Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/555 E. 2023/294 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/555 – 2023/294
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/555
KARAR NO : 2023/294

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2018/897 Esas 2020/411 Karar

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 01/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 17/06/2015 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki araçla seyir halinde iken davalı …’in kullanmış olduğu, davalı …’in maliki olduğu aracın çarpması sonucunda, müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, müvekkilinin kazadan sonra çalışamadığını, zararlarından davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 10,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 10,00 TL meslekte kazanma gücü kaybı tazminatı ve 10,00 TL bakıcı tazminatının tüm davalılardan, 75.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’ten tahsilini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının kaza esnasında alkollü olması nedeniyle kusurlu olduğunu, talep edilen manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … …’ın yargılama sırasında vefatı nedeniyle mirasçıları davaya dahil edilmiş, davalı … mirasçıları vekili de davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde; meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının başvurusu üzerine davacıya 110.678,00 TL ödeme yapıldığını, bu nedenle şirketlerinin sorumluluğunun kalmadığını, davacının kaza esnasında alkollü olması nedeniyle asli ve tam kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kazaya karışan aracın sürücüsü olduğunu, davacının davalı sigortadan ödeme aldığını, davacının kusurundan dolayı müvekkilinin sorumlu olamayacağını, davacının maddi tazminat taleplerinin haksız olduğunu, ESOGÜ Tıp Fakültesi’nden alınan raporu kabul etmediklerini, manevi tazminat taleplerinin de haksız olduğunu, fahiş miktarda talep edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle bakiye maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde; kaza tespit tutanağı suretini, Beylikova Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/152 E sayılı dosyasından alınan kusur raporu suretini, davacıya ait ESOGÜ Tıp Fakültesi Hastanesi’nin Engelli Sağlık Kurulu Raporu suretini sunduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 03/07/2019 tarihli kusur raporunda; davalı Sürücü … …’in, %90 (yüzde doksan) oranında kusurlu, davacı Sürücü …’un %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğunun mütalaa edildiği; davacının maluliyet durumunun tespiti için, İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 02/07/2019 tarihli raporda davacının 17/06/2015 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği dikkate alındığında; kişinin tüm vücut engellilik oranının %30 (yüzdeotuz) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, ancak iyileşme süresi içerisinde 3 (üç) ay boyunca başka birisinin yardımına ihtiyaç duyabileceğinin belirtildiği, alınan rapor çerçevesinde aktüer hesap bilirkişisinden alınan raporda davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme sonrasında davacının geçici iş göremezlik zararı, sürekli iş göremezlik zararı ve bakıcı giderinin karşılandığının belirlendiği, alınan raporların karar vermeye elverişli olduğu, davacının maddi tazminata ilişkin taleplerinin haksız olduğu, manevi tazminat talebi yönünden ise kusur durumu, davacının kaza sonrası geçirdiği 9 aylık tedavi süreci, kazaya bağlı %30 oranındaki sürekli maluliyet durumu ve bu nedenlerle yaşadığı manevi acı ve üzüntü, tarafların ekonomik sosyal durumları gözetildiğinde, davacı için 40.000,00 TL manevi tazminatın uygun olacağı gerekçesi ile; “Maddi tazminat yönünden davanın reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 40.000,00 TL manevi tazminatın 17/06/2015 kaza tarihinden itibaren davalılar … … ve … … mirasçılarından alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,” karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkiline %10 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün şerit ihlalinde bulunması nedeniyle tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kazanın meydana gelmemesi için önlemlerini aldığını, müvekkilinin kamyonetinin 1,50 metre uzunluğundaki fren izinin tespit edildiğini, bu durum dahi ani fren yaptığının kanıtı olduğunu, soyut olarak müvekkiline %10 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin maluliyetinin tespitine yönelik Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmeliğin, davada uygulanma imkanı bulunmadığını, 17/07/2020 tarihli AYM’nin iptal kararı gereğince uygulanma imkanı kalmadığını, maluliyet durumunun Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenmesi gerektiğini, davacının maluliyetine ilişkin raporun ATK 3. İhtisas Kurulu’ndan alınması gerektiği halde ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan raporda %30 maluliyet oranı belirlenmiş iken, ESOGÜ Tıp Fakültesi tarafından tanzim edilen raporda maluliyet oranın %47 olarak tespit edildiğini, iki rapor arasında çelişki bulunması nedeniyle raporlar arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, aktüer bilirkişiden alınan raporun da hatalı olduğunu, davalının sorumluluğuna ilişkin poliçenin tanzim tarihinin 23/10/2014 olup, davada 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartların uygulanmayacağını, ayrıca ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılamayacağını, hesap tarihindeki verilerek göre hesaplama yapılarak davadan önce yapılan ödemenin güncellenerek mahsup edilmesi gerektiğini, işlemiş dönem iş göremezlik zararının hesaplanmasında 1 yıl 2 ay 23 gün olmasına rağmen 1 yıl 2 ay 7 gün hesaplanmasının hatalı olduğunu, işlemiş dönem sürekli iş göremezlik tazminatının da 189 gün yerine 171 gün üzerinden hatalı hesaplandığını, bakıcı giderinin brüt asgari ücret yerine net asgari ücret üzerinden hesaplanmasının da Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, mahkemece hükmedilen manevi tazminatın çok yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik ve bakıcı gideri ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davalı sigorta şirketi tarafından davadan önce yapılan ödeme ile davacının zararı karşılandığından maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı vekilinin maluliyet raporuna ve aktüer hesaplamaya yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; mahkemece alınan raporlar arasında çelişki bulunması halinde ve taraflarca rapora itiraz edilmesi durumunda raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verilmez. Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulları maluliyet raporu tanziminde nihai merci konumunda olmadığından, diğer kurumlardan alınan raporlar ile Adli Tıp Kurumundan alınan rapor arasında çelişki sayılabilecek durumların varlığı halinde de çelişki giderilmelidir.
Eldeki davada, davacının Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesinden aldığı 19/07/2018 tarihli Engeli Sağlık Kurulu Raporunda, davacının trafik kazasına bağlı olduğu tespit edilen rahatsızlıkları değerlendirilerek, meydana gelen kaza nedeniyle özür oranının %47 olduğu açıklanmıştır. Mahkemece, davacının maluliyetinin tespiti için Adi Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu’ndan alınan 12/03/2019 tarihli ve 11292 sayılı raporda ise, davacının trafik kazasına bağlı tüm vücut engellilik oranının %30 olduğu, iyileşme süresinin 9 ayı bulacağı, iyileşme süresi içerisinde 3 ay bakıcı ihtiyacı olacağı mütalaa edilmiş, rapora tüm taraflarca itiraz edilmiştir. Mahkemece, itirazlar üzerine alınan raporun dosya kapsamına uygun olduğundan bahisle hükme esas alınarak davada yazılı şekilde karar verilmiştir.
Her iki rapor arasında, trafik kazasına ilişkin benzer yaralanmalar tespit edilmişken, raporlar arasında tespit edilen özür oranları arasında fahiş fark bulunmaktadır. Hükme esas alınan raporda da, önceki rapora neden itibar edilmediği değerlendirilmemiştir. Bu durumda davacı vekilinin de rapora itirazı bulunması karşısında, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek ve davacının TBK’nın 54. maddesi kapsamında çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine yönelik olarak kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümleri çerçevesinde davacının maluliyet/özür oranı, iyileşme süresi, iyileşme süresi içerisinde bakıcı ihtiyacı olup olmadığı hususlarının değerlendirildiği, Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’ndan rapor alınarak, akabinde zarar hesabında sigorta şirketi ve diğer davalılar arasında ayrım yapılamayacağı gözetilerek öncelikle sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı tarihe göre tazminat hesabı yapılarak ödemenin yeterli olup olmadığı, yeterli olmaması halinde farkın fahiş olup olmadığının değerlendirildiği, ödemenin yetersiz olması ve ödeme ile hesaplanan tazminat miktarı arasında farkın fahiş olduğunun tespiti halinde hesap tarihi itibariyle davacının muhtemel yaşam süresinin TRH2010 Yaşam Tablosuna göre tespit edilerek, bilinmeyen işleyecek dönem hesabında ise “progresif rant yönteminin” uygulanması suretiyle tazminat hesabının yapıldığı, denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verildiğinden, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan şekilde, öncelikle davacının maluliyet/özür durumunun tespitine yönelik raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu’dan rapor alınarak, akabinde aktüer hesap bilirkişisinden yukarıda açıklandığı üzere denetime elverişli rapor alınmak suretiyle davanın esası hakkında olumlu olumsuz karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 15/09/2020 tarihli 2018/897 Esas – 2020/411 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacı vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden davacıya iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 01/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.