Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/508 E. 2022/703 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/508 – 2022/703
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/508
KARAR NO : 2022/703

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2020
NUMARASI : 2017/90 Esas 2020/329 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 28/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 09/10/2016 tarihinde müvekkili …’ın yolcu olarak bulunduğu, sürücü …’nin sevk ve idaresindeki elektrik bisikletle seyir sırasında marka ve modeli tespit edilemeyen bir aracın arkadan kendilerine hızla çarpıp kaçması nedeniyle meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, geçici ve kalıcı iş göremezliğe maruz kaldığını, davalı … 11/01/2017 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak ödeme yapılmadığını belirterek ve artırım hakkını saklı tutarak 4.000,00 TL kalıcı iş görmezlik, 900,00 TL geçici iş görmezlik ile 100,00 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın 09/10/2016 kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava şartının yerine getirilmediğini, kuruma başvuru yapıldığını, 15 gün içerisinde kurum tarafından cevap verildiğini, verilen cevabi yazıda eksikliklerin giderilmesinin beklendiğini, 09/10/2016 tarihinde plakası tespit edilemeyen aracın karıştığı kazada davacının malul kaldığını, poliçeden doğan sorumluluğun davacının kusuru oranında olmak üzere sakatlık halinde olay tarihi itibariyle azami 310.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, teminat limiti bildirilmesinin davayı kabul anlamına gelmediğini, davacının verdiği ifadesinde kask takmadığına ilişkin beyanı bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının yolcu olarak bulunduğu elektrikli bisiklete plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen aracın çarpması sonucu davacının yaralanarak malul kaldığı, bundan dolayı davalı … karşı geçici ve sürekli iş görmezlik tazminatı ile bakıcı gideri tazminatının tahsili talebiyle derdest davanın açıldığı , adli tıp raporuna göre davacının dava konusu kaza nedeniyle %26 oranında çalışma gücünü kaybettiği, 18 ay boyunca geçici iş görmezlik durumunda bulunduğu, bakıcı ihtiyacının olmadığı, kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde dava dışı plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsü ile yine kazada hasar gören park halindeki kamyonun herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza tarihinde ve bu tarihten önceki 3 aylık sürede davacının herhangi bir çalışmasının olmadığı, davacının lise mezunu ve vasıfsız olduğu, kaza tarihinden 4 ay önceye ait SGK prim kayıtlarına göre asgari ücretin bir miktar üzerinde gelir elde ettiği, bu nedenle bu miktar esas alınarak aldırılan aktüer bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarlarının esas alınması gerektiği, buna göre davacının dava ve arttırım talebinin kısmen kabulüne 194.738,14 TL sürekli iş görmezlik tazminatı ile taleple bağlı kalınarak 900,00 TL geçici iş görmezlik tazminatının davalı daha önce temerrüde düşürülmediğinden (davacının başvuru dilekçesine 5684 sayılı Yasa ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca tüm belgeleri eklemesi gerekirken eklememesi nedeniyle) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … tahsili ile davacıya verilmesine, dava konusu kazadan dolayı bakıcı ihtiyacı bulunmadığından davacının buna yönelik talebi ile sürekli iş görmezlik tazminatından fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerektiği gerekçesiyle davacının dava ve arttırım talebinin kısmen kabulüne 900,00 TL geçici iş görmezlik, 194.738,00 TL sürekli iş görmezlik tazminatı olmak üzere toplam 195.638,14 TL’nin dava tarihi olan 06/02/2017 tarihinden itibarin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dosya kapsamında alınan 17.06.2019 tarihli bilirkişi raporuna, müvekkilin gelirinin asgari ücretten yüksek olmasından bahisle itiraz edildiğini ve itirazlar doğrultusunda 04.11.2019 tarihli bilirkişi ek raporu alındığını bu rapora göre de bedel arttırım dilekçesi sunulduğunu, akabinde 15.01.2020 tarihli “kaza tarihi ve öncesinde davacının yaptığı iş ve elde ettiği gelir dikkate alınarak gelirin 2020 asgari ücret verilerine göre güncelleştirilerek ek rapor tanzim edilmesine” şeklinde ara karar ile dosyada tekrar 27.01.2020 tarihli bir ek rapor daha tanzim edildiğini, bu rapora itirazların dikkate alınmadığını ve bu rapora göre hüküm tesis edildiğini, müvekkilin gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu, davacının lise mezunu ve vasıfsız olmasından bahisle tazminat hesaplamasında geliri bilinen gelir dönemine göre düşük tespit edilerek hesaplama yapıldığını, müvekkil davacının kaza tarihi öncesinde ve sonrasında elektrik teknisyeni olarak çalışmış / çalışmakta olup, 22.11.2019 tarihli dilekçe ekinde de sundukları bilgilere göre müvekkil kaza tarihi ve öncesinde de çalıştığı her firma da elektrik teknisyeni/tesisatçısı olarak işe girdiğini, gelirinin kaza tarihi öncesinde de zaten asgari ücretin üzerinde olduğunu, 2011 yılı 6. Ayında SGK hizmet dökümünde belirtilen brüt ücreti 1.496,85,-TL olup 2011 yılı 1 yarısında brüt asgari ücretin 796,50,-TL’ olduğunu, müvekkilin geliri asgari ücretin 1.879 katı olduğunu, kaza tarihinde ve bu tarihten önceki 3 aylık sürede davacı müvekkilin herhangi bir çalışması olmadığından, lise mezunu ve vasıfsız olduğundan bahisle belgelendirilmiş güncel geliri dikkate alınmayarak daha düşük bir gelirle yapılan hesaplamanın hükme esas alınmasının hukuka aykırılık arz ettiğini , yargılama giderlerinin eksik hesaplandığını, müvekkil davacının yerel mahkemece verilen ara karar doğrultusunda sevk edildiği Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nda iki kez muayene edilmiş ve rapor ücretleri olan 1.000,-TL ve 1.140,-TL ilgili kuruma ödenerek, ödemeye ilişkin de 26.04.2018 tarihli ve 20.03.2019 tarihli dilekçeler ile makbuzların ibraz edildiğini, toplam 2.240,-TL’lik adli tıp ücretlerine ilişkin gider dikkate alınmayarak eksik yargılama giderine hükmedildiğini, faiz başlangıç tarihi / temerrüt tarihinin de yanlış hesaplandığını, davalı karşı yana gerekli bilgi ve belgeler ile başvuruda bulunulduğunu, başvurunun 11.01.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, temerrüt tarihi tespit edilirken başvurunun tebliğinden itibaren 8 iş günü hesaplanması gerekirken dava tarihinin temerrüt tarihi olarak belirlenmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … istinaf dilekçesinde, başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, 02.08.2016 tarihi sonrasındaki hak sahiplerinin yapacağı başvuruların, ZMSS Genel Şartları Ek-6’daki SÜREKLİ SAKATLIK zararları için öngörülen belgelerle yapılması gerektiğini, ZMSS genel şartları EK-6’daki ” Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiş raporu düzenlemeye yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından düzenlenecek sağlık kurul raporu, Hak sahibi gerçek kişiler için: T.C Kimlik No. Kaza raporu. Mağdura ait son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesi, Hak sahibine ait banka hesap bilgileri.” belgelerinin sigorta şirketine ibrazı halinde başvuru şartı sağlanacağını, hükme esas alınan maluliyet raporunun 12.04.2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Yönetmelik hükümlerine uygun olması gerektiğini, …’nın geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin sorumluluğu bulunmadığını, davacı için son üç aylık gelire göre belge bulunmadığından hesaplamanın asgari ücret kullanılarak yapılması gerektiğini, -hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, hesaplamaya esas alınan 12.04.2019 tarihli maluliyet raporunda …’ın 09.10.2016 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen sol tibia ve tibula distal parçalı kırığı olduğunun belirtildiğini, kaza sonrasında davacıda yürüyüş bozukluğu ve baş dönmesinin meydana geldiğini, elektrikli bisiklette koruyucu tertibat kullanılmadan seyahat edilmesinin müterafik kusur indirimi yapılması gereken hallerden olup bu halde hesap edilecek tazminat oranından hakkiniyete uygun indirim yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davacı ve davalı … vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyet raporuna ilişkin olarak, davalı … vekili istinaf dilekçesinde 20.02.2019 Tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini iddia etmişse de, kaza tarihi itibarıyla belirtilen yönetmelik yürürlükte bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Temerrüt tarihine ilişkin olarak ise, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen … Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte ihbar edildiği tarihte hesabın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Davalı …’nın sigorta bedelini ödeme yükümlülüğü gerekli belgelerle birlikte …’na başvuru yapıldığı tarihte, böyle bir başvuru olmadığı takdirde ise dava tarihinde doğmaktadır. (YARGITAY 4. Hukuk Dairesinin 08/07/2021 tarih ve 2021/16685 Esas, 2021/4341 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda; gerekli belgeler ibraz edilmeden başvuruda bulunulduğu ve temerrüt tarihinin doğru olarak belirlendiği anlaşılmaktadır.
Müterafik kusur konusunda ise, davacının yaralanmasının niteliği gözetildiğinde, koruyucu ekipman/dizlik takmamasının zararın artmasına sebebiyet verip vermediği ve koruyucu ekipmanların takılmamış olmasının maluliyetle illiyeti bulunup bulunmadığı, 6098 Sayılı TBK’nın 52. maddesi uyarınca belirlenen tazminattan resen %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı tartışılmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Diğer taraftan, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hâkim tarafından belirlenmesi zaruridir. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010”adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiş, aynı uygulamaya Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nce de devam edilmiştir.
Bu itibarla, somut olayda hükme esas alınan aktüer raporunda tazminat hesaplanmasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiş ise de; Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nın 90. maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan Genel Şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmekle; zarar hesaplanmasında ZMMS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz bu cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece hükme esas kabul edilen aktüer raporunda progressif rant formülü yerine %1,8 teknik faiz tatbik edilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de, Mahkemece, yargılama sırasında davacının Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anabilim Dalı Başkanlığına sevki ile maluliyet rapor alınmasına karar verildiği, davacı tarafından toplam 2.240,00 TL Adli Tıp ücreti yatırıldığı ve mahkemeye dekontlar sunulduğu halde hüküm fıkrasının yargılama giderleri bölümüne, bu tutarın dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından ödemesi yapılan muayene ücreti HMK’nın 323. maddesi gereğince yargılama gideri olduğundan, yerel mahkeme tarafından davacı tarafından yatırılan ücretin yargılama giderlerine dâhil edilmemiş olması isabetsizdir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulması için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 01/07/2020 tarihli, 2017/90 Esas – 2020/329 Karar
sayılı kararının, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine,
4-İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
5-İstinaf eden taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
6-İİK’nın 36. maddesi gereğince; Ankara 32. İcra Dairesinin 2020/5656 Esas sayılı dosyasına depo edilen 342.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
7-Karar tebliği, harç mahsup ve iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.