Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/543 E. 2023/216 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/543 – 2023/216
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/543
KARAR NO : 2023/216

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/09/2020
NUMARASI : 2019/567 Esas – 2020/445 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 22/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 22/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı …. Şti. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 15/10/2018 tarihinde davalı …’nın sevk ve idaresindeki …plakalı aracın karşıdan karşıya geçmeye çalışan müvekkiline çarptığını, çarpma neticesinde müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik durumlarının oluştuğunu beyanla şimdilik 500,00-TL geçici, 500,00-TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan avans faizi ile alınarak müvekkiline verilmesini, 40.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …… Ltd. Şti’den kaza tarihinden işleyecek faizi ile alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Limited Şirketi vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin kazaya karışan aracın maliki olduğunu, kazanın davacının asli kusuru ile meydana geldiğini, kazada müvekkiline ait aracın sürücüsünün asli kusuru bulunmaması nedeniyle müvekkili şirkete açılan davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; kazaya karışan …plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin poliçe teminatı dahilinde olmadığını, davacı tarafın avans faizi talebinin reddinin gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra meydana gelen kazadaki kusur durumunun tespiti için kusur bilirkişisinden alınan 13/12/2019 tarihli rapora göre, davacının %70, davalı sürücü …’nın ise %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkemece kabul gördüğü, sonrasında kaza nedeniyle davacıda meydana gelen maluliyet oranlarının tespiti için Hacettepe ATK’dan alınan 15/01/2020 tarihli rapora göre, dava konusu kaza nedeniyle davacıda meydana gelen sürekli iş göremezlik oranının %5, geçici iş göremezlik süresinin ise 4 ay olduğunun rapor edildiği söz konusu raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle kabul gördüğü, davacının maddi zararının hesaplanması için aktüer bilirkişiden alınan 31/01/2020 tarihli raporda, davacının sürekli iş göremezlikten kaynaklı zararının 8.844,46-TL, geçici iş göremezlikten kaynaklı zararının 2.304,66-TL olduğunun belirtildiği, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının davasının aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda, 8.344,46-TL’nin davalı … ile …. Ltd. Şti’den 15/10/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigorta A.Ş’den 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek aracın cinsi göz önüne alındığında yasal faiz ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerektiği, yine davacının geçici ve bakıcı tazminatlarına yönelik yapmış olduğu taleplerin söz konusu taleplerden davalı sigortanın sorumlu olmaması nedeniyle reddi gerektiği yine davacının manevi tazminat talebinin tarafların kusur durumu, davacıdaki yaralanma miktarı ve ekonomik durumları göz önüne alındığında 15.000,00-TL yönünden kabulüne karar vermek gerektiği gerekçeleriyle, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, 8.344,46-TL’nin davalı … ile …. Ltd. Şti’den 15/10/2018 tarihinden itibaren, diğer davalı … Sigorta A.Ş’den 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının geçici iş göremezliğe yönelik talebinin reddine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00-TL’nin 15/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı … ile …. Ltd. Şti’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı …. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; araç şoförü …’nın Söğütözü Caddesi üzerinde seyir etmekte iken, davacı … aracın sağ tarafından sol tarafına doğru orta refüje geçmek istediği, “geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girme” kuralını ihlal ederek asli kusurlu olarak kazaya neden olduğu, kaza sonrasında emniyet tarafından tutulan kaza tespit tutanağında davacı … ‘un asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, 13.12.2019 tarihli hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı … ”yüzde yetmiş kusur oranıyla asli kusurlu” ve davalı sürücü … ”yüzde otuz kusur oranıyla tali kusurlu” olduğunun değerlendirildiğini, müvekkil şirket olan davalı …. Şti.’nin de sürücüleri olan davalı …’nın kusuru oranında kusursuz sorumluluğu olduğunun değerlendirildiğini, davacı …’un, bilirkişi raporunda da değinildiği üzere, diğer tüm yayalar beklemekteyken dikkatsizce koşarak karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını, yakın ve frenle durulamayacak mesafede olan aracın önüne kontrolsüz çıktığı için olayda asli ve tamamen kusurlu olduğunun şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu, gerekçeli kararda her ne kadar davalı müvekkil firmanın ve firmanın bünyesinde çalışan personelin kusurundan bahisle maddi ve manevi tazminata hükmedilmişse de hiçbir şekilde neden kusurlu olduğunun açıklanmadığını, karara hiçbir gerekçe gösterilmediğini, sürekli iş göremezlikten kaynaklı zararın hesaplandığı hükme esas alınan bilirkişi raporunun, eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini yeni rapor alınmadan, doğru ve yerinde incelemeler yapılmadan işbu raporun hazırlanmasının hatalı sonuç doğurduğunu, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece geçici iş göremezlik ödeneğinin reddedilmesinin isabetsiz olduğunu, hüküm altına alınan manevi tazminat 15.000.00 TL’nin mevcut olay için çok az olduğunu, yüzünde bu kazadan dolayı sabit iz kalan müvekkil bu kazanın eserini, üzüntüsünü, ölünceye kadar yaşamaya devam edeceğini, 25.01.2020 tarihinde tebliğ edilen maluliyet raporuna karşı itirazlarının 05.02.2020 tarihinde arz edildiğini, dosya bulunan ve dava dilekçesi ile birlikte sunulan Gazi Hastanesinin %14’lük maluliyet raporuna rağmen, mahkemeye sunulan %5’lik Hacettepe Hastanesinin raporuna itiraz ederek, dosyanın Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmesini talep ettiklerini bu beyanlarının kabul edilmediğini, müvekkilin maaşının 3.000.00 TL olduğunu beyan ve iddia ettiklerini, bu hususlar hiç araştırılmadan hatta TUİK kayıtlarına dahi bakılmadan, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamayı kabul etmediklerini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar zarar nedeniyle, geçici iş göremezlik sürekli iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemidir.
Davacı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması, davacının maluliyetine yönelik alınan raporlar arasında çelişki bulunması halinde, özellikle de bu hususta itiraz olması halinde çelişkinin giderilmesi gerekir.
Dosya kapsamında; davacının, geçirdiği kaza sonrasında, Gazi Hastanesinden alınan raporunda davacının kaza neticesinde meydana gelen yaralanması değerlendirilerek “sol humerus proksimal kırığı” teşhisi ile özür oranının %14 olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda ise kaza neticesinde, özür oranı “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre % 5 olduğu, 4 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından raporun tebliği üzere rapora itiraz edilmiştir.
Gerek Gazi Hastanesinden alınan engellik sağlık kurulu raporunda, gerekse de hükme esas alınan raporda davacının kazaya bağlı yaralanmaları benzer şekilde tespit edilmiş olmasına rağmen, özür oranları çelişkilidir. Hükme esas alınan raporda da, davacı tarafından alınan engelli sağlık kurulu raporundan bahsedilmiş olmasına rağmen, raporda tespit edilen özür oranına neden itibar edilmediği, raporlar arasındaki özür oranlarındaki farklılığın neden kaynaklandığı değerlendirilmemiştir. Bu haliyle raporlar arasında çelişki oluştuğundan, davacının da alınan raporu kabule yönelik beyanın olmamasına, aksine rapora bu nedenle itiraz etmiş olmasına göre raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, yönetmelik hükümlerine göre TBK’nın 54. maddesi çerçevesinde çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine elverişli yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, engelli sağlık kurulundan alınan rapor ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişkiyi giderecek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçesiz olarak yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne, mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek, öncelikle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, yönetmelik hükümlerine göre TBK’nın 54. maddesi çerçevesinde çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine elverişli yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, engelli sağlık kurulundan alınan rapor ile hükme esas alınan rapor arasındaki çelişkiyi giderecek rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Davacı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına yönelik taleplerinin reddine yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde;
Eldeki davada; davacının zararı ve zararın kapsamı ile bu zarardan davalının sorumluluğu 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir.
6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, tedavi gideri bedensel zararlar kapsamında sayılmıştır. Bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları da bu kapsamda olduğundan, sürücü ve işletenin, zarar görenin bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve ayrıca bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik zararları 2918 Sayılı Kanunun 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı bu zararlarını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Sigortanın sorumluluğuna ilişkin Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri niteliğinde değildir. Davalının geçici iş görmezlik ve geçici bakıcı giderlerinden Sosyal Güvelik Kurumu’nun sorumlu olduğu mahkeme gerekçesinde kabul edilmiş ise de, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğunu düzenleyen 6111 Sayılı Yasa ile değişik KTK’nın 98. maddesinde; Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri ve bakıcı giderleri bu madde kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.)
Bu nedenle; Mahkemece davacının geçici iş göremezlik zararına ilişkin talepleri değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm kurulması isabetsizdir.
Bu gerekçeler ile davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, yukarıda belirtilen şekilde deliller toplandıktan sonra bir karar verilmesi bakımından, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma sebebine göre davacı vekilinin sair, davalı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/09/2020 tarih, ve 2019/567 Esas, 2020/445 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, kaldırma sebebine göre davacı vekilinin sair, davalı …. Şti. vekilinin tüm istinaf sebeplerinin incelenmesine bu aşamada YEROLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin harcı olarak alınan karar harcının istek halinde taraflara iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı taraf lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 29. İcra Dairesi’nin 2020/8757 Esas sayılı dosyasına yatırılan 44.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 22/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.