Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/504 E. 2022/681 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/504 – 2022/681
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/504
KARAR NO : 2022/681

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2020
NUMARASI : 2017/368 Esas – 2020/375 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Sigorta
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 30/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14 Ekim 2016 günü saat 09:35 sıralarında, sürücü … yönetimindeki … plakalı Başbakanlık Mali İşler Dairesine ait, davalı … Sigorta AŞ.’ye ZMSS ile sigortalı otomobil ile Çetin Emeç Bulvarını takiben Sokullu Caddesi ışıklı kavşağında sola dönüş yapmak isterken, karşı yönden gelen davacı sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile çarpışması sonucu, davacı …’nun yaralanarak, özürlülük oranın %26 olduğu, 9 ay süre ile iş göremezlik halinde kaldığını, 9 ay süre ile bakıma muhtaç olduğunu, söz konusu kaza nedeniyle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta şirketlerinin en yüksek poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere şimdilik 100.00-TL güç kaybı, 100.00-TL tedavi masrafı, 100.00-TL geçici sakatlık, 100.00-TL kalıcı sakatlık, 100.00-TL yol masrafı ve 240.00-TL çekme ve otopark ücreti olmak üzere toplam 740.00-TL maddi tazminat ile 150.000.00-TL manevi tazminatı, kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili davaya cevap dilekçesinde; davanın usul ve esastan reddini, idari yazışmalarının sonuçlanmadığından, görev, yetki, husumet, zamanaşımı vs. itirazlarının yapılmış sayılmasını, kamu görevlisi zarar veren eylemi kamusal görevin yerine getirilmesi sırasında yapmışsa, artık görev kusuru değil kişisel kusuru olacağını, manevi tazminatın fahiş olduğunu, maddi tazminat yönünden illiyet bağı olmayan taleplerde bulunulduğunu, davacı yana olay nedeniyle idare ve SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespitini, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ. (… Sigorta şirketi) vekili davaya cevap dilekçesinde; kaza ile sakatlık arasındaki illiyet bağının tespitinin ve kusur oranının belirlenmesi için rapor alınmasını, özürlülük oranının belirlenmesini, bakıcı gideri talebinin reddini, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışında olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasını, davacının sigortasına 31.000.00-TL ödeme yapıldığını, maddi tazminat bakımından poliçe limitinin tükenmiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere gelirin asgari ücret üzerinden hesaplanmasını, trafik sigortasınca manevi tazminat taleplerinin karşılanmadığını, faizin dava tarihi itibariyle yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili davaya cevap dilekçesinde; sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığından davanın reddine, aksi halde, kazadan dolayı açılmış soruşturma ve varsa kovuşturma dosyalarının celbini, kusur ve zarar yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, duruşma sırasında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı tarafın %85 kusuruyla neden olduğu kazada davacının %23 malul kalacak şekilde yaralanması nedeniyle maddi ve manevi zararının oluştuğu ancak tedavi gideri ve güç kaybı tazminatı taleplerinin ispatlanamadığı anlaşıldığından, yapılan ıslah da dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile, “1-18.699,32 TL geçici iş göremezlik, 211.562,69 TL sürekli iş göremezlik, 240,80 TL tedavi yol masrafının müştereken ve müteselsilen davalı … … AŞ.’den temerrüt tarihi olan 16/01/2017, davalılar … kaza tarihi olan 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacıya ödenmesine, talebin… AŞ. yönünden reddine, 2-100,00 TL tedavi masrafı ile yine 100,00 TL güç kaybı tazminatı taleplerinin tüm davalılar yönünden reddine,… otopark ve çekici ücreti talebinin her iki davalı sigorta şirketi yönünden reddine, davalılar …’ndan müştereken ve müteselsilen kaza tarihi olan 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 4-40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar …, … Sigorta AŞ.’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminat talebinin davalı … … AŞ. yönünden reddine” karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru yapılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, artırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; davanın idari yargının görev olduğunu yargı yolu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davalı idarenin tacir sıfatı bulunmadığından davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesinin doğru olmadığını, sundukları deliller değerlendirilmeden karar verildiğini, davacı talebinin zamanaşımı, hak düşürücü süre ve diğer yönlerden reddi gerektiğini, davalı idareye atfı kabil bir kusur bulunmadığından zararla illiyet bağının da bulunmadığını, idareye sorumluluk yüklenmesinin doğru olmadığını, BK’nın 55. maddesi kapsamında adam çalıştıran olarak sorumluluğunun söz konusu olmadığını, zira davalı idare çalışanı …’ın kişisel kusuru ile bu zarara sebebiyet verdiğini, … hakkındaki kusur oranını kabul etmediklerini, yine engellilik oranı ve işgöremezlik süresine ilişkin olarak itirazlarının bulunduğunu, ayrıca hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek, istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf talebinde bulunan davacı vekili ile davalı … vekili vekilinin istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile tedavi gideri, güç kaybı tazminatı, otopark ve çekici ücreti ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davacı vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
…’nın istinafı yönünden;
2918 Sayılı KTK’nın 110/2. maddesi gereğince, trafik kazasından kaynaklanan davaların Adli Yargı’da görülmesi gerektiğinden, davalı idarenin idari yargının görevli olduğuna yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
Davanın ceza zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, aralarında sigortanın da bulunduğu ihtiyari dava arkadaşlarına yönelik davanın daha özel görevli olan Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davalı-sürücü … hakkında Ankara 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/459 Esas – 2017/823 Karar sayılı dosyasında sanık sıfatıyla ve müştekiyi (davacıyı) taksirle yaralamak suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda, …’ın “kırmızı ışıklı trafik işaretinde veya yetkili memurun dur işaretinde geçme” kusuru nedeniyle %75 oranında kusurlu olarak müştekinin kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanmasına neden olduğu kabul edilerek, sanığın cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın itirazın reddi ile kesinleştiği, dosyadaki kaza tutanağı ile bilirkişi kusur raporu ve ceza dosyasındaki kusur raporları arasındaki çelişkiyi giderici mahiyette Ankara ATK’dan alınan kusur raporunda davalının %85, davacının %15 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, alınan bu raporun usul ve yasaya uygun, denetime elverişli ve çelişki giderici olması nedeniyle hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin kusursuz olduklarına yönelik istinafına itibar edilmemiştir.
İlk derece mahkemesi tarafından davacının maluliyetine ilişkin dosya kapsamındaki raporlar arasındaki çelişkiyi giderici mahiyette İstanbul ATK 2. İhtisas Dairesi’nden 13/11/2019 tarihinde dosyadaki tüm raporlar değerlendirilerek çelişkiyi giderici mahiyette, kaza tarihinde yürürlükte bulunan “özürlülük ölçütü… yönetmeliği” kapsamında rapor düzenlendiği, davacının tüm vücut engellilik oranının %23, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olduğunun belirlendiği, iş bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davalı idare her ne kadar “adam çalıştıran” sıfatıyla olayda sorumluluklarının bulunmadığı iddia etmiş ise de; “İşleten” tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. Davalı …’ın kullandığı aracın malikinin olay tarihinde Başbakanlık idari mali işler başkanlığı olduğu, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmekle Başbakanlık idaresi kalmadığından bu aracın malikinin ilk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere … olduğu, dolayısıyla davalı idarenin “işleten” sıfatıyla diğer davalı sürücünün kusuruna isabet eden zarardan sürücüyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların manevi tazminatın miktarına yönelik istinafı yönünden;
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmü uyarınca, Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken aynı kanunun 51. maddesi uyarınca durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önünde tutmalıdır. Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi hükmüdür. Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar gerekçesinde objektif olarak gösterilmelidir. Manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Somut olayda; ceza dosyası ve dosyamız kapsamı ile olayların gelişimi, olay tarihi, yaralanmanın niteliği, davacının kusur oranı ve yukarıda ilkeler birlikte değerlendirildiğinde ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının zarara uğrayan davacıda manevi huzuru doğurmaya yetecek ve tazminatın amacına uygun miktarda, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; usul ve yasaya uygun olarak verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili ile davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı … harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Gider avansından artan kısım varsa karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
6-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.