Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi 2022/488 E. 2022/710 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi Esas-Karar No: 2022/488 – 2022/710
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
35. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2022/488
KARAR NO : 2022/710

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2020
NUMARASI : 2017/655 Esas 2020/385 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 28/12/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZILMA TARİHİ : 23/01/2023
Mahalli mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, başvuru şartlarının yerine getirildiği dosya üzerinde yapılan ön inceleme ile anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili dava dilekçesinde; 05/04/2017 tarihinde davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı kamyon ile müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın karıştığı kaza neticesinde müvekkilinin yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, kaza sırasında kask taktığını, ağır engelli olup %100 sürekli iş göremez kaldığını, geriye kalan ömrünü ancak bakıcı yardımıyla sürdürebileceğini, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı giderine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek, 1.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen kaza tarihinden itibaren avans faizi ile tahsili istemiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile; sürekli iş görmezlik tazminatını 236.585,07 TL olarak, geçici iş göremezlik tazminatını 28.179,15 TL olarak, geçici bakıcı giderini 28.679,15 TL olarak belirlemiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde: davacının müvekkiline eksik evrak ile müracaat ettiğinden KTK’nın 97. maddesine uygun şekilde dava şartını yerine getirmediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekitğini, esas yönden ise kazaya karışan motosikletin müvekkili tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigorta limiti, kusur ve zarar ile sınırlı olduğunu, davacının davasını kanıtlaması gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde sigortalının kusurunun bulunmadığını, ayrıca davacının kask ve koruyucu malzeme kullanmadığından yaralanmasında müterafik kusurunun bulunduğunu, motosikletin yolcu taşımacılığına mahsus olmadığından, motosiklette yolculuk yapması nedeniyle de müterafik kusurlu olduğunu, taşımanın hatır taşıması olması nedeniyle de tazminattan indirim yapılması gerektiğini, geçici iş göremezlik ve tedavi giderinin müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, müvekkilinin sürekli iş göremezlik zararlarından ise Genel Şartlar çerçevesinde sorumlu olduğunu, ayrıca davacının kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … sigorta A.Ş., yasal süresi içerisinde davaya cevap vermemiş, tahkikat aşamasında davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davanın: tazminat istemine ilişkin olduğu, davacının meydana gelen trafik kazasında yaralandığı, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan kusur raporunda davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS ile sigortalı aracın %80 oranında, davalı …Sigorta A.Ş. Tarafından ZMMS ile sigortalı aracın %20 oranında kusurluğu olduğunun bildiriliği, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’nın 26/02/2019 tarihli raporunda; davacının özür oranının %30 olduğu, 9 ay süre ile iş göremez kaldığı, iş göremez kaldığı 9 ay süresince başkasının yardımına muhtaç olduğunun belirtildiği; aktüer uzmanı bilirkişiden alınan raporda ise, davalı … Sigorta AŞ’nin ZMSS Sigortacısı olduğu araç ile, davalı … Sigorta AŞ’nin ZMSS Sigortacısı olduğu aracın 05/04/2017 tarihinde karıştıkları trafik kazasında yaralanan davacı …’nin; 16.022,70 TL bakıcı gideri, 12.656,45 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 236.585,07 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olduğunun, KTK 88. maddesi gereği davalıların zarar gören üçüncü kişi davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun, kusur tenzili yapılmazsa davalıların, davacının hesaplanan zarardan birlikte sorumlu olduğunun, kusur oranına göre ise … Sigorta A.Ş.’nin 12.818,16 TL bakıcı giderinden, 10.125,16 TL geçici iş görmezlik tazminatından, 189.268,05 TL sürekli iş göremezlik tazminatından, … Sigorta A.Ş.’nin ise 3.204,54 TL bakıcı giderinden, 2.531,29 TL geçici iş göremezlik tazminatından, 47.317,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olduğunun tespit edildiği, raporun karar vermeye elverişli olduğu; olay yeri tespit tutanağına göre, kazanın davacının yolcu olarak bulunduğu motorsikletin kavşağa kontrolsüz olarak giren kamyona çarpması sonucunda oluştuğu ve motorsiklette yolcu olarak bulunan davacının bu şekilde yaralandığının anlaşıldığı, davacı araçta yolcu olarak bulunduğundan ve kask kullanmış olduğundan davacıya yüklenebilecek müterafik kusur bulunmadığı, tüm kusurun kazaya karışan araç sürücülerinde olduğu, davalıların kusur oranlarına göre ayrı ayrı zarardan sorumlu oldukları gerekçesi ile “1-Davanın KABULÜ’ne; A) Davanın … Sigorta A.Ş. Yönünden 12.818,16 TL bakıcı gideri, 10.125,16 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 189.268,05 TL sürekli iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 04/08/2017’den itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine; B) Davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden 3.204,54 TL bakıcı gideri, 2.531,29 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 47.317,01 TL sürekli iş göremezlik tazminatının başvuru tarihinin 8 iş günü sonrası olan 04/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş hüküm tüm taraflarca istinaf edilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkili tarafından açılan davada, davalılar tarafından sigortalı her iki aracında kusurlu olduğunun bilirkişi tarafından tespit ediliğini, müvekkilinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminat talep etmesine rağmen mahkemece kusur oranın göre karar verilmesinin hatalı olduğu, ayrıca AYM tarafından 2918 Sayılı Yasanın 90. maddesine ilişkin iptal kararı verildiğinden, tazminat hesabının PMF1931 Yaşam tablosuna göre, progresif rant yöntemi uygulanarak yapılması gerektiğini, savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın hatalı olduğunu, kaza sonrasında davacının tedavi imkanı olmasına rağmen tedavi olmaya gitmediği ve bu nedenle zararın artmasına kendisinin neden olduğunun dosya kapsamında tespit edildiği, ayrıca davacının özürü bulunmamasına rağmen %30 özürlü olduğunn kabul edilmesinin de hatalı olduğunu, travma sonucu stres bozukluğu bağlamında sürekli maluliyetinin meydana geldiğinin raporda belirtildiği, davacının tedavi kayıtları, kullandığı ilaç var ise buna ilişkin bilgiler dosyaya kazandırılmaksızın maluliyet tespitinin hatalı olduğunu, ayrıca davacının bu rahatsızlığı nedeniyle tedaviye gitmediğinin de sabit olduğunu, buna rağmen hükme esas alınan A.Ü. Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alınan raporda bu hususun hiç değerlendirilmediğini, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulundan rapor alınması gerektiğini, ayrıca müvekkili tarafından sigortalı araç sürücüsüne isnat edilen kusuru da kabul etmediklerini, kazanın meydana gelmesinde “Dur” Lehvasına rağmen durmaksızın kavşağa giren diğer araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu, davacının kaza tarihinde 17 yaşında olmasına ve fiili çalışması bulamamasına göre, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin de hatalı olduğunu, kaldı ki geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı giderlerinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sorumluluğun SGK’da olduğunu, davacının yolcu olarak bulunduğu motosiklet sürücüsünün yeterli ehliyeti bulunmadığı, davacının motosiklette yolcu olmasına göre müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, kaza anında davacının kask dizlik ve koruyucu malzeme kullanmaması nedeniyle yaralanmasına neden olduğundan bu nedenle de müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, davacının motosiklette yolcu olmasına göre hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, davacının müvekkiline eksik evrak ile başvurduğunu bu nedenle müvekkilinin temerrüdünün gerçekleşmediği, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini belirterek kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Hükme esas alınan maluliyet raporunun yerinde olmadığını, kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar değerlendirilerek kusur durumu tespit edildiğinden, Adli Tıp Kurumundan rapor alınması yerine, yetersiz rapora göre karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca raporun “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik” hükümlerine göre alınması gerektiğini bu nedenle raporun karar vermeye elverişli olmadığını, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin sigorta teminatı kapsamında kalmamasına rağmen taleplerin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının kaza tarihinde 17 yaşında olduğunu ve fiili çalışması olmadığı halde geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmiş olmasının da hatalı olduğunu, geçici bakıcı giderinin brüt asgari ücretin üzerinden hesaplanmasının da hatalı olduğu, müvekkiline usulüne uygun başvuru yapılmadığından müvekkilinin temerrüdü gerçekleşmediğinden, temerrüt faizine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, ayrıca usulüne uygun başvuru olmadığından KTK’nın 97. maddesi gereğince dava şartının da yerine getirilmediğini, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Mahkemece verilen kararda kamu düzenine aykırılık görülmediğinden, istinaf edenin sıfatına göre ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri istemidir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek, kabul edilen tazminat miktarının kusur oranında davalılardan tahsiline karar verilmiş, hüküm tüm taraflarca istinaf edilmiştir.
Davalılar vekilileri tarafından, 2918 sayılı Yasa’nın 97. maddesi gereğince müvekkillerine müracaat yapılmış ise de, müracaatın usulüne uygun olmadığı ileri sürülmüş ise de; davanın, davalılara yazılı olarak müracaat edilmesinden sonra açılmış olmasına göre davalılar vekillerinin başvuru dava şartının yerine getirilmediğine yönelik istinaf sebepleri yerinde görülmeyerek tarafların sair istinaf sebeplerinin incelenmesine geçilmiştir.
1-Davacı vekili ile davalı … Sigorta A.Ş. vekili ve davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin maluliyet raporuna yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; haksız fiilden kaynaklanan cismani zarar nedeniyle geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarına dayalı maddi tazminat davasında, maluliyet durumunun doğru şekilde tespit edilmiş olması önemlidir. Zarar görenin maluliyet durumunun tespitinde; maluliyet durumunun tespiti yanı sıra, kaza sonrası tedavi evraklarının da değerlendirilmesi ile maluliyetin kaza ile illiyetinin doğru bir şekilde ortaya konulması, kazandan kaynaklanan maluliyeti olması durumunda dahi zarar görenin maluliyetinin artmasına neden olduğuna yönelik somut iddiaların ve itirazların olması durumunda değerlendirilmesi gerekir.
Somut olayda; davacının, 05/04/2017 tarihinde geçirdiği kaza nedeniyle maluliyetinin meydana geldiğine yönelik açılan eldeki davada, Ankara Üniveritesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına sevki sonrasında, 08/03/2018 tarihli ön rapor ile, davacının Ekim 2018 tarihinden sonra tedavi gördüğünü iddia ettiği, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Psikiyatri Bölümünce, Post Travmatik Stres Bozukluğu açısından değerlendirmenin yapılmasından sonra, yine Ortopedi Bölümünce gerekli muayenesinin yapılarak son durumu değerlendirilmesinden sonra maluliyet durumunun tespiti açısından rapor tanzim edilebileceğinin belirtilmesi sonrasında; istenilen son durum raporları alınmış, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi tarafından uzmanlar tarafından tanzim edilen 07/11/2018 tarihli raporda Ruh Sağlığı Hastalıkları Uzmanı değerlendirilmesinde; “Hasta görüldü. Tıbbi kayıtlar incelendiğinde, Eylül 2017 Haziran 2018 tarihleri arasında, çocuk ergen psikiyatrisi ve yetişkin psikiyatrisi kliniklerince, travma sonrası stres bozukluğu tanısı ile tedavi aldığı görüldü. Alınan öyküye göre; kullandığı tedavi ile daha önce olan kaygı endişe hali, beklenti hissi, uyku ve iştah problemleri, sinirlilik, çarpıntı ve daralma hali belirtilerinde kısmi fayda görmüş, tedavisini haziran ayından beri almadığı için bu belirtilerde şiddetlenme olmuş. Hastaya önerilerde bulunuldu ve tedavi takip önerildi. Hali hazırda klinik bulguları travma sonrası sters bozukluğu ile uyumludur. ” şeklinde değerlendirme yapıldığı görülmüş, kaza tarihinde 17 yaşında olan davacının şikayetlerinin ve rahatsızlıklarının kaza ile illiyetine ilişkin değerlendirme yer almadığı, görülmüştür.
Alınan son durum raporları yeterli görülerek, Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından tanzim edilen 26/02/2019 tarihli raporda da; davacının kazaya bağlı travma sonrası stres bozukluğu meydana gediği kabul edilerek, Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülülere Verilecek Raporlar Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre kişinin Özür Oranının %30 olarak hesaplandığı, erişkin olması halinde 9 ay süre ile iş göremez halde kalacağı, bu süre boyunca bir başkasının bakımına muhtaç olacağı bildirilmiş, raporda son durum raporlarından bahsedilmekle yetinilerek, davacının tespit edilen rahatsızlığının kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, sürekli olup olmadığı, davacının son durum raporunda tedavi bıraktığını beyan etmesine göre zararın artmasına neden olup olmadığı değerlendirilmediği gibi, davacı TBK’nın 54. Maddesi gereğince çalışma gücünün kaybı veya azlaması kapsamında zararlarını talep edebileceğinden, kazaya bağlı bir rahatsızlığı bulunması halinde bu rahatsızlığın, çalışma gücünün kaybına yahut yitirilmesine engel olacak boyutta olup olmadığı da değerlendirilmemiştir.
Bu nedenle alınan maluliyet/özürlülük raporu karar vermeye elverişli değildir. Davalılar tarafından da, alınan rapora itiraz edilmiş olduğundan, Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas kurulundan, kaza tarihinde yürürlükte bulunan, TBK’nın 54. maddesi çerçevesinde çalışma gücünün azalmasının yahut yitirilmesinin tespitine elverişli yönetmelik hükümleri çerçevesinde geçici iş göremezliği ve sürekli iş görmezliği meydana gelmiş ise süresinin ve maluliyet oranın değerlendirildiği, davacıda post travmatik stres bozukluğu rahatsızlığı olup olmadığı, tespit edilen rahatsızlığın kaza ile illiyetinin bulunup bulunmadığı, davacının yaşının gereği bir davranış mahiyetinde olup olmadığı, kazadan kaynaklanan bir rahatsızlık mevcut ise, sürekli mahiyetinde olup olmadığı, davacının tedavisini kestiğini beyan etmiş olmasına göre zararın artmasına neden olup olmadığı, zararın artmasına neden olmuş ise ne oranda etkisinin olduğu, rahatsızlığın mevcut olması hainde tespit edilen maluliyet/engel durumunun çalışma gücünün kaybına ve azalmasına etkisi olup olmayacağı hangi oranda olacağı, hususlarda, karar vermeye ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Diğer yandan, kaza tarihinde, 17 yaşında olan davacının fiili çalışması olmaması halinde, geçici iş göremezlik zararı oluşmayacağından, ancak kaza tarihinden itibaren sürekli maluliyeti nedeniyle oluşan zararlarını talep edebilir. Mahkemece bu hususta inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, geçici iş göremezlik talebinin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bunların yanı sıra, davalı …Sigorta A.Ş. vekili, müvekkili tarafından sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının hatır için taşındığını cevap dilekçesinde ileri sürüdüğü gibi, sigortalı araç sürücüsünün yetersiz ehliyete sahip olduğunu, davacının kask ve koruyucu malzeme kulanmadığını vs nedenleri ileri sürerek hatır taşıması ve müterafik kusur nedeniyle de indirim yapılması gerektiğini savunmuştur. Yine diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından da müterafik kusur savunmasında bulunmuştur. Bu durumda, mahkemece, delil olarak bildirilen ceza dosyası, dosyaya kazandırılarak gerektiğinde ceza dosyasında mevcut olduğu anlaşılan kaza anına ilişkin görüntüler de incelenmek suretiyle, davalıların müterafik kusura yönelik savunmaları ile davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin hatır taşımasına yönelik itiraz ve savunmaları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin hesaplamaya yönelik istinaf sebeplerinin incelenmesinde; davacı vekili mahkemece bilirkişiden alınan hesap raporunun TRH200 Yaşam Tablosu uygulanarak 1,8 teknik faiz usulü ile hesapladığını, Genel Şartlara atıf yapan KTK’nın 90. maddesinin AYM tarafından iptal edildiğini, hesaplamanın bu nedenle PMF 1931 Yaşam Tablosu ve “progresif rant” yöntemi uygulanmak suretiyle yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. Haksız fiil neticesinde meydana gelen cismani zarar nedeniyle zarar gören gerçek zararını talep edebilir. Gerçek zarar TBK hükümlerine ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından gerçek zararın hesaplanmasında benimsenen hesaplama yöntemine göre belirlenir. Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından, zararın sigorta şirketlerinden talep edilmiş olması nedeniyle kaza ve ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar tarihinde yürürlükte bulunan KTK’nın 90. maddesi gereğince, hesaplama ZMMS Genel Şartlarına göre TRH2010 Yaşam Tablosuna uygulanarak muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, işleyecek dönem hesabı “devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü” ve %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplanmış ise de AYM’nın “genel şartlara” atıf yapan KTK’nın 90. maddesindeki düzenemeyi iptali nedeniyle, sigorta şirketi açısından da hesaplamanın TBK hükümleri ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından benimsenen hesaplama yöntemlerine göre yapılması gerekir. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının devam edilen uyuşmazlıklar açısından da uygulanması gerektiğinden, her ne kadar Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından tazminat hesabında içtihat değişikliğine giderek TRH2010 Yaşama Tablosuna göre muhtemel yaşam süresinin tespit edilmesi ve işleyecek dönem hesabında “progresi rant yöntemini” benimsemiş ise de, davacının talebi ile bağlı kalarak “PMF1931 Yaşam Tablosuna uygulanarak, muhtemel yaşam süresi tespit edilerek, “progresif rant yöntemi” uygulanmak suretiyle tazminat miktarı tespit edilerek, dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepleri çerçevesinde değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenler, davacı vekilinin, davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin ve davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, uyuşmazlığın çözümünde etkili deliller toplanılmadan ve değerlendirilmeden karar veriliğinden, kararın HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek yukarıda açıklanan hususlardaki eksiklikler giderilerek, davanın esası hakkında karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kaldırma sebeplerine göre taraf vekillerinin sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Tüm taraf vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 10/09/2020 tarihli 2017/655 Esas 2020/385 Karar sayılı kararın, HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Kararın kaldırılma sebebine göre, tüm taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden taraflarca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde istinaf eden taraflara iadesine,
4- İİK’nın 36. maddesi gereğince Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2020/10256 E. sayılı dosyasına depo edilen 425.000,00 TL bedeli teminat mektubunun ve aynı icra müdürlüğünün 2020/10258 E. sayılı dosyasına depo edilen 90.000,00 TL bedelli teminat mektubunun yatırana iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesinde değerlendirilmesine,
6-Karar tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.nın 353/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 28/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan
Üye
Üye
Katip

*Bu belge,5070 sayılı Kanun hükümleri gereğince elektronik imza ile imzalanmıştır.