Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/495 E. 2022/695 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-karar No: 2022/495 – 2022/695
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/495
KARAR NO : 2022/695

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2020
NUMARASI : 2016/379 Esas 2020/416 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat

KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/01/2023

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, başvuru şartların yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesiyle, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu ve davalı …Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu araç ile diğer davalı …Sigorta A.Ş.’nin trafik sigortacısı olduğu aracın çarpışması neticesinde meydana gelen kaza nedeniyle olayda bir kusuru olmayan davacının yaralandığını, tazminat ödemesi için yapılan başvuru üzerine sigortaca yapılan ödemenin zararı karşılamadığını, davada müteselsil sorumluluk hükümlerine dayandıklarını belirterek belirsiz alacak davası kapsamında, kalıcı maluliyet, geçici işgöremezlik tazminatı ile tedavi ve bakım giderleri zararlarının hesap edilerek, davalı …Sigorta A.Ş.’den 50 TL, davalı …Sigorta A.Ş.’den 50 TL olmak üzere toplam 100 TL tazminatın kaza tarihinden, aksi düşünce halinde ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı yandan tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında verdiği dilekçe ile her iki davalıdan talep edilen 50’şer TL’nin, 40 TL’sinin kalıcı maluliyete, 5 TL’sinin geçici işgöremezlik zararına, 5 TL’sinin tedavi ve bakım giderine ilişkin olduğunu açıklamış, bilirkişi raporu alınması akabinde toplam tazminat talebini davalı …Sigorta A.Ş. yönünden 10.145,50 TL’ye çıkartmıştır.
Davalı …Sigorta A.Ş vekili dava dilekçesiyle, davacıya davadan önce 14/04/2016 tarihinde 63.923 TL ödeme yapıldığını ve taraflar arasında ibra sözleşmesi akdedildiğini, poliçeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, kusur oranları ve maluliyetin tespitinin gerektiğini, tedavi giderlerinden sorumlulukları bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili dava dilekçesiyle, sigortalısının kusuru oranında ödeme yükümlülükleri olması nedeni ile kusur belirlemesi yapılması gerektiğini, davacıya davadan önce 04/02/2016 tarihinde 61.251 TL ödeme yapıldığını ve taraflar arasında ibra sözleşmesi akdedildiğini, diğer davalı sigorta tarafından da davacıya 63.923 TL ödeme yapıldığını, ev hanımı olan davacının %18 iş göremezlik oranına göre zararının sigorta şirketleri tarafından fazlası ile karşılanmış bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı sigorta şirketleri tarafından yapılan ödeme tarihindeki verilere ve Yargıtay uygulamalarına uygun olarak yapılan 30/06/2020 tarihli aktüer bilirkişi ve 17/05/2019 tarihli doktor bilirkişi raporundaki hesaplamalar neticesinde davacının daimi, geçici maluliyet, tedavi ve bakıcı gideri dahil tüm zararının davalılarca davadan önce yapılmış ödemeyle karşılandığı, davacının karşılanmamış bir zararının olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının kesin olarak verilmesinin yasaya aykırı olduğunu, davalı sigorta şirketlerince yapılmış ödemenin daimi maluliyete ilişkin olup eldeki davadaki talebin daimi maluliyete ilaveten geçici maluliyet zararı ile tedavi ve bakım gideri zararına da yönelik bulunduğunu, taleplerin birbirinden tenkis edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda davalılardan …Sigorta A.Ş. tarafından yapılmış ödemenin güncellenmiş hali ile dahi eksik olduğu açık iken davanın reddinde isabet olmadığını, diğer davalı tarafın da eksik ödeme yapması nedeniyle hakkındaki davanın reddinde isabet bulunmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının istinaf yoluyla kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
HMK’nun 355. maddesi gereğince istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı kalmak kaydı ile yapılan istinaf incelemesi sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK’nın 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasada belirtilen 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerekir.
Davaya konu trafik kazası nedeniyle davacıya davadan önce, davalılardan …Sigorta A.Ş. tarafından 04/02/2016 tarihinde ve davalı …Sigorta A.Ş (… Sigorta A.Ş.) tarafından da 14/04/2016 tarihinde ödeme yapıldığı, sigorta şirketi ile davacı arasında ibraname imzalandığı, davacı tarafça sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin gerçek zararı karşılamaktan uzak olduğu iddiasına dayalı olarak sigorta şirketleri aleyhine 21/04/2016 tarihinde davanın açıldığı, KTK’nın 111. maddesinde öngörülen 2 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmediği anlaşılmıştır.
Yetersiz görülen ödeme iddiasına dayalı davalarda, ödenmesi gereken miktarla ödenen miktar arasında KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilmesi için zararın öncelikle ödeme tarihindeki verilere göre hesaplanması, ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılması gerekmektedir. Şayet ödenmesi gereken tazminat ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere dikkate alınarak tazminatın hesaplanması ve hesaplanan tazminat tutarından, zarar sorumlusu tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi sonucunda oluşan duruma göre karar verilmesi; eğer ödeme KTK.’nun 111/2 maddesi gereği yeterli ise ibra nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu ilkeler nazara alınarak somut olayda, davacının davaya konu kaza nedeniyle uğradığı gerçek zarar ile davalı sigorta şirketlerinin yaptığı ödemenin gerçek zarar kadar olup olmadığının değerlendirilmesi açısından, Bursa Devlet Hastanesi’nin 27/08/2015 tarih 3744 nolu Engelli Sağlık Kurulu raporunda davacının engel durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %18 olduğunun bildirildiği, sigorta şirketleri tarafından 04/02/2016 ve 14/04/2016 tarihlerinde yapılan ödemeler akabinde açılan davada mahkemece alınmış bulunan Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre tanzim edilmiş 19/06/2017 tarihli maluliyet raporunda, davaya konu kaza nedeniyle davacının %15 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği, 9 ay geçici işgöremezliği bulunduğu, 4 ay süre ile geçici bakıma ihtiyaç duyacağının tespit edilmiş olduğu, davacının bu tespite bir itirazının bulunmadığı gibi 05/07/2017 tarihli dilekçesinde bu tespitlere göre tazminatların hesabının yapılmasını talep ettiği; 17/05/2019 tarihli doktor bilirkişi raporunda davacının SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri toplamının 3.091 TL olarak hesaplandığı, hükme esas alınan 30/06/2020 tarihli aktüer bilirkişi raporunda ödeme tarihi itibariyle yapılan hesaplamada, davacının 70.572,14 TL geçici ve daimi iş göremezlik zararı ile 4.284 TL bakıcı gideri zararının bulunduğunun rapor edildiği, bu haliyle davacının ödeme tarihi itibariyle gerçek zarar toplamının 77.887,14 TL olduğu, davalılardan …Sigorta A.Ş. tarafından 04/02/2016 tarihinde 61.251 TL ve davalı …Sigorta A.Ş (… Sigorta A.Ş.) tarafından da 14/04/2016 tarihinde 63.923 TL ödeme yapıldığının dosya içerisindeki dekont ve belgelerde sabit olduğu, bu haliyle davacıya davadan önce zarar sorumluları olan davalılarca toplam 125.174 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; mahkeme kararının istinaf kanun yolu açık olarak verilmiş olmasına, davanın 2918 sayılı KTK’nın 111. maddesine dayalı yetersiz görülen ödeme iddiasına dayalı açılmasına, taraflar arasındaki uyuşmazlık tespitinin, dava konusu geçici ve sürekli iş göremezlik zararı ile tedavi ve bakım gideri zararlarına yönelik maddi tazminattan davalı sigorta şirketlerinin poliçe teminat limiti kapsamında sorumlu olacakları miktarların belirlenmesi şeklinde yapılmış olmasına ve bu tespite davacının da katılmış bulunmasına, davalılarca yapılan ödemeden sonra davacının maluliyet oranının daha düşük saptanmasına, davacının saptanan bu oran üzerinden hesap yapılmasına dair talebi ile dava konusu ettiği hususlara yönelik gerçek zarar hesabının ödeme tarihindeki Yargıtay tarafından benimsenen hesaplama yöntemine ve verilere göre yapılmış olduğunun anlaşılmasına, maddi tazminatın hesaplanmasında ev hanımı olan, asgari ücretten fazla gelir elde ettiği hususunda bir bilgi ve belge bulunmayan davacı yönünden zarara esas aylık gelirin hesaplanmasında asgari ücretin esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, zarardan müştereken sorumlu olanlardan birisi tarafından yapılan ödemenin diğer borçlular açısından da ödeme tutarı kadar borcu sona erdirme niteliğinin bulunmasına, davalıların davadan önce yaptığı ödemeler ile davacının davada talep edilen maddi tüm zararının karşılandığı ve karşılanmamış bir zararın kalmadığının anlaşılmasına, mahkemece bu hususa ilişkin kabulde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1- Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- İstinaf başvurusu nedeniyle davacıdan alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından başvuru sırasında peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak, Hazineye irat kaydına,
3- HMK’nun 333.maddesi gereğince kullanılmayan istinaf gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Kararın taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, Dairemizin bu kararına karşı HMK’nun 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere TEMYİZ YASA YOLUNA BAŞVURU HAKKI AÇIK OLMAK üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.