Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/552 E. 2023/152 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/552 – 2023/152
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/552
KARAR NO : 2023/152

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2020
NUMARASI : 2017/483 Esas 2020/402 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar ile davalı … ve davalı… Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 16.07.2015 tarihinde … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazasında müvekkillerinden …’nin ağır yaralandığını, …’nin hafif yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin kusurunun olmadığını, kaza nedeni ile müvekkillerinin 162,00 TL taksi ücreti, 1.106,00 TL tedavi masrafı ödediklerini ve bu masraflar dışında da harcamalar yapmak zorunda kaldıklarını belirterek ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak şimdilik … için 10.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen, … için 150.000,00 TL, … … için 5.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, 21/03/2020 günlü ıslah dilekçesi işe davacılardan … için talep ettiği maddi tazminat talebini toplam 96.934,04 TL’ye artırmıştır.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava şartı yerine getirilmemesi sebebi ile davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete eksik evrak ile başvurulduğunu, esasa ilişkin olarak, kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını, davacının trafik kazası sebebi ile meydana gelmiş bir maluliyetinin olup olmadığının ve varsa oranının belirlenmesi gerektiğini, tedavi giderlerinin tamamının yapılan kanun değişikliği ile Zorunlu Mali Trafik Poliçesi kapsamından çıkarıldığını, dava dilekçesinde kazaya bağlı olarak meydana geldiği yol giderinden bahsedildiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Genel Şartları uyarınca dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın usulden reddine, aksi taktirde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın gece aydınlatması olmayan yolun sağında bulunan bankete tamamen sıfırlayacak ve karayoluna sarkmayacak şekilde çektikten sonra dörtlü flaşörleri yakarak bekleme yapması gerekirken karayolu üzerinde bekleme yapması nedeniyle arkadan gelen davalı sürücü tarafından kullanılan … plakalı aracın görüşün açık olduğu bir yolda sağ şeritte beklemekte olan … plakalı araca çarpması neticesi kazanın olduğunun, davalı araç sürücüsünün %75, davacıların bulunduğu araç sürücüsünün %25 kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacı vekilinden tazminatın açıklanması istendiğinde 4.000,00 TL tedavi giderleri ve 6.000,00 TL maddi tazminat taleplerinin olduğunun bildirildiği, davacının milletvekili danışmanı olarak 5.000,00 TL maaş aldığı tespitine rağmen aktüerya bilirkişinin asgari ücret üzerinden hesaplama yaptığı, davacı vekilince mali durumuna ilişkin belgeler ve maaş bordroları sunularak itiraz edilmiş ise de; hastane giderleri konusunda heyete dahil edilen bilirkişi ek raporunda bu konuda değerlendirme yapılmamasına rağmen davacı vekilinin mevcut rapor üzerinden talep arttırım dilekçesi verdiği, bu durumda yeniden ek rapor alınmasında hukuki yararın olmadığı, davacının olay günü kardeşinin kullandığı araçla eşini almaya giderken kazanın olduğu, yakın akrabalık nedeniyle hatır taşımasının bulunmadığı, manevi tazminat yönünden tanıkların dinlendiği, davacı asıl ile kızının kaza nedeniyle yaşadıkları korku ve endişe hali ile davacı …’nin maluliyet durumu gözetilerek davacıları zenginleştirmeyecek davalıları ödeme güçlüğüne düşürmeyecek oranda duyulan acı ve ızdırabın bir nebze telafisi için manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle maddi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile davacı … için 8.580,70 TL geçici, 77.995,34 TL kalıcı, 162,00 TL taksi gideri, 5.100,50 TL tedavi giderleri ve 1.280,00 TL belgeli giderler toplamı 93.118,54 TL’nin 08.12.2016 tarihinden avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, manevi tazminat yönünden; … için 75.000,00 TL, … … için 3.000,00 TL manevi tazminatın 16.07.2015 olay tarihinden davalı … ve davalı …’ndan yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … istinaf dilekçesinde; hükmedilen maddi tazminat kalemleri, (geçici işgöremezlik, kalıcı işgöremezlik, taksi gideri, tedavi giderleri ve belgeli giderler toplamı 93.118,54 TL) bu kalemlerin hesabına ilişkin bilirkişi raporlarına karşı itirazlar dikkate alınmaksızın fahiş olarak hesaplama yapıldığını, işleten sıfatıyla aleyhine dava açılan müvekkilin maliki bulunduğu aracın sürücüsünün kusurunu aşar şekilde hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava dilekçesinde davacılardan … için talep edilen 10.000,00 TL maddi tazminat talebinin hangi kalemlere ilişkin olduğunun açıklanmadığını, mahkemece 12.10.2018 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı gereğince “davacı vekiline … 10.000,00 TL maddi tazminat ile ilgili alacak taleplerinin miktarları ve türleri belirtilerek … mahkemeye bildirmesi için 2 haftalık kesin süre verilmesine” karar verildiğini, davacı vekilinin 26.10.2018 tarihli dilekçesinde “10.000,00 TL’lik maddi tazminat talebimizin 4.000,00 TL’si tedavi gideri olup kalan miktar müvekkilin uğradığı kazanç kaybı olduğunu, zira müvekkilin kazanın vuku bulmasının ardından uzun süre yatağa bağlı kaldığını, tedavisi için birçok gider yaptığını, taksi kullanmak durumunda kaldığını, ayrıca bu dönemlerde çalışmadığını ve ekonomik açıdan kayba uğradığını” belirtmek suretiyle Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde ifadesini bulan bedensel zararlardan tedavi giderleri ve kazanç kaybını talep ettiğini, buna karşılık çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıp talebinde bulunmadığını, buna rağmen mahkemece geçici ve kalıcı işgücü kaybı nedeniyle tazminata hükmedildiğini, talebin aşıldığını, davacılardan … … lehine maddi tazminat talebi olmadığı, mahkemece de bu davacı yönünden maddi tazminata hükmedilmediği halde, kararda “davacılar kendini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 12.796,26 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine” denilmek suretiyle davacı … … lehine de vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacılar … ve … … için hükmedilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, davacılardan … için 75.000,00 TL, … … için 3.000,00 TL manevi tazminata “davacılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen her biri için ayrı ayrı 10.940,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve davalı …’ndan alınarak davacılara verilmesine” denilmek suretiyle lehine 3.000,00-TL manevi tazminata hükmedilen davacılardan … … için de ayrıca 10.940,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya ve yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkil … … için 3.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilin çocuk yaşta hafıza kaybı yaşadığını, kazanın etkisinden uzun süre çıkamayarak travmalar geçirdiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük kaldığını, yine müvekkil … için manevi tazminat talebi 150.000,00 TL olmasına rağmen 75.000,00 TL’ye hükmedildiğini, kazadan sonra 34 yaşında genç bir kadın olan müvekkilin yatağa bağlı kaldığını, hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu, yerel mahkemece gerekçeli karar maddi tazminat ve manevi tazminat başlığı ayrımlarına tabi tutularak hazırlandığını, manevi tazminat başlığı altında davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna hükmedilmediğini, manevi tazminattan davalı asillerin sorumlu tutulduğunu, ancak reddolunan manevi tazminat miktarı üzerinden davalı yana vekalet ücreti yazılırken, manevi tazminat başlığına hiçbir dahili olmayan davalı sigorta şirketine de aynı miktarda karşı vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, yerel mahkemece, maddi tazminata hükmedilirken faiz başlangıç tarihi hususunda hataya düşüldüğünü, davalı sigorta şirketinin maddi tazminata dair faiz başlangıç tarihi; başvuru sonrası temerrüt tarihi olan 08.12.2016 tarihi olduğunu, davalı gerçek kişilerin hükmedilen maddi tazminatın faiz başlangıç tarihinin ise olay tarihi 16.07.2015 tarihi olduğunu, yerel mahkemece aksi yönde her iki davalı açısından da 08.12.2016 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde, faiz türünün hatalı olduğunu, avans faize hükmedilemeyeceğini, müvekkil sigorta şirketi nezdinde sigortalı … marka ve modelli araç poliçede her ne kadar kamyonet olarak kaydedilmiş olsa da hususi amaçla kullanıldığı için haksız fiil hükümleri uyarınca tazminat talebinde uygulanacak faizin yasal faiz olduğunu, ticari amaçla kullanılmadığını, yerel mahkeme tarafından maddi tazminatın yalnızca davacı … için kabul edildiğini ve toplam 93.118,54 TL maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminat yönünden ise … için 75.000,00 TL, … … için 3.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne karar verildiğini, maddi tazminat yönünden davacı … … için hüküm dahi kurulmamışken ve davacının da … … adına maddi tazminat talebi yokken yalnızca kızı adına veli olarak ikame ettiği davada; maddi tazminat adına kendisi için AAÜT uyarınca 12.796,26 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı, tedavi giderleri, taksi gideri ve belgeli giderlerin SGK’nın sorumluluğunda olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir.
Davacı vekili 26/10/2018 tarihli beyan dilekçesinde, 10.000,00 TL’lik maddi tazminat kaleminin 4.000,00 TL’sinin tedavi gideri, kalan miktarın kazanç kaybına ilişkin olduğunu, müvekkilin bu dönemde yatağa bağlı kaldığını, tedavi gideri yaptığını, taksi kullanmak zorunda kaldığını, ayrıca bu dönemde çalışamadığını belirtmiş, aktüer bilirkişi raporundan sonra verdiği ıslah dilekçesi ile talebini, geçici iş göremezlik tazminatı, sürekli iş göremezlik tazminatı, tedavi gideri, bakıcı gideri olarak ıslah etmiş, mahkemece ıslah dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hukuk yargılamasında, HMK’nın 26. Maddesinde; “(1) Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (2) Hâkimin, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümleri saklıdır.” denilerek, kural olarak taleple bağlılık ilkesi benimsenmiştir. Mahkemece, mahkemeden tespit, eda veya inşai talepler açısından da taleple bağlılık dava dilekçesindeki talep çerçevesinde değerlendirilir. Kanun ile davacıya talebin değiştirilmesine yönelik bir imkan tanınmadıkça davacının dava dilekçesinde talep ettiği hususlar dışında karar verilmez.
Nitekim HMK’nın 140/3. maddesinde; “Ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür. ” denilerek, davanın ön inceleme tutanağında esas alınan uyuşmazlık konuları çerçevesinde yürütüleceği kabul edilerek, dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda kural olarak yargılama yapılarak karar verilmeyeceği kabul edilmiştir.
HMK’nın 176/1. maddesi taraflardan her birisinin, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilme imkanı tanımış ise de, dava dilekçesinde talep edilmeyen hususlarda, mahkemece karar verilmesi ancak davanın tamamen ıslahı ile mümkündür. Davanın kısmen ıslahı ile dava dilekçesinde talep ettiği dava değerini artırması mümkün ise de, dava dilekçesi ile talep edilemeyen tazminat kalemlerinin kısmi ıslah ile talep edilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2082 E. 2020/7164 K. sayılı kararı; “Tamamen ıslahta dava sebebi veya istem konusu tümüyle değiştirilmektedir. Böylece dava dilekçesindeki talepler artık hükme konu olamaz. Kısmen ıslahta ise önceden yapılan usulü bir işlemin düzeltilmesi, örneğin talep sonucunun arttırılması söz konusu olur. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K.,15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları) (HGK’nın 15.02.2017 gün, 2015/7-917 E.-2017/265 K.sayılı İlâmı)”)
Eldeki davada, davacı dava dilekçesinde ve açıklama dilekçesinde maddi tazminata ilişkin taleplerinin tedavi gideri, kazanç kaybı ve geçici iş göremezlik tazminatına (bu dönemde çalışamadığını beyan ettiğinden) ilişkin olduğunu beyan ettiğinden, dava konusu talepler çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, kısmi ıslah ile talep edilmesi mümkün olmayan sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin de, dava dilekçesindeki talep aşılarak karar verilmiş olması doğru görülmediğinden, davalı … vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Vekalet ücreti yönünden ise, davacı … … yönünden maddi tazminata hükmedilmemiş iken, “Davacılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen her biri için ayrı ayrı 12.796,26 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine” karar verilmesi isabetsiz olup, davalı … ve davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin kabulü gerekmiştir.
Manevi tazminata ilişkin olarak ise, dava dilekçesinde manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan talep edildiği belirtilmesine rağmen, reddedilen manevi tazminat nedeniyle davalı… Sigorta A.Ş. lehine vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, bu yöne ilişkin davacı taraf istinafının da kabulü gerekmiştir.
Davacı vekilinin hükmedilen faiz başlangıç tarihine yönelik yapılan istinaf incelemesinde;
Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüte düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketinin poliçe kapsamında sorumlu olduğu tazminatı 2918 sayılı KTK 99. maddesi gereğince başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödemesi gerekmektedir. Bu süre içinde ödeme yapılmaz ise bu süre sonra erdikten sonra 9.gün sigorta şirketinin temerrüte düştüğü kabul edilir. Davacı tarafın davadan önce sigorta şirketine bir başvuruda bulunmaması halinde yada başvuru ispatlanmadığı hallerde davalı sigorta şirketinin dava tarihi itibari ile temerrüte düştüğü kabul edilerek bu tarihten itibaren faize hükmolunması gerekmektedir.
Davacı tarafından sigorta şirketi dışındaki davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren faiz talep edilmesine rağmen, maddi tazminata ilişkin olarak tüm davalılar yönünden sigorta şirketinin temerrütü tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de isabetsizdir.
Faiz türüne ilişkin olarak ise, sigorta şirketi nezdinde sigortalı … marka ve modelli araç poliçede her ne kadar kamyonet olarak kaydedilmiş olsa da hususi amaçla kullanıldığı araç takyidat bilgisi belgesinden anlaşılmakla yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faize hükmedilmesi de isabetsiz bulunmuştur.
Tedavi giderine ilişkin olarak ise; 6111 Sayılı Yasada SGK’nın sorumlu olduğu giderlere yönelik olarak, miktar açısından bir limit konulmamış iken 27.08.2011 tarihli 28028 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde, tedavi giderlerinin kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı belirtilerek, tedavi giderlerinin ödenmesi konusunda Kanunda yer almayan bir kısıtlama getirilmiş ise de; bahsi geçen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinin iptali için açılan davada Danıştay 15. Dairesinin 16/03/2016 tarih 2013/7712 E. – 2016/1779 K. sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanunun 6111 sayılı Kanunla Değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, kurumun sosyal güvenlik politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır gerekçesi ile Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş olmakla davacının gerek belgeli gerekse henüz yapılmamış olup ileride gideri sarf edildiğinde belgelenecek bedellerin kısıtlama olmaksızın tamamını SGK’dan talep edebilmesinde de yasal bir engel kalmamıştır.
Yine 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinin 1. fıkrasına 6645 Sayılı 04/04/2015 tarihli yasa ile SGK’nın sorumluluğu açısından “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” sorumlu olacağı eklenmiştir. Sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiğinden, 6645 sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında uygulanacağından, öncesinde meydana gelen kazalarda uygulanma imkânı bulunmamaktadır. Davaya konu kaza 16/07/2015 tarihinde meydana geldiğinden, davacının bu madde hükmü gereğince SUT kapsamında bulunmayan giderleri talep etmesi mümkün olduğundan, mahkeme kabulü isabetli bulunmuş, bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Manevi tazminat konusunda ise, tarafların manevi tazminat miktarına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacının tazminat istemi 818 sayılı BK’nın 47. maddesine (6098 sk.md.56) dayanmakta olup, bu maddeye göre belirlenecek tazminatın zarara uğrayanda bir giderim duygusu yaratması gerektiği açıktır. Ancak tazminat belirlenirken sadece zarara uğrayan yönünden bakılmayıp, karşı taraf açısından da değerlendirme yapılmalıdır. Bu nitelikte bir tazminat miktarı ise, tarafların kusur oranına, ekonomik ve sosyal durumlarına, duyulan acıya, olay tarihindeki paranın satın alma gücüne vb. gibi verilere göre belirlenebilecektir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, TMK’nın 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Olayın oluş şekli, kazadaki kusur durumu, zararın ağırlığı, davacının kusurunun ağırlığı, kaza tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kaza tarihindeki paranın alım gücü manevi tazminatın belirlenmesinde en önemli etkenlerdir. Ancak, manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı … … için takdir olunan tazminatta bir isabetsizlik bulunmadığı halde, davacı … lehine takdir olunan manevi tazminat tutarının bir miktar fazla olduğu görülmüş, özellikle kaza tarihi nazara alındığında 50.000,00 TL manevi tazminatın hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varıldığından, manevi tazminat miktarına yönelik olarak, davacı vekilinin buna ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiş, davalılar vekilinin istinaf talebi ise yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklandığı üzere, davacılar vekili, davalı… Sigorta A.Ş. vekili, davalı … vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılmasına, kararın belirlenen hususlarda düzeltilerek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
Buna göre; davalı … yönünden davacının maddi tazminat talebine yönelik istemine ilişkin olarak davacının geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin talebi yönünden dava dilekçesi ve ıslah dilekçesi nazara alınarak davanın 8.850,70 TL geçici iş göremezlik, 162,00 TL taksi gideri, 5.100,50 TL tedavi giderleri ve 1.280,00 TL belgeli giderler toplamı 15.393,20 TL yönünden kabulüne, manevi tazminata ilişkin ise … yönünden talebin 50.000,00 TL, … … yönünden ise 3.000,00 TL üzerinden kabulü ile fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş, davalı …’ın hükmü istinaf etmemesi nedeniyle ve davalı… Sigorta A.Ş. yönünden ise istinaf sebepleriyle sınırlı olarak inceleme yapılması nedeniyle davacılar lehine oluşan usuli kazanılmış haklar korunarak ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararda kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I- Davacılar vekili, davalı… Sigorta A.Ş. vekili, davalı … vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 23/09/2020 tarihli, 2017/483 Esas – 2020/402 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Maddi Tazminat yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile davacı … için 8.580,70 TL geçici, 77.995,34 TL kalıcı, 162,00 TL taksi gideri, 5.100,50 TL tedavi giderleri ve 1.280,00 TL belgeli giderler toplamı 93.118,54 TL’nin davalı sigorta şirketi yönünden 08.12.2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 16/7/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi (davalı… Sigorta AŞ yasal faiz ile sorumlu olmak üzere) ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, (davalı … , davacı … için 8850, 70 TL geçici, 162,00 TL taksi gideri, 5.100,50 TL tedavi giderleri ve 1.280,00 TL belgeli giderler toplamı 15.393,20 TL ile sorumlu olmak üzere)
Alınması gereken 6360,92 TL harçtan peşin alınan 935,56 TL harcın düşümü ile eksik kalan 5425,36 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına ( davalı … 1051,50 ile sorumlu olmak üzere)
Davacı tarafından yatırılan toplam 966,96 TL harcın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Davacı … kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı …’ye verilmesine, (Hükmü istinaf etmeyen davalı …’ın davacı … ve … … için ayrı ayrı 12.796,26 TL nispi vekalet ücreti ile sorumlu olmasına)
Davalı… Sigorta A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davacılar tarafından yapılan kabul ve redde göre hesaplanan takdiren 1.110,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı … vekili tarafından yapılan redde göre hesaplanan taktiren 2,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Diğer davalılar tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi Tazminat Yönünden;
… için 50.000,00 TL (davalı … hükmü istinaf etmediğinden 75.000 TL ile sorumlu olmak üzere) , … … için 3.000,00 TL manevi tazminatın 16.07.2015 olay tarihinden davalı … ve Davalı …’ndan yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gereken 3.620,43 TL harcın davalılar … ve Davalı …’ndan alınarak hazineye gelir kaydına (davalı … 5.328,18 TL ile sorumlu olmak üzere)
Davacılar kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince belirlenen davacı … için 9.200,00 TL, davacı … … için 3.000,00 TL nispi vekalet ücretinin (davalı … her bir davalı için ayrı ayrı 10.940,00 TL ile sorumlu olmak üzere) davalılar … ve Davalı …’ndan alınarak davacılara verilmesine,
Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Davalı … vekili tarafından yapılan redde göre hesaplanan taktiren 25,00-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Diğer davalılar tarafından yapılan masraf olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Talep halinde artan avansların iadesine,
Davacılar tarafından yapılan kabul ve redde göre hesaplanan taktiren 1.110,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-İstinaf eden davacılar ile davalı … ve davalı… Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davacı tarafından yapılan 225,10 TL (76,50 TL + 148,60 TL) istinaf yargılama giderinin davalılar … ve… Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
lV-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı … tarafından yapılan 172,98 TL (24,38 TL + 148,60 TL) istinaf yargılama giderinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine, istinaf başvurusu nedeniyle davalı… Sigorta A.Ş. tarafından yapılan 148,60-TL istinaf yargılama giderinin, davacılardan alınarak davalı… Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
V-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın tebliği ve harç iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.