Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/539 E. 2023/147 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/539 – 2023/147
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/539
KARAR NO : 2023/147

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2020
NUMARASI : 2017/630 Esas – 2020/438 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 08/02/2023
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 09/02/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan dava dışı 3. kişiye ait … plaka sayılı aracın tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, zararın giderilmesi hususunda davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduklarını, davalı sigorta şirketi tarafından 28/08/2017 tarihinde yapılan 8.731,00 TL ödemenin zararın karşılanmasına yeterli olmadığını belirterek 1.000,00 TL maddi tazminatın işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından yapılan başvuru neticesinde ödeme yapıldığını, ödemenin yeterli olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun kalmadığını, kusur oranlarının ve davacının iş göremezlik durumunun tespit edilmesinin gerektiğini, geçici iş göremezlik zararından sorumlu olmadıklarını, hatır taşıması indiriminin yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 26/06/2016 tarihinde dava dışı sürücü … yönetiminde bulunan ve dosyaya getirilen sigorta poliçesine göre davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılan … plaka sayılı aracın tek taraflı olarak karıştığı trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı, davacının araçta yolcu olarak bulunması nedeniyle davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, kaza nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranının %4, geçici iş göremezlik süresinin 9 ay olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesine göre işletene düşen hukuki sorumluluğun aynı Kanunun 91. maddesine göre poliçede belirtilen limitler altında sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında tedavi giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olduğunun belirtildiği, dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun trafik kazalarındaki sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi kapsamında ve sağlık uygulama tebliği ile sınırlı olduğu, Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun taraf olmadığı, bu hali ile dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumunun dava konusu talepler yönünden sorumluluğunun bulunmadığı, sigorta poliçesi düzenlenmesi sırasında davalı tarafından risklere karşı prim alındığı, trafik kazası sonucunda oluşacak geçici iş göremezlik zararı, geçici ve sürekli bakıcı gideri zararı ile sağlık uygulama tebliği kapsamında kalmayan zararlardan sigorta poliçesini düzenleyen ve bu zararları poliçe kapsamında teminat altına alan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğu, alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketi tarafından dava öncesinde yapılan ödemenin zararı karşılayacak nitelikte olmadığı, davanın ibranamenin düzenlenmesinden sonra iki yıllık süre içerisinde açıldığı, davacı ile yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü arasında yakın akrabalık bulunduğu (davacının araç sürücüsünün teyzesinin oğlu olduğu), yerleşik Yargıtay kararlarına göre maddi ve manevi menfaatin bulunduğu akrabalar arasında yapılan taşımada hatır taşımasından söz edilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 44.526,70 TL geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararı tazminatının poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile eksik ödeme tarihi olan 28/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Sigorta Genel Şartları’nın uygulanması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında bulunmadığını, hükme esas alınan hesaplamada PMF tablosu ve progresif rant yöntemiyle hesaplama yapıldığını, devre başı ödemeli rant sistemine göre hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca maluliyet raporunun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun düzenlenmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyet raporuna ilişkin olarak, davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde 20.02.2019 Tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini iddia etmişse de, kaza tarihi itibarıyla belirtilen yönetmelik yürürlükte bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, geçici iş göremezlik ödeneğinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını ileri sürmüştür. Davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK’nın ve 6098 sayılı TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını davalı sigorta şirketinden talep edebilir. Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderlerinden olmayıp, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenlemenin de yer almaması, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemelerinin bu yasa kapsamı içerisinde bulunmamasına (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. – 2019/10217 K. 24.12.2019 tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb) göre davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
Mahkemece hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosu ve iskonto yöntemine göre tazminat hesabı yapılmıştır. Karara karşı davalı sigorta vekili istinaf isteminde bulunmuştur. Tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmişti. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 Esas, – 2020/8874 Karar. sayılı ilamı, 14/01/2021 Tarih 2020/2598 Esas. – 2021/34 Karar. sayılı ilamı).
Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve anüite formülüne göre devre başı ödemeli belirli süreli rant esası (%1,8 teknik faiz) bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Anılan nedenlerle tazminat hesaplamasında davacının bakiye ömür süresinin TRH 2010 tablosu’na göre belirlenmesi, davacının bilinen dönem sonrası muhtemel gelirinin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi ile belirlenecek peşin değeri esas alınıp işleyecek aktif ve pasif dönem tazminat hesabı yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, tazminat hesabının TRH 2010 yaşam tablosu ve progressif rant formülüne göre yapılması gerekirken, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda PMF 1931 yaşam tablosu ve progressif rant yöntemine göre hesaplanması doğru değil ise de, bu durum istinaf talebinde bulunan davalı sigorta şirketinin daha lehine olmakla istinaf edenin sıfatına göre bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.041,62 TL karar harcından peşin alınan 760,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.281,22 TL harcın istinaf eden davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde istinaf edene iadesine,
5-Karar tebliği, harç mahsup, iade ve tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.