Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/502 E. 2022/662 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/502 – 2022/662
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/502
KARAR NO : 2022/662

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2020
NUMARASI : 2017/681 Esas 2020/485 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat ( Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 13/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 02/08/2009 tarihinde, müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken dava dışı … sevk ve idaresindeki araç ile çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını ve maluliyetinin meydana geldiğini, zararlarının karşılanması için davalı sigorta şirketine müracaat ettiğini 08/02/2016 tarihinde 4.354,00 TL tutarında ödeme yapılmış ise de ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ve fazlaya ilişkin tüm haklarını saklı tutarak HMK’nın 107. maddesi gereğince; 900,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 100,00 TL bakıcı gideri ile 3.000,00 TL sürekli/daimi iş göremezlik, tazminatı olmak üzere toplam 4.000,00 TL maddi tazminatın, davalıdan avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; sürekli iş göremezlik tazminatı, geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri olmak üzere 144.587,98 TL olarak talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kazanın meydana geldiği 02/08/2009 tarihinden itibaren 8 yıl geçtikten sonra 10/10/2017 tarihinde müvekkil şirket aleyhine dava açıldığından, somut olay açısından zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkin olduğu; Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dâhili Tıp Bilimleri Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 27/06/2019 tarihli raporda;…’nın 11 Ekim 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ” ile ekindeki cetveller esas alınmak kaydıyla 02/08/2009 tarihli trafik kazasına bağlı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranının, %21 (yirmi bir) olduğu ve sekel halini aldığı, kaza nedeniyle ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresinin 1 (bir) ay olduğu, tıbbi iyileşme süresinin 6 (altı) aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği, kusur ve aktüer bilirkişiden alınan raporda; davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS sigortası ile sigortalı araç sürücüsü …’nın kazanın meydana gelmesinde %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğunun, dava dışı kamyon sürücüsü …’ın olayda %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacı …’nın olay nedeniyle uğradığı; bakiye sürekli iş göremezlik tazminatının 140.745,66 TL, geçici iş göremezlik tazminatının 3.149,32 TL, olduğunun, davacı …’nın olay nedeniyle uğradığı; kaza tarihinde şahıs başına azami 150.000,00 TL olan tedavi (sağlık) giderleri teminatı dahilinde bakıcı gideri tazminatının 693,00 TL olarak hesaplandığının belirtildiği, davalı tarafından zamanaşımı def’inde bulunulmuş ise de; davaya konu trafik kazası sonucu davacı yaralanmış olmakla taksirle bir kişinin yaralanması eylemi için ceza zamanaşımı süresi, olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesi uyarınca 8 yıl olmakla, haksız fiil nedeniyle ceza davasının 02/04/2019 tarihinde kesinleştiği, öte yandan davacının yaralanması nedeniyle sonradan gelişen bir durumun da ATK raporu ile tespit edildiği görülmekle bu itirazın reddi gerektiği, davacının zararlarını davalıdan talep edebileceği, davaya konu zararın hesabında dosya kapsamında alınan son bilirkişi raporundaki hesaplama maddi tazminat bakımından hüküm kurmaya elverişli görüldüğü, somut olayda, çift taraflı kazanın meydana gelmesinde davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS sigortası ile sigortalı araç sürücüsü …’nın olayda %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş bu tespitlerin dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle “Davanın kabulü ile 140.745,66 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.149,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 639,00 TL bakıcı giderinden kaynaklı tazminat olmak üzere toplam 144.587,98 TL tazminatın 08/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eldeki davanın kazadan 8 yıl 2 ay 8 gün sonra açıldığını, ceza zamanaşımı süresinin dolduğunu, maluliyetin daha sonra öğrenildiğinin de kanıtlanamadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan raporun karar vermeye elverişli olmadığını, maluliyet raporunun da gerekenin üzrerinde tespit edildiğini, eksper tarafından tanzim edilen raporda çalışma gücü kaybı yönetmeliğine göre %20 non-dominant taraf indirimi uygulandığında %17 olduğunun, engellilik durumunun ise %12 olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle tespit edilen %21 oranın fahiş olduğunu, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, davacının, zararlarında kusur oranında sorumlu olduğunu, müvekkilinin müşterek müteselsil sorumluluğunun, sigortalısı ve sürücü ile arasında olduğunu kararın bu nedenle de hatalı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını, kazaya karışan aracın ticari araç olmaması nedeniyle avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu aracın hususi araç olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davalı vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Davalı, davanın yaralamalı trafik kazasından kaynaklandığını ve KTK’nın 109/2 ve TCK hükümleri gereğince 8 yıl olan zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davanın ise 8 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını ileri sürmüş ise de; tazminat alacağı, 2918 Sayılı yasadan kaynaklansa dahi, borçlar kanunu genel hükümlerindeki zamanaşımını kesen nedenler, 2918 Sayılı Yasa’dan kaynaklanan tazminat alacaklarına da uygulanır. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Yasa’nın 133. maddesinde, borçlunun borcunu ikrar etmesi, özellikle faiz veya mahsuben bir miktar ödeme yapılmış olması halinde zamanaşımı süresinin kesileceği kabul edilmiştir. 6098 Sayılı TBK’nın 154. maddesinde de kısmi ödeme nedeniyle zamanaşının kesileceği kabul edilmiş, TBK’nın 156. maddesinde zamanaşının kesilmesi ile yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir.
Somut olayda, davacının 02/08/2009 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davalıya müracatı üzerine 08/02/2016 tarihinde davalının 4.354,00 TL ödeme yaptığı, tarafların kabulündedir. Yapılan ödeme KTK’nın 109/2 ve TCK hükümlerine göre belirlenen 8 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ödendiğinden, zamanaşımı süresi kesilmiştir. Zamanaşımının kesilmesi ile KTK’nın 109/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi yeniden başlar. Bu durumda eldeki davanın 10/10/2017 tarihinde açılmış olmasına göre, her ne kadar ceza kanununda öngörülen 8 yıllık süreden sonra açılmış ise de, ödeme tarihinden itibaren yeniden başlayan 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığından, alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından davalı vekilinin zamanaşımına yönelik itinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
2-Davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; Haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, zarar gören 818 Sayılı Yasanın 46. maddesi gereğince (6098 Sayılı TBK m.54) kısmen veya tamamen çalışma gücünü yitirmesi halinde zararlarını talep edebilir. Kaza tarihi itibariyle çalışma gücünün yitirilmesi ve azalması ise “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre tespit edileceği Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları ile benimsenmiştir. Mahkemece de, bu çerçevede alınan rapora göre maluliyet durumu tespit ederek, belirlenen %21 maluliyet oranı gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf talebinde tespit edilen maluliyet oranından sol omuz eklem hareket kısıtlılığına dayalı olması nedeniyle “non-dominat taraf indirmi” olarak %21 indirim yapılarak maluliyetinin %17 olması gerektiğini, ayrıca “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüş ise de; “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” çerçevesinde, yapılacak tespitlerde Yönetmelikte bu hususta indirim yapılacağına yönelik düzenleme bulunmaması yanı sıra, bu kapsamda alınan raporlarda da kullanılan tarafa yönelik indirim yapılmasına yönelik uygulamada olmaması, sunulan uzman raporunda da, %21 maluliyetin oluşacağının kabul edilmiş olması ve farkın “non-dominat taraf indirimi” uygulamasından kaynaklanmış olması, “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin de davada uygulanma imkanın bulunmaması nedeniyle davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekili tarafından meydana gelen zarardan, diğer araç sürücüsünün kusuru nedeniyle müteselsil sorumluğuna gidilemeyeceğini ileri sürülmüş ise de; KTK’nın 88. maddesi gereğince üçüncü kişinin uğradığı zarardan birden çok kişinin sorumlu olması halinde müteselsil sorumluluğuna gidilebileceğinden, Kanun’da sigortanın sorumluluğu açısından ayrık bir düzenleme getirilmediğinden, sigorta şirketi de, sigorta limiti ile sınırlı olarak, 3. kişinin zararından müştereken ve müteselsil sorumludur. Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde zararının davalıdan müşterek ve müteselsilen talep edilmiş olmasına, diğer araç sürücüsünün kusuruna yönelik zararın da ödendiğine yönelik iddia ve delil olmamasına göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekili, geçici iş göremezlik tazminatı ve geçici bakıcı giderinin sigorta teminatı kapsamında olmadığını ileri sürmüş ise de; talep edilen zararların cismani zarara ilişkin olmasına ve kaza tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 92. maddesinde teminat dışında sayılmamasına, talep edilen zararların 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK 98. maddesinde yapılan değişiklik ve geçici 1. maddesi kapsamında SGK’nın sorumlu olduğu zararlar kapsamında bulunmamasına göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf sebepleri de yerinde görülmemiştir.
Buna göre, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, her ne kadar tazminat hesabında daha önce davalı tarafından yapılan ödeme miktarı teminat limitinden düşülerek kalan limit tespit edilerek, yapılan tazminat hesabından da davalı tarafından daha önce yapılan ödemenin güncel değeri, mahsup edilerek bakiye limiti aşmamak üzere tazminat miktarı tespit edilmesi gerekir ise de, bilirkişi tarafından teminat limiti kadar hesaplanan tazminattan, yapılan ödemenin güncel değeri düşülerek hesaplama yapılması doğru değil ise de yapılan hatanın da davalı lehine olmasına ve hükmedilen tazminatın bakiye teminat limitini aşmamış olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
5-Davalı vekilinin faiz türüne ilişkin istinaf sebeplerine gelince; Mahkemece, davacının zararlarını avans faizi ile talep edebileceği kabul edilerek, hükmedilen tazminatın avans faizi ile tahsiline karar verilmiştir. Haksız fiilenden kaynaklanan zararın avans faizi ile talebi, Yargıtay yerleşik uygulamalarına göre, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu kazada zarar gören yahut sigortalı için ticari iş olması mahiyetinde olması durumunda mümkündür. Tazminatın, meydana gelen kazanın tarafları açısından “ticari iş” olmaması durumunda, sırf tazminatın sigorta şirketinden talep edilmesi nedeniyle faiz “avans faizi” olarak talep edilemez.
Somut olayda, davacı cismani zarar nedeniyle zararını talep etmiş, kaza tespit tutanağına ve poliçeye göre davalı tarafından sigortalı araç “hususi”, sigortalı ise “gerçek kişi” olup, haksız fiil kazanın tarafları açısından “ticari iş” mahiyetinde olmadığından, hükmedilen tazminatın yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, “avans faizi” ile davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, davalının buna ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.
Buna göre; davalı vekilinin sair istinaf sebeplerinin esastan reddine, yukarında 5 no.lu bentte yazılı istinaf sebebine yönelik olarak istinaf talebinin kabulüne; mahkemece yapılan yargılamada eksiklik bulunmamasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılamaya ihtiyaç duyulmamasına göre kararın HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kaldırılarak, hükmedilen tazminata uygulanan faizi türünün “yasal faiz” olarak düzeltilmesine, karar vermek gerekmiş, ilk derece mahkemesi kararında kesinleşen yönler korunarak aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 22/10/2020 tarihli, 2017/681 Esas 2020/485 Karar sayılı kararın KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davanın kabulü ile 140.745,66 TL daimi iş göremezlik tazminatı, 3.149,32 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 639,00 TL bakıcı giderinden kaynaklı tazminat olmak üzere toplam 144.587,98 TL tazminatın 08/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 9.876,80 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 31,40 TL harç ve 481,00 TL tamamlama harcı toplamı 512,40 TL’nin mahsubu ile noksan olan 9.364,40 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 31,40 TL peşin harç, 481,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplamı 543,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.594,80 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti, 1.260,00 TL H.Ü. ATK maluliyet tespit ücreti, olmak üzere toplam 2.854,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 17.685,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
II-Davalı tarafça yatırılan 2.469,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 148,00 TL İstinaf Başvuru Harcı ve 31,50 -TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 179,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
lV-HMK’nın 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi gereğince taraflara tebliğine,
Duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 361/1 maddesi uyarınca kararın usulen tebliğinden itibaren 2 HAFTA İÇERİSİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.