Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/561 E. 2023/156 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.c. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2022/561 – 2023/156
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/561
KARAR NO : 2023/156

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/10/2020
NUMARASI : 2017/335 Esas 2020/515 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 08/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …Sigorta A.Ş tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13.02.2016 tarihinde müvekkilinin içinde yolcu olarak bulunduğu…’in işleteni ve sürücüsü olduğu … plaka sayılı aracın, Şuhut istikametinden Afyonkarahisar istikametine seyir halinde iken direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu tarlaya uçması sonucu müvekkili …’nın ağır şekilde yaralandığını, ve Afyonkarahisar Devlet Hastanesine sevk edildiğini, gerekli tıbbi müdahalelerin yapılarak tedavisine başlandığını, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketine 1177903 nolu poliçesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, kaza nedeniyle davalı sigortacıya başvuru yapıldığını ancak davalı sigortacının taraflarını temerrüde düşmeyi uzatacak muhtarlıktan ilmuhaber vs. evrak talebinde bulunduğunu, istemiş olduğu evrakların henüz davalıya gönderilmeden taraflarına 22.000,00 TL gibi gerçek zarar hesaplamasından uzak ödeme teklifi sunulduğunu, sigorta şirketlerinin gerçek zarar hesaplamasından uzak CSO 1980 yaşam tablosuna göre tazminat hesabı yaptığından davalının ödeme teklifi taraflarını tatmin etmemekle HMK’da öngörülen dava şartı oluşmuş bulunduğunu, bilirkişi incelemesi sonucunda açıklığa kavuşacağını, dava tarihi itibari ile zararı tam olarak tespit edilemediğinden dolayı fazlaya ilişkin her türlü talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik talep kısmında belirtilen miktarları talep ile iş bu belirsiz alacak davasını açma zarureti hasıl olduğunu belirterek fazlaya dair tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkili için 5.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, usule ilişkin olarak yetki itirazları olduğunu, esasa ilişkin olarak, …’in maliki olduğu … plakalı araç için müvekkili tarafından 1177903 nolu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi düzenlendiğini, Ölüm/sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti 2017 yılı için 330.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat teminat kapsamında olmadığı gibi gelir kaybı, kâr kaybı gibi dolaylı zararların da teminat kapsamında olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, ZMMS poliçelerinde sigorta şirketlerinin sorumluluğu poliçe limitiyle sınırlı şekilde ve sigortalının sorumlu olduğu kusur ile orantılı olarak belirlendiğini, maluliyet ve tazminat yönünden inceleme yapılması gerektiğini, sürekli bir sakatlığın mevcut olması halinde müvekkili sigortanın sorumluluğunun söz konusu olacağını, dava konusu trafik kazası, haksız fiil genel hükümlerine dayandığından, avans faizi isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 13.2.2016 tarihinde davacı asilin yolcu olarak bulunduğu davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olan… ‘in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybedip tarlaya uçması sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ileri sürerek gerçek zararın tespiti ile maddi tazminatın tahsili için eldeki davanın açıldığı, Afyonkarahisar Cumhuriyet Savcılığının 2016/2099 sayılı soruşturma dosya örneği, poliçe ve hasar dosyası, jandarma tutanak ve ekleri, SGK ve Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı celp edildiği, İstanbul Adli Tıp 2. İhtisas Kurulunca Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik uyarınca düzenlenen Adli Tıp raporunda kaza nedeniyle davacının maluliyetinin bulunmadığı, geçici iş görmezlik durumunun 9 ay olduğunun tespit edildiği, TRH-2010 bakiye yaşama tablosuna göre hesaplama yapıldığı davalı tarafça hatır taşımasına ilişkin herhangi bir talepte bulunulmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 11.753,27 TL’nin 03.05.2017 tarihinden yasal faiz ile davalıdan tahsiline, 2.500 TL daimi iş görmezlik bedeline ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …Sigorta AŞ vekili istinaf dilekçesinde, kazanın karayolunda meydana gelmediğini, bu nedenle sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, geçici iş göremezlik ödeneğinin teminat kapsamında bulunmadığını, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (KTK)’nun 2. maddesinde bu Kanunun, karayollarında uygulanacağı belirtildikten sonra, bu kural biraz daha genişletilerek aynı maddenin (a) ve (b) fıkralarındaki durumlarda da uygulanabileceği öngörülmüş; karayolu tanımına girmediği halde genel trafiğin kullanımına açık olan yerler “karayolu gibi” kabul edilmiştir.
Bu bağlamda, karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerler ile, erişme kontrollü karayolunda ve para ödenerek yararlanılan karayollarının kamuya açık kesimlerinde ve belirli bir karayolunun bağlantısını sağlayan deniz, göl ve akarsular üzerinde kamu hizmeti gören araçların, karayolu araçlarına ayrılan kısımlarında da, bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; bu haliyle, toplu trafiğin bulunduğu yerler ile karayoluyla bağlantısı olan yerlerin de bu kapsama alındığı belirtilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler gereğince kamunun yararlandığı tüm yollar karayolu tanımı içindedir. Bu açıdan karayolunda taşıt trafiğine kamu yönetimince izin verilip verilmemesi önemli olmayıp fiilen bu amaçla kullanılması yeterlidir. Yine karayolu zemininin asfalt, beton, taş veya toprak olması arasında herhangi bir fark bulunmamaktadır. Bu açıdan köy, orman, dağ, tarla ve yayla yolları da karayoludur.
Yukarıda da açıklandığı üzere; Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanması için kazanın mutlaka karayolunda meydana gelmesi gerekmeyip karayolu ile bağlantısı olan, bir alanda meydana gelmesi halinde de karayolunda meydana gelmiş gibi kabul edilmektedir. Davaya konu trafik kazasının meydana geldiği yerin (tarlanın) karayolu ile bağlantısı bulunmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 2. maddesi gereğince karayolu bağlantısı olduğundan meydana gelen zarar teminat kapsamındadır. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları da bu yöndedir.
Hatır taşımasına ilişkin olarak ise, hatır taşımasına ilişkin savunma bir defi olduğundan mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi bu hususun resen araştırılması ve tartışılması gerekmediğinden hatır taşımasının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekmekte olup, mahkemece resen nazara alınamaz. (Yargıtay 4. HD 2021/6947 – 2021/11267) Dolayısıyla cevap dilekçesinde ileri sürülmemesi nedeniyle mahkemece belirlenen tazminattan indirim yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davalı sigorta şirketi vekili geçici iş göremezlik zararlarından sigorta şirketinin sorumlu olmadığını sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, bedensel zararlardan sorumlu olan davalıdan talep edebilir. Öte yandan kaza tarihinde ve mahkemece verilen karar tarihinde KTK’nın 90. maddesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme sonrasında Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderleri değildir. Ayrıca 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmadığından (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durunlar ışığında davalı sigorta şirketinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin İstinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1.b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalıdan alınması gereken 802,86 -TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 201-TL harcın mahsubu ile bakiye 601,86-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.