Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/611 E. 2023/238 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/611 – 2023/238
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/611
KARAR NO : 2023/238

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2020
NUMARASI : 2019/479 Esas 2020/728 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı Sigorta vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 09/06/2019 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı motosiklete sürücü firari olan … plakalı aracın çarptığını, bu trafik kazası neticesinde davacı … ile …’ın yaralandığını, kaza tespit tutanağı ile sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığının, firari sürücünün KTK’nun 57/1-a maddesini ihlal ettiğinin belirlendiği, …’ın …’nde çalıştığını ve 2019 Mayıs ayına ilişkin net gelirinin 5.170,50-TL olduğunu, 01/07/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine tazminat talebiyle başvuruda bulunduklarını, uzlaşmaya varılamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik kaza sebebiyle meydana gelecek geçici iş göremezlik(50’şer TL), bakıcı ve tedavi giderleri (50’şer TL), sürekli sakatlık sebebiyle (50’şer TL) meydana gelecek tüm maddi zararlar sebebiyle … ve … için ayrı ayrı 150,00-TL maddi tazminatının 01/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ıslah dilekçesi ile davacı … için 150,00 TL olarak talep ettikleri maddi tazminat talebini 66.681,90 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; dava öncesi davalı şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığından başvuru şartının gerçekleşmediğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plakalı aracın davalı şirkete 05/10/2018-2019 tarihleri arasında 198329423 numaralı KTK ZMMS ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe teminat limiti olan 360.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, davacının kaza sırasında kask ve koruyucu kıyafet giymediği tespit edildiğinden müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, davacının kalıcı maluliyetinin Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik uyarınca tespit edilmesi gerektiğini, hesaplamanın TRH 2010 Yaşam Tablosu ile %1,8 teknik faiz dikkate alınarak yapılması gerektiğini, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulmasını talep ettiklerini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı … tarafından açılan davanın mahkemenin 07/07/2020 tarihli celsesinde takip edilmediğinden işlemden kaldırıldığı, kaldırma tarihinden itibaren 3 aylık süre içerisinde herhangi bir yenileme yapılmadığından bu davacı yönünden açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı … yönünden yapılan değerlendirmede; davalı sigortaya sigortalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olarak sebep olduğu kaza nedeniyle davacı …’ın düzenlenen Erişkinler İçin Engellilik Sağlık Kurulu raporuna göre iş gücü kaybı oranının %8 olup, davacının zararının 66.681,90-TL olduğu anlaşıldığından yapılan ıslah da dikkate alınarak; “1-Davacı … tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, 2-Davacı … tarafından açılan davanın kabulü ile 66.681,90-TL’nin 12/07/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak söz konusu davacıya verilmesine,…5-Zorunlu arabuluculuk gideri olan 1.320,00-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına” karar verilmiş; hükme karşı davalı sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı Sigorta vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan maluliyet raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, belirlenen maluliyet oranının fahiş olduğunu, raporun Adli Tıp Kurumu veya Üniversitelerin Adli Tıp bölümlerinden alınması gerektiğini, tazminata esas alınan gelirin de fahiş olarak alındığını, ayrıca iki davacı olduğunu, her iki davacının da arabuluculuk başvurusunda bulunduğunu, davacılardan biri yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine rağmen arabuluculuk ücretinin tamamından davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı Sigorta vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, HMK’nın 355. maddesi kapsamında, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davacı … yönünden davanın kabulüne, diğer davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karar, davalı Sigorta vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Haksız fiilden kaynaklanan bedensel zararlar nedeniyle, maluliyetin doğru şekilde tespit edilmesi önemlidir. Mahkemece hükme esas alınan ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 06/03/2020 tarihli “Erişkinler için Düzenlenen Engellilik Sağlık Kurulu Raporu”nun kaza tarihinden yaklaşık 9 ay sonra düzenlendiği, raporda “sağ femur üst uç kırığı ameliyatlısı antaljik yürüyüş” nedeniyle %8 engel oranı olduğu tespit edilmiş ise de, alınan raporda davacının rahatsızlığının kaza ile illiyet bağı olup olmadığı, sürekli mahiyette olup olmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlığının oluşması halinde, çalışma gücünün kaybına veya azalmasına etki edebilecek mahiyette olup olmadığı değerlendirilmediğinden ve kazanın üzerinden henüz bir yıldan az süre geçmişken maluliyetinin tespitinin mümkün olup olmadığı yönünde görüş belirtilmeden, ayrıntısız ve gerekçesiz olarak düzenlenen rapor karar vermeye elverişli değildir.
İş göremezlik nedeniyle ortaya çıkan zararın tayininde zarar görenin elde ettiği gelirinin doğru biçimde belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli yer tutmaktadır. Zarar gören kişi, asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia ediyorsa bunu ispat etmesi gerekmekte olup, yerel mahkeme de bedensel zararların tazmini davalarında zarar görenin zararını resen belirlemek durumundadır. Bu bağlamda, gerçek zararın hesaplanmasında, zarar görenin asgari ücretten fazlasına dair kazancı olduğu yönünde bir iddiası varsa kaza tarihinden hesap tarihine kadar ki gelirini gösteren belgelerin temin edilmesi suretiyle gelirlerin belirlenmesi, böyle bir iddia olmaması yahut zarar görenin herhangi bir işinin olmaması halinde kazancın asgari ücret kabul edilmesi, zarar görenin çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, kaza tarihinden hesap tarihine kadar geliri bilinen (işlemiş) ve geliri bilinmeyen (işleyecek) aktif dönemin ve zarar görenin bakiye ömrü esas alınarak pasif dönemin tespit edilmesi, zarar görenin kaza tarihinden hesap tarihine kadar bilinen kazancı üzerinden, işlemiş (bilinen) aktif dönem zarar hesabının yapılması; işleyecek (bilinmeyen) aktif dönem hesabında zarar görenin hesap tarihinde bilinen son geliri nazara alınarak işleyecek aktif dönem tazminat hesabı yapılması, pasif dönem hesabında ise asgari geçim indirimi uygulanmaksızın asgari ücret üzerinden zarar hesabının yapılması gerekmektedir.
Bu durumda, hükme esas alınan maluliyet raporunun karar vermeye elverişli olmamasına ve davalı tarafından da rapora itiraz edilmiş olmasına göre, davacının mevcut yaralanması konusunda uzmanların da içerisinde bulunduğu, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya üniversitelerin Tıp Fakültesi Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri gereğince, davacının mevcut yaralanmalarının kaza ile illiyeti değerlendirilerek, geçici ve sürekli maluliyet durumunun tespit edildiği, denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafından da itiraz edilen ve denetime elverişli olmayan rapora göre karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle yukarıda açıklandığı üzere Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan veya üniversitelerin Tıp Fakültesi Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından yukarıda açıklanan ilkelere uygun ve denetime elverişli maluliyet raporu alınarak, ayrıca davacı …’ın hesap tarihine kadarki bilinen döneme ilişkin gelir belgeleri/bordroları getirtilerek, bilinen dönem için bu belgeler esas alınarak, bilinmeyen dönem için hesap tarihindeki son geliri esas alınarak, yukarıda açıklanan ilkelere uygun düzenlenecek aktüerya raporuna göre davanın esası hakkında ve hükmün sadece davalı tarafından istinaf edilmiş olması nedeniyle usulü kazanılmış hakları korunarak, olumlu olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/11/2020 gün ve 2019/479 Esas- 2020/728 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, istinaf eden davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden ilgilisine iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2020/29808 Esas sayılı dosyasına depo edilen 106.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.