Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/50 E. 2022/31 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/50
KARAR NO : 2022/31

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI : 2016/899 Esas 2019/849 Karar

DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 15/09/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı …. vekili tarafından süresi içinde, davalılar … ve … vekilleri tarafından katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı … şirketince sigortalanan … plakalı aracın 18.09.2016 tarihinde hatalı sollama ve yasak dönüş yapması nedeniyle müvekkiline ait aracın hasara uğraması (pert olması) ve yaralamalı kazaya neden olduğunu, araçta bulunan … ve diğer üç kişinin yaralandığını, …’nin yoğun bakımda tedavi gördüğü, davacıların olay nedeniyle maddi ve manevi zarar uğradıklarını, şimdilik her bir müvekkili için 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi olmak üzere 64.000,00 TL.nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı ve karşı davacı … ve … vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın dilekçesinde müvekkilleri yönünden ileri sürdüğü konuların ve taleplerinin kabul edilemez olduğunu, müvekkillerinin kazaya sebebiyet vermediklerini, bu durumun trafik kaza tespit tutanağı, şahit ve diğer deliller ile sabit olduğunu, kaza tespit tutanağında müvekkilin kusurlu olduğuna dair tespit söz konusu olmadığını, davacının kendi kusuruna dayanarak dava açamayacağını, davacı tarafın yasa gereği sigorta şirketine ön başvuru yapmadığını, haricen yaptıkları inceleme ve değerlendirmelere göre, davacı …’in kazanın meydana gelmesinde birinci derecede asli kusurlu olduğunu, boş olan ve 3 şeritli olan yolda davacının takip mesafesini korumadığı için kendi kusurlu hareketiyle kazanın meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, davacı araç sürücüsünün davalı- müvekkilin kendisini solladığı ve direksiyonu önüne kırdığı iddiasının gerçek olmadığını, müvekkilinin aracının zaten davacının önünde olduğunu, müvekkili-davalının yolun solunda davacının aracının önünde ilerlerken ‘U’ dönüşünün yasak olduğuna dair levhayı görünce dönüş yapmayıp sola sinyal vererek iki yol arasındaki alanda aracını durdurduğunu, bekleme sırasında yolda kaza yapan bir araç görünce, tüm aile birlikte araçtan inerek baba-oğul sağlık memuru olan davalıların yardıma koştuğunu, kaza tespit tutanağı incelendiğinde davacı sürücünün kusurlu olduğunu, Yargıtay BGK. 22.06.1966 gün 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında davacının ağır kusuru dikkate alındığında, manevi tazminatın takdir edilmemesi gerektiğine hükmedildiğini, manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmadığını, davalı … Müştekin’in nişanlısı ile bazı sorunlar yaşadığını, açılan bu dava sebebiyle nişan sebebiyle borçlandıkları için hukuki destek sağlamak amacıyla bu dava için bankadan kredi çekmek zorunda kaldıklarını, açılan asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkil davalılar için davacıların her birinden alınmak suretiyle kendilerine ödenmesi için 1.000,00’er TL den toplam 8.000,00-TL manevi tazminatın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, maddi kayıpları için de şimdilik fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’nin davacılardan müşterek ve müteselsilen alınarak müvekkil davalılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili yasal süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde, başvuru koşulunun yerine getirilmediğini, kusur oranında ve poliçe limiti kapsamında sorumlu olduklarını, manevi tazminattan sorumlu tutulamayacaklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı …’in sürücü, davacı … ve … ile …’nin yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın karıştığı çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası sonucunda yaralandıkları, davacı … ait … plakalı araçta maddi hasar oluştuğu, kaza nedeniyle adli tıp raporunda belirtilen oranlarda davacıların maluliyetleri ile sonuçlandığı, dava tarihinden önce davalı … şirketine yapılmış olan başvuru tarihinin tespit edilememesi nedeniyle davalı … şirketinin sorumluluğunun dava tarihinden itibaren, … plakalı araç sürücüsü …’in haksız fiil hükümleri göre, davalı …’in araç maliki ve işleten olması nedeniyle 2918 Sayılı KTK hükümleri çerçevesinde işleten sıfatıyla, davalı …Ş.’nin 2918 Sayılı KTK çerçevesinde Karayolları ZMMS poliçesi kapsamında ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu oldukları, davacı … ve …’in talep ettikleri sürekli iş göremezlik şeklindeki maddi zararların bulunmadığı, bu nedenle maddi tazminat istemlerinin yerinde olmaması nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, davacıların dava dilekçesiyle birlikte tüm davalılar yönünden manevi tazminat talep etmekle birlikte ZMMS poliçesi kapsamında davalı … şirketinin manevi zararlara ilişkin sorumluluğu bulunmadığı gözetilerek adı geçen davalı yönünden manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği, öte yandan, davacıların kaza nedeniyle uğramış oldukları bedensel zararlar yanında manevi zararların bulunduğu gözetilerek davacılar … yönünden ayrı ayrı olmak üzere meydana gelen zararın ağırlığı, tarafların kusur durumu ve kusur oranı ile yine tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetilmek suretiyle davacıların zenginleşmesine yol açmayacak şekilde uygun bir manevi tazminata hükmetmek gerektiği, davalılar …’in cevap dilekçesiyle birlikte maddi ve manevi tazminat talebinde bulundukları ancak usulüne uygun olarak harcı yatırılmış bir karşı dava bulunmadığı dikkate alınarak davalıların maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği gerekçesiyle davacı …’nin maddi tazminat talebinin kabulü ile; 3.532,38 TL geçici iş göremezlik, 44.547,67 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 48.080,05 TL maddi tazminatın davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 18/09/2016 tarihinden itibaren davalı ….’den dava tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, davacı …’in maddi tazminat talebinin kabulü ile; 15.000,00-TL hasar bedeli olmak üzere 15.000,00-TL maddi tazminatın davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 18/09/2016 tarihinden itibaren davalı …’den dava tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine, davacılar … ve …’in maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı … için 15.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 18/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, davacıların davalı … yönünden talep ettikleri manevi tazminatın reddine, usulüne uygun harcı yatırılmış ve açılmış bir karşı dava bulunmadığından davalılar … ve …’in maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde, eksik evrakla başvuru yapıldığını, başvuru koşulunun yerine getirilmediğini, maluliyet tespitinin Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu tarafından yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik taleplerinin poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, hesaplanan toplam tazminat miktarı üzerinden müterafik kusur araştırması yapılması gerektiğini, davacıların emniyet kemeri kullanıp kullanmadığının belirsiz olduğunu, öncelikle bu durumun tespit edilmesi gerektiğini, emniyet kemeri kullanılmadığının tespiti halinde müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, maddi tazminata esas alınan bilirkişi raporunda eksiklikler bulunduğunu, aracın pert olduğu iddiasında, hurdanın müvekkil şirkete bırakılmasına karar verilmesi halinde bile, davacı tarafından aracın üzerinde hiçbir kayıt ve sınırlama olmaksızın temiz şekilde müvekkile fiilen teslimi ile satış ve devire ilişkin imkan tanıyan noter evraklarının (vekaletnamenin) teslimine karar verilmesi gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sovtaj bedeli indirimi yapılmaksızın maddi tazminat hesaplaması yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalılar … ve … vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alınmaksızın hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu, hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
1) Davalılar … ve … vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde,
Her ne kadar davalılar … ve … vekili katılma yoluyla istinaf talebinde bulunduğunu belirtmiş ve kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de: katılma yoluyla istinaf 6100 sayılı HMK’nın 348. maddesi “KATILMA YOLU İLE BAŞVURMA” başlığıyla; “İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl başvuran taraf, buna karşı iki hafta içinde cevap verebilir.” hükmünü içermektedir. Madde metninden de anlaşılacağı üzere, katılma yoluyla istinaf ancak karşı tarafın istinaf dilekçesine iki haftalık sürede verilecek istinafa cevap dilekçesi ile mümkündür, eş deyişle bir davalının diğer davalının istinaf dilekçesine cevap vermesi ve bu şekilde katılma yoluyla istinaf talebinde bulunması usul ve yasaya uygun değildir, mer’i hukukumuzda böyle bir usul ve müessese bulunmamakta olup katılma yoluyla istinaf karşı tarafın istinaf dilekçesine verilecek cevap dilekçesiyle mümkündür. Bu nedenlerle davalılar … ve … vekilinin diğer davalının istinaf dilekçesine cevap vererek istinaf talebinde bulunması usul ve yasaya uygun görülmediğinden istinaf başvurusunun usulden reddi gerekmiştir.
2)Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde,
Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Başvuru koşuluna ilişkin olarak;
2918 sayılı KTK’nın 97.maddesi 26/04/2016 tarih 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımı tarihinde yürürlüğe giren 14/04/2016 tarih 6704 sayılı kanunun 5.maddesi ile değiştirilmiş “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir” hükmü getirilmiştir.
Yapılan bu düzenleme ile zarar görenlerin dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı olarak başvurmasının gerekli olduğu, başvurudan itibaren sigorta kuruluşu en geç 15 gün içinde yazılı olarak cevap vermez ya da verilen cevap zarar görenin talebini karşılamaz ise zarar gören dava açabileceği gibi sigorta tahkim komisyonuna da başvuru yapabilir şeklinde belirtilmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin uygulamasına göre; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu kabul edilmektedir. Bu başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda ise, usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin her halükarda tamamlanabileceği davanın bu nedenle reddedilemeyeceği belirtilmiştir.
Dosya kapsamına göre davacı tarafından dava açılmadan önce sigorta şirketine başvuru yapıldığı anlaşıldığından başvuru koşulunun yerine getirilmediğine yönelik istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Geçici iş göremezlik ödeneğine ilişkin olarak ise;
SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin neler olduğu, 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesinde düzenlenmiş olup, sorumluluğunun Kanun’da belirtilen giderlerle sınırlı olması, geçici iş görmezlik zararlarından SGK’nın sorumlu olacağına dair Kanun’da düzenlenme bulunmaması, ayrıca 2918 Sayılı Yasanın 92. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin bir düzenlemenin de yer almaması, ikincil norm olan Genel Şartlar ile Kanun’la belirlenen sorumluluğun daraltılması mümkün olmadığı gibi kanunen sorumluluğu bulunmayan SGK’nın sorumlu olduğuna da karar verilemeyeceğinden, davalı vekilinin geçici iş göremezlik ödeneğinden sorumlu olmadığına ilişkin istinaf sebeplerine de itibar edilememiştir.
Müterafik kusur konusunda ise, davacının emniyet kemeri takmamasının kazanın oluşumuna değil, zararın artmasına yol açan bir etmen olması nedeniyle, bu husus mahkemece tatbik edildiği üzere bir takdiri indirim sebebi ise de, salt kemerin takılmaması tek başına indirim yapılmasına imkân vermeyip, emniyet kemeri takmama eylemi ile zarar arasında illiyet bağının bulunması da gereklidir. Somut olayda kaza tespit tutanağında bulunan mevcut tabloda emniyet kemeri kısmında herhangi bir işaretlemenin yapılmamış olduğu ve davacının kaza sırasında emniyet kemeri takmadığını kanıtlayan bir somut delil bulunmadığı anlaşılmakla bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilmemiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, eldeki davada haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Yönetmeliğe göre yapılması gerekmekte olup, maluliyet tespitine ilişkin alınan raporların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Aracın pert olduğundan bahisle araç bedeline yönelik tazminat talebinde, talebin haklı olup olmadığı açısından, öncelikle aracın kaza tarihindeki rayiç bedeli ardından aracın tamir bedeli belirlenerek, tamirinin ekonomik olup olmayacağı, pert olup olmadığının tespiti ile şayet pert olduğu anlaşılırsa, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli ve varsa ödemeler mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesi gerekirken sovtaj bedelinin düşülmemesi isabetsiz olup, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının istinaf eden …yönünden kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla HMK 352 /1.c maddesi uyarınca usulden reddine, davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, istinafa konu olmayan hususlar aynen korunarak, HMK.353/1-b.2. maddesi gereğince, yeniden hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıdaki gerekçede açıklanan nedenlerle:
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmakla HMK 352 /1.c maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davalı … şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 24/10/2019 tarih, 2016/899 Esas 2019/849 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca esas hakkında yeniden karar verilmesine, buna göre;
1-Davacı …’nin maddi tazminat talebinin kabulü ile; 3.532,38 TL geçici iş göremezlik, 44.547,67 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 48.080,05 TL maddi tazminatın davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 18/09/2016 tarihinden itibaren davalı …’den dava tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine,
2-Davacı …’in maddi tazminat talebinin kabulü ile; 15.000,00-TL hasar bedeli olmak üzere 15.000,00-TL maddi tazminatın davalılar … ve … ‘den kaza tarihi olan 18/09/2016 tarihinden itibaren davalı …’den dava tarihi olan 05/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacıya verilmesine (davalı … 14.250,00 TL ile sorumlu olmak üzere)
3-Davacılar … ve …’in maddi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
4-Davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; davacı … için 15.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL, davacı … için 1.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den kaza tarihi olan 18/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile adı geçen davacılara verilmesine, fazla istemin reddine,
5-Davacıların davalı … yönünden talep ettikleri manevi tazminatın reddine,
6-Usulüne uygun harcı yatırılmış ve açılmış bir karşı dava bulunmadığından davalılar … ve …’in maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,
7-Alınması gereken 5.538,57-TL maktu karar ve ilam harcından 29,20-TL peşin harç, 189,40-TL tamamlama harcı, 209,63-TL ıslah harcının mahsubu bakiye 5.110,34-TL’nin (davalı ….’nin 3.829,53-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Davacılar tarafından yapılan 33,50-TL ‘lik dava açma gideri, 702,65-TL davetiye ve posta gideri, 1.710,00-TL Adli Tıp gideri, 1.500,00 TL talimat ve bilirkişi ücreti, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.946,15-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 2.763,90-TL’nin (davalı ….’nin 2.150,09-TL’lik kısmından sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı … Müştekin tarafından yapılan 83,75-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 36,95-TL’nin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı … lehine maddi tazminat yönünden 5.638,80-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
11-Davacı … lehine manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
12-Davalı … ve … lehine reddedilen manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
13-Davalı … Lehine reddedilen manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalıya verilmesine, davalı … lehine reddedilen maddi tazminat yönünden 750,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak bu davalıya verilmesine,
14-Davacı … lehine manevi tazminat yönünden 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
15-Davalı … ve … lehine reddedilen manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
16-Davalılar lehine maddi tazminat yönünden 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
17-Davalı … lehine manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
18-Davacı … lehine manevi tazminat yönünden 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
19-Davalı … ve … lehine manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
20-Davalılar lehine maddi tazminat yönünden 1.000,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine,
21-Davalı …. lehine manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
22-Davacı … lehine maddi tazminat (hasar bedeli) yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
23-Davacı … lehine manevi tazminat yönünden 1.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak adı geçen davacıya verilmesine,
24-Davalı … ve … lehine manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalılara verilmesine,
25-Davalı … lehine manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
26-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların istekleri halinde ve karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
İSTİNAF HARÇ VE YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN:
ll-Davalı …. tarafından yatırılan 1.390,00 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
lll-İstinaf başvurusu nedeniyle davalı tarafından yapılan 7,50 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
lV-Başvuran tarafça yatırılan delil ve gider avansından kullanılmayan kısım var ise HMK’nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
V-İstinafa başvuran davalılar … ve … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
VI-İstinafa başvuran davalılar … ve … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
VII-Kararın tebliği, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 15/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.