Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/565 E. 2023/88 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/565 – 2023/88
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/565
KARAR NO : 2023/88

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2019/126 Esas 2020/408 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 25/01/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 25/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Adı: … Sigorta A.Ş.) vekili tarafından süresi içinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 08.10.2017 tarihinde mülkiyeti …’a ait olan … sevk ve idaresindeki … plakalı Ankara-Kırıkkale arasında sefer yapan minibüste yolcu olarak bulunduğunu, yolculuk sırasında aracın devrildiğini ve davacının ciddi şekilde yaralandığını, bu kaza sebebiyle davacının vücudunda kalıcı izler kaldığını, sağ elinin iki parmağının da hareket kabiliyetini yitirdiğini, tedavisi sürecinde annesinin bakımına muhtaç kaldığını, okumakta olduğu … Mühendislik Fakültesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği bölümündeki kaydını bir yıl süreyle dondurmak zorunda kaldığını, davacının maddi ve manevi zararının tazmini için kazaya karışan aracın zorunlu koltuk ferdi kaza, ZMS ve Kasko sigortalarını yapan sigorta şirketlerine başvurduğunu ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, Ankara Etimesgut Sait Ertürk Devlet Hastanesi tarafından davacının engel durumunun %19 olarak belirlendiğini, davacının dava konusu kaza sebebiyle mühendislik görevini ifa edemeyeceğini, iş bulamayacağını, evlilik dahi yapamayacağını, bu nedenle maddi (tedavi masrafları, kazanç kaybı, bakım ücreti vb.) ve manevi zararının davalılarca karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve sigorta şirketleri yönünden poliçe limitleri kapsamında kalmak kaydıyla 100,00-TL tedavi ve bakım gideri, 4.900,00-TL sürekli sakatlıktan kaynaklanan kazanç kaybı, 60.000.00-TL manevi tazminat alacağının 08.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 21.10.2016-2017 tarihleri arasında trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve zararı oranında olduğunu, kaza tarihi dikkate alındığında, 01.06.2015 tarihli Yeni Genel Şartlar uyarınca tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlik zararı teminat kapsamında olmadığından bu talepler yönünden müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacının gelirinin somut belgelerle ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin manevi zarardan da sorumlu olmadığını, davacının usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığından dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan … cevap dilekçesinde; araç sahibi olarak aracın bakımını yaptırıp trafiğe hazır hale getirdiğinden dava konusu kazada kusuru bulunmadığını, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacının maluliyeti olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin poliçedeki teminat limiti ile sorumlu olduğunu, davacının maluliyetinin “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat” doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, kaza tarihi dikkate alındığında, 01.06.2015 tarihli Yeni Genel Şartlar uyarınca tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve geçici işgöremezlik zararının teminat kapsamında olmadığını, hesaplamanın da Yeni Genel Şartlar çerçevesinde yapılması gerektiğini, davacıya SGK tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, müvekkili şirketin manevi zarardan da sorumlu olmadığını, davacının usulüne uygun bir başvurusu bulunmadığından dava tarihinden itibaren yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 08.10.2017 tarihinde meydan gelen kazada, davacının yaralandığı ve vücut genel çalışma gücünün %10’unu kaybettiği ve 3 ay bakıcı yardımından yararlanmasının gerektiği, bu itibarla kalıcı iş gücü ve bakıcı zararını karşı tarafın kusuru olan %100 oranında talep edebileceği, yine davacının kaza sonucu tedavi görmesi nedeniyle okula devam etmesinin güç olması değerlendirildiğinde davacının okulunu dondurması sonucu okulu uzatarak işe 1 yıl işe geç gireceği değerlendirilerek 1 yıllık kazanç kaybına uğrayacağı bu itibarla davacının bu yöndeki talebinin yerinde görüldüğü, Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları gereğince davacının %10 çalışma gücü kaybına denk gelen tutardan davalı … Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olacağı, manevi tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davacının maddi tazminat davasının kabulü ile, 136.210,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 45.644,58 TL kazanç kaybı, 5.509,80 TL tedavi ve bakım gideri, 17.500,00 TL ferdi kaza sigortasından kaynaklı sürekli iş göremezlik tazminatının sigorta şirketleri yönünden 09/09/2018 tarihinden, diğer davalılar yönünden 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte … Sigorta yönünden 17.500,00 TL ile sınırlı, … Sigorta yönünden 330.000,00 TL (ferdi kaza sigortası yönünden hükmedilen 17.500,00 TL’den sorumlu değildir.) ile poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 25.000,00 TL manevi tazminatın 08/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sağ elinin iki parmağının hareket kabiliyetini yitirdiğini, elini kullanamadığını, hayatını engelli bir insan olarak idame ettireceğini belirterek manevi tazminat yönünden kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Adı … Sigorta A.Ş.) vekili istinaf dilekçesinde; kazaya karışan aracın şehirlerarası taşımacılık yaptığını, zararın öncelikle zorunlu taşımacılık sigorta poliçesinden karşılanması gerektiğini, söz konusu şehirlerarası taşımacılık yapan minibüsün taşımacılık sigortası olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğunu, sıralı sorumluluk ilkesi gereği bu hususun araştırılması ve kazaya karışan aracın taşımacılık sigortası ile sigortalanmış olması halinde öncelikli olarak zararın sigortacısından tazmin edilmesi gerektiğini, kazanç kaybı tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacının geçirmiş olduğu kaza nedeniyle okulunu 1 yıl dondurmak zorunda kaldığını belirttiğini, söz konusu kazanç kaybı poliçe kapsamında olan teminatlar kapsamında girmemekte olup, müvekkil şirketten talep edilmesinin haksız olduğunu, tazminat hesaplaması yapılırken gelire vergilendirilmiş ve kaza tarihinden önceki 3 aylık döneme ait ücretin esas alınması, kazazedenin çalışması söz konusu değilse asgari ücretin esas alınması gerektiğini, poliçe tanzim tarihi itibariyle ve kaza tarihi itibariyle geçici bakıcı ve tedavi gideri taleplerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığını, hükmedilen faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu, davacının müvekkil şirkete usulüne uygun maluliyet oranını gösterir bir rapor sunmadığı gibi gerekli tedavi evraklarını da sunmadığını, bu nedenle faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerektiğini, yargılama kapsamında herhangi bir kusur raporu alınmadığını, adli tıp kurumundan alınacak raporla kusur durumunun tespiti gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde istinaf edilmemiş olsa dahi HMK’nın 355. maddesi gereğince resen nazara alınır, mahkemelerin görevi kamu düzeninden olduğundan, taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi resen incelenir.
Davacı, minibüste biletli yolcu konumundadır.
Dava tarihinden önce 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketici Kanunu’nun 73/1 maddesi gereğince, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, tüketici mahkemeleri görevlidir.”. Aynı Yasa’nın 3.maddesinin 1.fıkrasının 1.bendinde, ” Tüketici, işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta, davacı tüketici konumunda olup, davalı minibüs işleteni ile aralarında aktedilen yolcu taşıma sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.
Davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Somut olayda, Ankara 11. Tüketici Mahkemesinin 31/12/2018 tarih, 2018/504 Esas, 2018/1217 Karar sayılı kararı ile göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın görevli mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan usulden ret kararının istinaf edilmeden kesinleştiği gözetilerek, davanın görülmesinde Ankara 11. Tüketici Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı ile davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde yargılamaya devam edilerek esastan karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davanın görülmesinde daha önce görevsizlik kararı veren Ankara 11. Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince, göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, görev konusunda bir karar verilmesi ve HMK’nın 20. maddesindeki yasal prosedür uygulanması bakımından dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacı ve davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Adı: … Sigorta A.Ş.) vekilinin sair itirazlarının kaldırma gerekçesine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı ve davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Adı: … Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/09/2020 tarihli 2019/126 Esas – 2020/408 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekili ile davalı… Sigorta A.Ş. (Eski Adı: … Sigorta A.Ş.) vekilinin istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
4-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/l-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 25/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.