Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/51 E. 2022/72 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/51 – 2022/72
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/51
KARAR NO : 2022/72

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
NUMARASI : 2017/601 Esas 2020/31 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 26/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 31/07/2017 tarihinde, davalı tarafından ZMMS ile sigortalı aracın müvekkilinin sevk ve idaresindeki araca çarpması sonucu, müvekkilinin malul-sakat kaldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı tarafından sigortalı aracın kusurlu olduğunu, davalının zararlarından sorumlu olduğunu, davalıya müracaat etmelerine rağmen zararlarının karşılanmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 3.200,00-TL daimi iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihi olan 06/09/2017 itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 08/10/2018 tarihli dilekçesi ile talebini 268.436,84 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekil cevap dilekçesinde; müvekkilinin sorumluluklarının sigorta limiti kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının kusuru, zararı ve maluliyetini kanıtlaması gerektiğini, geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminatı kapsamında kalmadığını, avans faizi talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olduğu, taraf delilleri toplanarak, Ankara Üniversitesi Tıp Fatültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan 11/07/2018 tarihli raporda, davacının çalışma ve meslekte iş gücü kaybının %16.2 olduğunun belirlendiği, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik uyarınca alınan ek raporda ise %13 oranında özürlü olduğunun belirtildiği, kusur ve aktüerya bilirkişisinden alınan 23/11/2018 tarihli raporda, kavşakta kırmızı ışık ihlali yaparak kazaya neden olan davalı tarafından sigortalı aracın %100 kusurlu, davacının ise kusursuz olduğunun tespit edilerek, aktüer hesaplamada %13 maluliyet durumu esas alınarak hazırlanan raporda davacının daimi maluliyet zararının 268.436,84 TL olduğunun belirtildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu, gerekçesiyle “davacının davasının kabülüne, 268.436,84-TL daimi iş gücü kaybı tazminatının temerrüt tarihi olan 06/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; mahkemece hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı olduğunu, müvekkili tarafından alınan raporda maluliyet oranın %8 olduğunu ve mahkemece hükme esas alınan rapora göre daha düşük olduğunu, çelişki giderilmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu; kabule göre ise “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığını ve yerine Erişkinler İçin Engel Değerlendirilmesi Hakkındaki Yönetmeliğin getirildiğini, bu nedenle de yeni maluliyet raporunun alınması gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından sigortalı aracın sürücüsünün %100 kusuru ile meydana gelen kazada, Ankara Üni. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan rapora göre davacının kaza neticesinde %13 oranında sürekli maluliyetinin meydana gelmiş olduğundan bahisle aktüer bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verildiği görülmüş, davalı kararı maluliyet raporuna yönelik olarak istinaf etmiştir.
1-Davalı vekili alınan rapor içeriğine itiraz etmiş ve müvekkili tarafından adli tıp uzmanından alınan raporda %8 maluliyet tespit edildiği raporlar arasında çelişki olduğunu ileri sürmüş ise de; raporlar arasında çelişkiden söz edilebilmesi için çelişki oluşturacak raporun davacının yaralanmasına uygun tanzim edilmesi gerekmektedir. Davacı geçirdiği trafik kazası neticesinde vertebrada “L2 de parçalı kırık olduğu ve 1/3 yükseklik kaybı olduğu” gerek Ankara Üniveristesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen raporda, gerekse de davalı tarafından sunulan Adli Tıp Uzmanı tarafından tanzim edilen raporda da belirtilmiştir. Tespit edilen yaralanmasının tedavi evraklarına da uygun olduğu anlaşılmaktadır. Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Raporlar Hakkındaki Yönetmelik ekindeki cetvelde davacının yaralanmasına göre “Tablo 1.1- Lomber omurganın özürlülük oranları (yaralanma modeli)” başlığı altında düzenlenen “III. Madde” gereğince özür oranı tespit edilmesi gerekirken Adli Tıp Uzmanı tarafından “Tablo 1.1- Lomber omurganın özürlülük oranları (yaralanma modeli).” uygulanmasına rağmen, özür oranı tespit edildiği %8 oranın hangi madde çerçevesinde belirlendiği raporda açıklanmadığı gibi tespit edilen %8 maluliyetinin de “Tablo 1.1-II” maddeye uygun olduğu, adli tıp uzmanınca da varlığı kabul edilen”L2″ yükseklik kaybı miktarına göre adli tıp uzmanı tarafından belirlenen oranın dosya kapsamına uygun olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının delil olarak sunduğu söz konusu rapor davacının yaralanmasına uygun olmadığından hükme esas alınan rapor ile çelişki yaratacak mahiyette görülmemiştir. Mahkemece hükme esas alınan raporun davacının muayenesi yapılarak, son durum değerlendirilerek tanzim edilmiş olmasına, tespit edilen maluliyet oranının Yönetmelik ekindeki cetvelde gösterilen orana uygun olmasına göre davalı vekilinin özür oranına yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekili, hükme esas alınan raporda uygulanan yönetmeliğin kaza tarihinden sonra değiştiği, değişen yeni yönetmelik çerçevesinde yeniden maluliyet raporu alınması gerektiği ileri sürülmüş ise de; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre de maluliyet durumunun tespiti açısından kaza tarihindeki yönetmelik hükümlerinin nazara alınması gerektiğinin kabul edilmiş olmasına ve hükme esas alınan yönetmeliğin Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilen yönetmeliğe uygun olmasına göre davalının uygulanan yönetmeliğe ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, göre; davalı vekilinin tüm istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalı vekilinin yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 18.336,92 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.356,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.980,54 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kararın taraflara usulüne uygun şekilde tebliğine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 21/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.