Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/557 E. 2023/175 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/557 – 2023/175
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/557
KARAR NO : 2023/175

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2020
NUMARASI : 2019/360 Esas – 2020/357 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
DAVALI :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 20/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05.12.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketine sigortalı, davalı …’nın işleteni olduğu … plakalı araç sürücüsü davalı …’nın davacıya ait… plakalı araca tamamen kusurlu olarak çarparak davacıya ait aracın 20.698,00 TL hasara ve dolayısıyla değer kaybına uğramasına neden olduğu gibi davacının 05.12.2018 -27.12.2018 tarihleri arasında aracından da mahrum kalmasına da neden olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından ise değer kaybına ilişkin olarak 05.03.2019 tarihinde eksik ödeme şeklinde sadece 1.593,77 TL’lik ödemenin yapıldığını belirtilerek, şimdilik kaydıyla bakiye değer kaybı için 200,00 TL’nin tüm davalılardan, tamir süresi ikame araç yoksunluk kaybı için ise 100,00 TL’nin davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile araç değer kaybı talebini sigortanın ödediği miktar düşüldükten sonra kalan miktar olan 8.406,23 TL’ye, araç yoksunluk/ikame araç bedeli talebini ise 5.940,00 TL’ye artırmıştır.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketine trafik sigorta poliçesiyle sigortalı olduğu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; 05/12/2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında; … plakalı araç sürücüsü davalı …’nın meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu bulunduğu, … plakalı araç sürücüsü davacı …’ün ise kusursuz olduğu, kaza nedeniyle davacının aracında poliçe yeni genel şartlarına göre 3.430,00 TL değer kaybı meydana geldiği, davadan önce davalı sigorta tarafından yapılan ödemenin mahsubundan sonra bakiye 1.836,23 TL değer kaybı tazminatı alacağı kaldığı, bu tutardan davalıların birlikte sorumlu oldukları, yine 5.490,00 TL araç yoksunluk tazminatı talep hakkı bulunduğu ancak bu tutarın sigorta dışındaki davalılardan talep edilebileceği açıkça anlaşıldığından, ıslah dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile; 1.593,77 TL daha önce sigorta tarafından ödenen bedelin mahsubu ile bakiye 1.836,23 TL değer kaybı tazminatının, davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2019 tarihinden, diğer davalılar … ve … yönünden olay tarihi olan 05/12/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, araç yoksunluk kaybı tazminat talebinin kabulü ile; 5.940,00 TL tazminatın olay tarihi olan 05/12/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, aracın marka model ve yaşı dikkate alındığında hem Genel Şartlara göre hem piyasa koşullarına göre yapılan değer kaybı hesabının gerçek zararı göstermediğini, mahkemece en azından reel piyasa koşullarına göre yapılan hesap üzerinden karar verilmesi gerektiğini, ıslah dilekçesinde avans faizi talep edildiği halde yasal faize karar verilmesinin de doğru olmadığını belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, davacının aracına, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı ve diğer davalıların sürücüsü ve işleteni oldukları aracın çarparak zarar vermesi nedeniyle araçtaki değer kaybı ve ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve Genel Şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesi’nin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 Esas – 2020/40 Karar sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve Genel Şartlarda…” ibaresi Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.
Danıştay ve Yargıtay tarafından kabul edilen uygulamaya göre “Uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilirse, usulü kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi’nin iptal sonrası oluşan yeni duruma göre karar verilebilecektir.” yönünde değerlendirme yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu maddelerdeki “Genel Şartlar” ibarelerini iptal etmesi sonucu değer kaybı tazminatı öncelikle Karayolları Trafik Kanunu’nun hükümlerinin, bu kanunda düzenlenmeyen hususlarda ise Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümlerinin usul ve esasları çerçevesinde belirlenecektir. Bu Kanun’larda açıkça düzenlenmiş hususlarda Genel Şartlar ile Kanun’un kapsamını daraltan ya da genişleten hükümleri uygulanmayacaktır. Genel şartlar, TTK’nın 1425 ve Sigortacılık Kanunu 11 ve KTK’nın 95. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak idarece çıkarıldığı için, KTK ve TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinde genel olarak temel unsurları belirlenmiş hususlarda bu temel unsurlara aykırı olmamak şartı ile Genel Şartların hükümleri uygulanacaktır. Anayasa mahkemesinin iptal kararı derdest olan eldeki davada da uygulanması gerekmektedir. Bu durumda; değer kaybının ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanmasının yasal dayanağı kalmamış olup, gerçek zarar ilkesi gereğince değer kaybının, kaza tarihindeki serbest piyasa koşullarına göre, aracın kazadan önceki değeri ile onarım sonrası değeri arasındaki farka göre belirlenmesi gerekir.
Değer kaybı, aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin piyasa koşullarına göre tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmalıdır.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, değer kaybı hesabının Genel Şartlardaki hükümler uyarınca ve serbest piyasa koşullarına göre iki ihtimalli olarak hesaplandığı; Genel Şartlara göre yapılan hesapta araçta değer kaybının 3.440TL olduğu, serbest piyasa koşullarına göre yapılan hesapta ise araçta 10.000TL değer kaybı oluştuğunun rapor edildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda da açıklandığı üzere “Genel Şartlara” yapılan atfın iptal edilmiş olması da nazara alındığında piyasa koşullarına göre değer kaybı olup olmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile Genel Şartlar esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş, davacının buna yönelik istinafının kabulü gerekmiştir.
Mahkemece alınan raporda “Piyasa Koşulları” gözönüne alınarak düzenlenen rapor bölümünün yerleşik içtihatlara uygun ve denetime elverişli olduğu, yeniden rapor alınmasına gerek olmadığı anlaşıldığından, Dairemizce hükme esas alınması gerektiği sonucuna varılmış, davacının aracında dava konusu kaza nedeniyle 10.000TL değer kaybı oluştuğu, bu miktardan davalı sigorta tarafından 05/03/2019 tarihinde yani davadan 4 ay önce ödenen 1.593,77TL’nin mahsubu ile bakiye 8.406,23TL’den (hesaplanan tazminatın bakiye teminat limiti içerisinde kaldığı gözetilerek) davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılmış, ancak davalıya sigortalı aracın ticari nitelikte olmaması nedeniyle yasal faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve değer kaybı tazminatı miktarı düzeltilerek ve ilk kararda kesinleşen yönler korunarak düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2020 tarih ve 2019/360 Esas – 2020/357 sayılı kararının HMK 353/1-b/2 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA,
Dairemizce yeniden hüküm kurularak;
1-Davanın KABULÜ ile;
A-8.406,23TL değer kaybı tazminatının davalı sigorta yönünden temerrüt tarihi olan 04/03/2019, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 05/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
B-5.940TL araç yoksunluk tazminatının 05/12/2018 olan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
C- Alınması gereken, 979,99 TL karar ve ilam harcından, alınan 44,40 TL peşin harcın ve 245,00 TL ıslah harcının mahsubu ile 690,59 TL’nin (sigorta şirketi 574,22 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan toplam 289,40-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13. maddesi gereğince nispi 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin (sigorta şirketi 8.406,23 TL ile sınırlı sorumlu olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 837,40 TL yargılama giderinin (davalı sigorta şirketi 493,38TL’sinden tüm davalılarla müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Gider avansından artan varsa karar kesinleştiğinde talep halinde iadesine,
İSTİNAF YARGILAMA HARÇ VE GİDERLERİ
1-İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının ve istinaf başvuru harcının talep halinde davalıya iadesine,
2-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan 138,00TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
4-Karar tebliği, kesinleştirme, harç tahsil ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.