Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/601 E. 2023/158 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/601 – 2023/158
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/601
KARAR NO : 2023/158

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2020
NUMARASI : 2019/770 Esas 2020/622 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; … plakalı trafik sigortası bulunmayan araç ile müvekkilinin sürücüsü olduğu … plakalı motosikletin 28/12/2011 tarihinde çarpışmaları ile meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralandığını, KTK 91. maddesi, … Yönetmeliği’nin 9. maddesi uyarınca davalıya başvuru yapıldığını ve 15/11/2013 tarihinde 14.054,00 TL ödeme alındığını, bilirkişi incelemesi neticesinde belirli hale gelecek zarar miktarı dikkate alınarak talepleri genişletilmek üzere şimdilik 113.500,00 TL maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun davacıya ödemede bulunarak tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini ve davacının tüm zararını karşıladığını, davacıya ödenen tazminatın ibraname mukabilinde ödenmiş olduğunu, müvekkili kurumun başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafça usulüne uygun bir başvuru yapılmadan dava açıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, kusur ve maluliyet oranının tespiti için ATK Başkanlığı’ndan rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 28/12/2011 tarihinde, … plakalı aracın seyir halinde iken davacı …’ın sürücüsü bulunduğu … plakalı motosiklet ile çarpışması neticesinde yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği, hükme esas alınan 15/10/2020 tarihli bilirkişi raporu ile, dava dışı sürücü …’ın %75 oranında, davacı …’ın ise %25 oranında kusurlu olduğunun belirlendiği, davacının iş bu kaza neticesinde yaralandığı, Hacettepe Üniversitesi ATK Başkanlığı’na ait 03/12/2019 tarihli rapor ile davacının dava konusu kaza sebebi ile “Çalışma gücü… Yönetmelik ” hükümlerine göre tüm vücut özür oranının %29 olduğu, bakıcıya ihtiyaç süresinin 6 ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği, SGK tarafından ve davalı … tarafından yapılan ödemelerin güncellenmiş değeri mahsup edilerek ve kusur oranında yapılan indirim neticesinde yapılan hesaplama ile, davacının 104.937,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 10.414,86 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.984,30 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 119.336,86 TL tazminatı talep edebileceğinin aktüerya uzmanı bilirkişi raporu ile belirlendiği, … plakalı aracın ZMMS poliçesinin bulunmaması nedeni ile Güvence Hesabının oluşan kaza nedeni ile belirlenen tazminattan sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle “-Davanın KABULÜ İLE, 104.937,70 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 10.414,86 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 3.984,30 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 119.336,86 TL’nin 20/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava öncesinde, başvuru üzerine davacı tarafa, %9 maluliyet oranı üzerinden ödeme yapıldığını, davacının maluliyetinde “gelişen durumun” da söz konusu olmadığını, zira yerel mahkemece, davacının maluliyet oranının %29 olduğunun tespit edildiğini, müvekkil kurum tarafından, 11.11.2013 tarihinde davacı taraftan alınan ibraname uyarınca, davacı için 15.11.2013 tarihinde tazminat ödemesi yapıldığını, Karayolları Trafik Kanunu 111. maddesinde belirtilen 2 yıllık hak düşürücü sürenin dava konusu edilen olayda söz konusu ödemeler dikkate alındığında geçtiğini, davacıdan alınan 11.11.2013 tarihli ibraname uyarınca, işbu davaya konu kaza nedeniyle, davacının tazminat talep etme hakkının 11.11.2015 tarihinde dolduğunu, dava tarihinin ise 26.12.2019 olduğunu, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, kazaya sebebiyet veren ve sigortasız olduğu iddia edilen araç sürücüsüne ve işletenine davanın ihbarı taleplerinin değerlendirilmediğini, ayrıca araç sürücüsünün ceza dosyasında uzlaşmak istediğini belirttiğini, müvekkil kurumun, Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi ve … Yönetmeliği’nin 9/b maddesi gereğince hak sahibine ödeme yapmak ile yükümlü bulunduğunu, … Yönetmeliği’nin 16. maddesi ile müvekkil …’na yasada belirtilen nedenlerle yaptığı ödemeler için zarara neden olanlara (aracın işletenine, sürücüsüne, diğer sorumlulara ve mirasçılarına) rücu etme hakkı tanındığını, bu nedenle kazaya karışan … plakalı araç sürücüsü ve işletenine HMK Md. 61 uyarınca davanın ihbar edilmesi talebinin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde yerel mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, davacının maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için adli tıp genel kurulundan maluliyete ilişkin sağlık raporu alınması gerektiğini, hasar aşamasında alınan maluliyet raporunda maluliyet oranı % 9 olmasına rağmen, Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 03.12.2019 tarihli raporda davacının sürekli maluliyet oranının %29 olduğunun tespit edildiğini, her iki rapor arasında çelişki bulunduğunu, müvekkil kurumun geçici işgöremezlik tazminatından sorumluluğu bulunmadığını, geçici bakıcı giderinden sorumlu olmadıklarını, davacının müterafik kusuru nedeniyle hükmedilen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, kaza sırasında motosiklette sürücü olan davacının, kask, dizlik ve koruyucu tertibat kullanmamış ve bu tarz araç kullanırken alması gerekli güvenlik önlemlerini almamış olması sonucu yaralandığını, sosyal güvenlik kurumu tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek bu tutarın tamamının müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı … vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle bakiye geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme tarafından davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, Mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davacı … imzalı, “MAKBUZ VE İBRANAME” başlıklı 11/11/2013 imza tarihli belge içeriğinden, …’ın malul kalması ile ilgili olarak 14.054 TL’yi aldıklarını ve kendilerini ve zimmetlerini kesin ve dönüşümsüz ibra ettiğini, 28/12/2011 tarihli kaza ile ilgili başka bir alacağının kalmadığını bu kaza ile ilgili olarak sorumlulardan tazminat talep hakkını 14.054 TL’ye kadar Güvence Hesabına devrettiğinin belirtildiği, davalı … tarafından davacı tarafa 15/11/2013 tarihinde bu miktar ödemenin yapıldığı, davacının eldeki işbu davayı, “zararının ödenen miktardan fazla olduğu” iddiasıyla bakiye zarar için 26/12/2019 tarihinde açtığı anlaşılmıştır.
Mahkemece KTK’nın 111/2. maddesi kapsamında hak düşürücü sürenin geçip geçmediği, hak düşürücü süreyi kesen sebeplerin olup olmadığı araştırılmadan ve karar gerekçesinde tartışılmadan, eksik inceleme yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece yukarıda belirtilen yönlerde değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 06/11/2020 tarihli 2019/770 Esas – 2020/622 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
5- İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 15. İcra Dairesi’nin 2020/10504 Esas sayılı dosyasına yatırılan 190.000,00-TL tutarlı teminat mektubunun yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.