Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/509 E. 2022/682 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/509 – 2022/682
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/509
KARAR NO : 2022/682

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2019/147 Esas 2020/382 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve ……A.Ş. vekilleri tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 18/01/2011 tarihinde davalı … yönetimindeki davalı …’ya ait … plakalı araç ile müvekkillerinin yakınlarının karıştığı kazada … ve …’nin vefat ettiğini, …’nin yaralı olarak kurtulduğunu, davalı şirket sürücüsünün diğer sürücü ile birlikte kusurlu olduğunun tespit edildiğini, bu sebeplerle …’nin eşinin kaybı için 20.000,00 TL, oğlunun kaybı için 20.000,00 TL, …’nin eşinin kaybı için 20.000,00 TL, …’nin babasının kaybı için 20.000,00 TL, …nin babasının kaybı için 20.000,00 TL, …’nin babasının kaybı için 20.000,00 TL, dedelerinin kaybı için 10.000,00’er TL, toplamda 240.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan, ayrıca belirsiz alacak olarak açılan destekten yoksunluk tazminatı taleplerini bedel artırımı ile muris…’in eşi … için 35.453,65 TL, kızı … için 5.375,62 TL, oğlu … için 4.758,23 TL, kızı … için 4.340,02 TL, annesi … için 4.489,88 TL, muris …’ın eşi … için 5.208,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işletilecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; 18/01/2011 meydana gelen kaza nedeniyle zamanaşımı itirazında bulunduğu, ayrıca meydana gelen kazada müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun da bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın ZMMS Poliçesiyle sigortalı olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, manevi tazminatın poliçe kapsamı dışında olduğunu; kusur raporu alınması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Kazaya, davacıların murisinin kusurunun neden olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; olayla ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/199 Esas, 2015/161 Karar sayılı dosyasında sanık … hakkında “sanığın kusurlu olduğundan bahisle” teşdiden cezalandırılmasına karar verilmesi ile dosyada alınan kusur raporuna göre davalı sürücü …’ın idaresindeki kamyonet ile meskun mahal dışında bölünmüş 3 şeritli yolda her ne kadar 4’lü ikaz lambalarını yakarak yolun sağında durmuş ise de aracını yeterince yolun sağına yanaştırmadığı için olayda %10 oranda kusurlu olduğu, aktüerya raporuna göre davacıların usulüne uygun şekilde destekten yoksunluk zararlarının hesaplandığı, davacılar tarafından ıslah dilekçesinin verildiği, davalıların olayda müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacıların olay nedeniyle dedelerini, babalarını, eşlerini yitirmiş olmaları nedeniyle tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet gereği manevi tazminat takdiri gerektiği anlaşıldığından; davanın kısmen kabulü ile;
1-Müteveffa …’nin desteği yönünden;
Eşi … için 35.453,65 TL, kızı … için 5.375,62 TL, oğlu … için 4.758,23 TL, annesi … için 4.489,88 TL, kızı … için 4.340,02 TL destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulü ile, davalı sigorta şirketi yönünden 23/02/2018 dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … … A.Ş. ve … yönünden ise 18/01/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Müteveffa …’nin desteği yönünden;
Eşi … için 5.208,35 TL destekten yoksun kalma tazminat talebinin kabulü ile, davalı sigorta şirketi yönünden 23/02/2018 dava tarihinden itibaren, diğer davalılar … … A.Ş. ve … yönünden ise 18/01/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
3-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KISMEN KABULÜNE, davacı, …’nin Eşi … için 3.000,00 TL, davacı, …’nin Eşi … için 3.000,00 TL, davacı, …’nin Annesi … için 3.000,00 TL, davacı Çocuk … için 1.000,00 TL, davacı Çocuk … için 1.000,00 TL, davacı Çocuk … için 1.000,00 TL, davacı…… için 500,00 TL, davacı … … için 500,00 TL, davacı … … için 500,00 TL, davacı … … için 500,00 TL, davacı … … için 500,00 TL, davacı … … için 500,00 TL, davacı çocuk …i için 1.000,00 TL, davacı çocuk … için 1.000,00 TL, davacı çocuk … için 1.000,00 TL, davacı kardeş … için 500,00 TL, davacı kardeş … için 500,00 TL, davacı kardeş … için 500,00 TL, manevi tazminatın davalılar … … A.Ş. ve … yönünden 18/01/2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hükme karşı davalılar … ve ……A.Ş. vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; kazada kusursuz olduğunu, kısa süreliğine yolun sağ tarafına usulüne uygun şekilde park ettiğini, ceza dosyasında kusursuz olduğu için beraat ettiğini, mahkemece yeniden kusur incelemesi yapılması gerektiğini, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu, müvekkile verilen %10 kusuru kabul etmediklerini, kaldı ki davaya konu zararların ZMMS ve varsa İMMS’den karşılanması gerektiğini, kazaya karışan … adına kayıtlı aracın Groupama Sigorta’dan kasko (İMMS) sigortasının bulunduğunu, bunun araştırılması talebinin yerine getirilmediğini, hükmedilen maddi tazminatlardan zarar görenlerin kusur oranına göre uygun indirim yapılmasını gerektiğini, hükmedilen manevi tazminatların da fahiş olduğunu, belirterek yerel mahkeme kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; zamanaşımı itirazlarını tekrar ettiklerini, 18/01/2011 tarihli kaza ile 29/06/2020 ıslah tarihi arasında 9 yıldan fazla süre geçtiğini ıslah edilen miktarın zamanaşımına uğradığını, davalı …’ın müvekkil şirketin çalışanı olmadığını bu nedenle sürücünün kusuru nedeniyle şirkete sorumluluk atfedilemeyeceğini, dosyadaki kusur raporunun savcılığa verilen ifadelerle çelişir nitelikte olup hatalı olduğunu, sürücüye %10 kusur verilmesinin doğru olmadığını, davalı sürücünün kusursuz olduğunu, Adli Tıp kusur raporunda kazanın “meskun mahal dışında alacakaranlıkta” meydana geldiğinin kabul edildiğini, halbuki kazanın meydana geldiği saat itibariyle alacakaranlık olmasının mümkün olmadığını, hükmedilen maddi tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu, belirterek yerel mahkeme kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davalılar … ve …..A.Ş. vekilleri istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalılar … ve …..A.Ş. vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
Davalı ……A.Ş.’nin zamanaşımına yönelik istinafı yönünden;
Olay tarihi olan 18/01/2011 ile dava tarihi 23/02/1018 ve ıslah tarihi olan29/06/2020 itibarıyla olayla ilgili “taksirle iki kişinin ölümüne neden olmak” suçu için öngörülen ceza zamanaşımı süresi olan 15 sene dolmadığından (TCK 66. madde) davalı … şirketinin zamanaşımına yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Davalı ……AŞ.’nin sorumlu olmadığına yönelik istinafı yönünden;
Davalı, her ne kadar sürücü …’ın kendi çalışanları olmadığını “adam çalıştıran” sıfatıyla olayda sorumluluklarının bulunmadığı iddia etmiş ise de; “İşleten” tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. Davalı …’ın kullandığı aracın malikinin olay tarihinde davalı … … şirketi olduğu, kaza tarihini kapsayan ZMMS sigortasının da bu şirket tarafından yaptırıldığı dolayısıyla davalı …… şirketinin “işleten” sıfatıyla diğer davalı sürücünün kusuruna isabet eden zarardan sürücüyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davalıların kusura yönelik istinafı yönünden;
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; olayla ilgili Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/199 E. 2015/161 K. sayılı dosyasında sanık(davalı) sürücü … ve ölen …’nin eşit kusurlu kabul edilerek sanık …’ın “Taksirle öldürme suçundan” mahkumiyetine karar verilmesi ve kararın kesinleşmesi ile mahkemece %10 kusurlu kabul edilerek karar verilmesi birlikte değerlendirildiğinde, davalı araç sürücüsünün haksız eylemi ceza dosyası ile kesinleşmiş olduğundan, davalıların kusursuz olduklarına yönelik istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davalıların manevi tazminat miktarına yönelik istinafı yönünden;
6098 TBK’nın 56/2. maddesi hükmüne göre; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”, aynı Yasanın 51.maddesinde de; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminatın miktarı bir taraf için zenginleşme aracı, diğer taraf için de yıkım olmamalıdır. Manevi tazminatın miktarının belirlemesinde her olaya göre değişen özel hal ve şartlar gözetilmelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir etmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370) Zira TMK’nın 4.maddesindeki hak ve nesafet kuralları, kanunun hakime takdir hakkı verdiği hallerde hakimin, hak ve nesafete göre tazminata hükmetmesi gerektiğini öngörmektedir. Belirtilen bu hususlar, özellikle müteveffaların ve davalı tarafın kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların kaza neticesi eş, baba, kardeş ve dedelerini kaybetmiş olmaları dikkate alındığında davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davalılar … ve ……A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davalılar … ve ……A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.405,07 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan (54,40 TL+54,40 TL+1.351,27 TL+1.351,27 TL) toplam 2.811,34 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubuyla, bakiye 2.593,73 TL harcın davalılar … ve ……A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, bu davalılar tarafından yatırılan gider avansından varsa, kullanılmayan kısmın yatıran davalılara iadesine,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.