Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/53 E. 2022/21 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/53
KARAR NO : 2022/21

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
NUMARASI : 2018/432 Esas 2019/748 Karar

DAVACILAR :
VEKİLLERİ :

DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVALI :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat)

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 19/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, Davalı … vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili davacı dilekçesinde; 22/01/2018 tarihinde …’nin içerisinde yolcu olarak bulunduğu, şirket sahibi davalı … adına kayıtlı, davalı …’nın sürücüsü olduğu araç ile davalı …’ın maliki olduğu, davalı …’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada …’nin vefat ettiğini, vefat edenin müvekkili …’nin eşi, müvekkilleri … ve …’nin babası, müvekkilleri …’in ise oğlu olduğunu, kazanın araç sürücülerinin kusuru ile meydana geldiğini ve müvekkillerinin zararlarından davalı sürücü ve işletenler ile araç sigortalarının sorumlu olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak (sigorta şirketleri maddi tazminattan sigorta limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere); müvekkili … için 100.000,00 TL manevi, 500,00 TL maddi; müvekkili … ve … için ayrı ayrı 25.000,00 er TL manevi, 250,00 şer TL maddi; müvekkili … için ayrı ayrı 15.000,00 er TL manevi tazminatın sigorta şirketleri açısından temerrüt tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talepleri açısında; … için 131.584,07 TL, … için 2.695,48 TL, … için 10.470,07 TL’nin tahsilini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davacının davadan önce müvekkiline eksik evrak ile müracaat ettiğini, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte ölenin içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacıların kusuru ve destek zararını kanıtlaması gerektiğini, ayrıca hatır taşımasının da araştırılması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde; kazanın gece 03.30 sıralarında, müvekkilinin sürücüsü olduğu aracın diğer aracın sağ arka teker kısmına yandan çarpması ile meydana geldiğini, kaza anında müvekkilinin yolun düz ve boş olması nedeniyle hız limitlerinin üzerinde seyrettiğini, kavşak noktasında kendisine sarı fasılalı ışık yanması nedeniyle hızını biraz düşürmüş olması, diğer aracı görmesi üzerine frene basması ve manevra yapmasına rağmen kazaya engel olmadığını, anlık gelişen kazada müvekkilinin kazayı önleme imkanın bulunmadığını, müvekkilinin tek kusurunun hız sınırının üzerinde hareket ediyor olması olduğunu, kazaya fasılalı kırmızı ışıkta kavşağa giren diğer davalı araç sürücüsünün neden olduğunu, diğer araçta arka koltuktaki yolcuların emniyet kemeri takmaması nedeniyle çarpmanın etkisi ile açılan kapıdan yola savrulduklarını, müvekkiline ceza dosyasında tali kusur izafe edildiğini, müvekkilinin tali kusurunun nazara alınması gerektiğini, müvekkilinin kaza esnasında aldığı alkol miktarının güvenli sürüş yeteneğini etkileyecek miktarda olmadığını, bu nedenle kendisine kusur verilemeyeceğini, ayrıca talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin kusur durumu da nazara alınarak hakkaniyete uygun bir tazminat belirlenmesi gerektiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; kaza yapan aracın kasko sigortası teminatı altında olduğunu, kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelmediğini, maddi ve manevi sorumlukları için sigorta şirketlerinin davaya dahil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde; davacıların müracaatı üzerine müvekkili tarafından gerekli çalışmalar yapılarak zararlarının 50.813,00 TL olarak hesaplandığını, davacıların bu miktarı kabul etmediklerini, bu nedenle müvekkilinin temerrüdünün meydana gelmediğini, talebin fahiş olduğunu, kazanın meydana gelmesinde müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsünün ceza dosyasına göre %25 oranında kusurlu olduğunu, ayrıca müteveffanın alkollü araçta yolcu olması ve emniyet kemerinin takılı olmaması nedeniyle en az %50 oranında müterafik kusuru bulunduğunu, bu nedenle tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacıların kusuru ve zararlarını kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …; yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alınan kusur raporu, hesap raporu ve SGK yazı cevabına göre, davacılar …, … ve …’nin maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, davacı … için 105.267,25 TL, davacı … için 8.376,05 TL, davacı … için 2.156,38 TL olmak üzere toplam 115.799,68TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, hüküm altına alınan miktara davalılar …, …, … ve … yönünden olay tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren, davalı …. yönünden dava tarihi olan 20/06/2018 tarihinden, diğer davalı … yönünden ise temerrüt tarihi olan 21/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin destekten yoksun kalma tazminat talebinin reddine; davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 15.000,00 TL, davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, …, … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı …. vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davacıların müvekkiline eksik evrak ile müracaat etmiş olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olarak sorumlu olmasına rağmen %100 kusur üzerinden sorumluluğuna gidilmesinin hatalı olduğunu, davacının farazi gelirine göre yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, müteveffanın alkollü sürücünün aracına binmesi nedeniyle en az %20 hatır indirimi ve %20 müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yapılmamasının hatalı olduğunu, faizi başlangıcının 20/06/2018 belirlenmesinin de hatalı olduğunu, dava tarihi olması gerektiğini, belirterek kararı istinaf etmiştir.
Davalı …. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsüne %25 kusur verildiğini, bu nedenle müvekkilinin, sigortalı araç sürücüsünün kusuru ile sınırlı olarak sorumluluğundan karar verilmesi gerekirken zararın tamamından sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur oranını kabul etmediklerini, müvekkiline ait araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur oranını kabul etmediklerini, manevi tazminatında çok yüksek belirlendiğini, destek tazminatının ise kanuni indirim nedenleri gözetilmeksizin çok yüksek belirlendiğini belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, davacıların eşi, babaları ve oğulları olan …’nin iş çıkışı, aynı zamanda işvereni adına kayıtlı işçileri taşıyan araçla evine bırakıldığı esnada meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiğinden bahisle, araç maliki de olan iş veren, zarara sebep olduğu iddia edilen araç sürücüleri, kazaya karışan diğer araç işleteni ve her iki aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacıları hakkında maddi ve sigorta şirketleri hariç manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar davacılar ve bir kısım davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde, istinaf edilmemiş olsa dahi resen gözetilir ve incelenir. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğundan, karar veren mahkemenin görevli olup olmadığı, taraflarca istinaf edilmemiş olsa dahi resen incelenir.
TBK’nın 61. maddesi gereğince “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” Bu durumda, zarar görenin HMK’nın 57. maddesi gereğince aynı zarardan sorumlular hakkında birlikte dava açmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Davaların adli yargı içerisinde farklı mahkemelerin görevine girmesi durumunda dahi davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunması halinde aynı zarardan sorumlular hakkında birlikte dava açılabilir. Bu durumda farklı mahkemelerin görevine giren talepler yönünden davaların birlikte görülmesinin gerektiği durumlarda daha özel yetkili mahkemede dava görülerek davadaki taleplerin esası hakkında karar verilir.
Somut olayda; davacılar murisi ve yakınlarının iş kazasında vefat ettiği dosyaya kazandırılan SGK kayıtları, SGK kayıtlarına göre yakınlarına ölüm nedeniyle gelir bağlanmış olması, soruşturma dosyasındaki beyanlar, davacılar vekilinin dava dilekçesindeki beyanı ve dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacılar dava dilekçesi ile işveren sıfatı bulunan davalı …’den de maddi ve manevi tazminat talep etmiştir.
Davacılar tarafından, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 12/10/2017 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5/1-a maddesinde 4857 Sayılı Kanuna veya 11/12/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun İkinci Kısımının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmesine tabi işçiler ile işveren veya iş veren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanunda doğan her türlü hukuk uyuşmazlılarına ilişkin dava ve işlerin iş mahkemesinde görüleceği düzenlemiştir. İşçi ve işveren arasındaki, iş akdinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, dava tarihinde taraflar arasındaki iş akdinin sona ermiş olması da mahkemenin görevini etkilemeyeceği gibi, işçinin vefatı nedeniyle yakınları tarafından işveren hakkında davanın açılmış olması da mahkemenin görevini etkilemez.
Bu durumda, meydana gelen iş kazası neticesinde oluşan zararlarından davacılar işveren olan davalı …’in de müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek dava açtıklarından, uyuşmazlığın iş ilişkisinden kaynaklanmış olmasına göre davanın görülmesinde daha özel görevli İş Mahkemeleri görevli olduğundan, davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddesi gereğince, göreve ilişkin dava şartının bulunmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince kaldırılmasına, görev konusunda bir karar verilmesi ve HMK’nın 20. maddesindeki yasal prosedür uygulanması bakımından dosyanın mahkemesine gönderilmesine, davacıların ve bir kısım davalıların sair itirazlarının kaldırma gerekçesine göre incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacılar vekili, davalı … vekili, davalı … vekili, davalı … vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 27/11/2019 tarihli 2018/432 Esas 2019/748 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-3. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, davacılar vekili, davalı … vekili, davalı …. vekili, davalı … vekili ile davalılar … ve … vekilinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın yeniden yargılama yapılması ve öncelikle görev hususunun değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan “İstinaf karar ve ilam harcının” istek halinde istinaf edenlere iadesine,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 30. İcra Dairesinin 2020/8404 Esas sayılı dosyasına yatırılan 200.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 30. İcra Dairesinin 2020/8404 Esas sayılı dosyasına yatırılan 195.000,00 TL teminatın yatıran tarafa iadesine,

7-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.