Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/514 E. 2022/704 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/514 – 2022/704
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/514
KARAR NO : 2022/704

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/09/2020
NUMARASI : 2018/200 Esas 2020/362 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı … Şirketi vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı bulunan … plaka sayılı aracın kusurlu olduğu kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, kaza sonucunda davacının tedavi giderlerinin olduğunu, ilgili kurum tarafından karşılanmayan ve fatura edilmeyenlerin poliçe teminatı kapsamında davalı sigorta şirketinin karşılaması gerektiğini, yaptıkları başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek 4.000,00 TL karşılanmayan ve fatura edilmeyen tedavi gideri tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 19/11/2018 tarihli dilekçesi ile, tazminat taleplerini 1.000,00 TL yol gideri, 1.000,00 TL refakatçi gideri, 1.000,00 TL otel ve konaklama gideri, 1.000,00 TL pansuman ve fizik tedavi gideri olarak açıklamıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, dava konusu taleplerin sigorta teminatı kapsamında bulunmadığını, dava dışı …’nun sorumluluğunda bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, 17/12/2013 tarihinde dosyaya getirilen sigorta poliçesine göre davalı şirket tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesi ile sigortalandığı anlaşılan … plaka sayılı araç ile dava dışı … yönetiminde bulunan … plaka sayılı aracın karıştığı kaza neticesinde … plaka sayılı araçta bulunan davacının yaralandığı, meydana gelen kazada kusur durumuna ilişkin olarak alınan rapora göre davalı şirket sigortalısı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre işletene düşen hukuki sorumluluğun aynı Kanun’un 91. maddesine göre poliçede belirtilen limitler altında sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığı, dava konusu talepler yönünden poliçe kapsamında davalının sorumluluğunun bulunduğu, davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı, bilirkişiler tarafından tespit edilen zararın davacının yaralanması ile uyumlu olduğu, sigortalanan aracın özel nitelikte araç olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile, 14.930,00 TL tazminatın poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 15/03/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … Şirketi vekili istinaf dilekçesinde; tedavi giderlerinden …’nun sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1. maddesinde, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Tedavi Giderlerinin Ödenmesi” başlıklı 98. maddesinde motorlu araçların sebep oldukları kazalarda yaralanan kimselerin tedavi giderlerine yönelik olarak ZMSS sigortacısının sorumluluğuna yönelik hükümler mevcut iken; 13/02/2011 kabul tarihli, 25/02/2011 tarih ve 27857 (Mük.) sayılı R.G.de yayımlanan 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile hem anılan madde başlığı “Sağlık Hizmet Bedellerinin Ödenmesi” olarak değiştirilmiş hem de Yasa’nın 98. maddesi değiştirilerek; “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın … tarafından karşılanacağı”; Yasa’nın Geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanun’un yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği” düzenlemesi getirilmiştir.
Yapılan düzenleme ile 2918 Sayılı Yasa kapsamında meydana gelen kazalara ilişkin olarak zarar verenin tedavi giderlerinden sorumluluğu açısından farklı bir sorumluluk belirlenmiş, 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde belirtilen bir kısım tedavi giderlerinden, …’nun sorumlu olacağı kabul edilmiştir. Yine anılan yasal düzenleme ile SGK’nın sorumluluğu açısından, zarar verenin sorumluluğuna göre farklılıklar da getirilmiş; 6098 sayılı TBK’da (ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda) zarar verenin sorumluluğu açısından kusur aranırken, 2918 Sayılı Yasa’nın 98. maddesinde SGK’nın sorumluluğu açısından kusurun varlığı aranmamış, yaralanan kendi kusuru ile yaralansa hatta sosyal güvencesi olmasa dahi 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılanacağı (Trafik Sigortası bulunmaması nedeniyle SGK’nın rücu hakkı olsa dahi) kabul edilmiştir. Bu bağlamda haksız fiili ile zarara neden olan sürücü ile eylemlerinden sorumlu olan işleten ve sigorta şirketinin bu kapsamdaki zararlardan TBK’nın 54 (818 Sayılı B.K. M 46), KTK’nın 85 ve 91. maddesi gereğince sorumluluğu bulunmakta iken, 2918 sayılı Yasa ile yapılan düzenleme ile sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan tedavi giderlerinden, 2918 sayılı Yasa’nın 98. madde kapsamında kalan bir kısım tedavi giderleri yönünden sorumlulukları sona ermiş, 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk …’na geçmiş bulunmaktadır.
Buna karşın gerek söz konusu madde kapsamında olmayan tedavi giderlerinden gerekse belgesiz tedavi giderlerinden … sorumlu olmayıp, sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Belgesiz tedavi giderleri, …’nun ödemekle yükümlüğü olmayacağı, yaralanma ile ilgili, bağlantılı, hayatın olağan akışına uygun, olağan nitelikteki ulaşım, yiyecek, konaklama ve sair giderler olup, bu tür giderler poliçe teminatı kapsamında kaldığından sigorta şirketi bu zararlardan sorumludur.
Öte yandan …’nun sorumluluğunu düzenleyen ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde, SGK’nın sorumluluğu belirli süre ve parasal miktar ile sınırlı da tutulmamıştır. Her ne kadar 27.08.2011 tarihli 28028 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde, tedavi giderlerinin Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı belirtilerek, tedavi giderlerinin ödenmesi konusunda Kanun’da yer almayan bir kısıtlama getirilmiş ise de; bahsi geçen Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinin iptali için açılan davada Danıştay 15. Dairesinin 16/03/2016 tarih 2013/7712 E. 2016/1779 K sayılı kararı ile 2918 sayılı Kanun’un 6111 sayılı Kanun’la değişik 98. maddesinde, trafik kazaları sebebiyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin … tarafından karşılanacağının belirtilmesine rağmen, dava konusu Yönetmelik hükmüyle, tedavi giderlerinin, Kurumun Sosyal Güvenlik Politikaları uyarınca belirlemiş olduğu Sağlık Uygulama Tebliğinde yer alan hükümler doğrultusunda karşılanacağı yönünde kısıtlama getirilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır gerekçesi ile Yönetmeliğin 4. maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan “Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiştir.
Yine her ne kadar 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinin 1. fıkrasına 04/04/2015 tarihli 6645 sayılı Yasanın 60.maddesi ile SGK’nın sorumluluğu açısından “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” sorumlu olacağı ibaresi ve “Ancak, …, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiş ise de; sorumluluğun belirlenmesinde kaza tarihindeki kanun hükümleri nazara alınması gerektiğinden, 6645 sayılı düzenleme ancak yürürlük tarihinden sonra meydana gelen trafik kazalarında uygulanacağından, öncesinde meydana gelen kazalarda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Davaya konu kaza 17/12/2013 tarihinde meydana gelmiş olmakla anılan yasal değişikliğin somut olaya tatbiki mümkün olamayacaktır.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında kaza tarihindeki mevzuat dikkate alınarak belirtilen giderlerin SGK tarafından karşılanıp karşılanmayacağı kurumdan da sorularak değerlendirilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince kaldırılmasına, mahkemece yukarıda belirtilen yönlerde değerlendirme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, davalının sair istinaflarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı … Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/09/2020 tarihli 2018/200 Esas – 2020/362 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, davalının sair istinaf sebeplerinin şimdilik İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde davalı tarafa iadesine,
4- İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
5-İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 18. İcra Dairesi’nin 2020/10202 Esas sayılı dosyasına depo edilen 33.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.