Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/494 E. 2022/645 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 35. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/494 – 2022/645
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/494
KARAR NO : 2022/645

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/09/2020
NUMARASI : 2018/763 Esas 2020/547 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 21/12/2022

Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/05/2018 tarihinde meydana gelen kazada davalının trafik sigortacısı olduğu araç ile davacının sürücüsü olduğu motosiklete çarpması sonucunda, davacının yaralandığını ileri sürerek 1.000,00 TL sürekli işgücü kaybı tazminatı ve 500,00 TL bakıcı gideri tazminatının temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili, 07/02/2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile sürekli işgücü kaybı tazminatı ve bakıcı gideri tazminatını toplam 37.701,37 TL olarak artırmıştır.
Davalı vekili, davalının sigorta poliçesi limiti ile ve sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına göre davacının kanıtlanan gerçek zararı kadar sorumlu tutulabileceğini, davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının kaza sonrasında meydana gelen yaralanması nedeniyle işgücü kaybı olup olmadığının belirlenmesi için alınan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 21/03/2019 tarihli raporda, davacının kaza nedeni ile 4 ay geçici işgöremez halde kaldığı ve %12 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığı, 1 ay süre ile bakıcıya ihtiyaç duyduğunun belirtildiği, kazanın meydana gelmesinde araç sürücülerinin belirlenmesi için bilirkişi raporu alındığı, raporda davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün ters yönde seyrederek kazaya neden olduğu bu nedenle tam kusurlu olduğunun belirtildiği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi delaletiyle 85. maddesine göre, davalı trafik sigortacısı sigortalı aracın işletilme halinde neden olduğu zararları teminat altına aldığı davacının, davalının trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün tam kusurlu eylemiyle geçici ve sürekli işgücü kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, 4 ay süreyle geçici ve %12 oranında sürekli işgücü kaybına uğradığı ve 1 ay süreyle bakıcıya ihtiyaç duyduğu, sigorta poliçesinin düzenlendiği tarihte geçerli Genel Şart hükümleri ve yerleşik Yargısal kararlar uyarınca düzenlenen 04/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının geçici iş gücü kaybı zararı talep etmediği, 36.098,25 TL sürekli işgücü kaybı zararı ve 1.603,12 TL bakıcı gideri zararı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 36.098,25 TL iş gücü kaybı zararı ile 1.603,12 TL bakıcı gideri zararının 11/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas sakatlık raporunun mülga yönetmeliğe göre tanzim edildiğini, poliçe 10.07.2017 tarihinde akdedilmiş olup her ne kadar yeni poliçelerde “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” uygulanmaktaysa da, 20.02.2019 tarihi itibariyle işbu yönetmelik yürürlükten kaldırılmış olup Yeni Genel Şartlara tabi poliçelerden kaynaklanan maluliyet belirlemelerinde “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerinin esas alınması gerektiğini, ekte sunulan tıbbi mütalaa raporundaki sonuç ile yerel mahkeme aşamasında alınan Hacettepe Üniversitesi raporundaki %12’lik maluliyet oranı arasındaki fahiş fark nedeniyle rapor alınması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatı ile bunları kapsayan tedavi gideri bakımından müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, hükmedilen tazminata müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, davacının motosiklet üzerindeyken huzurdaki davaya konu trafik kazası meydana gelmiş olup bu kaza sırasında kask ve benzeri dizlik, dirseklik gibi güvenlik ekipmanı kullanmadığını, mahkemece olay anında davacının kask takarak kendi can güvenliği için gereken önlemi alıp almadığının araştırılması gerektiğini, kararın gerekçesiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE
Davalı … Sigorta AŞ. vekilinin HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
Dava trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Maluliyet raporuna ilişkin olarak, davalı … Sigorta AŞ. vekili istinaf dilekçesinde 20.02.2019 Tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerinin uygulanması gerektiğini iddia etmişse de, kaza tarihi itibarıyla belirtilen yönetmelik yürürlükte bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf sebeplerine itibar edilememiştir.
Davalı vekili ayrıca medikal şirket tarafından düzenlenen raporla dosyada hükme esas alınan rapor arasında çelişki bulunduğunu belirtmişse de, sözkonusu çelişkinin medikal şirket tarafından Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanmasından kaynaklı olduğu, dosyada hükme esas alınan maluliyet tespitine ilişkin raporun da belirlenen oluşa, usul ve yasaya uygun olması nedeni ile rapor doğrultusunda karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili geçici iş göremezlik zararlarından ve bakıcı giderinden müvekkillerinin sorumlu olmadığını sorumluluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’nda olduğunu ileri sürmüş ise de; davacının zararı ve zararın kapsamı 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümleri gereğince belirlenmesi gerekir. 6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş göremezlik zararlarının bu kapsamda olması, sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 sayılı Yasanın 90. maddesi gereğince, sigortanın sorumluluğu da TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları 2918 sayılı Kanun’un 92. maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, davacı geçici iş göremezlik tazminatını, bedensel zararlardan sorumlu olan davalıdan talep edebilir. Öte yandan kaza tarihinde ve mahkemece verilen karar tarihinde KTK’nın 90. maddesinde Genel Şartlara atıf yapan kanuni düzenleme sonrasında Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi giderleri değildir. Ayrıca 2918 sayılı Yasanın 98. maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin her hangi bir düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri bu yasa kapsamı içerisinde bulunmadığından (Yargıtay 10.H.D.’nin 2016/10172 E. 2019/10217 K. 24.12.2019 Tarihli, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2012/5743-2013/4496 sayılı, 01.04.2013 tarihli ilamı vb.) davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının ve geçici bakıcı giderinin teminat kapsamında olmadığına ilişkin istinafı yerinde görülmemiştir.
Müterafik kusura gelince, zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hâkim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indirimi; her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Somut olayda; motosiklette sürücü konumunda olan davacının kaza tespit tutanağına göre koruyucu ekipman takıp takmadığı hususunun belirsiz olduğu, kazanın oluş şekli ile davacının yaralanma şekline göre, belirlenen tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmaması da yerindedir.
Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.465,87 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 617,00 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubuyla, bakiye 1.848,87 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf talebinde bulunan davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yatırılan gider avansından varsa, kullanılmayan kısmın davalıya iadesine,
4-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirilmesi, bakiye harç tahsili ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 21/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.