Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/590 E. 2023/220 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/590 – 2023/220
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/590
KARAR NO : 2023/220

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2020
NUMARASI : 2019/713 Esas 2020/643 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı adına tescilli … plakalı kamyonetin davacı şirket tarafından 27/04/2015-27/04/2016 tarihleri arasında sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını ve olay anında dava dışı İbrahim Doğan’ın sevk ve idaresindeki kamyonet ile kaza yaptığını, çarpma sürecinde dava dışı …’un araç dışına savrularak düştüğü toprak alanda hayatını kaybettiğini, sigortalı aracın sürücüsünün kazadan sonra alınan raporda 2,46 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, sürücünün yüzde yüz kusurlu olduğunu, trafik kazası nedeniyle vefat eden …’un mirasçılarına 53.550,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, bu bedelin araç maliki … ve dava dışı araç sürücüsü …’dan tahsil edilmesi için Ankara 31.İcra Müdürlüğünün 2016/12946 Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını ancak davalı tarafın bu takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek Ankara 31.İcra Müdürlüğü’nün 2016/12946 sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı adına tescilli olan ve davacı sigorta şirketince tanzim olunan ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı kamyonetin 20.05.2015 tarihinde dava dışı …’ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen kaza neticesinde dava dışı …’un vefat ettiği, sigortalı aracın sürücüsünün kazadan sonra alınan raporda 2,46 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, trafik kazası nedeniyle vefat eden …’un mirasçılarına davacı sigorta şirketi tarafından 06.01.2016 tarihinde 53.550,00-TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiği, yapılan ödemenin ve hesaplama tutarının Yargıtay İçtihatlarına ve prensiplerine uygun olduğu, buna göre; ZMMS Sigortası Genel Şartları’nın b.4-c maddesi ve KTK’nın 48. maddeleri uyarınca davacı sigorta şirketinin, kendi akidi olan sigorta ettiren davalıya, ödemiş olduğu tazminat miktarını rücu edebileceği, davacı vekilince icra inkar tazminatına karar verilmesi talep edilmiş ise de; alacağın likit bulunmayıp yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne, Ankara 31.İcra Müdürlüğüne ait 2016/12946 E. sayılı dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 53.550,00 TL asıl alacak ve 2.480,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 56.030,17 TL üzerinden takibin devamına, alacağın likit olmayıp yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilin bilgi ve rızası dışında, aracın gizlice alınarak kullanıldığını ve sonrasında kazanın meydana geldiğini, müvekkile atfı kabil bir kusur bulunmayıp, illiyet bağının 3. kişinin ağır kusurlu davranışı ile müvekkil yönünden kesildiğini, davanın reddi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, Karayolları Zorunlu Sorumluluk Sigortası kapsamında sigortalı aracın üçüncü kişiye verdiği zarar nedeniyle yapılan ödemenin, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre sigortalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Trafik sigortacısı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince, tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden, zarar görene ödeme yaptıktan sonra, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Araç maliki ve sigorta şirketi arasındaki sigorta sözleşmesi gereğince, sürücünün ağır kusuru, yeterli ehliyete sahip olmaması veya alkollü olması sonucu zarara neden olunması hallerinde, sigortacının kendi akidine rücu hakkı bulunmaktadır.
Sigortacının rücu edebilmesi için, kaza tarihi olan 20/5/2015 tarihinde yürürlükte olan eski Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.d. maddesindeki düzenleme yorumlanmak suretiyle Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda, dosya kapsamında bulunan 27/04/2015-27/04/2016 tarihli dönemi kapsayan poliçe örneğine göre sigorta sözleşmesinin tarafı davalı olup, sigortalı aracı kullanan sürücünün alkollü olarak, sigortanın ödemelerine esas kazayı yaptığı, ilk derece mahkemesi tarafından da eski ZMMS Genel Şartları kapsamında “kazanın münhasıran alkolün etkisiyle olup olmadığı” konusunda nörolog ve makine mühendisi bilirkişi heyetinden rapor alındığı ve raporda icra takibine konu ödemeye esas trafik kazasının münhasıran alkolün etkisi altında meydana geldiğinin ve kazada sürücünün %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği, alınan raporun usulüne uygun, denetime elverişli olduğu, hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, sigorta şirketinin rücu hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından davaya esas kazada ölen yakınlarına başvuru üzerine ilamsız icra takibi sonrasında açılan davada yargılama sırasında ödemede bulunduğu, alınan usulüne uygun ve denetime elverişli hesap raporundan, davacı tarafından yapılan ödemelerin miktar olarak dosya kapsamına uygun yapıldığı, gerçek zarar kapsamında, raporda hesaplanan miktarların davalıdan istenebileceği anlaşılmış olup, ilk derece mahkemesi tarafından da bu kapsamda davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.827,42 TL karar harcından peşin alınan 957,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.870,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.