Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/618 E. 2023/171 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/618
KARAR NO : 2023/171

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
NUMARASI : 2018/37 Esas 2020/925 Karar

DAVACI : … – TCK:…
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … AŞ vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde, 24/06/2017 günü … plaka no ile sigortalı araçla müvekkilinin kullandığı … plakalı motosikletin karıştığı kazada motosiklet sürücüsü müvekkili …’ın yaralandığını, kazada müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, … plakalı aracın davalı şirkete ZMMS sigortası ile sigortalı bulunduğunu, sağlık kurulu raporu için toplam 1.377,00-TL ödemede bulunduklarını belirterek 100,00-TL geçici ve 5.000,00-TL daimi iş göremezlik tazminatının, 100,00-TL bakıcı ücretinin ve 1.377,00-TL sağlık kurulu raporu ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, … plakalı aracın müvekkili şirkete ZMMS sigortası ile 25/04/2017-2018 tarihleri arasında sigortalı bulunduğunu, kusur incelemesi yapılmasını, maluliyet raporu alınmasını ve haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Balıkesir Üniversitesi Tıp Fatültesi Adli Tıp Ana bilim Dalı Başkanlığı’nın 18/12/2017 tarihli raporunda “davacının bedensel özür oranının %10.7, tıbbi iyileşme süresinin 180 güne kadar uzayabileceğinin ve 60 gün başka birisinin bakımına muhtaç olduğunun” bildirildiği, kusur raporunda “…Düzenlenen kaza tespit tutanağındaki krokideki motosiklet ile davalı … ile sigortalı özel aracın seyir ve çarpışma noktaları göz önüne alındığında, davacı motosiklet sürücüsü …, kavşağa ilk geçiş hakkı ve özel araçtan daha önce kavşağa girmiş olması nedeniyle kaza tespit tutanağında da belirtildiği gibi özel araçla çarpışmalarına bağlı dava konusu yaralandığı dava dışı çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasının oluşumunda; 2918 sayılı karayolları trafik kanun ve yönetmelik maddelerine en ufak bir riayetsizliğinin olmadığı. Dava dışı sürücü …, sevk ve idaresindeki olay tarihinde davalı … poliçesiyle zorunlu mali mesuliyet sigortası bulunan … plakalı … marka özel aracıyla olay mahalli kavşağa yaklaşırken aracının seyir hızını; 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 52/1-a-b, yönetmeliğin 101/a-b maddelerine riayetle kavşağa yaklaşması ve kavşağa geldiğinde de sola 18 cadde istikametine dönüş yapmadan önce de aynı kanunun 57/1-a, 84/h maddelerine göre de ilk geçiş hakkına sahip olan ve kendisinden önce kavşağa girmiş olan davacının yönetimindeki motosikletin geçişini bekledikten sonra sol sinyalini yakarak sola dönüşünü gerçekleştirmesi gerekirken, aksine hareketle aynı kanunun 53/1-b sola dönüşe geçtiği sırada motosikletin seyir yönünün kapatarak karşılıklı olarak ön taraflarından çarpışmalarına bağlı davacı sürücünün yaralanmasına sebebiyet verdiği dava dışı çift taraflı maddi hasarlı kazanın oluşumunda açıklanan bu kanun ve yönetmelik maddelerinin ihlal edilmesiyle kazanın meydana geldiği” aktüerya bilirkişisi tarafından davacı yönünden; 128.452,45TL sürekli İş göremezlik zararı ile 8.424,36TL geçici iş göremezlik zararı, 3.555,00TL bakıcı gideri zararı hesaplanmış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 128.452,45-TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 8.424,36-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.555,00-TL bakıcı gideri olmak üzere 140.431,81-TL’nin temerrüt tarihi olan 09/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … AŞ vekili istinaf dilekçesinde, PMF tablosunun kullanılmasının hatalı olduğunu, TRH 2010 tablosu ve 1,8 teknik faiz kullanılarak hesaplama yapılması gerektiğini, eksik evrakla başvuru yapıldığını, başvuru koşulunun yerine getirilmediğini, maluliyet oranının doğru yönetmelik çerçevesinde belirlenmediğini, geçici bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadıklarını, davacının kasksız olarak motosiklet kullanması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, maluliyet raporunun özürlülük ölçütü yönetmeliğine göre alınması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan geçici ve daimi iş göremezlik ve bakıcı ücreti nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Davalı vekili KTK’nın 97. maddesine uygun başvuru yapılmadan dava açıldığını ileri sürerek kararı istinaf etmiş ise de; 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5. maddesi ile değiştirilmiş maddede; “Zarar görenin, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapabilir.
Düzenlemede yazılı başvurunun yapılmış olması yeterli görülmüş, sigortanın temerrüdünü düzenleyen 99. maddeye atıf yapılmamış, başvuruda bulunması gereken evraka ilişkin bir düzenleme getirilmemiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı … şirketi hakkında ZMMS kapsamında açılan davada, davalıya başvuru sonrasında dava açıldığı anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin dava şartı bulunmadığına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmiştir.
2-Geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinden sorumluluğa yönelik istinaf yönünden;
Geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı gideri, TBK’nın 54. maddesi kapsamında zarar verenden talep edilebilecek zarar kalemlerindedir. Haksız fiilin trafik kazasından meydana gelmiş olması halinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında, sigorta şirketi de, kanunda aksi düzenlenmedikçe bu zararlardan da sorumludur. Buna göre 2918 sayılı Yasa’nın 92. maddesinde, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinden kaynaklanan zararların sigorta teminat dışında tutulmamış olmasına, 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde SGK’nın tedavi giderlerinden sorumluluğunun, kanun ile belirlenen tedavi giderleri ile sınırlı olmasına, bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinin bu kapsamda olmamasına, Kanun ile sınırları belirlenen SGK’nın sorumluluğunun Genel Şartlar ile genişletilebilmesinin yasal olarak mümkün olmamasına göre davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderine yönelik istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosu ve iskonto yöntemine göre tazminat hesabı yapılmıştır. Karara karşı davalı … vekili istinaf isteminde bulunmuştur. Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmişti. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas, – 2020/8874 Karar sayılı ilamı, 14/01/2021 Tarih 2020/2598 Esas – 2021/34 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve anüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1, 8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında destek ve davacıların bakiye ömür süresinin TRH 2010 tablosu’na göre belirlenmesi, desteğin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek aktif ve pasif dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, tazminat hesabının TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant formülüne göre yapılması gerekirken, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosu ve progressif rant yöntemine göre hesaplanması doğru değil ise de, bu durum istinaf talebinde bulunan davalı … şirketinin daha lehine olmakla istinaf edenin sıfatına göre bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
4-Maluliyet raporuna yönelik istinaf yönünden;
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre; haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybına uğranıldığı iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp ABD tarafından, dosya arasında bulunan tüm tedavi evrakları incelenerek ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce de benimsenen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik yürürlükte olması nedeniyle bu yönetmelik esas alınarak, oluşa, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiştir
5-Müterafik kusura gelince, zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indirimi; her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; motosiklette sürücü konumunda olan davacının kaza tespit tutanağına göre koruyucu ekipman takıp takmadığı hususunun belirsiz olduğu, kazanın oluş şekli ile davacının yaralanma şekline göre, belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmaması da yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 9.592,8 TL istinaf karar harcından peşin alınan 2.254,59 -TL harcın mahsubu ile bakiye 7.338,3 -TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.