Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/581 E. 2023/313 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/581 – 2023/313
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/581
KARAR NO : 2023/313

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2018/36 Esas 2020/536 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/03/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 11/06/2013 günü sürücü … sevk ve idaresindeki, maliki … olan … plakalı aracın, yaya geçidinin yanında bekleyen müvekkiline çarpması neticesinde yaralamalı trafik kazasının meydana geldiğini, davalı sigorta şirketinin … plakalı aracın kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesi nedeniyle limitleri kadar maddi tazminattan sorumlu olduğunu, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/191 E. Sayılı dosyasında müvekkilinin yaralanması nedeniyle araç sürücüsü ve malikine karşı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduklarını, bu dosyada yapılan incelemede, müvekkilinin %16,2 oranında malul kaldığının, 6 ay süre ile iş göremezlik halde kaldığının, dava dışı sürücünün % 50, müvekkilinin % 50 nispetinde kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve yine maddi tazminat hesabı yönünden rapor aldırıldığını, müvekkilinin … 4. sınıf öğrencisi olduğunu, müvekkilinin uğradığı maddi zararları telafi etmek amacıyla iş bu davanın açıldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 25,00 TL bakıcı gideri, 50,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 100,00 TL maddi tazminatın, müracaat tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/191 E. sayılı dosyası ile davacı yanın uğramış olduğu tüm zararlar hüküm altına alınmış olduğundan aynı kazaya ilişkin olarak uğranılan zararın mükerrer şekilde hüküm altına alınmasının kabul edilemeyeceğini, dava dilekçesinde bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete 02/10/2012-02/10/2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere… numaralı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitinin kişi başına 250.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmaması halinde davanın reddi gerektiğini, ilgili dosyaya davacının aldığı aylık ücrete ilişkin hiçbir resmi belge sunulamaması sebebiyle asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, davacı yanın bakıcı ihtiyacı olup olmadığı değerlendirilerek reddine karar verilen talebin bu davada da reddi gerektiğini, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden , dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 11/06/2013 tarihinde dava dışı sürücü …’ün, yönetimindeki davalıya sigortalı … plakalı otomobille Ankara İli, Etimesgut İlçesi, 1. TBMM Caddesi üzerinde Göksu Gölü istikametine seyir halindeyken olay mahallindeki Kocatepe Caddesi kavşağına geldiğinde sağ yan kısımlarıyla, yolun sağ tarafından karşıdan karşıya geçmekte olan davacı yaya …’ye çarpması neticesinde davaya konu trafik kazasının meydana geldiği, bu kazaya bağlı olarak davacının vücut genel çalışma gücünden % 16,2 oranında kaybedecek ve 6 ay süresince işgöremezlik halinde kalacak şekilde yaralandığı, söz konusu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ün % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 02/10/2012 – 02/10/2013 devresi için ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğu, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan 355.290,63 TL tutarındaki sürekli iş göremezlik zararından 2918 Sayılı KTK’nun 85/1, 91 ve ZMSS Genel Şartları A.1 maddeleri gereğince ve poliçe teminat limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğu, davacının kaza tarihinde öğrenci olduğu ve gelir getiren bir işte çalışmadığı, hal böyle olunca mahrum kaldığı bir kazancının söz konusu olmadığı ve dolayısıyla geçici iş göremezlik nedeniyle oluşan herhangi bir zararının da bulunmadığı, diğer taraftan davacı hakkında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 25/07/2016 tarihli raporda bakıcıya ihtiyaç duyacağına dair herhangi bir tespit yapılmadığı, davacının kaza sonrası bakıcıya ihtiyaç duyduğuna dair dosyaya herhangi bir delil de sunulmadığı da dikkate alınarak bakıcı giderine ilişkin tazminat talebinin de reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, taleple bağlı kalınmak ve Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/191 esas 2018/5 karar sayılı ilamı dikkate alınarak tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla davanın kısmen kabulü gerektiği gerekçesiyle “DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/191 esas 2018/5 karar sayılı ilamı dikkate alınarak tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla 250.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 05/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Davacının geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, davacının maluliyet oranının hatalı hesaplandığını, ilk derece mahkemesi tarafından dosya münderecatına kazandırılan Ankara Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 25.07.2016 tarihli maluliyet raporunda;“ Davacı …’nün meslekte kazanma gücü kaybı ölçütüne göre sürekli maluliyet oranının %16,2 olduğu, 6 ay süre ile geçici iş göremez halde kalacağı”nın belirtildiğini, davacıya psikiyatrik tedavi uygulandığına ilişkin hiç bir evrak bulunmamasına rağmen post travmatik stres bozukluğunun sürekli sakatlık hali olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, post travmatik stres bozukluğunun daimi maluliyet teşkil etmediğini, kusur raporuna itiraz ettiklerini, Ankara Batı 1.Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/191 esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda; davacı yayanın yaya geçidi üzerinden karşıdan karşıya geçtiği esnada kendisine yeşil ışık yandığını beyan eden … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacıdan birinin kırmızı ışık ihlali yaptığı, mevcut bilgi ve belgelerden hangi tarafın ışık ihlali yaptığı anlaşılamadığından kusurun Yargıtay emsal kararlarına uygun olarak %50-%50 paylaştırılmasının uygun olduğunun tespit edildiğini, Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/40 esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda; davacı yayanın yaya geçidinden geçiş yapmadığı, çarpışma yeri ile yaya geçidi arasında 13 metre mesafe bulunduğu kazanın yaya geçidi mahalli dışında gerçekleştiği, bu nedenle kazanın meydana gelişinde sürücü …’ün tali kusurlu olduğu, davacı yayanın ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği ve sigortalı araç sürücüsüne %30, davacı yayaya %70 kusur atfedildiğini, yerel mahkemece alınan çelişki giderici raporda ise, sürücü …’ün meydana gelen kazada % 100 oranında kusurlu olduğu, yaya …’nün ise kusursuz olduğunun belirlendiğini, çelişkinin giderilmiş sayılamayacağını, hesaplamaya esas gelirin fahiş ve hatalı olduğunu, bilirkişi hesap raporunda, …’nün … İktisat Bölümünden 2018 yılında mezun olacağı ve 2018 sonuna kadar askerliğini tamamlayacağı ve 2018’den sonrası bilinen ve bilinmeyen aktif dönem için asgari ücretin 2.06 katı ile hesaplama yapıldığını, 2019 ve 2020 yıllarına ilişkin farazi gelir üzerinden hesaplama yapılmasının doğru olmadığını, davacı …’nün SGK hizmet dökümü dosyaya kazandırılması ve gerçek gelirleri ile bilinen dönem hesabı yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir.
Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması önemlidir.
Hükme esas alınan maluliyet raporunda; travma sonrası stres bozukluğu ve bacak kırığı nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tesbit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca davacının vücut genel çalışma gücü oranı kayıp oranının 16, 2 olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece; davacının kazada yaralanması nedeniyle alınan raporlarda travma sonrası stres bozukluğu bulunduğunun belirtilmiş olmasına göre davacının travma sonrası stres bozukluğunun kaza ile ilgili olup olmadığı, tedavisinin sona erip ermediği, devam edip etmediği, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği ve kalıcı maluliyet haline gelip gelmediğinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesi gerekir.
Bu durumda öncelikle davacının travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili tedavisinin sona erip ermediğinin, tedavi ile iyileşip iyileşmeyeceği, maluliyete neden olacak şekilde kalıcı hale gelip gelmediği, araz bırakacak şekilde çalışmasına engel teşkil edip etmediğinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Kusur raporu konusunda ise, Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/191 Esas sayılı dosyasında alınan kusur raporunda, bir tarafın kırmızı ışık ihlalinde bulunduğu, hangi tarafın ihlalde bulunduğu tam olarak tespit edilemediğinden tarafların % 50’şer oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir.
Dosyada alınan Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlene raporda, dava dışı sigortalı sürücü … sevk ve idaresinde bulunan otomobil ile meskun mahalde gündüz vakti seyri sırasında gerekli dikkat ve özeni yola verip, bahse konu kaza mahalli yaya geçidinin de bulunduğu ışık kontrollü kavşak noktasına yaklaştığı esnada, seyir yönü için yeşil ışık yanıyor olsa dahi hızını yeterince azaltarak görüş alanını kontrol altında bulundurması, seyir istikametine göre yolun sağından taşıt yoluna girerek karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya nedeniyle zamanında etkili tedbir alması ve seyrine müteyakkız şekilde devam etmesi gerekirken bu hususlara riayet etmeden kontrolsüzce seyir hızıyla girmiş olduğu kavşak bölümünde gerçekleşen kazada tali kusurlu (%30) olduğu, davacı yaya …’nün meskun mahalde gündüz vakti gerekli dikkat ve özeni yola verip, bahse konu kaza mahallinde taşıt yoluna girerek karşıdan karşıya geçmeden önce kaplama içerisinde bulunan araçların seyir durumlarını dikkate alması, öncelikli geçiş hakkını bu araçlara verdikten sonra geçiş eylemini uygun bir anda, kaza mahalline yakın mesafede bulunan ışık kontrollü kavşak noktasındaki yaya geçidini kullanarak kontrollü bir şekilde tamamlaması gerekirken, bu hususlara riayet etmeyip kontrolsüzce girmiş olduğu yol bölümünde sol tarafından gelen aracın sadmesine maruz kaldığı olayda asli kusurlu olduğu (%70 ) belirlenmiştir.
Hükme esas alınan ve İTÜ tarafından düzenlenen raporda ise, dava dışı sigortalı …’ün hızını yol durumu ve görüş mesafesine göre ayarlamadığı, yayaya karşı korna tedbirine başvurmadığı, yayaya ilk geçiş hakkını bırakmadığı fren tedbirine başvurmadığı gerekçesiyle % 100 kusurlu olduğu, davacı yayanın ise kusurlu bulunmadığı belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, Adli Tıp Genişletilmiş Uzmanlar Kurulundan çelişkiyi giderici kusur raporu alınması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Tazminat hesabına esas alınacak gelir konusunda ise, tazminat hesabı yapılırken davacının kaza tarihinden rapor tarihine kadar geçen süredeki (işlemiş/bilinen dönemdeki) somut gelirinin tespit edilmesi, işlemiş/bilinen dönem hesabının bu veriler doğrultusunda yapılması gerekmekte olup, SGK kayıtları getirtilerek bilinen dönem gelirleri tespit edilmelidir.
Diğer taraftan, zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Esasen somut olayda davacı malik ve sürücü aleyhine tazminat davası açtıktan sonra sigorta şirketi aleyhine de ikinci bir tazminat davası açabilir ise de (ilk davada açıkça itiraz etmedikleri bilirkişi raporunda belirlenen miktarı geçmemek ve tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla) ilk davada belirlenen miktarı aşan miktara hükmedilemez. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 15.5.2018 tarih ve 2015/8738 Esas, 2018/5083 Karar sayılı ilamı ile 24/03/2015 tarih ve 2014/14453 Esas, 2015/4815 Karar sayılı ilamı)
Ayrıca, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61, 162, 163, 166. maddelerindeki düzenlemeler uyarınca birden çok kişi bir zarara sebebiyet verdikleri yahut aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta kural olarak borçlulardan her biri borcun tamamından sorumludur. Alacaklı borcun tamamının veya bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden dilerse birinden isteyebilir. Borçluların sorumluluğu borcun tamamı ödenene kadar devam eder. Borçlulardan biri ifa veya takasla borcun tamamını veya bir kısmını sona erdirmiş ise bu oranda diğer borçluları da borçtan kurtarmış olur. Borçlulardan biri alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa diğer borçlular bundan ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler.
Yine 6098 sayılı yasanın 166/3. maddesi gereğince alacaklının borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesi diğer borçluları da ibra edilen borçlunun iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtarır. İşleten ve sürücü olan borçluların davacılara ödeme yapmasıyla diğer müteselsil borçlu olan sigorta şirketi de 6098 sayılı TBK’nın 166/1. maddesi gereği ve ödeme yapılan oranda alacaklılara karşı borçtan kurtulur. Müteselsil borçlular aleyhine ikinci bir tazminat davası ikame edilebilirse de, işbu ikinci davanın tutarının ilk davada belirlenen tutarı geçmesi mümkün değildir.
Somut olayda, kesinleşen Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/191 Esas sayılı dosyası nedeniyle icra takibi yapılıp yapılmadığı ve varsa ödemenin bulunmadığı ve borcu tamamen sonlandırıp sonlandırmadığı belirlenmeden eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kararın kaldırılma sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; HMK.nın 353/1.a.6 maddesi gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2020 tarihli, 2018/36 Esas – 2020/536 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
Yeniden yargılama yapılması için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, kararın kaldırılma sebebine göre diğer istinaf itirazlarının ŞİMDİLİK İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA
2-İstinaf yoluna başvuran tarafca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Ankara 12. İcra Dairesinin 2020/10971 Esas sayılı dosyasına yatırılan 433.000,00 TL teminat miktarının yatıran tarafa iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu HMK’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 08.03.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.