Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/626 E. 2023/273 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/626 – 2023/273
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/626
KARAR NO : 2023/273

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI : 2018/536 Esas – 2020/562 Karar

ASIL DAVA

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklı)
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 01/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl ve birleşen dosya davacısı-birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … ve birleşen dosya davacısı-davalısı … vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı … vekili 2018/536 Esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde; 26/10/2013 tarihinde davalı …’un malik sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu … plakalı traktör ile… plakalı motosiklet sürücüsü … ve motosikletin arkasında yolcu olarak bulunan …’in yaralanarak maluliyete uğradığını, trafik kaza tespit tutanağında kazanın meydana gelmesinde, … plakalı traktör sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tarihinde davalı adına kayıtlı olan traktörün Zorunlu Trafik Sigortası bulunmadığından, müvekkil şirketin Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliğinin 16. maddesi gereğince maluliyete uğrayan kişilerin zararlarının karşılanması konusunda sorumluluğunun söz konusu olduğunu, kaza nedeniyle dava dışı …’in %10 oranında maluliyete uğramasından dolayı müvekkil şirket tarafından …’e 09/06/2017 tarihinde 32.835,00 TL ve dava dışı …’e %20 oranında maluliyete uğramasından dolayı müvekkil şirket tarafından …’e 09/06/2017 tarihinde 60.824,00 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığını, …’nın zararına neden olan sorumlulara rücu etme hakkının olduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; 93.659,00 TL sigorta rücu tazminatının, ödeme tarihlerinden itibaren uygulanacak olan T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili birleşen 2018/697 Esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde; 26/10/2013 tarihinde …’un malik sıfatıyla …’in sürücü sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğu … plakalı traktör ile… plakalı motosikletin çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası sonucu… plakalı araç sürücüsü … ve motosikletin arkasında yolcu olarak bulunan …’in yaralanarak maluliyete uğradığını, kazanın meydana gelmesinde traktör sürücüsü olan davalının kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza tarihinde, davalı adına kayıtlı olan traktörün Zorunlu Trafik Sigortası bulunmadığından müvekkili şirketin maluliyete uğrayan kişilerin zararlarının karşılanması konusunda sorumluluğunun söz konusu olduğunu, kaza nedeniyle dava dışı …’in maluliyete uğramasından dolayı müvekkili şirket tarafından …’e 09/06/2017 tarihinde 32.835,00 TL ödeme yapıldığını, ancak …’in kendisine yapılan maddi tazminat ödemesinden yetersiz olduğundan bahisle Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurduğunu ve itirazın kabulüne karar verildiğini, karara istinaden İstanbul 33.İcra Müdürlüğünün 2018/3705 E sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve dosyaya 17/04/2018 tarihinde toplam 19.554,09 TL ödeme yapıldığını belirterek, öncelikle işbu dava dosyasının aralarında hukuki ve fiili irtibatı nedeniyle Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/536 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine tensipte karar verilmesini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 19.554,09 TL sigorta rücu tazminatının ödeme tarihlerinden uygulanacak olan T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont(avans) faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı … vekili birleşen 2017/1067 Esas sayılı dava dosyasındaki dava dilekçesinde; davacının 26/10/2013 tarihinde … plakalı traktör ile seyir halinde iken … plakalı motosikletin kaza yaptığını, kaza nedeniyle davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kaza tarihinde davacının kullandığı traktörün sigortası olmadığından zararın davalı … tarafından karşılandığını, zararı karşılayan davalının sonrasında davacı hakkında ilamsız takip başlattığını, ancak davacının kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, bu nedenle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili 2018/536 Esas sayılı dava dosyasındaki cevap dilekçesinde; müvekkili davalı …, kazaya karışan … plakalı iş makinasının maliki olmadığını, bidayette maliki olduğu bu iş makinasını (traktör-kepçeyi), tahminen 2000 yılında …isimli inşaat malzemeleri satan … sahibine borcuna karşılık verdiğini, yani borcuna karşılık takas-mahsup yaptığını, …’ün de aynı yıl bu iş makinasını …isimli şahsa sattığını, davaya konu kazanın da, iş makinasının …mülkiyetinde iken gerçekleştiğini, malik sıfatına sahip olmadığından, müvekkilinin davalı olarak gösterilmesinin uygun olmadığını, haricen öğrendiklerine göre, son malik …’nin adı geçen iş makinasını … Sigorta A.Ş.’ye sigorta yaptırdığını ve sigorta primlerini de ödediğini, kazaya karışan … Plaka numaralı traktör-kepçe, Karayolları Trafik Kanunu’na tabi bir araç değil, iş makinası olduğunu, kepçe özelliği ön planda tutularak kullanıldığını, alım-satımı da noter kanalıyla yapılması zorunlu olmayan bir makine olduğunu, trafik kazası tespit tutanağında, iş makinası sürücüsüne atfedilen kusuru kabul etmediklerini, …’in kullanmış olduğu motosiklet ile iş makinasına çarptığını, iş makinası sürücüsü …’in, iş makinasının maliki olan …’nin çok büyük ihtimal ile sigortalı çalışanı olduğundan, iş makinası sürücüsünün kusurundan kaynaklanan bir zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Eskişehir 4. İcra Dairesi’nin 2017/7854 Esas sayılı dosyası ile, hem müvekkil … hakkında, hem de iş makinası sürücüsü … hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibe vaki itirazları nedeniyle takibin durduğunu, karşı tarafın itirazın iptali veya kaldırılması davası açmayarak, huzurdaki alacak davasını açtığını, icra dosyası derdest iken işbu davanın açılması usule uygun olmadığını, derdestlik itirazında bulunduklarını, davacı tarafın aynı davayı, iş makinası sürücüsü … hakkında da açtığını, taleplerin bölünmezliği ilkesine tabi olan huzurdaki davada sayın mahkemenin, karşı taraftan açılan davanın bilgilerini sormasını ve dosyanın celbinden sonra gerekli kararın verilmesini talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili birleşen 2017/1067 esas sayılı dava dosyasındaki cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen kaza meydana geldiğinde motosiklet sürücüsü …’e 32.832 TL, motosiklet arkasında yolcu olarak bulunan …’e ise 60.824 TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı, yapılan bu ödemeler için rücu hakkı tanındığından ödenen miktarların tahsili için icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra takibine itiraz etmediğini, bu nedenle takibin kesinleştiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; kazaya karaşın traktör sürücüsü …’in %75 kusuru ile gerçekleşen kazada, traktör maliki/işleten …’un da bu kusur oranına isabet eden zarardan sorumlu olduğu, kazada dava dışı …’in %5.2 malul kalacak ve üç ayda iyileşebilecek şekilde, dava dışı …’in ise %20.2 malul kalacak ve altı ayda iyileşebilecek şekilde yaralandığı, dava dışı yaralananların, davacı … ödeme tarihi itibarıyla talep edebilecekleri tazminat bedellerinin de bilirkişi tarafından hesaplandığı, bu kapsamda, ödemenin yapıldığı tarihe göre kazazede …’in gerçek zararının 127.717,35 TL olduğu, …’e … tarafından 09/06/2017 tarihinde 60.824 TL ödeme yapıldığı, bu kazazede açısından … tarafından fazla ödemenin söz konusu olmadığı, kazazede …’in gerçek zararının ise 29.297,61 TL olduğu, … tarafından bu kazazedeye İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3705 Esas sayılı dosyasına 19.554,09 TL ve 09/06/2017 tarihinde … vekili Av. … hesabına 32.835 TL olmak üzere toplam 52.389,09 TL ödenmekle fazladan 23.091,48 TL ödendiği ancak bu fazlalığın tahkim dosyasındaki ve bu davada alınan rapordaki maluliyet oranları farkından kaynaklandığı, …’nın sorumlu bulunduğu trafik sigortası bulunmayan traktör sürücüsünün %75’lik kusuruna tekabül eden, dava dışı …’in maluliyet zararının 127.717,35 TL olduğu, …’nca …’e 09/06/2017 tarihinde 60.824 TL ödeme yapıldığı, bu kişi yönünden …’nın fazla bir ödemesinin söz konusu olmadığı, dava dışı …’in maluliyet zararının ise 29.297,61 TL olduğu, …’nın toplamda …’e 52.389,09 TL ödemekle fazladan 23.091,48 TL ödeme yaptığı, ancak raporda açıklandığı üzere, davalının her iki kazazede yönünden yapması gereken toplam ödemenin 127.717,35 TL + 29297,61 = 157.014,96 TL olduğu, bu zarar miktarının sigortasız araç/traktör sürücüsü …’in kusur oranına tekabül eden toplam zarar olduğu, dolayısıyla toplam bu zarardan sürücü … ve işleten …’un müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesiyle, taleple bağlılık da gözetilerek, “1-2018/536 E sayılı dava yönünden; davanın KISMEN KABULÜ ile, 90.121,61 TL’nin 09/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınarak, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, (Yargılamaları birleştirilerek yürütülen mahkememizin 2018/697 sayılı dosyasında davalıdan tahsiline karar verilen miktar ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesi kaydıyla), 2-Birleşen 2018/697 Esas sayılı dava yönünden; davanın KABULÜ ile, 19.554,09 TL’nin 09/06/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya ödenmesine, (Yargılamaları birleştirilerek yürütülen mahkememizin 2018/536 ve 2017/1067 E sayılı dosyalarında davalılardan tahsiline karar verilen miktarlar ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemesi kaydıyla), 3-Birleşen 2017/1067 Esas sayılı dava yönünden; davanın KISMEN KABULÜ ile, davacı …’in Eskişehir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2017/7854 Esas sayılı takip dosyasına konu asıl alacağın 90.121,61 TL’lik bölümü dışındaki 3.537,39 TL’lik bölümü nedeniyle alacaklı davalıya borçlu olmadığının tespitine, (Mahkememizin 2018/697 Esas sayılı dosyasında davalı …’den tahsiline karar verilen … alacağı ile tahsilde tekerrüre sebebiyet verilmemek üzere) 90121,61 TL’lik bölüm yönünden davanın reddine” karar verilmiş, hükme karşı asıl ve birleşen dosya davacısı-birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … ve birleşen dava davacısı-davalısı … vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen dosya davacısı- birleşen dosya davalısı … vekili istinaf dilekçesinde; dava dışı kazazedelerden …’e %10 maluliyet oranına göre ve …’e %20 maluliyet oranına göre ödemeler yapıldığını, …’un daha düşük maluliyetini kabul etmediklerini, maluliyet oranının hatalı tespit edilmesi neticesinde dosya kapsamında yer alan aktüer bilirkişi raporunda müvekkilin yapmış olduğu ödemelerden daha düşük tazminat hesaplandığını, rücu davalarının tam kabulü, menfi tesit davasının ise reddi gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına rücu davalarının tam kabulüne, menfi tesit davasının ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalısı … ve birleşen dava davacısı-davalısı … vekilleri istinaf dilekçesinde; …’un kazaya karışan … plakalı iş makinesinin maliki olmadığını 2000 senesinde sattığını, …’un sorumluluğunun olmadığını, iş makinesi/kepçenin KTK kapsamında bir araç olmadığını, …, iş makinesinin gerçek maliki olan …’nin sigortalı çalışanı olduğunu, bunun eyleminden …’un sorumlu olmayacağını, mahkemece kabul edilen kusur ve maluliyet oranlarını kabul etmediklerini, aleyhlerine açılan davaların reddi gerektiğini, birleşen menfi tespit davasının ise kabulü gerektiğini, … tarafından yapılan fazla ödemenin kendilerinden istenmesinin doğru olmadığını, her üç dosya yönünden temerrüt oluşmadığından faize ve faiz başlangıç tarihine itiraz ettiklerini, aleyhlerine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretlerinin de haksız olup itiraz ettiklerini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına Menfi tespit davasının kabulüne, rücu davalarının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan asıl ve birleşen dosya davacısı-birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … ve birleşen dava davacısı-davalısı … vekillerinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasından kaynaklanan rücuen alacak ve menfi tespit istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne dair verilen karar, asıl ve birleşen dosya davacısı- birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … ve birleşen dosya davacısı-davalısı … vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince görev hususu dava şartı olup, HMK’nın 115/1 maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış, görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda, asıl ve birleşen dosyada davacı … zorunlu trafik sigortası bulunmayan aracın neden olduğu trafik kazasında zarar gören üçüncü kişilere başvuru üzerine ve hakem heyeti kararı gereğince ödediği tazminatı Yönetmeliğin 16. maddesinde sayılan hallerde zarardan sorumlu olan gerçek kişi sürücü ve işletene rücu etmektedir. Diğer birleşen davada ise davacı sürücü … aynı olay nedeniyle hakkında başlatılan icra takibinden borçlu olmadığının tespitini istemektedir. TTK’nın 4/1 maddesinde belirtilen her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi dava söz konusu değildir. Davalılar gerçek kişi olup, uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmaktadır.
Bu durumda uyuşmazlığın genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 21.12.2020 tarih, 2020/466-2020/8778 sayılı kararı ile 16.10.2019 tarih, 2017/1132-2019/9502 sayılı kararı, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin Bölge Adliye Mahkemesi Kesin Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesi İstemine Dair 16/09/2021 tarih ve 2021/17896- 2021/4942 Karar sayılı ilamı)
Her ne kadar eldeki davalardan asıl dava olan 2018/536 esas sayılı dava önce Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış ve Mahkemece davanın görülmesinde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan bahisle göreve ilişkin dava şartı bulunmadığından usulden ret kararı verilmiş ise de, kararın istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olması da gözetilerek, (HMK 21. madde) diğer birleşen davaların ise doğrudan ticaret mahkemesinde açılmış olmaları karşısında, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Asıl ve birleşen dosya davacısı-birleşen dosya davalısı … vekili ile asıl ve birleşen dosya davalısı … ve birleşen dosya davacısı-davalısı … vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 20/10/2020 tarihli, 2018/536 Esas – 2020/562 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan, görev konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-İİK’nın 36. maddesi gereğince Eskişehir 6. İcra Dairesinin 2021/3978 Esas sayılı dosyasına yatırılan 5.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Eskişehir 6. İcra Dairesinin 2021/3975 Esas sayılı dosyasına yatırılan 5.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Eskişehir 8. İcra Dairesinin 2020/6305 Esas sayılı dosyasına yatırılan 195.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,

7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nın 353/1.a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.