vekili ile davalı … Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacılar desteğinin davalı … Sigortaya sigortalı araç içerisinde yolcu olarak bulunduğu, bu aracın otoyolda gece sola dönülmez trafik işaret levhasının mevcut olduğu yerde, bölünmüş tek yönlü yolda arkasını kontrol etmeden aniden sola dönerek arkadan gelen diğer davalı sigortaya sigortalı araç ile çarpışması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiği olayda, araç sürücüsünün olay yerinde, davacılar desteğinin ise, yaralanması nedeniyle kaldırıldığı hastanede vefat ettiği anlaşılmıştır. Olayla ilgili sanık (… Sigortaya sigortalı araç sürücüsü) … hakkında maktüller … ve …’ın taksirle ölümüne neden olmaktan Ceza davası açıldığı, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/11 Esas – 2019/13 Karar sayılı dosyasında sanığın olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı anlaşıldığından beraatine karar verildiği, kararın istinafı üzerine Ankara Bam 26. Ceza Dairesi tarafından istinafın esastan reddine temyiz yolu açık olarak karar verildiği, dosyada kesinleşme bilgisinin bulunmadığı görülmüştür.
Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır.
Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı). Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve anüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında bakiye ömür sürelerinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bu itibarla, mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda TRH 2010 Tablosu’nun esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; progresif rant formülü yerine %1,8 faizin tatbik edilmesi isabetsizdir.
Tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad) maddelerinde düzenlenmiştir.
TBK 51. maddesine(BK 43. mad.) göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak tazminatı belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan varsa hatır taşıması ve/veya müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili kanun maddeleri incelendiğinde yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır. (Yargıtay 4.HD 2021/16800E. 2022/12960K.)
Bu durumda mahkemece, TRH-2010 Yaşam Tablosu ile “muhtemel yaşam süresi” belirlendikten sonra “Progresif Rant Yöntemi” uygulanarak “1/kn” formülüne göre %10 artırım, %10 indirim yapılmak suretiyle tazminat hesaplanması yöntemine göre bilirkişiden ek rapor alınarak, ayrıca hatır taşıması ve müterafık kusur savunmaları da değerlendirilerek, sigorta şirketlerince yapılan ödemenin hangi davacıya ne miktar ödendiği de araştırılarak, yargılama sırasında yapılan ödemenin güncellenmeden mahsubu gerekeceği ancak davadan önce ödeme varsa bu miktarın güncellenerek mahsubu gerekeceği gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar veriliğinden, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler giderilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili ile davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 12/11/2020 tarihli 2018/112 Esas – 2020/501 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, tarafların sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara Batı İcra Dairesinin 2021/9559 Esas sayılı dosyasına yatırılan 84.635,81 TL nakit teminatın yatıran tarafa iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.