Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/545 E. 2023/330 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/545
KARAR NO : 2023/330

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/09/2020
NUMARASI : 2017/542 Esas 2020/427 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

BİRLEŞEN KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2020/53 E. DOSYASINDA

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – E. Tebligat

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/03/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı asıl davada davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dava dilekçesinde; asıl dava davalı …’ün idaresindeki, birleşen dava davalı …Ş. tarafından sigortalı aracın, müvekkiline hatalı sürüş nedeniyle arkadan çarpması ile park görevlisi olarak çalışan müvekkilinin ayağından yaralandığını, davalının tam kusurlu olduğunun trafik incelemesi ile anlaşıldığını, davalı hakkında Kayseri CBS’nin 2016/3394 soruşturma nolu dosyası ile soruşturma yapıldığını, davacının 4 ay boyunca çalışamadığını, gelirinin yarı yarıya azaldığını, davacının olay nedeniyle maddi manevi zarar gördüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 20.000,00 TL manevi tazminatın ise davalı …’den kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsilini istemiştir.
Asıl dava davalı … vekili; cevap dilekçesi sunmamış, tahkikat aşamasında davanın reddini istemiştir.
Birleşen dava davalı … vekili cevap dilekçesinde; sigorta şirketine usulüne uygun bir başvuru olmadan dava açılmış olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davanın esastan da haksız olduğunu, savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, daha önce davalı … A.Ş. hakkındaki davanın, dosyadan tefrik edilerek mahkemenin 2018/174 E. 2018/206 K. Sayılı 08/03/2018 tarihli kararı ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi sonrasında Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Hukuk Dairesi’nin 2018/1952 E. 2019/2067 K. Sayılı ve 05/12/2019 tarihli kararı ile kaldırılması üzerine mahkemece tefrik edilen dosyalar yeniden birleştirilerek yapılan yargılama neticesinde; davanın, geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik, tedavi giderlerine ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin olduğu, taraf delillerinin toplandığı ve tanıkların dinlendiği, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin 12/10/2018 tarihli raporunda; olayda, davalı sürücü …’ın %100 (yüzdeyüz) oranında kusurlu olduğunun, davacı yaya …’nın atfı kabul kusuru bulunmadığının bildirildiği, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 24/07/2019 tarihli raporunda; …’nın 23/12/2016 tarihli trafik kazası sonucu meydana gelen sağ tibia ve fibula alt uç kırıkları ile bacakta mevcut atrofi ve ayak bileğinde mevcut hareket kısıtlılığı nedeniyle, dört (4) ay süreyle mutat iş ve gücünden kaldığı (tıbbi şifa süresinin 4 (dört) ay olduğu), bir (1) hafta süreyle bakıcı ihtiyacının/yardımcı desteğinin tıbben uygun olacağı, tüm vücut fonksiyon kaybı oranının ve/veya özür oranının %5 (yüzde beş) olduğu, başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı, tıbbi hikaye ve mevcut evrak içeriğine göre toplam 75 (yetmişbeş) TL ödemenin trafik kazasıyla ilgili tedavisiyle uyumlu olduğu ve SGK kapsamında olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği, hesap bilirkişiden alınan 15/11/2019 havale tarihli raporda; davacının, 4 ay süreli nihai geçici iş göremezlik zararının; 5.854,08 TL olduğu, SGK geçici iş göremezlik ödemesinin ve davacıya yapılan maaş ödemeleri mahsubu (950,46-375,15) : 575,31 TL olduğunun, %5 özür oranına göre nihai sürekli iş göremezlik zararının 35.122,09 TL olduğunun, aldırılan Erciyes Üniversitesi Adli Tıp raporunda, davacının SGK kapsamında olmayan tedavi zararının 75,00 TL olarak tespit edildiğinin raporda belirtildiği, alınan raporun karar vermeye elverişli olduğu, davacının davalılardan maddi zararlarını talep edebileceği, davacının manevi tazminat davası yönünden ise, davalının olaydaki kusur durumu, sosyal ve ekonomik durumu, davacının olaydan kaynaklı yaralanma ve maluliyet durumu-oranı, tanık beyanları, davacının yaşamış olduğu acı ve sıkıntılar hep birlikte dikkate alındığı ve böylece davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 15.000,00 TL tazminat bedelinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile; “Asıl davada; “1-Maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 575,31 TL geçici iş göremezlik, 40.585,58 TL kalıcı iş göremezlik ve 75,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 41.235,89 TL tazminat bedelinin davalı …’dan olay tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,(Tahsilde tekerrür olmamak üzere); 2-Manevi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 15.000,00 TL tazminat bedelinin davalı …’dan olay tarihi olan 23/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Birleşen davada; “Maddi tazminat davasının kısmen kabulü kısmen reddi ile, 575,31 TL geçici iş göremezlik, 40.585,58 TL kalıcı iş göremezlik ve 75,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 41.235,89 TL tazminat bedelinin davalı … Şirketinden temerrüt tarihi olan 16/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,(Tahsilde tekerrür olmamak üzere)” karar verilmiş hüküm asıl davada davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl davada davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, zira davalının yolun ortasında durması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, davacının otopark görevlisi olmasının yolun ortasında dilediği gibi durma hakkını vermediğini, kaldı ki yolun 1 şerit otopark, bir şerit yol olarak ayrıldığını, yani müvekkilinin kaçabileceği yer bulunmadığını, davacının yol üzerinde durarak değil, kaldırım üzerinde park ücretlerini tahsil etmesi gerektiğini, kazada davacının asli kusurlu olmasına rağmen müvekkilinin kusurlu olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, ayrıca %5 maluliyet için 15.000,00 TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm asıl davada davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Kaza tespit tutanağında, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki aracı ile seyri sırasında, kendi beyanına göre olay yerine geldiğinde kendisinin arkasından gelen aracın korna çalması neticesi dikkati dağıldığından ve aynı yerde park görevlisi olarak görev yapan ve reflektör yelekli yaya … isimli şahsa aracının sağ yan kısımlarıyla çarpması neticesi, şahısın aynı yerdeki park halindeki araç ile sıkışması neticesinde kazanın meydana geldiği, kazaya araç sürücüsünün doğrultusunu yanlış yapmasının neden olduğu tespit edilerek, davalı …’ün tam kusurlu olduğunun tespit ediliği görülmüştür.
Davacı kolluk ifadesinde, … A.Ş. isimli firmada parkomat olarak çalıştığını, olay günü otoparka giren aracı yazdığını, sırtının dönük olduğunu, dönünce bir aracın sağ ayağından çarpması sonucu yaralandığını, kazanın sürücünün dikkatsizliğinden kaynaklandığını beyan ettiği görülmüştür.
Davalı, kaza tespit tutanağının aksine kolluk ifadesinde, yolda seyri sırasında, yolun sağında park halindeki araçların arasında otopark görevlisinin birden yola çıkması ile kazanın meydana geldiğini ileri sürdüğü görülmüştür.
Mahkemece, aksine delil de olmaması nedeniyle kazanın kaza tespit tutanağında belirlenen şekilde olduğu kabul edilerek, tanzim edilen rapora göre davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Davalı … vekili manevi tazminata yönelik istinaf dilekçesinde kusur oranına itiraz etmiş ise de; kaza tespit tutanağının aksinin ispatına yönelik, geçerli bir delil olmamasına, kazanın oluşuna ilişkin tutanağın ve davacının beyanlarının uyumlu olmasına, davalı tarafından kazanın belirtilen şekilde olmadığı kolluk ifadesinde iddia edilmiş ise de, kaza tespit tutanağı ile de tespit edilen olayın oluş şeklinin aksinin kanıtlanamamış olmasına, kaldı ki maddi tazminat talebi yönünden kararın istinaf edilmeyerek, kusur oranının maddi tazminat talebi yönünden zımnen kabul edilmiş olmasına, alınan maluliyet raporunun kazanın oluş şekline uyumlu olmasına göre davalı vekilinin kusur raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, davalı tarafından manevi tazminat miktarının da fahiş olduğu ileri sürülmüş ise de, kaza tarihi, kaza neticesinde davacının maluliyetinin meydana gelmiş olması, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumu nazara alındığın da takdir edilen manevi tazminatın hakkaniyet ile takdir edilmiş olmasına takdir edilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı … vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Asıl davada davalı … vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf eden davalı …’dan Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1024,65 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 256,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 768,48 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.