Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/609 E. 2023/187 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/609 – 2023/187
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/609
KARAR NO : 2023/187

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2020/7 Esas – 2020/447 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 14/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/11/2017 tarihinde sürücü … yönetimindeki araç ile geri geri manevra yaptığı esnada yaya olan davacıya çarptığını ve davacının ağır yaralanmasına neden olduğunu, kaza yapan aracın kaza tarihinde geçerli ZMMS poliçesinin bulunmadığını, araç sürücüsünün meydana gelen kazada tam ve asli kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 100 TL sürekli iş göremezlik, 100 TL geçici iş göremezlik, 100 TL tedavi ve bakıcı giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatı talebini 27.183,30 TL, sürekli iş göremezlik tazminat talebini 66.049,16 TL, tedavi ve bakıcı giderleri talebini 12.158,33 TL olarak arttırmıştır.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın kabulüne,105.390,79 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kaza tarihi itibarıyla eldeki davada 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartlarının uygulanması gerektiğini, davacı tarafça davalı …’na gerekli belgeler sunulmadan başvuru yapıldığından davanın usulden reddi gerektiğini, karara dayanak yapılan maluliyet raporunun hükme esas alınamayacağını, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’nden Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanacak yönetmeliğe göre rapor alınması gerektiğini, davalının geçici işgöremezlik, tedavi gideri, ulaşım gideri ve bakıcı giderinden sorumlu olmadığını, kaldı ki, davacının tedavi gideri talebi bulunmadığını, rapor ücretinin yargılama gideri olarak değerlendirilemeyeceğini, mahkemece kusur raporu alınmadan hüküm tesis edilmesinin yerinde olmadığını, davacının, kaza tarihinde emekli olduğunu ve geçici iş göremezlik süresi boyunca da yaşlılık aylığı aldığını, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddedilmesi gerektiğini, aktüer bilirkişi raporunda davacının gelirine ilişkin belirlemenin hatalı yapıldığını, gelirin asgari ücret kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiğini, SGK tarafından davacıya yapılan ödemelerin belirlenip hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatı gözetilerek ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda; dava yaralanma ile sonuçlanan trafik kazasından kaynaklanan, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Öncelikle davalı vekili tarafından davacının, davalı sigorta şirketine KTK’nın 97. maddesine uygun müracaatı bulunmaksızın dava açtığı ve dava şartını yerine getirmediği ileri sürülmüş ise de; davacının, davalıya yazılı başvuru şartını yerine getirdiği, bu hususun davalı vekili tarafından aşamalardaki yazılı beyanlar ile de kabul edildiğinin dosya kapsamından anlaşılmış olmasına göre davalının dava şartı yokluğuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiş, esasa ilişkin istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
1-Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz yöntemine göre tazminat hesabı yapılmıştır. Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı). Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve anüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 Tablosu’na göre belirlenmesi, zarar görenin bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp tazminat hesabı yapılması gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması ve bu şekilde tazminatın hesaplanması için konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yapılan hesaplamaya göre hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir.
2-Tazminat hesabına ilişkin olarak, çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu hususu Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarından olup, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 40. maddesinde bazı kamu görevlilerinin (asker, polis, gümrük memuru ve benzerleri) hangi yaş sınırında emekli olacakları ayrı ayrı belirtilmiştir.
Mahkemece davacının emeklilik yaşı dikkate alınarak, bu yaşa kadar aktif devre ve bu yaş ile muhtemel ömür sonu arası süre için AGİ dâhil edilmemiş asgari ücret üzerinden pasif devre hesabının yapılması için rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davacının çalışma karşılığı olmayan emeklilik ücreti baz alınarak yapılan hesaplamanın hükme esas alınması yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkemece, davacının TRH 2010 yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye yaşam süresinin belirlenmesi, bilinmeyen/işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilerek progresif rant yönteminin kullanılması ve bu şekilde tazminatın hesaplanması ve davacının emeklilik yaşı dikkate alınarak, bu yaşa kadar aktif devre ve bu yaş ile muhtemel ömür sonu arası süre için AGİ dâhil edilmemiş asgari ücret üzerinden pasif devre hesabının, mahkemece hükme esas alınan hesap tarihindeki verilere göre yapılması için aktüer bilirkişiden ek rapor alınıp, usuli kazanılmış hakların da korunması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar tesisi doğru görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre, sair istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 29.09.2020 tarihli 2020/7 Esas – 2020/447 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kararın kaldırılma sebebine göre, sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
5-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Eskişehir 2. İcra Dairesinin 2020/5526 Esas sayılı dosyasına yatırılan 163.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.